Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2381 E. 2022/775 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2381 Esas
KARAR NO: 2022/775 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/10/2021
DOSYA NUMARASI: 2017/682 Esas – 2021/738 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/05/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmeleri ve … Card Üyelik Sözleşmesi uyarınca, … San. Ve Tic. A.Ş. Firmasının müvekkili bankadan krediler kullandığını, davalı/ borçlu …’nün de söz konusu sözleşmeleri müşterek borçlu/ müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kullanılan kredilerin geri ödemesi üzerine borçlu firmaya ve kefillerine ihtarnameler keşide edildiğini, buna rağmen borcun ödemesi üzerine, davalı/ borçlu hakkında Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden, genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı/ borçlunun vekili aracılığı ile takibe, borca, faiz oranına ve işlemiş faize itiraz ettiğini belirterek, davalının itirazının iptali ile davalı- borçlu hakkında takibin devamına, müvekkili lehine % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin, bu miktarda bir borcu olduğunu kabul etmediğini, açılan çeşitli takip dosyaları ile haksız bir şekilde icra baskısı altında bırakılarak ödeme yapmaya zorlandığını, alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiğini, kredinin ne kadarlık bir kısmının kullandırıldığının ispat edilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine, davacı hakkında %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 14/10/2021 tarih ve 2017/682 Esas – 2021/738 Karar sayılı kararı ile; “Davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın, 22/06/2021 tarihinde eksik harcın ikmal edilmemesi nedeniyle işlemden kaldırıldığı, işlemden kaldırma tarihinden itibaren üç aylık yasal süre içinde yenilenmediği, … A.Ş. vekilinin 14/10/2021 tarihli dilekçe ile davaya konu alacağı temlik aldıklarını bu nedenle davada davacı sıfatını haiz olduklarını ve müvekkilinin harçtan muaf olması nedeniyle harç yatırılmadığından dosyanın işlemden kaldırılmasına ilişkin ara karardan dönülmesini talep etmiş ise de dosyaya sunulmuş bir temlikname bulunmadığı gibi talebin de üç aylık yasal süre geçtikten sonra gönderildiği anlaşıldığından; ” gerekçeleri ile; “1-Davanın H.M.K.’nun 150. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, temlik alan davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Temlik alan davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile yapılan icra takibine, davalının itiraz etmesi üzerine, müvekkili şirkete hak ve alacaklarını devreden … Bankası A.Ş. tarafından itirazın iptali davası ikame edildiğini, Davacı … Bankası A.Ş. ile müvekkili şirket … arasında temlik sözleşmesi bulunduğunu, müvekkili şirketin, İstanbul Beyoğlu … Noterliği’nden düzenlenmiş bulunan 14.02.2021 Tarihli ve … Yevmiye Numaralı ”temlik Şartlarını Belirleyen, Temlik Vaadi Sözleşmesi” İle … Bankası A.Ş.’den davaya konu hak ve alacakları devir ve temlik aldığını, İtirazın iptali davasının 22.06.2017 tarihinde açıldığını, dava değerinin 306.098,59-TL olması sebebiyle Asliye Ticaret Mahkemesinin ‘’Heyet’’ halinde davaya baktığını, yargılama heyet halinde görülmekte iken 16.09.2020 tarihli ara karar ile 7251 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik gerekçe gösterilerek, dava dosyasının tek hakimli görülmesine karar verildiğini, bu ara karardan sonra, yargılamanın tek hakimli olarak yürütülüp karar verildiğini, 16.09.2020 tarihli ara kararın yasa ve usul hükümlerine aykırı olduğunu, zira davanın açıldığı tarih itibariyle 300.000,00-TL’nin üzerindeki davaların heyet halinde görüldüğünü, 28.07.2020 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik işbu sınırı arttırmış ise de, bu yasal değişikliğin ancak, 28.07.2020 tarihinden sonra açılan davalar için geçerli olduğunu, 28.07.2020 tarihinden evvel açılan davalarda, yargılamaya heyet olarak bakılması gerektiğini, öncelikle