Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2305 E. 2022/485 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2305 Esas
KARAR NO: 2022/485 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/1381 Esas – 2021/634 Karar
TARİH: 14/09/2021
DAVA: İtirazın İptali (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/03/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesi kapsamında davalının cari hesap borcunu zamanında ve eksiksiz olarak ifa etmediğini, gecikmeler sebebiyle vade farkı işletilerek 30.198,12 TL bedelli vade farkı faturasının düzenlendiğini, vade farkından doğan borcun 14.158,31 TL’lik kısmının ödenmediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, daha önce müvekkili tarafından davacı aleyhine açılan davada müvekkilinin davacının elinde bulundurduğu teminat mektubunu fazla miktarda nakde çevirdiği iddiasına dayandığını, davacının iddiayı reddettiğini ve ret gerekçesi olarak bu davaya konu vade farkı faturasına dayandığını, o davada söz konusu vade farkı faturası davacı lehine geçerli kabul edilerek ve 60.000,00 TL bedelli cezai şart faturası ise geçerli kabul edilmeyerek müvekkilinin 45.840,89 TL alacaklı olduğuna karar verildiğini, söz konusu davanın sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının iş bu davaya konu tutarı mükerrer olarak tahsil etmek istediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 14/09/2021 tarih ve 2018/1381 Esas 2021/634 Karar sayılı Kararı ile; “Davacının İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/72 Esas sayılı dosyası ile 22/01/2018 tarihinde itirazın iptali (ticari satımdan kaynaklanan) davası açtığı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/72 Esas dosyasının tarafları ve konusu ile işbu dosyanın konusu ve tarafları aynı olup, bu davanın açıldığı tarihte İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/72 dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinde istinaf incelemesinde olduğu anlaşıldığından; buna göre aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması (HMK md. 114/1-ı) yani derdestlik durumunun olmaması dava şartlarındandır. “Derdestlik”, aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayalı olarak açılmış ve görülmekte olan bir davanın olduğunu ifade eden usul hukuku kurumudur. Bir olumsuz dava şartı olarak derdestlik itirazının ileri sürülebilmesi için; a-Aynı davanın aynı mahkemede ya da başka bir mahkemede iki kez açılmış olması, b-Birinci davanın görülmekte olması, c-Birinci dava ile ikinci davanın taraflarının dava konusunun ve dava nedenlerinin aynı olması gerekir. Derdestlik itirazının korunmasının temelinde, aynı davanın tekrar açılıp görülmesinin sağlanmasında davacının hiçbir hukuki yararının bulunmadığı düşüncesi mevcuttur. Mahkememiz dosyasında itirazın iptaline ilişkin davanın esasıyla ilgili daha öncesinde İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/72 Esas 2018/1083 Karar dosyası ile karar verildiği anlaşılmakla, derdestlik dava şartı HMK 114/ı Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması dava şartının bulunmadığı anlaşıldığından açılan davanın Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114(1) ı) ile 115(2) maddeleri gereğince derderstlik dava şartı yokluğundan açılan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.” gerekçeleri ile; “Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın HMK. 114/1-ı ve 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine,” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalının müvekkiline ödemesi gereken 14.158,31 TL vade farkı borcu bulunduğunu, Her iki davanın konusu, talep sonucu ve delilleri dahi farklı olup derdestliğin söz konusu olmadığını, müvekkilinin söz konusu davada davalı olduğunu, Diğer davada müvekkilinin cezai şart alacağına ilişkin olarak hatalı hüküm kurulduğunu,Bu davada bilirkişi incelemesi yaptırılmadan karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek hükmün kaldırılmasını istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava, vade farkı faturasına dayalı bakiye alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın derdestlik dava şartı nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Hükümde derdest olduğu belirtilen İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/72 Esas sayılı dosyası incelendiğinde, dosyamız davalısı tarafından dosyamız davacı aleyhine davacı elinde bulunan banka teminat mektubunun bir kısmının haksız olarak nakde çevrildiği iddiasıyla itirazın iptali davası açıldığı, Mahkemenin 06/11/2018 tarih 2018/72 E., 2018/1083 K. sayılı kararı ile, dosyamız davacısının 30.198,12 TL tutarında vade farkı alacağı bulunduğu, 60.000,00 TL cezai şart alacak talebinin ise haksız olduğu, buna göre dosyamız davalısının 45.840,89 TL alacak iadesi talebinde haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın dosyamız davacısı tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12.Hukuk Dairesi’nin 25/05/2021 tarih 2019/662 E, 2021/765 K. sayılı kararı ile istinaf isteminin esastan reddine kesin olarak karar verildiği görülmüştür. Derdestlikten söz edilebilmesi için, aynı davanın daha önce açılmış ve görülmekte olması, her iki davanın aynı dava kabul edilebilmesi için ise, her iki davanın taraflarının, konularının ve sebeplerinin aynı olması gerekir.Somut olaya döndüğümüzde iş bu dava, bayilik sözleşmesi kapsamında doğan vade farkı alacağının tahsili için bayilik veren şirket tarafından başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine, derdest olduğu belirtilen dava ise, bayilik sözleşmesi kapsamında haksız olarak nakde çevrildiği ileri sürülen banka teminat mektubu tutarının istirdatı için bayi tarafından başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, her iki davanın taraflarının sıfatlarının, konusunun ve sebeplerinin farklı olduğu, derdestliğin söz konusu olmadığı açıktır. O halde mahkemece bu husus gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-a4 m. uyarınca hükmün kaldırılması ve mahkemesine iadesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/09/2021 tarih ve 2018/1381 Esas – 2021/634 Karar sayılı ilamının HMK’nın 353/1-a4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/03/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.