Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2377 E. 2022/774 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2377 Esas
KARAR NO: 2022/774 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/06/2021
DOSYA NUMARASI: 2021/224 Esas – 2021/418 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 18/05/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı kurum tarafından … Ltd. Şti.aleyhine SGK Özel Sağlık Hizmeti Sununucularından Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesinin 3.1.9.3 ve 5.1.10 numaralı maddeleri gereği uygulanan 10.000,00 TL cezai şartın tahsilini teminen İstanbul Anadolu 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/426 Esas sayılı dosyası ile alacak davası açıldığını, mahkemenin 2017/49 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verdiğini, kararın taraflarınca istinaf edildiğini, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. HD.nin 2017/1613 Esas – 2018/562 Karar sayılı kararıyla istinaf başvurularının esastan reddine karar verildiğini, kararın temyiz edildiğini, temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay 3. Hukuk Dairesince verilen 2020/877 Esas – 2020/4001 Karar sayılı ilamı ile hükmün “…tüzel kişiliği sona eren davalı şirketin ihyası için tasfiye memurluğu ile ticaret sicile husumet yöneltilerek ayrı bir dava açılması için davacı tarafa uygun süre verilmeli, dava açıldığı takdirde bu davanın sonucu beklenmeli, tüzel kişiliğin yeniden ihyası halinde taraf teşkili sağlanarak sonucuna göre karar verilmelidir…” gerekçesiyle bozulduğunu, bozma kararı üzerine yerel mahkemenin 2020/294 esasına kaydedilen dosyada 04/03/2021 tarihli celsede, bozma ilamına uyularak, kendilerine tüzel kişiliği sona eren şirketin ihyası için dava açılması ve açıldığına dair tevzi formunun sunulması için gelecek celseden bir hafta öncesine kadar kesin süre verildiğini, anılan şirketin tasfiyesinin 28/12/2012 tarihinde kapatıldığını ve sicil kaydının terkin olunduğunu, şirketin kaydı her ne kadar terkin edilmiş ise de, kurumun şirketten alacağının bulunması ve alacağının gözetilmemesi sebebiyle tasfiyenin tam anlamıyla tamamlanmadığını belirterek, ticaret sicilden terkin edilen Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’nin ihyası ile ticaret siciline yeniden tesciline, tasfiye memuru tayinine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tasfiye memuruna yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 02/06/2021 tarih ve 2021/224 Esas – 2021/418 Karar sayılı kararı ile; “… İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil nosunda kayıtlı olan ve sicilden 28/12/2012 tarihinde resen terkin edilen şirketin İstanbul Anadolu 22. Asliye Hukuk mahkemesi ‘nin 2020/294 Esas sayılı dava dosyasının sonuçlandırılması ile sınırlı olarak TTK 547. maddesi uyarınca işlemler sonuçlanıncaya kadar Ticaret Sicil Müdürlüğüne yeniden tesciline dair aşağıda yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir. ” gerekçeleri ile; “1.DAVANIN KABULÜ İLE ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı iken 28.12.2012 tarihinde tasfiyesinin sona erdiği tespit edilerek sicilden terkin edilen “TASFİYE HALİNDE …LİMİTED ŞİRKETİ” nin İstanbul Anadolu 22. Asliye Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/294 Esas sayılı dava dosyasının sonuçlandırılması ve infazı ile sınırlı olarak TTK 547 maddesi uyarınca ek işlemler sonuçlanıncaya kadar İHYASINA, 2.Şirketin ek tasfiye işlemlerinin yapılabilmesi için davalı … ‘nin tasfiye memuru olarak atanmasına, 3.Karar kesinleştiğinde ihya edilen şirketin sicile tescil işlemlerinin yapılabilmesi için gerekçeli kararın İTO ‘ya gönderilmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesi ile, Mahkeme kararını müvekkili aleyhine hükmedilen yargılama giderleri ve vekalet ücreti açısından kısmi olarak istinaf ettiklerini, mahkemenin yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı müvekkili tarafından ödenmesi yönündeki 4., 6. ve 7. hüküm maddelerinin kaldırılması gerektiğini, Yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin mahkeme gerekçesinin, “…davaya dayanak yapılan İstanbul Anadolu 22. