Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/27 E. 2023/609 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/27 Esas
KARAR NO: 2023/609 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/09/2020
DOSYA NUMARASI: 2018/696 Esas – 2020/546 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/04/2023
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin inşaat sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalı taraf ile davacı şirket arasında 2010 yılından bu güne kadar devam eden bir ticari ilişkinin mevcut bulunduğunu, bu ticari ilişki çerçevesinde davacı şirketin, davalıdan zaman zaman inşaat malzemesi satın aldığını, ticari ilişki devam ederken davacı şirketin inşaat malzemesi alımı için davalı şirkete gönderdiği 663.492,03 TL karşılığında davalı tarafın davacının talep ettiği malları teslim etmediğini, bu nedenle davacı şirketin Beşiktaş … Noterliğinin 29.03.2017 tarih … yevmiye numarası ile davalı tarafa ihtarname göndererek, üç gün içinde ödenen bedelin iadesini talep ettiğini, ihtarnamenin davalı tarafa 03.04.2017 tarihinde tebliğ edildiğini ancak davalı tarafın söz konusu bedeli ödemediğini, bu nedenle davacı şirketin İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile davalı hakkında icra takibi başlattığını, davalı tarafın haksız ve kötü niyetli bir şekilde borca itiraz ederek, takibin durdurulmasına neden olduğunu, bu itibarla alacağın tahsilini sağlamak amacı ile iş bu itirazın iptali davasını açtıklarını belirterek, davalı tarafın icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri vc vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilli cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın itirazın iptali davası olduğunu, İİK 67. maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasının icra takibi ile sıkı sıkıya bağlı bir dava türü olduğunu, bu bağlamda davacı tarafın icra takibi sırasında dayanmadığı sebeplerle huzurdaki davanın ileri sürüldüğünü, bu nedenle yargılamaya esas alınmasının mümkün bulunmadığını, bu durumun Yargıtay kararında da belirtildiğini, davacı yanın icra takibinde borcun sebebi ve dayanak belgesi olarak sunduğu Beşiktaş … Noterliğinin 29.03.2017 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesine dair evraktan başka evrakın dosyaya sunulmadığını, davacı şirketin haksız menfaat elde etme gayesinde olduğunu, takibe konu alacağın 2013 yılına ait olduğu iddia edilmekte olup, aradan yaklaşık 5 yıl geçtikten sonra bu alacağın davaya konu edilmesinin de bu iddialarını doğruladığını, ayrıca davaya konu edilen alacağın zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı itirazlarının da bulunduğunu belirterek davacının haksız davasının reddine karar verilmesini, davacının icra takibine girişmekte haksız ve kötü niyetli olduğundan, alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine hükmedilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacıya tahmilini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 30/09/2020 2018/696 Esas – 2020/546 Karar sayılı kararı ile; “Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasında imzalanan sözleşme doğrultusunda mal alım satım ilişkisine dayalı faturalardan kaynaklı alacağın tahsili istemine ilişkin başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir. Dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmiş, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle doğan cari hesap hareketlerindeki son tarihin 01/12/2016 olarak görülmesi nedeniyle ihtarname ve icra takip tarihi itibariyle zaman aşımının kesildiği ve dava tarihi itibariyle zamanaşımının oluşmadığı anlaşılmakla davalı tarafın zaman aşımı itirazının reddine karar verilmiş, tahkikat aşamasında deliller toplanmış, icra dosyası celp edilip dosya içerisine alınarak incelenmiş, Beşiktaş … Noterliğine yazılan müzekkere cevabı celp edilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır. İtirazın iptali istemine konu, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 06/04/2018 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının … San. Ve Tic. Ltd. Şti. olduğu; takibin Beşiktaş … Noterliğinin 29/03/2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesine göre bakiye borç açıklamasıyla 663.492,03 TL asıl alacak ve 4.885,30-TL işlemiş faiz toplamı 668.377,33-TL alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu anlaşılmıştır. Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, davanın niteliği, tarafların tacir olması itibariyle tüm dosya kapsamı ve tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, Bilirkişi Mali Müşavir … tarafından 16/10/2019 tarihli rapor alınmıştır. Bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle, “tarafların 2012, 2013, 2014 yılları ticari defter kayıtları üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda; A-Davacı şirket tarafından ibraz edilen 2012, 2013, 2014 yıllarına ilişkin ticari defterlerin; T.T.K. m.64, 66, V.U.K. m.220-226 ve 1 Sıra No’lu Elektronik Defter Genel Tebliğine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, Davacı defterlerinin Kayıt nizamı bakımından V.U.K. m. 215-219 hükümleri ile Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine uygun olduğu, davacı şirket lehine delil kabiliyetinin bulunduğu, B-Davalı şirket tarafından ibraz edilen 2012 yılı ve 2014 yılına ilişkin ticari defterlerin; T.T.K m.64,66, V.U.K. m.220-226′ ve 1 Sıra No’lu Elektronik Defter Genel Tebliğine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, kayıt nizamı bakımından V.U.K. ırı. 215-219 hükümleri ile Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine uygun olduğu, 2013 yılına ilişkin ticari defterlerin yazdırılmadığı, defter sayfalarının boş olduğu, kapanış onamasının da yaptırılmadığının görüldüğü, yukarıda dökümü yapılan ticari defterlerin davalı şirket lobine veya aleyhine delil kabiliyetlerinin mahkememiz takdirinde olduğu,C-Tarafların ticari defter ve dayanaklarının biri ile örtüştüğü, birbirini doğruladığı, davacı tarafın ticari defter ve dayanaklarına itibar edilmesi gerektiği, davalı şirketin 2013 yılı ticari defterlerini yazdırmadığı, kapanış onamasını yaptırmadığı, ancak izleyen yıllardaki ticari defterlerinde davacı şirkete olan bakiye borcunu aynen devrettiği, davacı şirketin davalı şirkete 663.492,03-TL tutarında ödemede bulunduğu, davalı şirketin yapılan bu ödeme karşılığında davacıya herhangi hir malzeme tesliminde bulunmadığı,D-Davacı şirketin davalı şirket aleyhine 06.04.2018 tarihinde İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … E. Sayılı dosya ile (663.492,03 TL Asıl Alacak+4.885,30-TL İşlemiş Faiz toplam 668.377,33-TL üzerinden icra takibinde) bulunduğu, icra takibine konu alacak hakkının dayanağı olarak ise Beşiktaş … Noterliğinin 29.03.2017 Tarih ve … Yevmiye Nolu ihtarnamesine göre bakiye borcunu gösterdiği, davacının davalıya yolladığı 29.03.2017 tarihli ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihinin 03.04.2017 olduğu, davalıya 3 gün süre verildiği, Davacı şirketin davalı şirkete ihtarname çekme tarihi 29.03.2017, ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihi 03.04.2017, verilen üç günlük sürenin bitim tarihinin 06.04.2017 olduğu, bu sebepten ötürü faiz başlangıç tarihi 06.04.2017 esas alınarak hesaplandığı, Davacı şirketin huzurda görülmekte olan davayı 667.492,03-TL bedel üzerinden harçlandırdığı, harca esas bedelden ana para alacağı düşüldüğünde 663.492,03-TL davacının takip tarihinden önce dâvâlı şirketten 4,000,00-TL faiz talep ettiğinin hesaplandığı, yapılan bu hesaplamalar ışığında davacı şirketin davalı şirketten talebe bağlılık esasına güre takdiri Yüce Mahkemeye ait olmak üzere 663.492.03-TL Anapara + 4.000.00 TL İşlemiş faiz toplam 667.492,03-TL talep edebileceği,E. Davacı şirketin davalı şirketten takip sonrası talep edebileceği faiz miktarının tutarının infaz aşamasında İcra Dairesi’nce hesap edilebileceği,F. Davalının itirazlarının kısmen ya da tamamen iptali