Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2417 E. 2022/776 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2417 Esas
KARAR NO: 2022/776 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ
DAVA: İtirazın İptali (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 18/05/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, dava dışı … Loj. Hiz. Ltd. Şti’nin yürüttüğü taşıma işleri kapsamında doğabilecek olası rizikoyu, nakliyat aracısı/komisyoncusunun yasal sorumluluk sigorta poliçesi ile teminat altına aldığını, dava dışı … San. AŞ’ye ait soğutma grubu ekipmanları emtiasının Türkiye’den Kazakistan’da mukim … firmasına taşınması işinin dava dışı sigortalı … firması tarafından üstlenildiğini, söz konusu taşımanın, sigortalı tarafından dava dışı alt taşıyıcı … Tic. Ltd. Şti’ye devredildiğini ve emtiaların davalı …’ye ait … plakalı araçlar ile taşındığını, davalı …’ye ait araçlarla fiili taşıması yapılan emtia, dava dışı alıcı firma tarafından kontrol edildiğinde hasarlı olduğunun görüldüğünü, yapılan ekspertiz incelemesinde; hasarın, emtianın yetersiz sabitlenmesi veya grupaj olması nedeniyle diğer tahliye adreslerindeki kaba elleçlemeler ve emtianın nakliyeci tarafından bağlanmaması sebebiyle meydana geldiğinin tespit edildiğini, 6.200,00 EUR tutarındaki zararın müvekkilince karşılandığını, davalının, CMR m. 17 ve ttk m.875 uyarınca taşıyıcı sıfatıyla sorumlu olduğunu, yine davalının söz konusu taşımanın yapıldığı aracın maliki olup zarardan işleten sıfatı ile de sorumlu olduğunu, haksız fiil hükümleri uyarınca da sorumluluğunun bulunduğunu, söz konusu emtianın, normal şartlarda taşınması gereken sürenin iki katı kadar uzun sürede teslim edildiğini ve bu hususa ilişkin üst taşıyıcılara herhangi bir bilgi verilmediğini, dolayısıyla emtianın bu süreçte yaşanan bir kaza veya teslim yerlerinde emtianın tekrar sabitlenmemesinden kaynaklı hasarlandığının anlaşıldığını, İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine de itiraz ettiğini belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin yerleşim yerinin Düzce ili olması nedeniyle yetkili icra müdürlüğü ve mahkemelerinin HMK m.6 gereği Düzce İcra Müdürlükleri ve Düzce Mahkemeleri olduğunu, yetkisizlik kararı verilmesini istediklerini, icra takibi de yetkisiz icra müdürlüğünde başlatıldığından, buna da itiraz ettiklerini, dosya borcunun diğer borçlu … tarafından ödendiğini, husumet itirazları olduğunu, müvekkili, dava konusu aracın maliki olsa da … Plaka sayılı tır ve dorsesinin, dava dışı … Ltd. Şti firmasına uzun süreli kiralandığını, dolayısıyla aracın kullanım hakkı müvekkilinde olmayıp, dava konusu kazanın gerçekleştiği esnada şoförün de … firmasının sigortalı çalışanı olduğunu, yine taşıma işinin de … Ltd. Şti. İle … Ltd. Şti. arasında olduğunu, müvekkilinin işleten sıfatı olmadığını, müvekkilinin araç üzerinde fiili hakimiyetinin de bulunmadığını belirterek, yetkisizlik itirazlarının kabulü ile yetkisizlik kararı verilmesini, esasa girilmesi halinde davanın reddine, müvekkili lehine kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 30/09/2021 tarih ve 2021/282 Esas – 2021/996 Karar sayılı kararı ile; ” …. Kayıt maliki olan davalı tarafından uzun süreli kira sözleşmesi ile dava konusu … – … plakalı çekici ve römorkun dava dışı …’a kiraya verilmesinden sonra dava konusu zararın vuku bulduğuna göre, uzun süreli olarak aracı kiralayan (kiracı) dava dışı … bu aracın işletenidir. Bu nedenle, davalı …’ye husumet yöneltilemez. Bu nedenle davanın husumetten reddine karar verilmiştir. ” gerekçeleri ile; “1-Davanın husumet şartı yokluğunda usulden REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, ilaveten, mahkemece davanın husumetten reddine karar verilmiş ise de, taşıt kira sözleşmesinin 5. maddesi gereğince davalı zarardan sorumlu olduğu halde bu husus değerlendirilmeden davanın husumetten reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, taşıt kira sözleşmesinin 5. maddesinde, Karayolu Taşıma Yönetmeliği kapsamındaki sorumluluk ve yükümlülükler bakımından taşıt sahibinin münferiden sorumlu olduğunun belirtildiğini, zarar Karayolları Trafik Kanunu (KTK) ve Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin de ihlali