bu usuli hatadan dolayı kararın kaldırılmasını talep ettiklerini,Davalı yanın 22.06.2021 tarihli celsede dosyayı takip ettiğini açıkça ifade ettiğini, buna rağmen yerel mahkemenin huzurdaki davayı HMK’nın 150. maddesi gereği işlemden kaldırdığını, taraflardan birisi davayı takip ettiğini açıkça ifade etmişken, yerel mahkemenin HMK’nın 150. maddesine istinaden dosyayı işlemden kaldırmasının hukuka aykırı olduğunu, Dosyaya kendileri tarafından vekalet ibraz edilmesinden evvel gerçekleşen 22.06.2021 tarihli 11 numaralı celsede davacı adına katılım gerçekleşememiş olup, davalı tarafın ise mezkur celsede bizzat davayı takip ettiğini, ”davanın reddine karar verilsin, davayı takip ediyoruz, davacı tarafça yatırılmayan harcı yatırıp yatırmayacağımız hususunda beyanda bulunmak üzere süre talep ediyoruz” şeklinde beyanda bulunduğunu, bu durumda mahkemece duruşmaya devam edip hem davacı hem de davalı tarafa eksik peşin harcı tamamlaması için usulüne uygun kesin süre verilmesi gerekir iken, dosyanın işlemden kaldırıldığını, bu ara kararın da gerek ”Harçlar Kanunu”, gerekse ”HMK” hükümlerine aykırı olduğunu, dosya işlemden kaldırıldıktan sonra, üç aylık süre dolmadan önce kendilerince temlik evrakları ve vekaletname sunulduğu halde gerekçeli karar başlığında ve UYAP kayıtlarında müvekkili/ temlik alan sıfatındaki … A.Ş.’nin taraf olarak gösterilmeyip, … Bankası A.Ş.’nin taraf olarak gösterilmesinin isabetsiz olduğunu( Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/7738 Esas 2019/4660 Karar), Mahkemenin gerekçeli kararında, bir taraftan davanın HMK’nın 150. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verirken, öte yandan gerekçe olarak harç ikmalinin süresi içerisinde yapılmamasını gösterdiğini, 11.03.2021 tarihli celsede alınan 1 numaralı ara kararın, harç ikmali hususunda kanunun aradığı zorunlulukları ihtiva etmediğini, zira mezkur ara kararda ne yatırılması gereken harç tutarının açıkça belirtildiğini, ne de buna karşı yaptırımın ne olacağının ifade edildiğini, bu durumun hukuki belirlilik ilkesine aykırı olduğunu, 6100 Sayılı HMK’nın, 7251 Sayılı Kanun’un 6. maddesi ile değişik, 94/2. maddesinde; ‘’Hakim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Bu takdirde hakim, tayin ettiği kesin süreye konu olan işlemi hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklar ve süreye uyulmamasının hukuki sonuçlarını açıkça tutanağa geçirerek ihtar eder. Kesin olduğu belirtilmeyen süreyi geçirmiş olan taraf, yeniden süre isteyebilir, bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez.’’ düzenlemesi ile kesin sürenin ne şekilde verilmesi gerektiğinin ayrıntılı olarak ifade edildiğini, Somut davada, 11.03.2021 tarihli duruşmanın 1 no’lu ara kararının HMK M.94/2’ye uygun olarak verilmediğini, zira verilen sürenin ‘’kesin süre’’ olduğu belirtilmediği gibi konu işlemin hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklanmadığının da belirgin olduğunu (Yargıtay 16. Hukuk Dairesi’nin 2015/17993 Esas Ve 2018/316 Karar sayılı ilamı), Mahkemenin ara kararında yatırılması gereken, eksik harç miktarının ne olduğunu da açıkça ifade etmediğini, sürenin de ‘’kesin süre’’ olduğunun tutanağa yazılmadığını, bu nedenle yasanın aradığı şartlar oluşmadığından, kesin sürenin sonuçlarının da doğmadığını, mahkeme ara kararının hukukun temel ilkelerine de aykırılık teşkil ettiğini, Anayasa’nın 2’nci maddesinde yer alan hukuk devletinin temel ilkelerinden birinin belirlilik olduğunu, bu ilkeye göre kanun düzenlemelerinin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir tereddüde ve şüpheye yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir olması, ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu tedbirler içermesi de gerektiğini, Mahkeme dosyaya herhangi bir temlikname sunulmadığını gerekçe olarak göstermiş olsa da, UYAP PORTAL’da mübrez 03.08.2021 tarihinde sisteme işlemiş olan vekaletname ve ekleri incelendiğinde de temliknameyle ilgili evrakların eksiksiz bir şekilde ibraz