hususunun Sn. Mahkemenin nihai takdirlerine maruz olduğu,G. Davacı şirketin icra inkâr tazminatı taleplerine ilişkin takdirin ise Sn. Mahkeme’ ye ait bulunduğu,” sonuç ve kanaatinin bildirildiği görülmüştür. Ticari davalarda, taraf defterlerinin karşılıklı olarak incelenmesi esastır. Yalnızca fatura düzenlenmesi yeterli olmayıp bu faturanın tebliğ edilip, fatura konusu malların teslim edildiğinin yazılı deliller ile ispat edilmesi gereklidir. Taraflar arasında satım akdine dayalı ticari ilişkinin varlığı sabit hale gelmiş olup, bu ilişki kapsamında davacı tarafından davalıya ödemenin de yapıldığı sabittir. Davalı taraf satım konusu malların teslim edildiğini ispat yükü altındadır. Vaki ödemenin davalı yanca bir faturaya bağlanmışlığı ispat olunamamakla avans mahiyetinde olabileceği değerlendirilmiş, davalı satıcı tarafça yemin deliline dayanıldığından davacı yanın bulunduğu yer mahkemesine talimat yazılarak yeminli beyanı alınmıştır. Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/11Talimat sırasına kaydolan talimat uyarınca davacı şirket yetkilisi yeminli beyanında; “Şirketimizin davalı …’nden 667.492,03 TL alacağı olduğuna, bu alacağın ödenmediğine, bu alacağın ödenmesi ile ilgili aramızda herhangi bir sözleşme ve protokol yapılmadığına ve alacağın tasfiye edilmediğine dair Allah’ım ve kutsal saydığım tüm değerler ile namusum, şerefim ve vicdanım üzerine yemin ediyorum. Davacı şirket yetkilisi …’dan soruldu:Tarafıma okunan yemin metnini kabul ediyorum, yemin metninde belirtilen miktarda davalı taraf temsilcisi olduğum şirkete borçludur. Zaten bu da bilirkişi raporu ile sabit olmuştur,” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan hükme ve denetime elverişli rapor içeriği ve yöneltilen ve davacı tarafça eda edilen yemin kesin delili birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında 2010 yılından bu yana devam etmekte olan ticari ilişkinin mevcut olduğu, bu ticari ilişki devam ederken davalının yükümlülüğünü yerine getirmemesi üzerine davacı şirketin Beyoğlu … Noterliğinin 29/03/2017 tarih ve … yevmiye numarası ile ihtarname gönderdiği ve nihayetinde davalının bahse konu bedeli ödememesi karşısında davacı şirketin alacağının tahsili için başlatılan takibe davalı tarafça yapılan itirazın asıl alacak yönünden tüm, işlemiş faiz yönünden kısmen haksız olduğu görüldüğünden haksız itirazın iptali ile takibin asıl alacağın tümü ve işlemiş faizin aşağıda belirtilen miktarı yönünden devamı ile alacak likit olduğundan davalının asıl alacak üzerinden hesaplanacak icra inkar tazminatı ile mahkumiyeti yolunda davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1-Açılan davanın kısmen kabulü ile; -Davacı tarafça davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibine vaki itirazın kısmen iptali ile takibin 663.492,03 TL asıl alacak ve 4.299,06 TL işlemiş faiz yönünden devamına, -Takibin devamına karar verilen asıl alacağın %20 oranında davalının icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstinaf talebine konu hukuka aykırı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/696 Esas sayılı kararında, davacının talepleri doğrultusunda ve alınan bilirkişi raporundaki hesaplamalar aynen ve değiştirilmeksizin dikkate alınarak müvekkil şirket aleyhine karar verilmiş olduğunu, Mahkemece ” Aynen/ Değiştirilmeksizin ” hükme esas alınan bilirkişi raporunun açıkça hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporuna karşı yapmış oldukları itirazlarının mahkeme tarafından dikkate alınmadığını, Bilirkişi raporu doğrultusunda her ne kadar müvekkil şirketin borcu olduğu tespit edilmişse de taraflar arasında yapılan mutabakatlar ve borcun sona erdiğine ilişkin belgelerin ticari defterlere yansıtılmadığını, bu sebeple bilirkişi raporuna itiraz etmiş olmalarına karşın mahkemece dikkate alınmadığını, Ayrıca istinafa konu davanın itirazın iptali davası olduğunu, İİK 67 maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasının icra takibi