Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/266 E. 2023/196 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/266 Esas
KARAR NO: 2023/196 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/823 Esas – 2020/436 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/02/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilİ şirket ile davalı arasında mal alım-satımından kaynaklanan ticari iş nedeniyle cari hesap ilişkisinin mevcut olduğunu, müvekkili şirketin cari hesap ilişkisine göre davalıdan alacağı olup bu alacağın tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, takip konusu alacağın fatura ve cari hesaptan kaynaklanan para alacağı olup müvekkilinin adresi … Mah… Cad. … Hanı No;… Kağıthane-İstanbul olduğundan yetki icra müdürlüğü İstanbul İcra Müdürlüğü olduğunu, takibin yetkili icra müdürlüğünde başlatıldığını, davalı(borçlu) tarafından borcun sadece 6.000,00-TL’sinin kabul edilmiş ve bu miktarın icra dosyasına ödendiğini, borcun bakiye kısmına ise haksız bir şekilde itiraz edildiğini, bu nedenle takibin durduğunu, davalının borca itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü ayıplı mal iddiasının da asılsız olduğunu, davalının ayıplı malların neler olduğunu, ayıbın ne olduğunu, süresinde ayıp ihbarının da bulunup bulunmadığını somut delillerle ispatlaması gerekmekte olup davalının bu yöndeki itirazı tamamen alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik soyut iddiadan ibaret olduğunu, davanın kabulü ile borçlunun yetkiye ve borca itirazının iptaline ve takibi devamina, davalının % 20’dan aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, İcra dosyasında icra dairesinin yetkine itiraz ettiğini, yetkili İcra dairesinin Büyükçekmece İcra Dairesi yetkili Mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, süresinde yetki itirazının kabulünü talep ettiğini, müvekkilinin davacı taraftan tekstil boyama işlerinde kullanmak üzere kimyasal olarak tabir edilen ürünler aldığını, son alınan ürünlerde kimyasal yerine hileli malzeme kullanıldığını, müvekkilinin bunun üzerine davacı firmayı olayın çözümü için davet ettiğini, davacı malının arkasında duracağına müvekkili hakkında icra takibinde bulunduğunu, müvekkili reklamasyon kısmını düştükten sonra borcu olan kısmını ödediğini, davacı firmanın zaman zaman böyle bozuk mal çıkan ürün gönderdiğinde gelip durumu düzelttiğini, bu nedenle müvekkilinin davacıya güvendiğini, ancak bu sefer ayıplı ürünün arkasında durmadığı ve müvekkilini zarara uğrattığını, bu nedenden davacı taraftan ayıplı mal bedeli olan bedel kadar takas mahsup talebinde bulunduğunu, yetki itirazının kabulüne, İcra dairesinin yetkisizliğine, hukuki ve fiili irtibatı olduğu İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/831 E. dosyası ile birleştirilmesine, davacı tarafından açılan iş bu davanın hukuki dayanaktan ve mesnetten yoksun haksız ve kötüniyetli olduğundan reddine, müvekkiline reklamasyon edilen fatura bedelinin takas-mahsup edilmesine, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline, yargılama giderleri ve ücret-i vekâletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 07/10/2020 tarih 2018/823 Esas 2020/436 Karar sayılı kararında; “…..Tüm dosya kapsamından; Taraflar arasında mal alım satımına ilişkin olarak ticari ilişki mevcut olduğu, davacı tarafından davalı tarafa boya maddesi temin edildiği, keşide edilen faturalardan bir bölümünün ödenmemiş olduğu, davalının ödememiş olduğu faturalardan dolayı aleyhine icra takibi başlatılmış olduğu, İstanbul … İcra Dairesi’nin … E. Sayılı icra takibinin davalının itirazlarından dolayı durmuş olduğu, durmuş icra takibine devam edilebilmesi için iş bu davanın açılmış olduğu, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarını sunmuş olduğu, davacının 2018 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğunun anlaşıldığı, davalının ticari defterlerini incelemeye sunmadığı, davacı tarafın incelenen ticari defterlerinden davalı taraftan 31.12.201 tarihi itibarıyla 66.252,42-TL alacaklı olduğu, taraflar arasındaki ilişkinin 2018 yılı evveline dayandığı, davacı ticari defterlerindeki 01.01.2018 tarihli ve 1 nolu yevmiye maddesinde açılış fişi açıklaması ile 2017 yılından devir bakiyesi olarak 57.137,37-TL bedelin 2018 yılına devrettiği, davacı şirketin 2018 yılında davalı tarafa toplam 134.467,05-TL bedelinde 32 adet satış faturası düzenlemiş olduğu, davalı tarafın davacı tarafa 2018 yılında toplam 119.745,00-TL çek ile ödeme yapmış olduğu, davacı tarafın söz konusu çekleri ticari defterlerinde