sebebiyle meydana gelmiş olduğundan, davalının sözleşmenin 5. maddesi uyarınca sorumlu olduğunu, bu kapsamda gerekli inceleme yapılmadan verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, Davalının, hem taşıyıcı hem işleten olarak sorumlu olduğunu, mahkeme, her ne kadar dava konusu aracın kiralanmış olması nedeniyle davalının işleten sıfatı olmadığı yönünde hüküm kurmuş olsa da söz konusu kira sözleşmesinin, daha önce kendileri ile paylaşılmadığını ancak dava aşamasında davalı tarafından mahkemeye sunulduğunu, Kira sözleşmesinin süresinin, yetki belgesinin geçerlilik süresi olduğu belirtilmişse de söz konusu taşıt kira sözleşmesinde hangi yetki belgesinden bahsedildiğinin açık olarak belirtilmediğini, ayrıca davalının sunduğu yetki belgesinin de hangi araca ait olduğunun belli olmadığını, bu durumda taşıt kira sözleşmesinden kiralamanın ne süreyle geçerli olacağı açıkça anlaşılmamakla kiralamanın uzun süreli sayılamayacağını, açıklanan nedenlerle uzun süreli kiralamadan bahsedilemeyeceğinden davalının, taşımanın yapıldığı aracın maliki olup hasardan işleten olarak sorumlu olduğunu, Motorlu araç bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa işletenin bu zarardan sorumlu olacağını, davalı …’nin işleten sıfatını haiz olduğu araç zararın ortaya çıkmasına sebep olduğundan, davalının meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu,Davalının, zarardan haksız fiil hükümleri uyarınca da sorumlu olduğunu, söz konusu olayda, davalı …’ye ait araç ile yapılan taşıma sırasında emtianın hasarlandığını, ancak söz konusu emtianın, normal şartlarda taşınması gereken sürenin iki katı kadar uzun sürede teslim edildiğini ve bu hususa ilişkin üst taşıyıcılara herhangi bir bilgi verilmediğini, dolayısıyla emtianın bu süreçte yaşanan bir kaza veya teslim yerlerinde emtianın tekrar sabitlenmemesinden kaynaklı hasarlandığı ihtimalini ortaya çıkardığını, kaldı ki davalının, üst taşıyıcı olan sigortalı şirkete herhangi bir gecikmeye ilişkin bilgi vermemiş olmasının, hasardan sorumlu olduğunu doğruladığını, Davalının, tedbirsiz ve dikkatsiz davranarak basiretsiz tacir olarak hareket etmiş olduğundan, meydana gelen zarardan TBK m. 49 uyarınca da sorumlu olduğunu, davalının vekalet ücreti talebinin reddi gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne, davalının istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Vekili İstinaf Dilekçesinde Özetle; Cevap dilekçeleri ile müvekkili ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında bir araç kiralama sözleşmesi bulunduğunu ve bu sebeple müvekkilinin dava konusu icra takibinden kaynaklanan borçtan sorumsuzluğunu belirttiklerini, ayrıca İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … İcra sayılı dosyasında dosya borcunun iş bu dava tarihinden önce, dava dışı … Ltd. Şti. tarafından ödendiğini, dolayısıyla davada davacının hukuki menfaatinin bulunmadığını, mahkemece husumet itirazları kabul edilerek, davanın husumet nedeniyle reddine karar verildiğini, fakat davacının kiralama sözleşmesinden haberdar olmaması sebebi ile tarafları lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, AAÜT 7/2 maddesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, Ayrıca davacı bir ticaret şirketi olup, gerek sigorta sözleşmeşlerinden, gerek arabuluculuk görüşmeleri sırasında davacıya verilen bilgilerden gerek icra dosyasına yapılmış ödemelerden, taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi tahlil etmesi kendisinden beklenecek bir konumda olduğunu, kiralama sözleşmesi konusunda, davacı şirketin bilgisinin bulunduğunu, davacı firmanın davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiğini, harçtan ve arabuluculuk ücretinden sorumlu tutulup, lehlerine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının “vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına” ilişkin 3 numaralı hükmüne karşı istinaf başvuru taleplerinin kabulü ile kararın ortadan kaldırılmasını yahut kararın düzeltilerek tarafları lehine vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, sigortalıya ödenen hasar bedelinin 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca rücuen tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın husumet dava şartı