Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/26 E. 2021/28 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/26 Esas
KARAR NO : 2021/28 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2020/503 (Derdest Dava Dosyası)
TARİH: 20/10/2020 Tarihli Ara Karar
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
KARAR TARİHİ: 21/01/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilleri, davalı şirketin 140/420 oranında eşit şartlarda ortağı olduğunu, davalı şirketin aile şirketi olup tüm ortakların birinci derece akraba olduğunu, davalı şirketin iki yıla yakın bir süre içerisinde tüm iştigal alanlarından uzaklaşıp faaliyetlerinin şirket yönetim kurulu tarafından askıya alındığını, bu sebeple müvekkillerinin oluru alınmaksızın şirketin taşınmazlarının satılmaya başlandığı ve şirket ortakları olarak müvekkillerinin telafisi olmayacak bir zarara uğrayacaklarını, davalı şirketin 22/10/2020 tarihinde kendi yetki alanını genişletmek amacı ile olağanüstü genel kurul kararı alınmış olup, alınan bu kararda müvekkillerinin taleplerine yer verilmediğini, Kadıköy … Noterliği’nin 07/10/2020 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi ile genel kurulda azınlık haklarının korunması yönünde gündem ilave yapılmasını ya da mevcut gündemin dilek ve temenniler bölümünde görüşülmesi konusunda davalı şirkete tebliğ edildiğini, yine bu taleplerinin de davalı şirket yönetimi tarafından kabul görmediğini beyanla, davalı şirket adına kayıtlı taşınmazların üçüncü şahıslara devir ve temlik edilmesinin önlenmesi için bu konuda ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve davacı …’nın TTK 360. Maddesi uyarınca ortağı olduğu davalı şirketin yönetim kurulu üyeliğine atanma konusunda olağanüstü genel kurul toplantısı yapma konusunda tensiben karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 20/10/2020 tarih ve 2020/503 Esas sayılı ara kararında;” Davacı vekilinin dava dilekçesinin talep kısmının (a) bendindeki davalı şirket adına kayıtlı taşınmazların üçüncü şahıslara devir ve temlik edilmesinin önlenmesine ilişkin talebi doğrudan uyuşmazlığın kendisine ilişkin olmayıp, dava, şirket ortakları tarafından açılmış şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin bir dava olmakla; uyuşmazlığın kendisine ilişkin olmayan bu tedbir talebinin HMK 389. Maddesi uyarınca yasal koşulları oluşmadığından reddine, Davacı vekilinin dava dilekçesinin talep kısmının (b) bendindeki olağanüstü toplantıyı yapma konusunda davacılara yetki verilmesine ilişkin talebin ise; neticesi itibariyle davanın esasını halleder mahiyette olup, esas dava sonucunu halleder mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği, kaldı ki, bu talepte de HMK 389. Maddede ifade edilen ciddi bir zararın doğması durumunun söz konusu olmaması…”gerekçesi ile, Davacı tarafın tüm ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmiş ve karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesi ile, talep konusu derdest dava ile BAM 12.HD 2020/848 E. – 2020/983 K. Sayılı ilamının birebir aynı olduğunu ancak bu kararın dikkate alınmaksızın farklı gerekçelerle talebin reddedildiğini, İhtiyati tedbirin talep edilebilmesi için taşınmazların dava konusu edilmesinin gerektiğini eksik ve hukuka aykırı gerekçesinin yerinde olmadığını, yerel mahkemenin verdiği kararın yasa ile çeliştiğini, müvekkili şirkete ait taşınmaz sayısının 153 adet olmadığını, bu sayının müşterek ortağı olduğu 8 adet şirkete ait taşınmazların bütünü olduğunu, şirketin iştigal konusu gayrimenkul alım satımı olmadığını, bu taşınmazların şirketin ayni malvarlığı olduğunu bu nedenle hiçbir şekilde tedbir kararı verilmesinin şirketin iştigal alanının kısıtlamasının düşünülemeyeceğini,İleri sürerek, yerel mahkeme tarafından verilen ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının kaldırılmasını, talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Talep, anonim şirketin haklı nedenle feshi ve tasfiyesi istemine ilişkin davada ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi üzerine İlk Derece Mahkemesince 20/10/2020 tarih ve 2020/503 Esas sayılı ara kararı ile; Davacı tarafın tüm ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmiş ve karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Temel uyuşmazlık konusu, istinaf olunan ara kararının dosya içeriğine, usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasındadır. 6102 sayılı TTK’nın 530/2. maddesinde;” Dava açıldığında mahkeme, taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir,”hükmünün düzenlendiği,İhtiyati tedbir genel olarak HMK’nın 389 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbir için yaklaşık ispat yeterli görülmüş olup sunulan belgelerle talep eden, davada haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi halinde diğer şartlarında varlığı halinde ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.TTK’nın 530 ve 531. maddelerine dayanan fesih davası açısından verilebilecek önlemler konusunda bir düzenleme yapılmamış olup mahkemece resen bu maddelere uyan önlemler alabilir. Alınacak tedbirler davalı şirketin ticari faaliyetini engelleyecek ve iflasına neden olacak mahiyette olmamalıdır. Somut olayda, davalı … A.Ş.’nin kuruluş ve faaliyet konusu gözetildiğinde davalı şirketin menkul ve gayrimenkulleri üzerine ihtiyati tedbir kararı konulması, şirket faaliyetlerinin kısıtlanması, ticari faaliyet yapılmasını engellemektedir. Yöneticilerin sorumluluğu davasına konu olabilecek hususlar, davanın konusu itibariyle istenilen ihtiyati tedbir kararlarının verilmesinin gerekçesi olamaz. Şirketi yönetenlerin şirkete ve paydaşlara verdikleri zararların tazmini, açılabilecek bir sorumluluk davasında her zaman hükme bağlanabilir. Bu durumda davalının ticari faaliyetini engellemeyecek veya kısıtlamayacak ve amacına uygun diğer önlemlerin değerlendirilmesi gerekmektedir. (Dairemizin 2020/189 Esas -2020/258 Karar Sayılı kararı da benzer mahiyettedir.)Davacılar vekili İstanbul BAM 12.HD 2020/848 E. – 2020/983 K. Sayılı ilamının birebir aynı olduğunu, bu dosyada tedbir kararı verildiğini belirtmiş ise de, her iki dosyanın taraflarının aynı olmadığı, dava konusu aynı ise de her davadaki talebin kendi koşullarına ve delil durumuna göre değerlendirilmesi gerekmektedir.Davalı şirketin ticari faaliyetlerine devam etmesi, şirketin ticari faaliyetlerinin hacmi, davacı iddialarının yargılamayı gerektirip henüz yaklaşık olarak ispatlanamamış olması, dosya kapsamı ve yargılamanın bulunduğu aşama dikkate alındığında, yargılamayı yürütüp uyuşmazlığı esastan karara bağlayacak olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre mahkemece verilen karar gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davacılar vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Sonuç olarak, istinaf nedenleri yerinde olmadığından, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından yatırılan 54,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90.TL’nin davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacılar üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/01/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.