Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2418 E. 2022/577 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2418 Esas
KARAR NO: 2022/577 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senedinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/04/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalının müvekkili hakkında bir bonoya dayalı olarak icra takibi başlattığını, ancak takibe konu bono sahte olup davalı tarafından boşanma davası açıldıktan sonra geriye dönük/eski tarihli şekilde hazırlandığını, bono üzerinde bulunan kaşelerin müvekkili şirket tarafından hiçbir zaman kullanılmadığını, davacı şirketin 02/01/2018 tarihli 9485 sayılı ticaret sicil gazetesinde yayınlanan ilanla … tarafından devralındığını, davaya konu bononun sözde düzenlenme tarihinin 15/08/2017 tarihi olduğunu ve bu tarih itibariyle davalının şirkette yönetim kurulu üyesi olduğunu, TTK md. 395 m. uyarınca yönetim kurulu üyesinin, genel kuruldan izin almadan, şirketle kendisi veya başkası adına herhangi bir işlem yapamayacağını, aksi hâlde, şirketin yapılan işlemin batıl olduğunu ileri sürebileceğini, davalının yetkilerinin 30/09/2016 tarih ve 9166 sayılı ticaret sicil gazetesinde yayınlanan şirketin yönetimi ile temsil ve ilzamına ait iç yönergeyle kısıtlandığını, bu iç yönergede davalıya şirket adına çek yazma yetkisi verilmişse de bono düzenleme yetkisi verilmediğini, davalının sözde bononun düzenlendiği tarihte şirket adına bono düzenleme yetkisi bulunmamakta olduğunu, davalı şirketi kendisine borçlandırmış olduğundan iyi niyetten bahsedilemeyeceğini, müvekkilinin yetkisiz şekilde düzenlenen bonodan TTK md. 371 uyarınca sorumlu olmadığını ve bononun iptal edilmesi gerektiğini ileri sürerek takibe konu bononun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 09/07/2021 tarih ve 2021/75 Esas 2021/780 Karar sayılı Kararı ile; “Mahkememizin 16/02/2021 tarihli ara kararı uyarınca; “5.000.000,00 TL x 0,06831/4=85.387,50 TL-59,30 TL=85.328,20 TL nisbi harcın 492 sayılı harçlar kanunun 30.maddesi uyarınca iş bu ara kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde tamamlanmasına, Harç ile ilgili eksiklik tamamlanmadıkça davaya devam olunmayacağı ve HMK 150. maddesi uyarınca dosyanın muameleye konulması yukarıda belirtilen noksan harcın ödenmesine bağlı olarak dosyanın yenileninceye kadar HMK 150-(1) maddesi uyarınca işlemden kaldırılmasına karar verileceğinin ihtarına” karar verilmiş olup işbu ara kararın davacı vekiline 04/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği, mahkememizce belirlenen sürede 85.328,20 TL eksik harcın yatırılmadığından davanın 29/03/2021 tarihinde işlemden kaldırıldığı, aradan 3 aydan fazla zaman geçtiği halde yenilenmediği görülmekle; davanın açılmamış sayılmasına; karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçeleri ile; “Davanın; harç eksikliği giderilmediğinden H.M.K.nun 150-(5) madde hükmü gereğince davanın açılmamış sayılmasına,” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı tarafından hem davacı şirket hem şirketin tek ortağı … hem de …’in sahip olduğu diğer şirketler adına sahte senetler düzenlenip toplamda yaklaşık 14.000.000,00 TL’lik icra takipleri başlatıldığını, davacı şirketin tek ortağı …’in şahsi bütün mal varlıklarına haciz konulmuş olduğundan huzurdaki davayı gerçek değer üzerinden açıp dava harçlarını ödeme durumunun bulunmamakta olduğunu, bu sebeple davayı kısmi dava şeklinde açmış olduğunu, ayrıca UYAP sisteminde bono iptali davasının maktu harca tabi olduğunu, buna rağmen davanın nispi harca tabi olduğu iddiasının hukuka aykırı olduğunu, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre menfi tespit davasının kısmi dava olarak açılmasında hukuki bir engel bulunmamakta olduğunu, dolayısıyla mahkemenin menfi tespit davası kısmi olarak açılamaz şeklindeki kararı ile akabinde verdiği harç tamamlanmadığı için verilen davanın açılmamış sayılmasına kararının hukuka aykırı olduğunu, Müvekkilinin yetkisiz şekilde düzenlenen bono nedeniyle sorumlu olmadığını, İstanbul Anadolu Başsavcılığına yapılan şikayette savcılık sorunun hukuk mahkemelerini ilgilendirdiğini gerekçe göstererek kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğini, bu davada ise kısmi dava açılamayacağı belirtilerek yargılama yapmamakta olduğunu, bu durumun müvekkilinin hak arama hürriyetini ihlal etmekte ve kötü niyetli alacaklıyı korumakta olduğunu belirterek hükmün kaldırılmasını istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, icra takibine konu edilen bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Dava konusu bono incelendiğinde, 15/08/2017 keşide 15/02/2019 vade tarihli keşidecisi davacı, lehdarı davalı olan nakden kayıtlı 5.000.000,00 TL bedelli bono olduğu görülmüştür. Bononun iptali istemli dava, menfi tespit davası niteliğinde olmakla nispi harca tabi olup kısmi dava olarak da açılamaz(Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 11/02/2019 tarih 2017/2989 E., 2019/798 K. sayılı ve 06/06/2017 tarih 2016/7775 E., 2017/4600 K. sayılı emsal kararları), kaldı ki dava dilekçesinde davanın kısmi dava olarak açıldığı yönünde bir ifadeye de rastlanılmamıştır. Mahkemece bu doğrultuda 16/02/2021 tarihli ara kararı ile, bono bedeli üzerinden harç eksikliğinin tamamlanması için süre vermiş, verilen sürede eksikliğin giderilmemesi nedeniyle mahkemenin 29/03/2021 tarihli ara kararı ile Harçlar Kanunun 30. ve HMK 150.m. uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir. İşlemden kaldırma tarihinden itibaren 3 aylık sürede de eksikliğin giderilmediği anlaşıldığından, mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta olup, açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 59,30.TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 06/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.