Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/276 E. 2021/435 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/276 Esas
KARAR NO: 2021/435 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/08/2020
NUMARASI: 2020/411 Esas 2020/336 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/03/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin aleyhinde Elazığ 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/151 E. 2018/104 K. Sayılı dava dosyasında tazminat davası açtığını, söz konusu davanın kısmı kabul kısmi ret olması sebebiyle müvekkili lehine 15.754 TL vekil ücreti takdir edildiğini, söz konusu davanın davacısı olan …’ un vekalet ücretini … Beyoğlu Şubesinde bulunan hesabına yatırdığını, müvekkilin davalı bankaya borcu olması nedeniyle bahsi geçen vekalet ücretine davalı banka tarafından bloke konularak mahsup işlemi uygulandığını, 15.754 TL karşı vekalet ücretinin ihtarname tarihi olan 07.06.2018 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı bankadan tahsili ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı tarafa dava dilekçesi tebliğ edilmediğinden cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 13/08/2020 tarih ve 2020/411 Esas – 2020/336 Karar sayılı kararında;”Dava, avukatlık ücretinin tahsiline ilişkin alacak davasıdır.1136 Sayılı Avukatlık Kanunu’nun 1. Maddesinde “Avukatlık, kamu hizmeti ve serbest bir meslektir.” tanımlamasına yer verilmiştir.Davalı taraf, TTK’nun 18. maddesinin 1. fıkrası gereği tacir statüsündedir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamı dışında kaldığına ve dava da mutlak ticari dava niteliğinde bulunmadığına göre davaya bakma hususunda Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir, bu nedenle görevsizlik kararı verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. (Nitekim Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2016/13184 Esas ve 2016/17822 Karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır.)…”gerekçesi ile,
HMK 6100 Sayılı 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığından davanın USULDEN REDDİNE İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu tespitine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Müvekkili Banka aleyhine ikame edilen huzurdaki davada; davacının müvekkili banka Beyoğlu şubesi hesabına yatırılan 15,754.00 TL’ nin müvekkili banka tarafından davacının borçlarına istinaden mahsup edildiği belirtilerek işbu tutarın müvekkili bankadan tahsili talep edilmekte olduğunu, Yerel Mahkeme tarafından 13.08.2020 tarihinde davanın usulden reddine karar verildiğini, Yerel Mahkeme kararının gerekçesinde belirtildiği şekilde huzurdaki dava vekalet ücreti alacağına ilişkin olmadığını, vekalet ücreti ilişkisi davacı ile dava dışı … arasındaki hukuki ilişki olduğunu, müvekkili banka yönünden hesaba yatan tutarın hukuki sebebinin önemi bulunmadığını, hesapta yatan tutarın hukuki sebebinin huzurdaki davayı etkiler yönü bulunmadığını, davaya konu olan işlem bankacılık işlemi olup ticari iş olduğu, ayrıca müvekkilinin banka olması nedeniyle tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın huzurdaki dava mutlak ticari dava olduğunu, bu nedenle de yerel mahkemenin kararı hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olduğunu, Yerel Mahkeme kararının gerekçesinde “…. dava, avukatlık ücretinin tahsiline ilişkin alacak davasıdır. 1136 sayılı Avukatlık Kanunun 1. Maddesinde “Avukatlık, kamu hizmeti ve serbest meslektir.” tanımlamasına yer verilmiştir.” denildiğini, Dava dilekçesinde; davacı, dava dışı … ile arasındaki davada lehine takdir edilen vekalet ücretinin müvekkili banka Beyoğlu Şubesine ödendiği belirtildiğini, müvekkili banka tarafından işbu hesapta yer alan tutarın davacının borçlarına mahsup edildiği iddia edildiğini, Takdir edileceği üzere hesaba yatan tutarın vekalet ücretinden sadır olmasının huzurdaki davanın niteliğini etkiler bir yönü bulunmadığını, Davaya konu ihtilaf; davacı ile müvekkili banka arasındaki sözleşmeler ve yasal mevzuat hükümleri gereğince takas mahsup işleminin yapılması olduğunu, bu işlemde bankacılık işlemi dolayısıyla ticari iş olduğunu, Davaya konu işlem bankacılık işlemi olduğu, dolayısıyla ticari iş olduğu, bu nedenle huzurdaki davada yetkili mahkeme Ticaret Mahkemeleri olduğunu, yerel mahkemenin eksik incelemeyle görevsizlik kararı verildiğini, Müvekkili … A.