Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/232 E. 2021/251 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/232 Esas
KARAR NO: 2021/251 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/964 Esas – 2020/699 Karar
TARİH: 07/10/2020
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/02/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/154 E. sayılı dosyası ile 19/12/2013 tarihinden geçerli olmak üzere … A.Ş.’nin iflasına karar verildiğini, iflas tasfiyesinin Bakırköy … icra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla yürütülmekte olduğunu, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasının 20/08/2014 tarihli ve 2013/71 sayılı yetki belgesine göre Müflis … A.Ş.’nin iflas masası adına iflas idare memuru Av. …’ın atandığını, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün, … sayılı dosyasında iflas idaresince Müflis … A.Ş.’nin üçüncü şahıslardaki alacaklarının tespiti için ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda bilirkişi tarafından müflisin alacaklı olduğu üçüncü şahıslar ile alacak miktarlarını içeren bilirkişi raporunun iflas dosyasına ibraz edildiğini, iflas idaresince İİK md. 229 gereği masanın vadesi gelmiş ve bilirkişi raporu ile tespit edilmiş alacaklarının tahsili için Müflis … A.Ş.’nin borçlularına karşı icra takibi başlatılmasına karar verildiğini, bu karar gereği bilirkişi raporunda borçlu olarak tespit edilen davalı aleyhine de Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını ancak davalı tarafın haksız ve hukuka aykırı olarak borca ve ferilerine itiraz ettiğini, bu sebeple de huzurdaki itirazın iptali davasını açma zaruretinin doğduğunu, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasında mübrez bilirkişi raporunda ve Müflis … A.Ş.’nin ticari defterlerinde de görüleceği üzere davalı tarafın müflise borçlu olduğunu, bu sebeple davalı tarafın borca ve ferilerine yapmış olduğu itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunu bu itirazının iptalinin gerektiğini, davalı tarafın itirazlarının müvekkilin alacağının tahsilini geciktirmeye yönelik kötü niyetli itirazlar olduğundan alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesinin gerektiğini, sonuç olarak davalının haksız, hukuka aykırı ve müvekkilin alacağının tahsilini geciktirmeye yönelik itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına, tüm yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, huzurdaki itirazın iptali davasının yetkisiz mahkemede açılmış olduğundan itiraz ettiklerini, itirazın iptali davasında yetkili mahkemenin HMK 6. Ve devamı maddelerine göre belirlendiğini, HMK 6. Maddeye göre genel yetkili mahkemenin davalının dava açıldığı tarihteki yerleşim yeri olduğunu, huzurdaki davaya dayanak icra takibinin Bakırköy İcra Dairelerinde yapıldığını, oysaki müvekkili şirketin adresinin “… Mh. … Sokak … iş merkezi … Blok D: … Şişli/İstanbul” olduğunu icra takibinin de İstanbul İcra Dairelerinde başlatılmasının itirazın iptali davasının da yine İstanbul Ticaret Mahkemelerinde açılmasının gerektiğini, işbu nedenle huzurdaki davanın yetki yönünden reddinin gerektiğini, her ne kadar icra takibinde yetki itirazında bulunulmasa da bu durumun mahkemenin yetkisine itiraz edilmesine engel teşkil etmemekte olduğunu, icra takibinde de, davaya dayanak bilirkişi raporunda da alacağın sebebinin ne olduğunun açıklanmadığını, iş bu nedenle hiçbir somut delile dayanmayan borcu kabul etmediklerini, müvekkili şirketin kayıtlarında davacı şirketin herhangi bir alacağına rastlanmadığı gibi aksine davacının müvekkili şirkete borcunun bulunduğunu, bu alacağın tahsili için iflas masasına kayıt yapıldığını, davacının huzurdaki davayı açarken müvekkili şirket aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiğini, oysa icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için likit bir alacak olması gerektiğini, miktarı belirli yada belirlenebilir olan ve bunun için mahkeme kararına gerek göstermeyen alacağın likit bir alacak olduğunu, oysa huzurdaki davada borcun sebebinin bilinmediği gibi müvekkili şirket bünyesinde davacı …’nin alacaklı olduğuna dair herhangi bir kayda rastlanmadığını, sonuç olarak