yokluğunda usulden reddine karar verilmiş, karara karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı ile dava dışı … Hiz. Ltd. Şti arasında sigortalının yürüttüğü taşıma işleri kapsamında Nakliyat Aracısı/komisyoncusunun Yasal Sorumluluk Sigorta Poliçesi düzenlendiği, dava dışı … San. AŞ’ye ait soğutma grubu ekipmanları emtiasının Türkiye’den Kazakistan’a taşınması işinin sigortalı … firmasına verildiği, … firması tarafından da taşıma işinin alt taşıyıcı …. San. ve Tic. Ltd. Şti’ye devredildiği, emtianın davalı …’ye ait … plakalı tır ve dorsesi ile taşındığı, davacının, emtianın taşıma sırasında hasarlandığı iddiası ile sigortalıya yaptığı ödemenin rücuen tazmini için işbu davayı açtığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafça … – …. plaka sayılı çekici ve römorkun dava dışı … San. ve Tic. Ltd. Şti’ye kiralandığına dair Düzce …Noterliğinin 12.06.2018 tarihli taşıt kira sözleşmesinin bir örneği dosyaya ibraz edilmiştir. Sözleşmenin 6. maddesinde, kira sözleşmesinin süresinin tarafların imzaladığı tarihten başlayıp, taşımacının yetki belgesinin bitim tarihine kadar devam edeceğinin belirtildiği, dosyaya ibraz edilen yetki belgesi örneğine göre de, dava dışı …’un taşıma yetki belgesinin geçerliliğinin 24.02.2022 tarihine kadar olduğu görülmektedir. İşleten tanımı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; taşımanın yapıldığı araçlarla ilgili olarak davalı ile dava dışı firma arasında yapılan kira sözleşmesinin uzun süreli kira sözleşmesi olması nedeniyle davalının işleten sıfatına haiz olmadığı, taşıma sırasında araçları bizzat kullandığının da iddia ve ispat edilmediği, ayrıca araç kira sözleşmesinin 5. maddesindeki düzenlemenin, sözleşme kapsamında yapılacak işlemleri kapsadığı belirtilmiş olup, işbu davada ileri sürülen zararın bu kapsamda olduğunun kabul edilemeyeceği anlaşılmakla, mahkemece davanın aktif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Ancak mahkemece, davacı tarafça uzun süreli kira sözleşmesinin bilinemeyeceği gerekçesi ile davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş ise de, davalı tarafça cevap dilekçe ile taşımayı gerçekleştiren aracın uzun süreli kiraya verildiği beyan edilerek, kira sözleşmesi örneğinin ibraz edilmesine rağmen, davacı tarafça, taraf değişikliği talebinde bulunulmadığı gibi yargılamaya devam olunduğu nazara alındığında, aleyhine açılan davanın hususmetten reddine karar verilen davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, deliller toplanılmış olup yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir eksiklik bulunmadığından dairemizce yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/09/2021 tarih, 2021/282 Esas – 2021/996 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurularak; Davanın husumet şartı yokluğunda usulden REDDİNE,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 3-Dairemiz karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70.TL karar harcının, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 1.055,62.TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 974,92.TL harcın talep halinde davacıya iadesine, 4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 5.100,00.TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 7-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucuya ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanuna göre davası reddedilen davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına, 8-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 9-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 10-Dairemiz karar tarihi itibariyle ve Harçlar Kanunu gereğince, istinaf kanun yoluna başvuran davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 59,30.TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,11-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,12-Davalı tarafından sarf edilen 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,13-Dosyanın istinafa gidiş / dönüş gideri davacı gider avansından kesildiğinden, giderin davacı üzerinde bırakılmasına,14-Bakiye gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine,15-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/05/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.