Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/263 E. 2023/242 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/263
KARAR NO: 2023/242
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/680 Esas – 2020/612 Karar
TARİHİ: 27/10/2020
DAVA: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/02/2023
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin davalı ile … plakalı aracın 90.000,00 TL bedelle satın alınması hususunda anlaştığını, taraflar arasında 12.02.2016 tarihinde Kartal … Noterliği’nin 12.02.2016 tarihli … yevmiye numaralı “Düzenleme Şeklinde Mülkiyetin Saklı Tutulması Kaydıyla Satış Sözleşmesi” yapıldığını, bu sözleşme ile mülkiyeti davalı adına kayıtlı olan … plakalı aracın 90.000,00 TL bedelle davacıya satıldığını, sözleşme bedeli olan 90.000,00 TL’nin her biri 4.500,00 TL olarak 20 eşit taksit halinde ödenmesinin kararlaştırıldığını, bunun için 20 adet sıralı bono düzenlenerek davalıya teslim edildiğini, davalı tarafın 20 adet senedin her birinin noter sözleşmesinde belirtilmesinin uzun olacağını, 90.000,00 TL bedelli tek bir senedin sözleşmede geçmesini istediğini, bu nedenle 20 adet senedin haricinde 12.02.2016 tarihli, 15.02.2016 vade tarihli 90.000,00 TL tutarlı bononun düzenlenerek davalıya teslim edildiğini, davalının 20 adet senet alındıktan sonra bu bonoyu teslim edeceğini söylediğini, bu anlaşmadan sonra iki araç için daha noter satış sözleşmesi yapıldığını, davalının vekili ve kardeşi … ile yapılan sözleşmeler ile iki aracın daha satın alındığını, üç aracın satışı nedeniyle davacının toplam borcunun 193.000,00 TL olduğunu, davalının, borcun kardeşinin ve vekilinin hesabına ödenmesini istediğini, bu nedenle davalının kardeşinin hesabına toplamda 119.593,00 TL, davalının hesabına ise 99.250,00 TL ödeme yapıldığını, davacının tüm borcu faiziyle ödemesi nedeniyle 20 adet sıralı senet ile tek parça bononun iade edilmesini istediğini, davalının 20 adet sıralı senetten 11 tanesi ile ilgili olarak ihtiyati haciz kararı alarak İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından takip başlattığını, davacı taraf tüm borcu ödemesine rağmen aracın devrini alamadığı gibi ödenerek bedelsiz hale gelen senetler nedeniyle borçlu duruma düştüğünü, tüm bedeli ödenen … plakalı araç için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile rehnin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine başlandığını beyanla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı icra takibindeki tutara ilişkin olarak davacı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, %20’den az olmamak üzere tazminatın davalıdan alınmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının müvekkilinden araç satın almak istediğini, bu nedenle taraflarca … – … – … plakalı araçların satışı için anlaşıldığını, davacı tarafın araçların bedelinin tamamını ödememesi nedeniyle araçların satışının rehin konulmak suretiyle yapıldığını, davacının davalıdan zor durumda olduğundan bahisle borç istediğini, davacıya verilen borç nedeniyle takibe konu senetlerin alındığını, davacının takibe konu senetleri vadesi geldiğinde ödemediğini, bu nedenle İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, Kartal … Noterliği’nin 12.02.2016 tarihli … yevmiye numaralı sözleşmesine konu 12.02.2016 tarihli 15.02.2016 vade tarihli 90.000,00 TL tutarlı bononun ödenmemesi sebebiyle İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, yapılan ödemelerin takip konusu borca istinaden olmadığını beyanla davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesinin 27/10/2020 tarih ve 2018/680 Esas – 2020/612 Karar sayılı kararında; “Dava, İİK’nın 72. maddesi uyarınca açılan icra takibine konu senedin takip öncesi banka havalesi yolu ile ödenmiş olması sebebiyle takipte borçlu olmadığının tespiti ile %20 kötüniyet tazminatı istemine ilişkindir….Davacı, dava konusu senetlerin bedelini delil olarak dayandığı banka dekontlarıyla ödediğini iddia etmiş, davalı ise banka dekontlarında yer alan ödemelerin dava konusu senetle ilgisi bulunmadığını, davacı tarafından düzenlenen 90.000,00 TL bedelli bonoya ilişkin olduğunu savunmuştur. Sözü edilen banka dekontlarının açıklama kısmında “… plakalı araç taksiti” ibaresi yer almaktadır. Bu durumda banka dekontlarındaki ödemelerin başka bir senede yönelik olduğu yolundaki savunmayı ispat yükü davalıdadır (Benzer yönde; Yargıtay 19. HD. 2007/10035 Esas, 2008/6360 Karar – 2015/9659 Esas, 2016/1077). Kaldı ki, havalelerin