Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/239 E. 2021/295 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/239 Esas
KARAR NO: 2021/295 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/10/2020
NUMARASI: 2020/329 Esas 2020/375 Karar
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 04/03/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı Tasfiye Halinde … Ltd. Şti.’nin 25.07.2017 Tarihinde … Sayı 520. sayfa ile ticaret sicilden silindiğini, bu karar ticaret sicil gazetesinde ilanen tebliğ edildiğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin muhtelif kararlarında “tüzel kişiliğin sona erdirilmesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak tamamlanması gerekmektedir. Eğer tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmış ise tüzel kişilik ticaret sicilden silinse bile, tüzel kişiliğin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır.” demek suretiyle şirketlerin ihya olunabilirliğine olanak verildiğini, şirketlerin tüzel kişiliğinin ticaret sicilden silinme ile sona erdiğini, tüzel kişiliğin sona ermesi için de tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılması gerektiğini, somut olayda tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmadığını, borçlu şirketin adına kayıtlı … Plakalı aracın bulunduğunu, borçlu şirketin tüm mallarının tasfiye olmadığını, ticaretten silinmiş şirket üzerine araç bulunduğunu, bu sebeple yapılan tasfiye işleminin usulsüz olduğunu, müvekkilin ticaret sicilinden silinmiş borçlu şirket aleyhine başlattığı, İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı ilamsız, İstanbul Anadolu … İcra Müd. … E. Sayılı rehnin paraya çevrilmesi, İstanbul Anadolu …İcra Müd. … E. Sayılı kambiyo senetlerine özgü, İstanbul Anadolu …İcra Müd. … E. Sayılı kambiyo senetlerine özgü takiplerin bulunduğunu, şirketin mal varlığının tamamının tasfiye olmadığı, şirketin hali hazırda müvekkil bankaya borçlu olduğunun sabit olduğunu, Bu sebeple şirketin ihyasını ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Tasfiye Memuru … vekili cevap dilekçesi ile, Müvekkilin söz konusu şirkete 08.12.2016 tarihinde tasfiye memuru atandığını, 11.07.2017 tarihinde şirket tasfiye işlemleri sonlandırılarak ve görevinden ibra edilerek görevinin sona erdiğini, müvekkilin 4A kapsamında … Tirketinde sigortalı olarak çalıştığını, müvekkilin işverenine karşı bağımlılık yükümlülüğü gereği çalışması nedeni ile şirketin ihyası ile birlikte yeniden tasfiye memuru olarak seçilmesi halinde gerek işverenin haklı nedeni ile iş sözleşmesini feshetmesi gerekse de bağımlı ve süreklilik isteyen bir işte tasfiye memurundan beklenen yükümlülükleri yerine getiremeyeceğinden mahkemenizce resen tasfiye memuru seçilmesini, dava konusu uyuşmazlığa benzer neden ile bir başka müvekkil hakkında açılan davada, Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin E:2019/215 K:2019/731 sayılı karar ile tasfiye memuru olarak şirket ortağının tasfiye memuru olarak atanmasına karar verildiğini, bu nedenlerle; müvekkilin 4A kapsamında bağımlı çalıştığı işveren tarafından haklı nedenle iş sözleşmesinin feshedilmemesi ve tasfiye memuru seçilmesi halinde tasfiye memurundan beklenen yükümlülükleri yerine getiremeyeceğinden, emsal mahkeme kararı ışığında tasfiye memuru olarak müvekkilin seçilmemesini ve göreve son şirket ortağı veyahut müdürünün getirilmesine karar verilmesini, müvekkil yönünden davanın reddine ve vekalet ücreti ile yargılama giderinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 23/10/2020 tarih ve 2020/329 Esas – 2020/375 Karar sayılı kararında; “….Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ile her ne kadar şirketin ticaret sicili kayıtları ile, şirket tasfiye memuru tarafından 11/07/2017 tarihinde tasfiye bilançosu 17/07/2017 tarihli genel kurulda onaylanarak şirketin ticaret sicilden TTK 445. Maddesi gereğince terkin edildiği ve kararın ilan edildiği tartışmasızdır. Davacı tüzel kişiliğe vergi mahkemesi tarafından işlemden kaldırılmasına karar verilen davanın 2577 sayılı İYUK 26/1 maddesi gereğince yenilenebilmesi için ve ödeme emrine itirazın incelenebilmesi bakımından şirketin yeniden ihyasında, şirket borçlarından şahsen sorumlu olan davacıların da hukuki menfaati bulunduğu mahkememizce benimsenmiş olup, davacıların TTK 547. Maddesi gereğince şirketin ihyasını talep etmekte hukuki menfaatleri varlığı sebebiyle şirketin ihyasını talep etmesinin haklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davanın kabulü ile şirketin ihyasına, ihyanın