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin dava dosyasına konu uyuşmazlığın ihyası istenilen şirketin tasfiyesinden daha önce ortaya çıktığı, davacı SGK’nın Asliye Hukuk Mahkemesinde davaya konu ettiği alacağın tahsili için ihyası istenilen şirkete 08.10.2010 tarihli yazısı ile talepte bulunduğu, dolayısıyla uyuşmazlığın tasfiye sürecinden daha önce ortaya çıktığı anlaşıldığından…” şeklinde olduğunu, Davacı kurumun kötü niyetli olup, davacı kuruma ait alacak iddiasının dayanağının, yasal bir temeli olmayan bir idari para cezası olduğunu, idari para cezasının yasal bir temeli olmadığının İstanbul Anadolu 22. Asliye Hukuk Mahkemesi dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, ardından davacı kurum tarafından İstanbul Anadolu 22. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davanın, bilirkişi raporunda yer alan gerekçelerle reddedildiğini, yine davacı kurumun yapmış olduğu istinaf başvurusunun da reddedildiğini, davanın (işbu davanın konusu olan, öncelikle Şirketin ihyası gerekçesi ile) temyiz aşamasında usulden bozulduğunu, Davacı kurumun cezai şartı 8.10.2010 tarihli yazı ile bildirdiğini ifade ettiğini, İstanbul Anadolu 22. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdindeki davanın ise ancak 17.11.2014 tarihinde açıldığını, Tasfiye sürecinin usulüne uygun yürütüldüğünü, davalı müvekkilinin tasfiye memuru olduğu şirketin sicil kaydının tasfiyenin sona erdiği 28.12.2012 tarihinde terkin edildiğini, tüm tasfiye sürecinin usulüne uygun yürütüldüğünü, tasfiye memurunun ibra edildiğini, İşbu davanın niteliğinin, diğer davanın sonuçlandırılması için şirketin ihyası davası olduğunu, bu anlamı ile usulen açılması ve yürütülmesi gereken bir dava olduğundan ve müvekkili de tasfiye memuru olduğundan işbu davada yasal hasım olarak gösterilmesinin zorunlu olduğunu, diğer davalısı Ticaret Sicil Müdürlüğünün yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmadığını, aynı yasal statüye sahip müvekkilinin, yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasının adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini, mahkemenin gerekçesinin yasal ve hukuki dayanağı bulunmadığını belirterek, Kısmi istinaf kanun yoluna başvurularının kabulü ile; İlk Derece Mahkemesi kararının yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı müvekkili tarafından ödenmesi yönündeki, 4., 6. ve 7. hüküm maddelerinin kaldırılarak, talepleri doğrultusunda davalı müvekkili …’nin yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ticaret sicilinden tasfiye nedeniyle terkin edilen şirketin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 643. maddesi yollamasıyla aynı kanunun 547. maddesinde düzenlenen ek tasfiye istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tasfiye memuru tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. TTK’nın 547. maddesinde tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğunun anlaşılması halinde şirketin yeniden tescilinin istenebileceği düzenlenmiştir. Tasfiye Halinde … Limited Şirketinin tasfiye sonunda 28/12/2012 tarihinde ticaret sicilden kaydı terkin edilmiştir. Dosya kapsamından da anlaşılacağı üzere, ihyasına karar verilen şirketin davalı olarak yer aldığı İstanbul Anadolu 22. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/294 Esas sayılı dosyası dosyası ile görülen davada taraf teşkilinin sağlanması için işbu davanın açılmasında hukuki yarar bulunduğu, TTK 547 madde uyarınca açılan ihya davasında husumetin, Ticaret Sicil Müdürlüğü ve tasfiye memuruna yöneltilmesi gerektiği, Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacak ise de, mahkemece de belirtildiği üzere iş mahkemesinde görülen davaya dayanak uyuşmazlığın tasfiyeden önce ortaya çıktığı dikkate alındığında, davalı tasfiye memurunun yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasında usule aykırılık bulunmadığı, ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından, istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30.TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40.TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 18/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.