Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/235 E. 2021/252 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/235 Esas
KARAR NO: 2021/252 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/553 D. İş (Derdest Dava Dosyası)
TARİH: 10/12/2020
KARAR TARİHİ: 25/02/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, ihracat ağırlıklı çalışan müvekkili firmanın merkezi Cenevre’de bulunan davalı …’nın Türkiye şubesi olarak lanse edilen … Anonim Şirketi ile irtibata geçtiğini, akreditif sözleşmesinin 45A maddesi ile taahhüt edilen yüzde 100 Pamuk kompakt kamganı NE 30/1 miktar 40.000 Kg Birim Fiyatı 208 USD karşılığında 112.000 USD Amir Banka … A.Ş ile teyit bankası … aracı olduğu akreditif yoluyla ödenmesi hususunda anlaşıldığını, … Anonim Şirketi Firuzköy Şubesi üzerinden heltarı davalı firmaya 112.000 USD ertelemeli akreditif açtığını akreditif özleşmesinin 42P maddesine göre yükleme tarihinden itibaren 180 gün kararlaştırıldığını, dava tarihine kadar malların teslim edilmemiş olduğunu amir ve muhbir bankaya ibraz edilen belgelerin sırf akreditif bedelinin tahsil edilmesi amacıyla düzenlenene sahte belg3eler olduğunu, akreditif belgesi cmr taşıma belgesi ile ekli belgelere konu malların hiçbir zaman Muratbey Gümrüğüne teslim edilmediğinin anlaşıldığını, taşıma cmr belgelerinin şekli anlamdaki eksikleri öyle bir taşımanın hiçbir zaman gerçekleşmediğini ortaya koyduğunu belirterek sahte belgeler oluşturularak akreditf ödemesini tahsil etmek amacıyla hareket edilmesinden dolayı göndericisi davalı Amir banka … A.Ş tarafından alıcısı davalılar … ile … olan 112.000 USD tutarlı akreditif bedelinin davalı lehtar … ve ihbar bankası …’ye ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi 27/06/2019 tarih 2019/313 D.İş sayılı ara kararında; … A.Ş bünyesinde bulunan….. Referans numaralı 112.000,00 USD akreditif bedeli olan lehtarı … ve başvuranı … Ltd. Şti olan akreditifin ödemesinin … A.Ş tarafından yapılmaması bedelin lehtar … veya …’ye ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, karar verilmiştir. Davalı … vekili 09/10/2019 tarihli dilekçesi ve mahkememizin 09/12/2020 tarihli duruşmasında, verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 10/12/2020 tarih 2019/553 sayılı ara kararında; “her ne kadar akreditif ilişkisinde teyit bankasının akreditiften doğan yükümlülükleri alıcı ve satıcı arasındaki alım satım ilişkisinden tamamen bağımsız olduğu gibi lehdara karşı olan yükümlülüğü de asli soyut ve bağımsız bir yükümlülük ise de, somut olayda ileri sürülen lehdar tarafından gerçekte teslimatın yapılmadığına ilişkin iddiaları ciddi görülmekle mevcut durumda akreditif bankası tarafından itiraz edene ödeme yapılması durumunda ihtiyati tedbir isteyenin önemli zararına sebep olacağı ve itiraz eden bankanın akreditif bedeli ödemesini usulune uygun ibraz karşılığında yapılıp yapılmadığı yapılacak yargılama neticesinde belirleneceğinden …”gerekçesi ile, Davalı vekilinin ihtiyati tedbirin kaldırılmasına yönelik talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesi ile, …’in … ile her hangi bir borç ilişkisi bulunmaması ve … tarafından akreditif ödemesinin merkezi İsviçre’de bulunan bir şirket olan …’e yurtdışında yapılması nedeniyle, … açısından Türkiye Cumhuriyeti Mahkemeleri’nin yargılama yetkisinin bulunmadığını, …, …’nin Inter ve … ile olan borç ilişkilerine taraf olmadığını ve ihtiyati tedbir kararının … açısından pasif husumet yokluğu nedeniyle kaldırılması gerektiğini, …’nin teyit bankası olarak vadeli ödemeli akreditifini vadesinden önce iştira etmek yetkisine sahip olduğunu ve ödeme işlemini hukuka uygun olarak gerçekleştirdiğini, Teyit bankası sıfatıyla gerçekleştirilen iştira işlemi neticesinde …’tan alacaklı hale geldiğini ve ramburse edilmesi gerektiğini, Teyit bankası …’nin belgeler üzerinde sahtelik incelemesi yapma zorunluluğu bulunmadığını, sahtecilik iddiasına ilişkin olarak sorumluluğu bulunmadığını, İleri sürerek, tehir-i icra talebinin kabulüne karar verilmesini, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, menfi tespit davasında davalı … A.Ş. Bünyesinde bulunan lehdarı davalı …., başvuranı (amir) davacı olan akreditifin … A.