yalnız görülen dava konusu ile sınırlı tutulmasına, ek tasfiye işlemlerini yerine getirmesi için eski tasfiye memuru …’in tasfiye memuru olarak atanmasına karar vermek gerekmiştir. Ticaret sicilde kendi isteğiyle terkin edilen şirket lehine, açtığı dava kabul edilse de yargılama gideri ve ücreti vekalet takdir edilemeyeceğine ilişkin Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 09/02/2015 gün ve 2014/6398-2015/1464 sayılı emsal kararı mevcuttur. Davalı … Müdürlüğü’nün yasal hasım olduğu, davanın açılması için gerekli koşulların özellikle dava ve takip konusu edilmesinin, terkin işleminden önce mevcut takiplere rağmen tasfiye memuru tarafından, dava ve takipler sonuçlandırılmadan tasfiyenin gerçekleştirildiği, bu nedenle davalı … Müdürlüğünün yargılama giderleriyle sorumlu tutulamayacağı, davacının ayrıca davalılardan yargılama gideri talep etmediği anlaşılmakla, tasfiye memuru aleyhine de yargılama giderine taleple bağlılık kuralı gereği hükmedilemeyeceği mahkememizce benimsenmiş ve yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmasına ilişkin aşağıdaki şekilde davanın kabulüne dair karar verilmiştir….”gerekçesi ile, 1-Davanın KABULÜ ile; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 806301 sicil numarasında kayıtlı iken sicil kaydı kapatılan tasfiye halinde … San. Ve Dış Tic. A.Ş ‘nin İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas ve İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyası ve bu dosyada yapılan takip işlemleri ile itiraz üzerine açılması zorunlu itirazın iptali ve alacak davaları ile ilgili dosyaların görülüp sonuçlandırılması ve infazı işlemleriyle ilgili ek tasfiye işlemleriyle sınırlı olmak kaydıyla TTK 547 maddesi gereğince TİCARET SİCİLİNE YENİDEN TESCİL VE İHYASINA, 2-Ek tasfiye işlemlerini yerine getirmesi için ihyasına karar verilen şirketin son yetkili temsilcisi olan …’in (TC: …) tasfiye memuru olarak ATANMASINA, Şirketin son yetkilisi olması nedeniyle tasfiye memuruna takdiren ücret verilmesine YER OLMADIĞINA, 3-Kararın Ticaret Siciline TESCİL VE İLANINA, karar verilmiş ve karara karşı davalı tasfiye memuru … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Tasfiye memuru … vekili istinaf dilekçesi ile, İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin E:2020/329 sayılı dosyası üzerinden açılan davanın konusu, “… İnş. San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti.” tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkin olup, söz konusu şirkete 08.12.20216 tarihinde tasfiye memuru olarak atanan ve 11.07.2017 tarihlinde şirket tasfiye işlemlerini sonlandırarak ve görevinden ibra edilerek görevi sonlanan müvekkili …’in, ek tasfiye işlemlerini yerine getirmesi için ihyasına karar verilen şirketin son yetkili temsilcisi olması nedeni ile tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiş ise de, işbu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurma zarureti doğduğunu, Müvekkili 4A kapsamında “… Tic. Ltd.” şirketinde sigortalı olarak çalışmakta olduğunu, müvekkilinin işverenine karşı bağımlılık yükümlülüğü gereği çalışması nedeni ile şirketin ihyası ile birlikte yeniden tasfiye memuru olarak seçilmesi halinde gerek işverenin haklı nedeni ile iş sözleşmesini feshetmesi gerekse de bağımlı ve süreklilik isteyen bir işte tasfiye memurundan beklenen yükümlülükleri yerine getiremeyeceğinden yerel mahkemeden şirket ortağının tasfiye memuru olarak seçilmesi talep edildiğini, Keza dava konusu uyuşmazlığa benzer neden ile bir başka müvekkili hakkında açılan davada, Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin E:2019/215 K:2019/731 sayılı karar ile tasfiye memuru olarak şirket ortağının tasfiye memuru olarak atanmasına karar verildiğini, Yerel mahkemece söz konusu cevap ve beyan dilekçesinde belirtilen gerekçeler ve emsal mahkeme kararı dikkate alınmaksızın müvekkilinin son tasfye memuru olması nedeni ile ek tasfiye işlemlerini yürütmesi adına tasfiye memuru olarak atanmasına karar verildiğini, Söz konusu kararın kaldırılmaması halinde müvekkilinin yeniden tasfiye memuru olarak atanması nedeni ile 4A sigorta kapsamında çalışan müvekkilinin, işverenine karşı bağımlılık yükümlülüğü gereği çalışması nedeni ile, hem işverenin haklı nedeni ile iş sözleşmesini feshetmesinin gerekçesi doğacak hem de bağımlı ve süreklilik isteyen bir işte tasfiye memurundan beklenen yükümlülükleri yerine getiremeyeceğini, İşbu nedenlerle, yerel mahkemece ek tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi için müvekkilinin