Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2302 E. 2021/1882 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2302 Esas
KARAR NO: 2021/1882 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/758 Esas (Derdest Dava dosyası)
TARİH: 24/09/2021
DAVA: Şirketin Feshi
KARAR TARİHİ: 22/12/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin ve dava dışı …’ın 04/05/2010 tarihinde kurulmuş olan davalı şirketin %50 oranında hissedarı olduklarını, ayrıca şirketi münferiden temsile yetkili olduklarını, şirketin esas sözleşmesinin 11. ve 12.mm. ile şirket hissedarlarına kar payı dağıtılmasının öncelikle şirket sermayesinin %51’ini temsil eden hissedarların kararına bağlandığını, dolayısıyla davalı şirkette bu kararın oybirliği ile alınması gerektiğini, ayrıca sözleşmenin 12. Maddesi ile ihtiyat akçeleri ayrılmadıkça hissedarlara kar payı dağıtılmasının yasaklandığını, …’ın esas sözleşmeye aykırı şekilde şirket giderleri ödenmeden ve ihtiyat akçesi ayrılmadan şirkete ait ortak hesaptan haksız ve hukuka aykırı olarak para çektiğini ve bu şekilde hem şirketi hem de müvekkilini zarara uğrattığını, bu nedenle şirkete ait vergi borçları da ödenemediğinden kamunun da zarara uğramakta olduğunu, yine şirket merkezinin bulunduğu taşınmaza ait kira bedellerine de haksız ve hukuka aykırı olarak el koyduğundan bir süre daha kira ödemesi yapılamaması halinde şirketin faaliyetinin devam ettirildiği taşınmazdan tahliye edilmesi tehlikesi ile karşı karşıya kalınacağını ve şirketin faaliyetinin devamının imkansız hale geleceğini, …’ın bu eylemleri sağlık problemleri olduğu gerekçesiyle talimat verdiği oğlu eliyle yaptığını ve bu eylemler sebebiyle şirketin halihazırda faaliyetine devam etmesinde yarar bulunmadığı gibi şirketin feshi için haklı nedenlerin oluştuğunu, taraflar arasında güven ilişkisi kalmadığını ileri sürerek, öncelikle şirket hesapları hakkında şirkete ait kamu borçlarının ve şirket merkezinin bulunduğu taşınmaza ilişkin kira borçlarının ödenmesi dışında herhangi bir işlem yapılamaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davanın kabulü ile davalı şirketin feshine, şirketin feshinin mümkün olmaması halinde şirket ortağı …’ın ortaklıktan çıkarılmasına veya TTK’nun 636/3. maddesi gereği duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 24/09/2021 tarih ve 2021/758 E. sayılı Ara Karar sayılı Kararı ile; ” ….mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekli olup somut olayda mahkememizde bu yönde olumlu bir kanaat oluşmadığı, talep sahibi davacının, hakkını tehdit eden yakın bir tehlike nedeniyle ivedi bir koruma ihtiyacı içinde bulunmadığı, ihtiyati tedbir kararı verebilmek için hâkimin somut sebep göstermesi ve ihtiyati tedbir kararının haklılığını ortaya koyacak delil değerlendirmesi yapması ve yaklaşık ispat ölçüsüne yaklaşması gerekli olup davacı tarafından dosyaya sunulan delillerin somut delil kabul edilip haklılık konusunda yaklaşık ispat ölçüsü kriterine uymaması gözönüne alınarak davacının ihtiyati tedbir talebinin bu aşamada reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşa….” gerekçeleri ile; ” 1-Talep eden vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine,” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Şirketin feshinin talep edilmesinin esas nedeninin şirketin ortağı …’ın oğlu …’ın, babasının geçirmiş olduğu rahatsızlık gerekçesiyle, babasının uhdesinde bulunan şirket banka hesaplarını kullanılarak babası ve annesinin şahsi hesaplarına şirketin giderleri, borçları, işlerinin devamlılığı ile ilgili hiçbir sorumluluğu göz önünde bulundurulmaksızın ve gerek şirket, gerek şirket ortakları aleyhine müvekkilin bilgisi ve onayı dışında, şirketi zarara uğratacak şekilde şirket hesaplarından para çekilmesi olduğunu, mahkemece bu ivedi sebepler göz ardı edilerek ve hukuka aykırı olarak taleplerinin reddedildiğini, Hukuka aykırı işlemlerin devam etmekte olduğunu, sürekli para çekme nedeniyle şirket hesabında para kalmaması sonucu şirketin kira borçları dahi ödenemediğinden, ihtiyati tedbir kararı verilmemesi sebebiyle şirket merkezinin bulunduğu taşınmazdan tahliye edilme tehlikesi ile bile karşı karşıya olduğunu, Dava konusu şirket hesaplarının hukuka aykırı olarak kullanılması ve şirketin zarara uğratılması sebebiyle daha önce de müvekkili tarafından şirket hesaplarına ihtiyati tedbir konulmasının taleplerinin kabul edildiğini, bu kararın müvekkilince süresi içerisinde icraya konulmadığını, … ve ailesinin suç teşkil eden eylemleri sebebiyle Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/87027 Soruşturma numaralı dosyası kapsamında suç duyurusunda bulunulduğunu ve müvekkilin uğradığı zararın tazmini için dava şartı arabuluculuk başvurusu yapıldığını belirterek ara kararın kaldırılmasını ve tedbir taleplerinin kabulünü istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, şirketin fesih ve tasfiyesi istemli açılan davada, şirket hesapları hakkında şirkete ait kamu borçlarının ve şirket merkezinin bulunduğu taşınmaza ilişkin kira borçlarının ödenmesi dışında herhangi bir işlem yapılamaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir. TTK 636/4 m. uyarınca fesih davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir. HMK’nın 389. maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Somut olaya döndüğümüzde, dosyanın geldiği aşama itibariyle davacı iddiasının yaklaşık olarak ispatı koşulu sağlanmadığı gibi, tarafların menfaat dengesinin de gözetilmesi gerektiği, zira halen ticari hayatına devam etmekte olduğu anlaşılan şirket hesaplarına ilişkin bu yönde kapsamlı bir ihtiyati tedbir verilmesinin şirketin daha büyük zararlara uğramasına neden olabileceği gözetildiğinde ihtiyati tedbir koşullarının oluşmadığı, yargılamanın ilerleyen aşamalarında koşulların değişmesi halinde ihtiyati tedbir talebinin mahkemece yeniden değerlendirilebileceği kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddi yönündeki ara kararında bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep edenden alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı, istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden taraf üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince tarafa tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/12/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.