Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2328 E. 2021/1883 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2328 Esas
KARAR NO: 2021/1883 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/264 D. İş – 2021/265 Karar
TARİH: 01/09/2021
TALEP: İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ: 22/12/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati tedbir talep eden vekili, davalı … Ltd. Şti. tarafından keşide edilen lehdarı diğer davalı şirket olup onun tarafından …’a ciro edilen …’a ait 15/12/2018 tarih … seri numaralı 150.000.-TL bedelli çekin, müvekkil ile … Ltd. Şti. arasında akdedilen 15.02.2018 tarihli satış ve devir sözleşmesi uyarınca müvekkiline ödeme olarak verildiğini, ancak çekin karşılıksız çıktığını, çeke ilişkim alacağın tahsili için karşı taraf aleyhine başlatılan icra takibinde karşı taraf …’ın haksız ve hukuka aykırı olarak imzaya itiraz ettiğini, icra hukuk mahkemesince takibin durdurulmasına, müvekkilinin İİK170/4 uyarınca 14.840,00-TL idari para cezası ile mahkûm edilmesine, 29.660,00 kötü niyet tazminatı, toplam 309,00-TL yargılama gideri ile 1.360,00-TL vekâlet ücretinin müvekkilinden tahsil edilerek karşı tarafa verilmesine karar verildiğini, mahkemece yaptırılan imza incelemesinin yeterli olmadığını, karşı tarafça istinaf incelemesinde olan icra mahkemesi kararının takibe konu edildiğini, bu haksız takibin maddi gerçek bakımından alacaklı olan müvekkilinin ticari hayatını ciddi derecede tehdit etmekte olduğunu, İİK m. 170/4 m. uyarınca kanunen başkaca hiçbir ispat şartı aranmaksızın genel mahkemede dava açılmasıyla birlikte para cezası ve kötü niyet tazminatının dava sonuna kadar tahsilinin engellenmesi yönünden tedbir uygulanması gerektiğini, taraflarına arabuluculuk yoluna başvurulup alacak davası açılacağını, icra mahkemesi kararlarının tehir-i icrası mümkün olmadığından ve İİK 36. maddesi tahliye ve istihkak davaları hariç işletilemeyeceğinden tehir –i icra alınamadığını ileri sürerek ihtiyati tedbir taleplerinin İİK’nun m. 170/4 gereği kabulüne, icra hukuk mahkemesi kararı ile tesis edilen idari para cezası ile kötü niyet tazminatının icrasının tehirine, ilamlı icra takip dosyası kapsamında her türlü icra takibi, paraya çevirme ve diğer icra işlemlerinin durdurularak, hacizlerin fekkine karar verilmesini talep etmiştir. Karşı taraf … vekili, tedbir talep eden tarafın daha önce de aynı yönde farklı bir mahkemeden talepte bulunduğunu ve talebin reddedildiğini, dolayısıyla derdestlik itirazında bulunduklarını, ayrıca ihtiyati tedbir için gerekli şartların oluşmadığını belirterek tedbir isteminin reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 01/09/2021 tarih ve 2021/264 D.İş. 2021/265 K. Ek Kararı ile; ” … talep eden vekili tarafından alacak davasına konu edileceği iddia edilen çekteki ciranta imzasının sahte olduğunun icra hukuk mahkemesi tarafından yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda tespit edildiği, kararın henüz istinaf incelemesinden dönmediği anlaşıldığından ihtiyati tedbir kararı verilmesi şartlarından olan yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğinin kabulü mümkün değildir. 2004 sayılı İİK’nın 170/4. Maddesinde; icra mahkemesinin, imzaya itirazın kabulüne karar vermesi hâlinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklıyı senede dayanan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkûm edeceği, alacaklının genel mahkemede dava açarsa, para cezasının tahsili dava sonuna kadar tehir olunacağı ve bu davayı kazanırsa hakkında verilmiş olan para cezasının kalkacağı düzenlenmiştir. Her ne kadar talep eden vekili tarafından İİK’nin 170/4 maddesi uyarınca takibin durdurulması talep edilmiş ise de; söz konusu maddede alacak davası açılması durumunda söz konusu dava sonuçlanana kadar icra mahkemesince verilen para cezasının tahsilinin tehir olunacağının düzenlendiği; alacaklı tarafından ilamda hükmedilen para cezasının yanında kötü niyet tazminatı, ilam vekalet ücreti ve yargılama giderinin de icraya konu edildiği; bu alacaklar bakımından alacak davası açılsa dahi takibin devam edeceği; ayrıca tedbiren durdurulması talep edilen icra takibinin ilamlı icra takibi olması; ilamlı icra takiplerinin istinaf ve yargıtay incelemesi sonuçlanana kadar durdurulması için