davanın reddine, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına (kötü niyet tazminatına) hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletılmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 07/10/2020 tarih 2019/964 Esas – 2020/699 Karar sayılı kararında; ” Davacı müflis şirketin Bakırköy 3.ATM’nin 2013/154 esas sayılı dosyasında iflasına karar verildiği ve dosyanın kesinleştiği anlaşılmıştır. HMK m.84/1-b hükmü gereğince iflasına karar verilmiş olan bir müflisin dava açması, davacı yanında davaya müdahil olarak katılması veya takip yapması durumunda teminat göstermesi gerekecektir. HMK m. 84 ve devamı maddelerde düzenlenen teminat, hukuki nitelik açısından HMK m. 114/1-ğ’de açıkça belirtildiği gibi bir ilk itiraz değil dava şartıdır. Dava şartları mahkeme tarafından esas hakkında incelemeye girişmeden önce araştırılır ve dava şartlarının varlığı tespit edildikten sonra esas hakkında tahkikata başlanılır. Buna göre davacının teminat yükümlülüğünün bulunup bulunmadığına mahkeme, davanın esasına girişmeden önce re’sen karar verir. Mahkeme tarafından davacının teminat yatırması gerektiğine karar verildikten sonra mahkememiz tarafından re’sen belirlenmiş olan olan teminat miktarı belirlenen kesin süre içerisinde davanın esasına girilmeden önce yatırılmak zorundadır. Aksi halde dava usulden reddedilir. Somut davadaki gibi Teminat yükümlülüğü dava şartları arasında yer aldığı için davalı tarafından ileri sürülmese bile davacı veya davaya katılan bakımından yargılama giderlerini karşılamak üzere teminat yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediği yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilecektir. Davanın esasına girildikten sonra teminat gösterme yükümlülüğünün yerine getirilmediğinin ortaya çıkması halinde bu dava şartı eksikliğinin sonradan teminat göstermek yolu ile giderilmesi mümkün olduğundan, bu eksikliği tamamlaması yani teminat göstermesi için davacıya 14/08/2020 tarihli mahkememiz ara kararıyla uygun bir kesin süre verilmiş, 1 aylık kesin süre içerisinde yatırılmamıştır. Mahkememizce belirlenen teminat gösterme yükümlülüğünün davacıya verilen kesin süre içerisinde yerine getirilmemesi…”gerekçesi ile, Davanın HMK 88. Md uyarınca dava şartı eksikliği nedeni ile usulden REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, davalı tarafın teminat altına alınması gereken yargılama giderinin mevcut olmadığını, yerel mahkemenin dava değerinin teminatı için bir teminat belirlenmesinin hatalı olduğunu, İleri sürerek, yerel mahkeme kararının bozularak davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava itirazın iptali davasıdır. Davacı vekili, müvekkili şirketin iflasına karar verildiğini, iflas masasının oluşturulduğunu, müflis şirketin alacak ve borçlarının tasfiyesi amacıyla şirket defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda ticari defter kayıtlarına göre davalıdan alacaklı olduklarını tespit ettiklerini, alacaklarının tahsili için yaptıkları takibe davalının haksız itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince HMK 88. Maddesi gereğince dava şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK’nın 84 vd. Maddesinde teminat düzenlenmiş olup, 84/1- b maddesinde davacının daha önceden iflasına karar verilmiş olması gibi hallerin mevcudiyeti halinde davalı tarafın muhtemel yargılama giderlerini karşılayacak uygun bir teminat göstermesi gerektiği belirtilmiştir. Dosya içinde bulunan kesinleşmiş mahkeme kararına göre davacı şirket hakkında iflas kararı verilmiş olup, madde hükmüne göre teminat göstermesi gerekmektedir. Mahkemece usulüne uygun olarak davacı tarafa teminat göstermesi konusunda ihtar gönderilmiş olup, ihtarda belirtilen süre içinde davacı tarafça teminat gösterilmemiştir. HMK’nın 88. Maddesine göre bu durumda davanın usulden reddine karar vermek gerekmektedir. Yine HMK’nın 87. Maddesine göre hakim teminatın tutarı ve şeklini serbestçe tayin edecektir. Buna göre davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL’ nin mahsubu ile bakiye 4,9.TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/02/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.