açıklama içermemesi de sonuca etkili değildir. Zira, dava konusu senedin tanzim tarihi ile havale tarihi gözetildiğinde söz konusu havalelerin aynı miktardaki takip konusu senetlere karşılık yapıldığının kabulü gerekir (Benzer yönde; Yargıtay 19. HD. 2013/5378 Esas, 2013/8455 Karar). Mahkememizce toplanan delillere göre; takibe dayanak senetler karşılığında davacının davalı ve vekili hesabına taraflar arasındaki ticari ilişkinin tamamını karşılar tutarda havale yaptığı, senet vadesinden sonra yapılan senet tutarı ile örtüşen ve açıklama içeren havalelerin başka bir alacaktan kaynaklandığı konusundaki davalı savunmasının kanıtlanamadığı kabul edilmiştir… “gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; yerel mahkemenin gerekçeli kararının hatalı olduğunu, davacı tarafın müvekkilinden araç satın almak istediğini ve bu nedenle … , … ve … plakalı araçların satışı için anlaştıklarını, davacı taraf araçların bedelinin tamamını ödemediğinden işbu araçların satışının mülkiyetin saklı tutulması kaydıyla üzerine rehin konulmak suretiyle yapıldığını, … plakalı araç için Kartal …. Noterliğinin … yevmiye numaralı ve 12.02.2016 tarihli borç ve rehin sözleşmesi ile 90.000 TL bedelli, … plakalı araç için Kartal … Noterliğinin … yevmiye numaralı ve 11.04.2016 tarihli borç ve rehin sözleşmesi ile 76.500 TL bedelli, … plakalı araç için Kartal … Noterliğinin … yevmiye numaralı ve 11.04.2016 tarihli borç ve rehin sözleşmesi ile 26.500 TL bedelli rehin konulduğunu, satışı yapılan … plakalı aracın rehin borcuna karşılık 90.000 TL bedelli senet düzenlendiğini ve bu hususun Noter huzurunda ilgili sözleşmeye yazıldığını, sözleşmede görüleceği üzere işbu senedin tanzim tarihinin 12.02.2016 ve vade tarihinin de 15.02.2016 olduğunu, davacı … plakalı aracın satışına ilişkin rehin borcuna karşılık 20 adet senet düzenlenip verildiğini, ancak müvekkili tarafından rehin sözleşmesine 20 adet senedin yazılmasının uzun olacağından 90.000 TL’lik tek bir senet yazılmasının yeterli olacağının söylenildiğini, bu sebeple rehin sözleşmesine böyle yazıldığını ve bu borcunu ödediğini iddia etmişse de, bu iddiaların taraflarca kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafın müvekkilinden zor durumda olduğundan bahisle borç istediğini, müvekkili de kendisini tanıdığı ve güvendiği için borç verdiğini, bunun karşılığında da takibe konu senetleri aldığını, ancak davacı tarafın işbu senetleri vadesi geldiği halde ödemediğini, bu nedenle taraflarınca Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçluların süresinde itiraz etmemesi ile takibin kesinleştiğini, akabinde de taraflarınca haciz işlemlerinin uygulanmaya başlandığını ve davacının salt işbu haciz işlemlerini durdurmak amacıyla kötü niyetli ve haksız olarak huzurdaki davayı açtığını, Kartal …Noterliğinin .. yevmiye numaralı ve 12.02.2016 tarihli borç ve rehin sözleşmesinde … plakalı aracın satış bedeli için, davacı tarafından 12.02.2016 tanzim tarihli, 15.02.2016 vade tarihli, 90.000 TL bedelli tek bir senet verildiğinin belirtildiğini, davacı tarafından işbu senedin verildiğinin ikrar edildiğini, ancak davacı taraf işbu borcunu ödemediğinden taraflarınca mülkiyeti muhafaza kaydıyla satış sözleşmesine dayanılarak rehnin paraya çevrilmesi yoluyla Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, bu nedenle davacının iddialarının yerinde olmadığını, takibe konu senetlerin … plakalı aracın borcu için verilmediğini, davacı tarafından işbu rehin takibine de itiraz edilmediğini ve takibin kesinleştiğini, bu hususun dahi davacının iddialarının yerinde olmadığını salt takibi sürüncemede bırakmak amacıyla işbu davanın haksız olarak açıldığını gösterdiğini, yerel mahkeme tarafından davacı tarafından davaya konu icra takibine dayanak senet borcuna karşılık yapıldığı iddia edilen birtakım banka havalesindeki ödemelerin, davaya konu senet borcu ödemesi olarak kabul edilmesinin taraflarınca kabul edilmediğini, mahkemenin öncelikle işbu davada ispat yükünün davacıda olduğunu belirttiğini, akabinde ise davacının dava konusu senetlerin bedelini delil olarak dayandığı banka havalesi dekontlarıyla ödediğini kabul ettiğini, mahkemenin gerekçesinin taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, taraflarınca davacı tarafından dosyaya ibraz edilen dekontların 90.000 TL bedelli bonoya ilişkin yapıldığına dair dosyaya beyanda bulunulmadığını, davacı tarafından sunulan dekontların davaya konu senetlerle ilgisinin olmadığını ve