Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2420 E. 2022/1086 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2420 Esas
KARAR NO: 2022/1086 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/325 Esas – 2021/642 Karar
TARİH: 05/10/2021
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ;Davalı bankadan, sahibi olduğu … Ltd. Şti’nin faal olduğu sırada, değişik tarihlerde ve değişik miktarlarda 12’ye yakın kredi kullandığını, kredi kullandığı tarihlerde tüm bankalarda uygulanan faiz oranının 0.80 olduğunu, kullandığı kredileri birleştirilip yapılandırılarak tek kredi yapılmak suretiyle ödemelerini yapmak üzere davalı bankayla görüştüğünü, 0.80 oranında faiz uygulanacağı konusunda anlaştıklarını, ancak davalı banka tarafından 2.20 oranında, yasal olarak uygulanması gereken faiz oranının da üstünde faiz uygulandığını fark ettiğini, davalı bankadan toplam 24 adet kredi kullandığını, bu kredilerin her biri için ayrı ayrı dosya masrafı v.s adı altında masraf kesildiğini, dosya masrafı alınmasının yasal olmadığını, ayrıca kredi kartlarından nakit çekimlerinde de haksız olarak fazla faiz alındığını belirterek, kullandığı krediler nedeniyle kendisinden fazladan tahsil edilen faiz farklarının, dosya masraflarının ve davalı banka tarafından mağdur edilmesi nedeniyle çektiği sıkıntı ve üzüntü sebebiyle 50.000,00.TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davacı firma arasında imzalanan Genel Nakdi ve Gayrı Nakdi Kredi Sözleşmesi ve Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesine istinaden, davacı firmaya krediler ve çek karneleri kullandırıldığını,ancak davacı firmanın kullanmış olduğu kredi ve çek karnelerine ilişkin ödeme yapmadığı gibi, söz konusu çek yapraklarının karşılıksız çıkması sebebiyle müvekkili banka tarafından, davacının çeklerinin çek yasal yükümlülüklerinin ödenmek zorunda kalındığını, hala da bankaya teslim edilmemesi sebebiyle ödenme riskinde bulunan çek yapraklarının bulunduğunu, davacıya ihtarname gönderilerek, borcun ödenmesinin talep edildiğini, davacının, ihtarname sonrasında bir protokol talebinde bulunduğunu, müvekkili bankaca da bu talep kabul edilerek, davacıya 15.07.2014 tarihli protokol imzalatıldığını, ancak davacının bu protokole de sadık kalmadığını ve borcunu ödemediğini, bunun üzerine davacı aleyhine Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davacı tarafından her ne kadar mahkemeye 12 kredi kullandırımı yapıldığı iddia edilmişse de, bu iddîasının yanıltıcı nitelikte olup, yalnızca 1 adet ticari kredisi ve 13 adet de ödenmeyen ve banka tarafından ödenmek zorunda kalınan çek yasal yükümlülük bedeli ile ödeme riskinde bulunulan çek yapraklarına ait çek yasal yükümlülük bedelleri bulunduğunu, davacı tarafından müvekkili banka ile yapılan protokolde kendisine haksız faiz uygulandığı iddia edilmiş ise de, davacının bu iddialarının gerçeklikle bağdaşmadığını, davacının … nolu ticari kredi kullandırım tarihi olan 14.08.2012 tarihinde akdi faiz oranı 1.74 iken davacıya ilgili krediye dair fiyatlama yapılarak söz konusu faiz oranının 1.30 olarak belirlendiğini ve sabitlendiğini, yine ilgili kredi ve ödenen çek yasal yükümlülük bedellerine ilişkin temerrüde düşme tarihi sonrasında uygulanan faiz oranının %54 iken, davacı ile yapılan 15.07.2014 tarihli 12 ay vadeli protokolle davacıya bu faiz oranının yıllık %20.28 olarak uygulanmasına karar verildiğini, davacı tarafından talep edilen masrafların iadesine dair beyanının da hiçbir geçerliliği bulunmadığını, davacının müvekkili banka ile imzaladığı sözleşme çerçevesinde krediye dair masrafların alınacağını kabul ettiğini belirterek, davanın reddine, davacı aleyhine %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 05/10/2021 tarih 2021/325 Esas – 2021/642 Karar sayılı kararında; ” ..Davanın 01/06/2018 tarihinde işlemden kaldırıldığı, davacı tarafın 04/07/2018 tarihli dilekçesi ile yenilendiği, 05/07/2018 tarihinde yenileme tensip zaptının düzenlendiği, 11/05/2021 tarihli tensip zaptı uyarınca davacı taraf ve davalı vekili adına bugünkü duruşma gün ve saatini bildirir meşruhatlı davetiye çıkartıldığı, davetiyelerin tebliğ edilmesine rağmen davacı tarafın 05/10/2021 tarihli bugünkü duruşmaya da gelmediği, 