Ş. Tarafından yapılmaması akreditif bedelinin lehdar … Veya …’ye ödenmemesi yönünde ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararına davalı …’nin itirazına ilişkindir. Davacı tarafça açılan menfi tespit davasından önce davaya konu akreditifin akreditif bankası olan … tarafından lehdara veya teyit bankasına ödenmemesi konususnda ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiş, Bakırköy 6. ATM’nin 27/06/2019 tarih ve 2019/313 D.iş, 317 K sayılı kararı ile talebin kabulü ile akreditifin lehdara veya teyit bankasına ödenmemesi konusunda tedbir kararı verilmiştir. Bu karara davalı teyit bankası … Tarafından itiraz edilmesi üzerine, ihtiyati tedbire konu menfi tespit davasının görüldüğü ilk derece mahkemesince itirazın reddine karar verilmiş karara karşı itiraz eden davalı …Vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. İhtiyati tedbir HMK’nın 389 vd. Maddelerinde düzenlenmiş bulunan geçici hukuki korumadır. 389. Maddeye göre mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinde uyuşmazlık konusus hakkında ihtiati tedbir kararı verilebileceği düzenlenmiştir. İhtiyati tedbir kararına itiraz HMK’nın 394. Maddesinde düzenlenmiş olup, maddenin 2. Fıkrasına göre ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata itiraz edilebilecektir. Maddede ihtiyati tedbire itiraz sebepleri sınırlı olarak sayılmış olup bu sebepler dışında bır nedenle ihtiyati tedbire itiraz edilemeyecektir. İhtiyati tedbire itiraz eden menfi tespit davasına verdiği cevap dilekçesinde ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep etmiş, itiraz sebepleri olarak müvekkili hakkında Türkiye Cumhuriyeti Mahkemelerinin yargılama yetkisi bulunmadığına dayanmıştır. Dava menfi tespit davası olup davalı olarak, itiraz eden davalı dışında … A.Ş.’de davalı gösterilmiştir. HMK’nın 390/1. Maddesine göre dava açılmadan önce esas hakkında görevli ve yetkili mahkeme, dava açıldıktan sonra ise asıl davanın görüldüğü mahkeme ihtiyati tedbire karar verebilecektir. MÖHUK 40. Maddede Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları tayin eder, hükmü düzenlenmiştir. İhtiyati tedbire ve tedbire itiraza asıl davanın açıldığı yer mahkemesince karar verildiği anlaşıldığından itiraz eden davalı vekilinin istinaf sebebi yerinde değildir. İtiraz eden davalı vekili diğer itiraz sebepleri olarak müvekkili bankanın teyit bankası olması nedeniyle taraflar arasındaki hukuki ilişkiye taraf olmadığını, müvekkilinin akreditiften doğan yükümlülüğünün taraflar arasındaki ilişkinden tamamen bağımsız olduğunu, teyit bankası olarak müvekkilinin akreditife konu vesaiki yalnızca dış görünüşü itibarıyla kontrolle yükümlü olduğunu, bunun haricinde sahtecilik incelemesi yapamayacağını, ilgili belgelerin verilmesi halinde lehdara ödeme yapmakla yükümlü olduğunu, her ne kadar akreditif vadeli olsa da müvekkilinin iştira etme yetkisine sahip olduğunu, müvekkili banka hakkında İsviçre mahkemelerince verilmiş bir tedbir kararı bulunması gerektiğini, böyle bir tedbir kararı bulunmadığını, müvekkili hakkında usulüne uygun verilmiş bir tedbir kararı bulunmadığı için usulüne uygun şekilde sunulmuş vesaik karşılığında akreditif ödemesini lehdara yaptıklarını bu nedenle vadesi geldiğinde akreditif bedelinin akreditif bankası tarafından müvekkiline ödenmesi gerektiğini, sahtecilik iddiasına ilişkin olarak müvekkili bankanın sorumluluğu bulunmadığını belirterek itiraz etmiş, itiraza konu ihtiyati tedbir akreditif bankası olan davalı …’ın davaya konu akreditifi lehdara veya teyit bankasına ödememesi yönünde olup, itiraz edenin cevap dilekçesinde belirtiği diğer itiraz sebepleri HMK’nın 394/2 maddesinde sınırlı olarak sayılmış olan itiraz sebeplerinden değildir. Sonuç olarak, istinaf nedenleri yerinde olmadığından, ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı … istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı … tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcının, istinaf eden davalı … tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5Artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/02/2021 tarihinde HMK’nın 353/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.