edildiğinin görüleceğini, Eksik harcın tamamlanmasına ilişkin kararın açık ve eksiksiz yazılması gerekmekte olup tamamlanması gereken harcın da açık ve anlaşılır şekilde gösterilmesi gerektiğini, ayrıca mahkemece verilen süreye uyulmamasının sonuçlarının açıkça ifade edilerek tarafların da bilgilendirilmesi gerekirken, mahkemenin salt ”Davacı tarafa davalı yönüden yapılan takip miktarı üzerinden harç alındığını gösterir derkenar sunmak ve bu derkenarda belirtilen harç miktarının ve eldeki davada peşin olarak alınan 31,40-TL’nin alınması gerekli 5.227,40-TL’den mahsup edildikten sonra eksik kalan harcı yatırmak üzere gelecek celseye kadar süre verilmesine” şeklinde karar vermesinin hatalı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, karara karşı alacağı temlik alan davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Mahkemenin 11/03/2021 tarihli duruşmasında” Davacı tarafa davalı yönünden yapılan takip miktarı üzerinden harç alındığını gösterir derkenar sunmak ve bu derkenarda belirtilen harç miktarının ve eldeki davada peşin olarak alınan 31,40 TL’nin alınması gerekli 5.227,40 TL’den mahsup edildikten sonra eksik kalan harcı yatırmak üzere gelecek celseye kadar süre verilmesine, yatırılmadığı takdirde dosyanın işlemden kaldırılacağı hususunun ihtarına (ihtarat yapıldı) ” şeklinde ara karar verilmiş, 22/06/2021tarihli duruşmaya, davacı vekili katılmamış; davalı vekili, davayı takip ettiklerini, davacı tarafça yatırılmayan harcı yatırıp yatırmayacakları hususunda beyanda bulunmak üzere süre talep ettiklerini beyan etmiş; mahkemece, eksik harç ikmal edilmediğinden HMK 150. gereği dosya süresi içerisinde eksik harç yatırılıp yenileme dilekçesi verilinceye kadar işlemden kaldırılmasına, 14/10/2021 tarihinde de, davanın H.M.K.’nun 150. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesine göre yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamaz şeklindeki yasal düzenlemede öngörülen “müteakip işlemlerin yapılamayacağı ” ilkesinin uygulamadaki karşılığı dosyanın işlemden kaldırılmasıdır. Ancak eksik harcın tamamlanmasına ilişkin ara kararın, her türlü yanlış anlaşılmayı önleyecek biçimde açık ve eksiksiz yazılması, ara kararda tamamlanması gereken harç miktarının açık ve anlaşılır şekilde gösterilmesi gerekir. Bunun yanında, verilen sürenin yeterli olması, ayrıca süreye uyulmamasının sonuçlarının hakim tarafından açıkça anlatılarak bu konuda tarafların uyarılması da zorunludur. Somut olayda; mahkemece, eksik kalan ve tamamlanması gereken harç miktarı ara kararda açıkça belirtilmemiştir. Bu şekilde verilen sürenin usulüne uygun olduğundan söz edilemez. Mahkemece öncelikle eksik harç miktarının net olarak tespit edilerek ve ara kararda tamamlanması gereken harç miktarı açıkça belirtilerek Harçlar Kanunu 30 ve Hukuk Mukameleri Kanunu 150. maddeleri uyarınca davacı tarafa sonraki celseye kadar süre verilmesi, yatırılmaması halinde sonucunun usulünce ihtar edilmesi, harcın tamamlanmaması durumunda 492 sayılı Harçlar Yasası’nın 30. maddesi yollaması ile 6100 sayılı HMK’nın 150. maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılması ve şartlar oluştuğu takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, usulüne uygun olmayan ara karara istinaden dosyanın işlemden kaldırılması ve yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kabule göre de, dava konusu alacağın temlik edildiğine dair … Yönetim A.Ş. vekilince Uyap ortamından 29/07/2021 tarihinde ibraz edilen vekaletname ekinde alacağın temlikine dair belge sunulmuş olmasına rağmen, gerekçede dosyaya sunulmuş bir temlikname bulunmadığı gibi talebin de üç aylık yasal süre geçtikten sonra gönderildiğinin belirtilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a.5 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/10/2021 tarih ve 2017/682 Esas 2021/738 Karar sayılı ilamının HMK’nın 353/1-a5 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/05/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.