müvekkiline yapılmayan hiçbir ödemenin taraflarınca kabul edilmediğini, davaya konu icra takibine dayanak senetlerin müvekkilinin davacıya verdiği borca karşılık olarak alındığını fakat işbu senetlerin vadesi geldiği halde ödenmediğini, rehin borcuna karşılık verilen 90.000 TL bedelli bono ve rehin borcu da ödenmediğinden taraflarınca buna ilişkin ayrıca icra takibi başlatıldığını, bahsi geçen dekontlar ödeme olarak kabul edilse dahi bu ödemelerin dekontun açıklama kısmında davaya konu senet borcuna karşılık yapıldığına ilişkin herhangi bir ibare yer almadığından senet borcuna karşılık yapılmadığının kabulünün de zorunlu olacağını, bono bağımsız borç ikrarı içeren bir senet olup, borcun ödendiğinin ispat yükünün davacıda olduğunu ve davacının iddialarını yazılı belge ve deliller, müvekkilinin elinden sadır olmuş yazılı delille ispatlamakla mükellef olduğunu, ancak anılan senede ilişkin davacı tarafından müvekkiline yapılan herhangi bir ödeme olmadığı gibi dosyaya buna ilişkin belge de sunulmadığını, davacı tarafından yapıldığı iddia edilen ödemelerin başka bir alacak için yapıldığının taraflarınca ispatlanamadığı gerekçesini de kabul etmediklerini, ispat yükünün taraflarında olduğunu kabul anlamına gelmemek kaydıyla, söz konusu dekontların açıklama kısmında takibe konu senetler için yapıldığına ilişkin hiçbir ibarenin yer almadığını, takibe dayanak senetler incelendiğinde tanzim tarihlerinin 10.02.2016 olduğunun ve … plakalı araç satışından ( 12.02.2016 ) önce olduğunun görüleceğini, davacının iddiası ve mahkemenin gerekçesiyle bir ilgisinin bulunmadığını ve müvekkilinin davacıya vermiş olduğu borç karşılığında alındığının kabulünün zorunlu olacağını, işbu araç için 90.000 TL bedelli 12.02.2016 düzenlenme tarihli tek bir senet düzenlendiğinin de satış sözleşmesi ve davacının ikrarıyla sabit olduğunu, mahkemece işbu takibe dayanak senetlerinin … plakalı araç için verildiğinin kabul edilmesinin yerinde olmadığını, yerel mahkemece havalelerin aynı miktardaki takip konusu senetlere karşılık yapıldığı, takibe dayanak senetler karşılığında davacının davalı ve vekili hesabına taraflar arasındaki ticari ilişkinin tamamını karşılar tutarda havale yapıldığı kabul edilmişse de, takip konusu senetler 11 adet 4.500 bedelli olmakla mahkeme tarafından haksız olarak kabul edilen havalelerdeki bedellerin işbu tutardan çok farklı olduğunun görüleceğini, davacı taraf, ödemesi gereken meblağ 193.000 TL olmasına rağmen 218.843 TL olarak ödediğini yani 25.843 TL fazladan ödeme yaptığını iddia etmişse de, ödemeleri kabul etmemekle birlikte, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olacağını, basiretli bir tacirin fazladan ödeme yapmasının mümkün olmadığını, yapılan işbu ödemeler davaya konu icra dosyası borcuna istinaden yapılmış ödeme olmayıp taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafından müvekkil hesabına yapılmayan ödemelere ilişkin birtakım dekontların sunulduğunu, taraflarınca müvekkilinin hesabına yapılmayan hiçbir ödemenin kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafından davaya konu senetler için yapılan hiçbir ödeme bulunmadığını, senetlerdeki diğer borçlu …’nun itiraz etmemesi, dava açmaması ile müvekkiline whatsapptan mesaj atarak “..kredi çekip hepsini kapatmaya çalışıyorum, Allah razı olsun idare ettiniz bende bişeyler yapmaya çalışıyorum, bende para kalmaz biraz geç olacak ama hallolacak herşey.” diyerek takibe ve borca itiraz etmeyerek senet borcunu kabul etmesinin dahi davacının borçlu olduğunu, borcunu ödemediğini ve müvekkilinin alacaklı olduğunu gösterdiğini, mahkemenin müvekkili aleyhine %20 kötüniyet tazminatına hükmettiğini, kötü niyet tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulüne hükmedilmesi hatalı olup bozulması gerektiğini, mahkemenin gerekçesinin bu yönüyle de hatalı olduğunu beyanla İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/680 Esas ve 2020/612 Karar nolu, 27.10.2020 tarihli kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, bonoya dayalı olarak başlatılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir. Davalı tarafından, davacı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile, her biri 4.500 TL bedelli 11 adet bono dayanak yapılmak suretiyle işlemiş faiz, bono komisyonu ve ihtiyati haciz tutarı ilavesiyle toplam 60.432,85 TL alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatılmış, davacı bono bedellerinin ödendiğini beyan ederek takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş, davalı bonolar nedeniyle yapılmış bir ödeme olmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuş, Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dosya kapsamında; taraflar arasında düzenlenen 12.02.2016 tarihli düzenleme şeklinde mülkiyetin saklı tutulması kaydıyla satış sözleşmesi ile … plakalı aracın 90.000 TL bedelle, 11.04.2016 tarihli düzenleme şeklinde mülkiyetin saklı tutulması kaydıyla satış sözleşmesi ile … plakalı aracın 76.500 TL bedelle ve … plakalı aracın 26.500TL bedelle davalı tarafından davacıya satıldığı, sözleşmelerde satış bedelleri tutarında senet düzenlenerek ifa uğruna davalıya verildiğinin kabul edildiği, takip ve dava konusu ilki 20.02.2016, sonuncusu ise 20.07.2016 vade tarihli bonoların tamamının 10.02.2016 düzenleme tarihli ve 4.500 TL bedelli oldukları, bonolar üzerinde herhangi bir kayıt olmadığı, davacı tarafından davalının banka hesabına 05.01.2017 tarihinde 72.000 TL, 09.01.2017 tarihinde 7.000TL, 10.02.2017 tarihinde 4.250 TL, 09.06.2017 tarihinde 4.250 TL, 10.07.2017 tarihinde 4.250 TL ve 03.10.2017 tarihinde 7.500 TL tutarında havale yapıldığı, diğer havalelerin … adına olduğu sabittir. Davacı taraf, takip ve dava konusu bonoların … plakalı aracın bedeli için düzenlendiğini ve satın aldığı üç araç için toplam 193.000 TL olan borcunu, davalının ve kardeşi …’in banka hesabına yaptığı havaleler ile ödediğini, davalı taraf ise bonoların … plakalı araç bedeli için düzenlenmediğini, taraflar arasındaki üç adet araç satışından ayrı olarak, davacıya verdiği borç para karşılığında düzenlendiğini iddia etmiştir. … plakalı aracın Noter satış sözleşmesinde, araç bedeli karşılığında 90.000 TL tutarında bir adet senet düzenlenerek davalıya verildiği kabul edilmiş olup, Noter senedinde yazan bu kayda rağmen, üzerinde hiçbir kayıt olmayan takip konusu 11 adet bononun araç satış bedeli için düzenlendiğini ve bedellerinin ödendiğini ispat yükü davacıdadır. Davacı, bonoların … plakalı araç bedeli için düzenlendiğini yazılı delil ile ispat edemediği gibi, Mahkemece kabul edildiğinin aksine davalıya yapılan banka havalelerinde herhangi bir açıklama bulunmadığından, ödemelerin bonolar nedeniyle yapıldığını da ispat edememiştir. Kaldı ki davacı, bir kısmı davalı adına ve bir kısmı davalı tarafından vekili olduğu kabul edilmeyen dava dışı … adına yapılan ödemelerin, üç adet aracın satış bedeli olarak yapıldığını kabul etmektedir. Bu minvalde, öncelikle bonoların araç satış bedeli için düzenlendiği ispat edilemediğinden, araç satış bedeli için yapılmış ödemenin takip konusu bonolar nedeniyle yapıldığının kabulü mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, ispat yükü ve dosya kapsamı ile uyuşmayan gerekçe ile kabulüne karar verilmiş olması isabetsiz olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkemece deliller toplanılmış olup, yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ile Dairemizce esas hakkında davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/10/2020 tarih ve 2018/680 Esas – 2020/612 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmak sureti ile; Davanın REDDİNE, 2-Takibin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmediğinden davalının şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 3-Dairemiz karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90 TL harcın, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 845,34 TL harçtan mahsubu ile bakiye 665,44‬ TL harcın talep halinde davacıya iadesine, 4-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davacı tarafından sarf edilen harç ve yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına, 5-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davalı lehine hesap ve takdir olunan 9.200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 7-Artan gider avansı bulunduğu takdirde talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 8-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 845,33‬ TL ( 59,30 TL + 786,03 TL ) istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 8-Davalı tarafından sarf edilen 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 48,50TL posta gideri olmak üzere; toplam 210,6‬0 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 9-Bakiye gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran ilgili tarafa iadesine, 10-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 16/02/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.