kayıt altına alarak cari hesabından mahsup etmiş olduğu, davacı tarafın icra takip tarihi olan 03.08.2018 tarihi itibarıyla davalı taraftan 71.859,42-TL cari hesap alacağının bulunduğu, davacı vekilinin icra takibinde talep ettiği alacak miktarının 71.859,42-TL olduğu, davalı tarafın icra takip tarihi sonrasında cari hesaba istinaden 5.607,00-TL’yi bankadan havale göndererek davacı tarafa ödeme yaptığı, davacı tarafın söz konusu ödemeyi ticari defterlerine kaydetmiş olduğu, davacı tarafın alacağının 66.252,42-TL olduğunun tespit edildiği, davacı tarafın faturaları davalı unvanına düzenlediği, davalı tarafın faturaya 8 gün içinde itiraz etmediği, faturanın usulüne uygun olarak düzenlendiği, davacı tarafın icra takibinden evvel faiz talebinde bulunmadığı, davalının ayıp hususundaki iddiaları yerinde incelemeye tabi tutulmuş ancak boyama işlemlerinden dolayı ayıplı sonuç veren ürünlerin davacının satmış olduğu ürünlerle mi meydana geldiğinin ispata muhtaç olduğu, davalı tarafın bunu ispat edemediği, dolayısıyla davacının satmış olduğu ürünlerin ayıplı olduğunun kabul edilemeyeceği, bundan dolayı Davalının icra takibine itirazının iptali ile Davacının davasının kabulüne, İcra takibinin 65.859.42-TL üzerinden devamına, Asıl alacak 65.859.42-TL’ye icra takip tarihi olan 03.08.2018 tarihinden itibaren ticari avans faizi işletilmesine, asıl alacak likit olduğundan 65.859.42 TL’nin %20’si icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. ….”gerekçesi ile, 1-)Davalının icra takibine İTİRAZININ İPTALİ ile Davacının davasının KABULÜNE, İcra takibinin 65.859.42-TL üzerinden DEVAMINA, Asıl alacak 65.859.42-TL’ye icra takip tarihi olan 03.08.2018 tarihinden itibaren ticari avans faizi İŞLETİLMESİNE,Asıl alacak 65.859.42 TL’nin %20’si icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararında vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapılmadığını, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulanmadığını ve delillerin değerlendirilmediğini, Davacı ile müvekkili arasında uzun zamandır ticari ilişki olduğunu, ticari ilişki ile; davacı tarafın, tekstil ürünleri boyama işi yapan müvekkiline boya ham maddesi olan kimyasal sattığını, davacı taraf ile müvekkili arasında güven ilişkisi bulunduğunu, bu güvene dayanılarak davacının vermiş olduğu kimyasalı, ürün boyamada kullanan müvekkilinin ürünlerin bozuk çıktığını görünce derhal işlemi durdurduğunu ancak çok sayıda malın bozulduğunu, müvekkilinin bu durumu şifahi olarak davacıya bildirdiğini, davacının en kısa zamanda gelip durumu telafi edeceğini belirttiğini ancak aradan kısa bir zaman geçmesi üzerine davacı tarafın icra takibi ile karşılaştığını, müvekkilinin fella tesktil için yapılan ve bozuk çıkan ürünlerin tespitini yaptırdığını 67 bin TL üzerinde ürününün bozulduğunu gördüğünü, Bu alacak için dava açan davacıya karşı; B.K 139 ve devamı mad. Alarak takas-mahsup talebinde bulunduklarını, Yerel mahkemece takas – mahsup talebi ile ileri sürülen ayıplı mal iddialarına yönelik tekstil mühendisi tarafından yapıla incelemede; ” Bilirkişinin tüm yönleri ile incelemeye aldığı ve yaklaşık 2 saat süren inceleme sonucunda, 10.02.2020 tarihli bilirkişi raporunun sonuç başlıklı kısmının 1 nolu bendindeki; “davacının davalıya satmış olduğu 120 kg oilsum fix-mf kimyasal maddesinin ayıplı olması nedeniyle boyamada abraj lekelerinin oluştuğu,boyanan tekstil ürününü ayıplı hale getirdiği” şeklindeki tespitlerinin yerinde olduğunu, Davacı tarafın müvekkiline sattığı ürünlerin ayıbı nedeni ile müvekkilinin ürettiği ürünlerde ayıp oluştuğunu bu nedenle müvekkiline ürün sahibi firma tarafından reklamasyon faturası kesildiğini, davacı tarafın her ne kadar; “Davalı cevap dilekçesinde ayıp ihbarının yapıldığına dair hiçbir delil ibraz etmememiştir.” Şeklinde beyanda bulunmuş olsa da; dava dilekçesinde ve her aşamada ayıplı ürünlerin müvekkilinin deposunda bulundurduğunu belirttiğini bilirkişi inceleme sırasında bu ürünlerin müvekkilinin deposunda bulunduğunu, Davacının vermiş olduğu ürünlerin ayıplı olduğunu, bu malın bedelinin mahsup edilmesi gerekeceğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın reddine takas – mahsup talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında cari hesap alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davaya konu İstanbul … İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyası ile, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine cari hesap alacağından kaynaklı 03/08/2018 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu vekili itiraz dilekçesi ile borcun 6.000,00 TL. ‘si kabul edilip geri kalan borca ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine itiraz edilen 65.859,42 TL. üzerinden itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece, tarafların ticari defterleri incelenmek suretiyle mali müşavir bilirkişiden rapor alınmasına karar verildiği, davalının ticari defterlerini bilirkişi incelemesine ibraz etmediği, davacının ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle düzenlenen bilirkişi raporunda; 01.01.2018 tarihli ve 1 nolu yevmiye maddesinde açılış fişi açıklaması ile 2017 yılından devir bakiyesi olarak 57.137,37-TL bedelin 2018 yılına devrettiği, davacı şirketin 2018 yılında davalı tarafa toplam 134.467,05-TL bedelinde 32 adet satış faturası düzenlemiş olduğu, davalı tarafın davacı tarafa 2018 yılında toplam 119.745,00-TL çek ile ödeme yapmış olduğu, davacı tarafın söz konusu çekleri ticari defterlerinde kayıt altına alarak cari hesabından mahsup etmiş olduğu, davacı tarafın icra takip tarihi olan 03.08.2018 tarihi itibarıyla davalı taraftan 71.859,42-TL cari hesap alacağının bulunduğu, davacı vekilinin icra takibinde talep ettiği alacak miktarının 71.859,42-TL olduğu, davalı tarafın icra takip tarihi sonrasında cari hesaba istinaden 5.607,00-TL’yi bankadan havale göndererek davacı tarafa ödeme yaptığı, davacı tarafın söz konusu ödemeyi ticari defterlerine kaydetmiş olduğu, davacı tarafın alacağının 66.252,42-TL olduğunun tespit edildiği belirtilmiştir. Davalının iş yerinde tekstil mühendisi bilirkişi marifetiyle yapılan inceleme sonucu düzenlenen raporda; Davacının davalıya satmış olduğu 120 kg Oilsum Fix-MF kimyasal maddesinin ayıplı olması nedeniyle boyamada abraj lekelerinin oluştuğu, boyanan tesktil ürününü ayıplı hale getirdiği, Davalının müşterisi … Tekstil’in 67.260,00-TL tutarındaki 31.07.2018 tarihli … nolu reklamasyon faturasının nedeninin davacının satmış olduğu ayıplı kimyasal olduğunu gösteren herhangi bir delil sunulmadığı, … reklamasyonunun sebebinin başka bir kusur, gecikme vs de olabileceği, davalının davacının satmış olduğu kimyasallar nedeniyle zarara uğradığı iddiasının ispata muhtaç olduğu belirtiltilmiştir. Davalı, satış sözleşmesine konu ürünün taahhüt edilen nitelikte teslim edilmediğini iddia etmiş olup somut uyuşmazlıkta, taraflar TTK 16 madde hükmünce tacir olduğundan ayıp ihbarının TTK’ nın 18/3. maddesinde hükme bağlanan usullerle ve TTK’ nın 23/3. maddesinde öngörülen süreler içinde ve satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak gizli ayıp olması halinde TBK’nun 223. maddesinin 2. ve 3. fıkralarında belirtildiği üzere öğrenildiğinde derhal yapılması gerektiği gözetildiğinde, davalının ayıp iddiasını ispatlaması gerekmektedir. Tacirler arasında ayıp ihbarının yasal süre içerisinde ve TTK’ nun belirttiği yönde geçerli olarak yapılması gereklidir. Somut olaya döndüğümüzde, taraflar arasında 2018 yılı öncesinden başlamak üzere davacı tarafından davalıya kimyasal malzeme satışı yapılması şeklinde ticari ilişki kurulduğu, davalı tarafından, satış sözleşmesi kapsamında satın alınan ürünlerin ayıplı olduğu ileri sürülmüş ise de kesilen reklamasyon faturasının davacının hangi faturalarındaki ürüne karşılık kesildiğine yönelik dayanak belge ibraz edilmediği gibi süresinde ayıp ihbarında bulunulduğu, kendisine gönderilen malların sözleşme ile kararlaştırılandan farklı mallar olduğunun ispatlanamadığı anlaşılmıştır. Ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerin süresi içerisinde davacıya iade edildiğine ve iade faturası düzenlendiğine yönelik bir delil ibraz edilmediği, davalı tarafça düzenlenip davacının kabul etmediği reklamasyon faturasına dayanak belge ibraz edilmediği, faturanın haklı olarak kesildiği ve bu faturaya dayalı zararının olduğu davalı tarafça isbat edilemediği anlaşılmakla; İlk Derece Mahkemesince sunulan deliller, bilirkişi rapor içeriğindeki tespitler de gözetilerek kurulan hüküm gerekçesinde davalı vekili tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri detaylı şekilde tartışılıp değerlendirildiği, mahkeme gerekçesi ve tespitinin dosya kapsamına uygun olduğu dairemizce belirlendiğinden, davalı vekilinin istinaf sebepleri ilk derece mahkemesinin kabul ve gerekçesine göre yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.498,85.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 1.124,00.TL harcın mahsubu ile bakiye 3.374,85.TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/02/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.