ile sıkı sıkıya bağlı bir dava türü olduğunu, bu bağlamda davacı tarafın icra takibi sırasında dayanmadığı ve dava aşamasında ileri sürmüş olduğu belgelerin yargılamaya esas alınmasının mümkün olmadığını, Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14.12.2011 tarih ve 2011/ 19-617 Esas ve 2011/749 Karar sayılı ilamının karar bölümünde ” … özellikle itirazın iptali davasında takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılığın asıl olmasına, takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılmasına olanak bulunmamasına takip dayanağı yapılabilecek güçte olup da takipte dayanılmayan belgenin itirazın iptali davasında ispat vasıtası olarak kullanılmasının mümkün bulunmamasına…” şeklinde karar vererek davanın ispatı ve yargılamada dikkate alınacak deliller konusunda kriterlerin neler olduğunu belirttiğini, Davacının, icra takibinde borcun sebebi ve dayanak belgesi olarak “Beşiktaş … Noterliğinin 29.03.2017 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesini” belirtmiş olduğunu, icra takip dayanağında bu belge dışında herhangi bir evrak bulunmadığını, Bu bakımdan dava dilekçesinde dayanılan ancak icra takip dosyasında bulunmayan delillere muvafakatleri bulunmadığını, bu hususun bilirkişi raporunda da yerel mahkemenin kararında da dikkate alınmadığını beyanla; Açıklanan nedenlerle; esasa yönelik istinaf sebepleri dikkate alınarak hukuka aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava açık hesaba dayalı yürütülen ticari satış ilişkisi kapsamında, alıcı davacı tarafından davalıya gönderilen avans ödemeleri karşılığı mal teslim edilmediği iddiasına dayalı olarak, bakiye açık hesap borcunun tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava konusu takip dosyası kapsamından, davacının davalı aleyhine, 663.492,03-TL asıl alacak ve 4.885,30-TL işlemiş faiz toplamı, 668.377,33-TL nin tahsili amacıyla icra takibi başlattığı, davalının takibe yasal süre içerisinde vaki itirazı sonucu takibin durduğu, davacının eldeki davayı 667.492,03-TL değer üzerinden ve bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde ikame ettiği anlaşılmıştır. Takip dayanağının; Beşiktaş … Noterliğinin 29/03/2017 tarihli ve .. yevmiye numaralı ihtarnamesine göre bakiye borç olarak gösterildiği, ihtarname örneğinin takip talebi ekinde mevcut olduğu, ihtarnamede, davacı şirket hesap kayıtlarında yapılan inceleme sonucu davalının 663.492,03-TL borçlu bulunduğunun tespit edildiği, borcun tebliğden itibaren üç iş günü içerisinde ödenmemesi halinde yasal yollara başvurulacağı hususlarının yazılı olduğu, ihtarnamenin davalıya 03/04/2017 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmış, takip dayanağı ihtarname içeriğinde takibe konu alacağın bakiye açık hesap alacağı olduğu yazılı bulunduğundan, davalı yanın takibin dayanağı ile dava konusu edilen alacağın aynı olmadığı yönündeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanak ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, taraflar arasında inşaat malzemesi satışına yönelik açık hesaba dayalı ticari satış ilişkisi bulunduğu, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu defterlerin birbirleri ile uyumlu olduklarının, her iki taraf defterlerine göre davalının davacıya takip tarihi itibariyle 663.492,03-TL borçlu göründüğünün, bu borcun davacı tarafından davalıya vadelerinde ibraz edilip ödenen çekler ve banka havaleleri ile yapılan avans ödemelerinden kaynaklandığının, davalı defterlerinde, davacıya bu ödemeleri karşılar tutarda satış faturası tanzim edildiğine ve mal teslim edildiğine dair kayıt bulunmadığın tespit edildiği, davalı yanın taraflar arasında borcun sona erdirileceğine dair mutabakat yapıldığı savunmasında bulunduğu, bu konuda yazılı delil sunmadığı, davacı yana teklif edilen yeminin davacı şirket yetkilisi tarafından eda edildiği, davacı şirket yetkilisinin taraflar arasında açık hesapta görünen borcun sona erdirilmesi dair herhangi bir mutabakat bulunmadığı, mal