Ş.’nin, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu tarafından verilen lisans kapsamında ve 5411 sayılı yasa çerçevesinde bankacılık alanında faaliyet gösteren bir ticari kuruluş olduğunu, Daha önce izah edildiği üzere davaya konu işlem bankacılık işlemi olduğundan ticari iş mahiyetinde olduğunu, Türk Ticaret Kanunun Ticari işler başlıklı 3. Maddesinde “ Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” denilmekte olduğunu, Yine Türk Ticaret Kanunun 4. Maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarının ticari davalar olduğu hüküm altına alındığını, Bu nedenlerle huzurdaki davada yetkili mahkeme Ticaret Mahkemeleri olduğunu, yerel mahkeme tarafından eksik incelemeyle görevsizlik kararı verdiğini, Müvekkilinin banka olması nedeniyle tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın huzurdaki dava mutlak ticari dava olduğunu, yerel mahkeme tarafından bu husus gözetilmeden hüküm kurulduğunu, Müvekkilinin banka olması nedeniyle tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın huzurdaki dava ticari dava olduğunu, Mutlak ticari davaların; TTK 4. maddesinin a-f fıkraları arasında sayılan hususlardan kaynaklanan davalar olduğu, bu kanunda (ticaret Kanunu);Ticaret kanununda düzenlenmiş olan bütün konulardan doğan davalar mutlak ticari dava olduğunu, Ticaret Kanunun 4/f maddesinde; “Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.” denilmekte olduğunu, Bu davalarda tarafların tacir olması gerekmediği gibi kişilerin ticari işletmesi ile ilgili olma şartı da olmadığını, burada ki davalar ticaret kanununda düzenlendiği için zaten niteliği itibari ile ticari davaya konu olması kabul edildiğini, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E. 2019/635, K. 2019/1532, T. 25.2.2019, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E. 2016/1399, K. 2017/2049 T., 11.4.2017) Yerel mahkeme tarafından ikame edilen davanın mutlak ticari dava olduğu hususu da gözetilmeden görevsizlik kararı verildiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, işbu davada görevli mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olduğuna ilişkin hüküm kurulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, bankacılık işlemlerinden kaynaklanan davacının hesabına 3. Kişi tarafından yapılan ödemenin istirdadı istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın HMK 6100 Sayılı 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine, İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu tespitine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut olayda, davacının davalı olarak aleyhinde Elazığ 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/151 E. 2018/104 K. Sayılı dava dosyası ile vekalet görevinin kötüye kullanılmasından kaynaklı açılan tazminat davasında yapılan yargılama sonucu, davanın kısmen kabulüre karar verildiği, ret edilen miktar yönünden davalı lehine 15.754 TL vekalet ücreti takdir edildiği, söz konusu davanın davacısı olan …’ ın vekalet ücretini davacının … Beyoğlu Şubesinde bulunan hesabına yatırdığı, davacının davalı bankaya borcu olması nedeniyle bahsi geçen vekalet ücretine davalı banka tarafından bloke konularak mahsup işlemi uygulandığı iddiasıyla vekalet ücreti olarak yatırılan 15.754 TL.nin istirdadı talep edilmektedir. Yerel mahkeme kararının gerekçesinde belirtildiği şekilde huzurdaki dava vekalet ücreti alacağına ilişkin değildir. Davalı banka yönünden hesaba yatan tutarın hukuki sebebinin önemi bulunmamaktadır. Somut olayda, taraflar arasında imzalanan bankacılık hizmetleri sözleşmesi kapsamında davacının davalı banka nezdinde mevduat hesabı bulunduğu, paranın yatırıldığı hesabın mesleki amaçla açılmadığına yönelik bir iddianın olmadığı, dava konusu uyuşmazlık bankacılık işleminden kaynaklı olup davanın TTK 4-5 maddeleri uyarınca mutlak ticari dava olduğundan, uyuşmazlığı çözmede görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesidir. Bu itibarla mahkemece verilen görevsizlik kararı vermesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Sonuç itibariyle, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararının HMK’ nın 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılmasına, yargılama yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın görevli ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/08/2020 tarih ve 2020/411 Esas 2020/336 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 54,40.TL istinaf karar harcının talep halinde davalı tarafa iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/03/2021 tarihinde HMK’nın 353/1-a3 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.