İcra ve İflas Kanunu’nun 36. maddesi ve devamında icranın geri bırakılması müessesinin düzenlendiği …” gerekçeleri ile; “İhtiyati tedbir talebinin reddine,” karar verilmiş ve verilen karara karşı, ihtiyati tedbir isteyen vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir isteyen vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlamda yer alan kötü niyet tazminatı, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin İİK 170/4 maddesi kapsamı dışında olduğunu, İcra Mahkemesi kararlarına karşı İcra İflas Kanunu’nun 36. maddesi uyarınca tehiri icra müessesesinin işletilemeyeceğini, nitekim Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 08.06.2004 tarihli E. 2004/10876, K. 2004/14616 sayılı kararının da bu yönde olduğunu, İİK 170/4 m. uyarınca tedbir için davanın açılışının yeterli görüldüğünü, başkaca da bir şart aranmadığını, ancak alacak davası ticari uyuşmazlık türünden olup arabuluculuk yolunun zaruri olduğunu, mevcut durumda cebri icra tehdidine maruz kalan müvekkilinin hak kaybına uğramaksızın bu süreci tamamlamaya elverişli zamanının bulunmadığını, dolayısıyla İİK m.170/4 ruhuna da uygun olarak arabulucuya başvurup görüşmelerin tamamlanmasıyla birlikte açılacak alacak davasına dek … tarafından başlatılan icra takip işlemlerinin tedbiren durdurulması gerektiğini Takibin durdurulmayarak müvekkil şirketin menkul ve gayrı menkullerine haciz konulmasının, şirketin ticari hayatının devamlılığını tehlikeye sokacağından ciddi bir zararın söz konusu olduğunu belirterek hükmü kaldırılmasını ve tedbir talebinin kabulü istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, icra hukuk mahkemesince hükmedilip ilamlı icra takibine konu edilen idari para cezası ile kötü niyet tazminatının icrasının tehirine, ilamlı icra takip dosyası kapsamında her türlü icra takibi, paraya çevirme ve diğer icra işlemlerinin durdurularak, hacizlerin fekkine karar verilmesini istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.Dosya kapsamında mevcut Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında düzenlenen icra emri incelendiğinde, karşı taraf … tarafından tedbir talep eden taraf aleyhine, Bakırköy 9.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 26/01/2021 tarih 2019/885 E., 2021/87 K. sayılı kararına istinaden mahkemece hükmedilen vekalet ücreti, kötüniyet tazminatı, yargılama gideri ve işlemiş faiz kalemleri üzerinden ilamlı icra takibi başlatıldığı görülmüştür. İİK 364/3 m. uyarınca kanun yoluna başvurma satıştan başka icra işlemlerini durdurmayacağından, İİK 36.maddesinin İİK’nda özel hüküm olmadıkça icra hukuk mahkemesi kararları hakkında uygulanamayacağı anlaşılmaktadır. İİK 170/4 m. ise “İcra mahkemesi itirazın kabulüne karar vermesi halinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklıyı senede dayanan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder. Alacaklı genel mahkemede dava açarsa, para cezasının tahsili dava sonuna kadar tehir olunur ve bu davayı kazanırsa hakkında verilmiş olan para cezası kalkar.” hükmünü haiz olup, madde uyarınca icra hukuk mahkemesince hükmedilen tutarın tahsilinin dava sonuna kadar ertelenmesi ancak genel mahkemede dava açılması koşuluyla ve sadece hükmedilen para cezasına münhasır olmak üzere kabul edilmiştir. İİK’nda takip hukukuna ilişkin kurallara ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiş olup hangi şartlarda mahkeme kararı ile hükmedilen alacağın tahsilinin ertelenebileceği belirtilmiş olduğuna göre, İİK’nun çizdiği bu sınırın dışına çıkmak suretiyle genel mahkemede alacak davası açılmadan ve kanunda belirtilmeyen alacak kalemlerine ilişkin olarak icra takip işlemlerinin durdurulması ve tahsil işlemlerinin ertelenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkün görülmemiştir. Bu itibarla ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir isteminin reddi yönündeki kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamakta olup, açıklanan nedenlerle tedbir talep eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati tedbir talep eden vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden taraftan alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcının istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/12/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.