teslimi de yapılmadığı yönünde yemin ettiği, böylece davacının yapılan avans ödemelerini ispat ettiği, davalının borcun mal teslimi veya mutabakat nedeniyle sona erdiğini ispat edemediği, 663.492,03-TL asıl alacak yönünden davanın kabulünde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış olup, davalını aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. İşlemiş faiz bakımından herhangi bir istinaf bulunmamakla birlikte, davacı yanın dava dilekçesinde dava değeri 667.492,03-TL gösterdiği, bunun 663.492,03-TL’sinin asıl alacak olması karşısında, davada talep edilen işlemiş faiz tutarının 4.000,00-TL olduğu, bilirkişi raporunda da davacının 06/04/2017 temerrüt tarihinden takip tarihinde dek, 4.299,06-TL işlemiş faiz talep edebileceğinin, ancak dava dilekçesinde 4.000,00-TL faiz talep edilmesi nedeniyle, taleple bağlı kalınması gerektiğinin belirtildiği anlaşılmıştır. HMK’nun 26 maddesi uyarınca mahkemece talepten fazlasına hükmedilemez. Bu husus kamu düzenine ilişkin olduğundan HMK 355 maddesi uyarınca dairemizce re’sen nazara alınmalıdır. Ne varki bu yanılgı yeniden yargılamayı gerektirir nitelikte de değildir. Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun usulen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nun 355, 353/1-b2 maddeleri uyarınca kaldırılmasına, dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak; davanın kabulü ile; İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın 663.492,03-TL asıl alacak ve 4.000,00-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 667.492,03-TL alacak yönünden iptaline, asıl alacak tutarı olan 663.492,03-TL ye takip tarihinden itibaren, taleple bağlı kalınarak yasal faiz yürütülmesine, hüküm altına alınan toplam alacağın %20 si oranındaki 133.498,41-TL inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yasal koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davalının istinaf başvurusunun USULEN KABULÜNE;İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/09/2020 tarih ve 2018/696 Esas – 2020/546 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmak sureti ile; 1-Davanın kabulü ile, İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın 663.492,03-TL asıl alacak ve 4.000,00-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 667.492,03-TL alacak yönünden iptaline, 2-Asıl alacak tutarı olan 663.492,03-TL ye takip tarihinden itibaren, taleple bağlı kalınarak yasal faiz yürütülmesine,3-Hüküm altına alınan toplam alacağın %20 si oranındaki 133.498,41-TL inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 4- Davalının yasal koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 4-Dairemiz karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Harçlar Tarifesi’ne göre alınması gereken 45.596,38.TL harçtan peşin alınan 8.057,21.TL harcın mahsubu ile bakiye 37.539,17.TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 5-Davacı tarafça yapılan ilk dava açılış harç gideri toplamı 8.098,31.TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davacı tarafça sarf edildiği anlaşılan 356,00.TL tebligat ve posta masrafı, 800,00.TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.156,00.TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davalı tarafından sarf edilen yargılama giderleri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına, 8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince hesap ve takdir edilen 91.424,12.TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 10-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde ve kesinleştiğinde iadesine, 11-Davalı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 48,50.TL dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş-dönüş gideri olmak üzere toplam: 197,10.TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 12-Bakiye gider avansı varsa talep halinde ve karar kesinleştiğinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 06/04/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.