tasfiye memuru olarak atanmasına dair kararının kaldırılarak, hem müvekkilin 4A kapsamında işverene bağlı olarak çalışması nedeni ile işverence haklı nedenle iş sözleşmesinin feshedilmesinin gerekçesi doğacağı hem de emsal mahkeme kararı ışığında şirket ortaklarından birinin tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesi gerektiğini, Diğer yandan müvekkili söz konusu davada davalı olarak belirtilmiş ise de, müvekkili ihyası istenen şirketin ne ortağı ne de kanuni temsilci sıfatına haiz olmadığı için husumet itirazında bulunmakta ve işbu kaydın düzeltilmesini talep ettiklerini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, en önemli neden olarak müvekkilinin 4A kapsamında bağımlı çalıştığı işveren tarafından haklı nedenle iş sözleşmesinin feshedilmemesi ve tasfiye memuru seçilmesi halinde tasfiye memurundan beklenen yükümlülükleri yerine getiremeyeceğinden, emsal mahkeme kararı ışında tasfiye memuru olarak müvekkilinin seçilmesini ilişkin yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılarak, göreve son şirket ortağı veyahut müdürünün getirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, dava dışı Tasfiye Halinde … A.Ş ‘nin 6102 sayılı TTK’nın 547. maddesi gereğince ihyası istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tasfiye memuru … Vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.TTK’nın 547. Maddesinde tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğunun anlaşılması halinde şirketin yeniden tescilinin istenebileceği düzenlenmiştir. Tasfiye sonunda ticaret sicilden kaydı silinen şirket hakkında görülmekte olan davaların, başlatılmış icra takiplerinin bulunması halinde tasfiye işlemlerinin tamamlandığından söz edilemeyecektir. İhyası talep edilen Tasfiye Halinde … Ltd. Şti. ‘nin, tasfiyenin sona erdiği 19/07/2017 tarihinde tescil edilerek sicil kaydı terkin olduğu, 25/07/2017 tarihli sicil gazetesinde ilan edildiği tesbit edilmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2014/14921 Esas – 2014/16864 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, Türk Ticaret Kanununun 547. maddesi uyarınca açılacak ihya davasının, tasfiye memuru ve ticaret sicil memurluğuna husumet yöneltilerek açılması gerektiği, dolayısıyla davalı tasfiye memuru …‘e husumet yöneltilmesi yerinde olup davalı tasfiye memurunun bu yönde ileri sürdüğü istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davalı tasfiye memuru vekilinin tasfiye memurunun değiştirilmesi yönünde istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri ilk derece mahkemesine verdiği 13/05/2020 tarihli cevap dilekçesinde de ileri sürüp tasfiye memurunun değiştirilmesini talep etmiş olup mahkemece bu yönde olumlu/olumsuz bir değerlendirme yapılmadığı, TTK. 547/2 maddesinde; ”Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir,” hükmü uyarınca mahkemece yeni bir tasfiye memuru atanabileceği de düzenlenmiş olup bu düzenleme uyarınca davalı tasfiye memurunun tasfiye memurunun değiştirilmesi talebi konusunda olumlu/olumsuz bir karar verilmemesi yerinde görülmemiştir. HMK’nın 297/2 maddesine göre mahkemenin tarafların taleplerinin her biri hakkında karar vereceği düzenlenmiş olup, yine 297/1-c. fıkrasına göre gerekçe yazılması zorunlu bulunmaktadır. HMK’nın 297. maddesine uygun olarak verilmeyen kararın istinaf aşamasında denetlenmesine imkan bulunmamaktadır. 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin toplanmadan veya gösterilen deliller değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır. Tarafların davada ileri sürdükleri iddia ve savunmalarının bir kısmının hiç bir şekilde değerlendirilmemiş olması halide HMK’nın 353/1-a-6 maddesi kapsamında değerlendirilmelidir. Sonuç itibariyle, denetime elverişli usulün aradığı niteliklere haiz bir kararın bulunması istinaf incelemesinin yapılabilmesinin ön şartı olup bu nitelikte olmayan bir kararla ilgili olarak istinaf denetim ve yargılaması yapılarak bir hüküm verilebilmesi mümkün olmayacağından, davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının bu sebeplerle HMK’nın 353/1-a6 maddesi gereğince kaldırılarak, HMK’nın 297. maddesine uygun hüküm kurulmasının temini için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/10/2020 tarih ve 2020/329 Esas – 2020/375 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 54,40.TL istinaf karar harcının talep halinde davalı tasfiye memuruna iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 04/03/2021 tarihinde HMK’nın 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.