Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2405 E. 2022/576 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2405 Esas
KARAR NO: 2022/576 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/111 Esas – 2021/438 Karar
TARİH: 09/06/2021
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 06/04/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili, defibilatör isimli tıbbi malzemenin ve aksesuarlarının fiyatlarının çeşitli yöntemle yükseltilerek kurumu zarara uğratanlar hakkında neşter operasyonuyla soruşturma yapıldığını ve ceza davası açıldığını, … Ltd. Şti. de bu firmalardan olup 2003 yılında tasfiyesine ve 2006 yılında iflasına karar verildiğini, iflas tasfiyesi işlemlerinin iflas müdürlüğünce yapıldığını, bu firma hakkında Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/17 esas sayılı dosyasından açılan davanın yargılaması sırasında şirketin ihyası için dava açılmak üzere süre verildiğini ileri sürerek şirketin ihyası ile ticaret siciline kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü, davanın açılmasına sebebiyet verilmediğini, müvekkilinin yasal hasım olması nedeniyle aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiğini savunmuştur. Davalı iflas müdürlüğü, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 09/06/2021 tarih ve 2021/111 Esas 2021/438 Karar sayılı Kararı ile; ” İhyası istenilen şirketin celp olunan ticaret sicil dosyasının incelenmesinde; ihyası istenilen şirketin Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 2006-61 Esas – 2006/151 sayılı kararı ile 20/03/2006 tarihinde iflasının kapatıldığını, Kadıköy İflas Müdürlüğünün 28/03/2006 tarih … sayılı yazısı ile bildirilmiş olması sebebiyle Ticaret Sicili Tüzüğü’nün 51. Maddesi gereğince memurluktaki kaydının resen silindiği, son tescilinin ise 17/10/2003 tarihinde yaptırdığının bildirildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafın davaya dayanak yaptığı Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/17 Esas sayılı dosyası Uyap üzerinden celbolunarak yapılan incelenmesinde; dosyamız davacısı SGK tarafından ihyası talep edilen … Limited Şirketi aleyhine kurum alacağının tahsili istemiyle alacak davası açıldığı, yargılama sırasında tarf teşkilinin sağlanması yönünden davacı şirket vekiline şirketin ihyası davası açması için süre verildiği anlaşılmıştır. İstanbul Anadolu … İcra Dairesi ‘nin 04/01/2019 tarih ve … İflas sayılı yazı cevabı incelendiğinde; tasfiye halindeki … Limited Şirketi hakkında Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2004/703 Esas – 2005 369 Karar sayılı dosyasından 12/05/2005 tarihinde iflasına karar verilmekle iflas tasfiyesine dosyalarından devam edildiğini, müflis şirkete ait hiçbir mal bulunmadığından Tasfiyenin İİK 217.maddesi gereğince tatiline karar verildiği ve ilan edildiği, süresi içinde masraflarını peşin vermek sureti ile tasfiyenin devamını talep edende olmadığını, verilen iflas kararının kesinleştiği, kararı veren Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/03/2006 tarih ve 2006/61 Esas – 2006/151 Karar sayılı kararı ile İİK 217 ve 254 maddeleri gereğince müflis şirketin iflasının kapatılmasına karar verildiğinin, verilen bu kararın ilan edildiğini ve dosyanın muameleden kaldırıldığı belirtilmiştir. Yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı iken iflasının kapanması sonucu 17/10/2003 tarihinde sicilden terkin edilen “Tasfiye Halinde … Limited Şirketinin Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/17 Esas sayılı dava dosyasının sonuçlandırılması ile sınırlı olarak TTK 547. maddesi uyarınca işlemler sonuçlanıncaya kadar Ticaret Sicil Müdürlüğüne yeniden tesciline, şirketin ek tasfiye işlemlerinin İstanbul Anadolu … İcra İflas Müdürlüğünce yerine getirilmesine karar verilerek aşağıda yazılı şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.” gerekçeleri ile; “1-DAVANIN KABULÜ ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde … sicil nosunda kayıtlı iken İflasın Kapatılması nedeni ile sicilden terkin edilen “TASFİYE HALİNDE … LİMİTED ŞİRKETİ “ ‘nin Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/17 Esas sayılı dava dosyasındaki yargılamanın sonuçlandırılarak infazı ile sınırlı olmak üzere İHYA YOLU İLE YENİDEN TİCARET SİCİLİNE TESCİLİNE, 2-Ek tasfiye işlemlerinin İstanbul Anadolu .. İflas Müdürlüğünce yerine getirilmesine, ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi ve yargılama giderinin müvekkili üzerinde bırakılmasının hatalı olduğunu, zira davalı (Kadıköy İflas) Anadolu … İflas Müdürlüğü yasal hasım olmamakla yargılama giderlerinden kural olarak sorumlu tutulması gerektiğini, zira davalı iflas müdürlüğü ceza davasından haberdar olduğu halde ihyası istenen şirketin iflasının kapatılması işlemlerini gerçekleştirdiğini, dolayısıyla sicilden terkin edilmesinde kusurlu olduğunu, oysa bu hususu öngörerek tasfiyeyi bekletmesi gerektiğini, davalının davayı kabul etmesinin de söz konusu olmadığını belirterek hükmün kaldırılmasını istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ticaret sicilden iflas sonucu terkin edilen şirketin TTK 547. maddesi gereğince ek tasfiye işlemlerinin yapılması gerektiğinden bahisle ihyası istemine ilişkindir. Davacı, bir yolsuzluk operasyonu nedeniyle ihyası istenen şirketin de içinde olduğu firmalar hakkında ceza davası açıldığını, ancak bu husus dikkate alınmadan şirketin iflasına ve tasfiyesine karar verildiğini, firma hakkında açılan alacak davasının yargılaması sırasında şirketin sicilden terkin edildiğinin öğrenildiğini ileri sürerek söz konusu davanın yargılamasının yapılabilmesi için şirketin ihyasını talep etmiş, ilk derece mahkemesince şirketin söz konusu dava dosyasındaki işlemlere münhasır olmak üzere ihyasına, tasfiye işlemlerinin davalı iflas müdürlüğünce yürütülmesine karar verilmiştir. Dosya içinde bulunan belge ve bilgilerden, ihyası istenen şirketin iflasına karar verildiği, iflasının kapanmasının ardından 06/04/2006 tarihinde şirketin ticaret sicilden terkine karar verildiği, davacı kurum tarafından 12/01/2010 tarihinde şirket hakkında alacak davası açıldığı anlaşılmaktadır. Şirketin sorumlu tutulmasını gerektirebilecek bu durum nedeniyle ticaret sicilindeki terkin kaydının kaldırılması isteminde bulunulabilir. Buna göre, davacı tarafın alacaklı olduğunu iddia ettiği ticaret sicilinden terkin edilmiş şirketin yeniden ihyasını istemesinde hukuki yararı bulunmaktadır. Bununla birlikte davacı kurum tarafından alacak davasının şirketin ticaret sicilinden terkin edilmesinden sonra açıldığı, salt ceza davası bulunmasının ise tasfiyenin bekletilmesi için yeterli bir neden olarak kabul edilemeyeceği anlaşılmakla, mahkemece davacı tarafın yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasında ve lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasında isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı kurum harçtan muaf olduğundan istinaf harçları hususunda bir karar verilmesine yer olmadığına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 06/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.