22/7/2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanunun 58 inci maddesiyle 6102 sayılı TTK’nın 5. Maddesinde yapılan değişiklik sonucu eldeki davada basit yargılama usulünün uygulanması gerektiği, usule ilişkin değişikliklerin derhal yürürlüğe gireceği anlaşılmakla ikinci kez takip edilmeyen davanın 6100 sayılı HMK’nın 320/4 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur….”gerekçesi ile, 1-Davanın 01/06/2018 tarihinde işlemden kaldırıldığı, davacı tarafın 04/07/2018 tarihli dilekçesi ile yenilendiği, 05/07/2018 tarihinde yenileme tensip zaptının düzenlendiği, 11/05/2021 tarihli tensip zaptı uyarınca davacı taraf ve davalı vekili adına bugünkü duruşma gün ve saatini bildirir meşruhatlı davetiye çıkartıldığı, davetiyelerin tebliğ edilmesine rağmen davacı tarafın 05/10/2021 tarihli bugünkü duruşmaya da gelmediği anlaşılmakla; ikinci kez takip edilmeyen davanın 6100 sayılı HMK’nın 320/4 maddesi uyarınca AÇILMAMIŞ SAYILMASINA, karar verilmiş ve karara karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı şirket temsilcisi … istinaf dilekçesinde özetle; 05/10/2021 tarihinde mahkemeye kalemine geldiğini, kalem müdürünün, hakimin covid olduğunu ve duruşmanın yapılmayacağını, ileri duruşma günü belli olduğunda sana tebligat göndereceğiz dediğini, daha sonra adliyeye başka mahkemelerine geldiğinde 4 ATM kalemine gittiğini, müdürün kendisine halen duruşma günü belli değil, yazılı olarak adresine bildiriceğiz dediğini, ancak mahkemenin, kendisinin geldiği 05/10/2021 tarihinde görüldüğü, davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği şeklinde kandisine kararın tebliğ edildiğini, kalem müdüründen bu hususu sorduğunda müdürün kendisine “Evet hakim hasta idi gelmemişti ben sana söyledim sana ileride tebligat göndereceğim dedim ancak hakim karar vermiş ben düzeltemem ” dediğini, hakimin de kararını değiştiremeyeceğini söylediğini, istinaf kararının da kendisine tebliğ edilmediğini, mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak tüm alacakların tarafına ödenmesine karar verilmesini talep itmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davalı bankadan kullanılan kredilerden fazla tahsil edildiği iddia edilen faiz tutarı ile dosya masrafının tahsiline yönelik maddi tazminat ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf dilekçesi davacı şirket yetkilisi … tarafından ibraz edilmiş olup, …’ın yargılamayı bizzat takip ettiği ve içeriğinden de anlaşılacağı üzere istinaf dilekçesini şirketi temsilen verdiği, dolayısıyla dilekçede şirketin ismini belirtmemesinin maddi hata olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Dava, TTK 4/2 maddesi uyarınca basit yargılama usulüne tabidir. Somut uyuşmazlıkta; dava dosyası 01/06/2018 tarihinde takipsiz bırakılmış ve davacı tarafça yenilenmiştir. Mahkemece, 05/1/2021 tarihli duruşmaya tarafların katılmaması nedeniyle HMK’nın 320/4 hükmü uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Davacı tarafça ibraz edilen istinaf dilekçesinden de anlaşılacağı üzere, 05/10/2021 tarihli duruşma günü davacı tarafa tebliğ edilmiş, duruşma tutanağında davacı şirket temsilicisinin duruşmaya gelmediği tespit edilerek yazılı şekilde karar verilmiştir. Davacı tarafça istinaf dilekçesinde ileri sürülen mahkeme hakiminin hastalığı, kalem müdürünün duruşmanın bu sebeple yapılmayacağı, erteleneceği yönünde beyanda bulunarak duruşma için gelen davacıyı gönderdiği yönündeki iddialarına ilişkin delil bulunmamaktadır. Bu hali ile basit yargılama usulüne tabi davada, duruşma gününden haberdar olan davacı tarafın 05/1/2021 tarihli duruşmaya katılmaması nedeniyle mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya uygun olup, ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde değildir. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı şirket temsilcisinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı şirket temsilcisinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden taraftan alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcının istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan toplam 59,30.TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince tarafa tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/06/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.