Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2298 E. 2022/411 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2298 Esas
KARAR NO: 2022/411 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
TARİH: 17/06/2021
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 17/03/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:Davacı vekili, müvekkili kurum sigortalısının geçirdiği iş kazası sonucu vefatı nedeniyle kurum zararının tahsilini teminen rücuen alacak davası açıldığını, yargılaması sırasında davalı … Tic. Ltd. Şti.’nin sicilden terkin edildiği tespit edilerek ihya davası açılması için taraflarına süre verildiğini, şirketin sicil kaydı resen terkin edilmişse de müvekkili alacağı gözetilmediğinden tasfiyenin gerçek olarak tamamlanmadığını ileri sürerek adı geçen şirketin ihyasına ve tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, … Tic. Ltd. Şti.’nin TTK’nun geçici 7.maddesi ve ilgili Tebliğ hükümleri uyarınca adresinin tespit edilememesi nedeniyle resen terkin kapsamına alındığını, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 18/02/2015 tarihinde sicil kaydının resen terkin edildiğini, resen terkin kapsamına alınan şirketlerin sürmekte olan davalarının bulunması halinde bu hususta müvekkiline bilgi verilmesi gerektiğini, şirketin gönderilen ihtara rağmen yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmaması nedeniyle yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 17/06/2021 tarih ve 2021/108 Esas 2021/359 Karar sayılı Kararı ile; ” ….… Mahkememizce İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden ilgili şirketin sicil dosyası getirtilmiş, ayrıca talebe konu mahkeme dosyası getirtilip incelenmiş olup, tüm dosya kapsamından; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ nün … sicil numarasında kayıtlı … Ticaret Limited Şirketi’nin sicil kaydının 18/02/2015 tarihinde re’sen terkin nedeni ile kapatıldığı, davacı SGK tarafından davalılar … A.Ş., …,… ve … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi aleyhine 19/11/2013 tarihinde alacak talebiyle dava açılmış olduğu yargılama sonucunda verilen 2013/621-2019/81 E.K sayılı kararın İstinaf aşamasında kaldırılması nedeniyle dava dosyasının Afyonkarahisar 2. İş Mahkemesi’ nin 2020/410 esas sırasına kayıt edildiği ve anılan davanın 23/12/2020 tarihli oturumunda alınan ara karar ile davacı kurum vekilinin sicilden terkin edilen …Ticaret Limited Şirketi hakkında ihya davası açmak üzere süre verildiği anlaşılmakla yasal koşulları oluşan davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerektiği kanaatine varılmıştır..” gerekçeleri ile;“1-Davanın kabulüne, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı iken 6102 sayılı TTK ‘nın geçici 7. Maddesine göre 18/02/2015 tarihinde sicilden resen terkin edilen tarihinde terkin edilen … Ticaret Limited Şirketi’nin Afyonkarahisar 2. İş Mahkemesi’ nin 2020/410 esas sayılı dava dosyasında yapılacak işlemler ile sınırlı olmak kaydı ile ihyasına, ticaret siciline tescil ve ilanına,” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; … Ticaret Limited Şirketi’nin sicil kaydının davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünce terkin edilmesinde müvekkili kuruma yüklenebilecek bir kusur bulunmadığı gibi şirket kaydının 18/02/2015 tarihinde yapılan terkininin, müvekkil kurum tarafından … Ticaret Limited Şirketine karşı 2013 yılında açılmış ve derdest bir dava bulunmasına karşın yapılmasının 6102 Sayılı Yasa’nın 7/2.maddesine aykırı olduğunu, bu husus dikkate alınarak HMK’nun 326. maddesine göre müvekkili kurum lehine avukatlık ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gerekirken, aksine hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığını, Dava dilekçesi ile tasfiye memuru tayini talepleri de olmasına rağmen mahkemece haklı olan bu taleplerinin kabul edilmediğini belirterek hükmün kaldırılmasını istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava, TTK’nın geçici 7. maddesi gereğince resen ticaret sicil kayıtlarından terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir Dosya içerisinde bulunan Ticaret Sicil Müdürlüğü yazısından ihyası istenen şirketin ticaret sicil kaydının 6102 sayılı TTK’nın Geçici 7. maddesi uyarınca 18/02/2015 tarihinde resen terkin edildiği anlaşılmaktadır. TTK Geçici 7. maddenin 15. fıkrası uyarınca, ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilecek olup, maddede öngörülen 5 yıllık süre hak düşürücü süre olup mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir.Ne var ki davacı kurum tarafından ihyası istenen şirket aleyhine terkin tarihinden önce 19/11/2013 tarihinde Afyonkarahisar İş Mahkemesi’nin 2013/621 Esas sayılı dosyası üzerinden alacak davası açılmış olup, iş bu dava tarihi itibariyle henüz sonuçlanmamıştır. Hakkında devam eden bir dava bulunan şirketin TTK Geçici 7. maddesine göre ticaret sicilden resen silinmesi işlemi yapılamayacağından, davalı ticaret sicil müdürlüğünün yaptığı işlemin kanuna uygun olduğundan bahsedilemeyecektir. 5 yıllık hak düşürücü süre usulüne uygun şekilde yapılmış olan sicilden silinme işlemlerine karşı açılacak davalar için öngörülmüş bir süre olup, kanuna açıkça aykırı olarak yapılan sicilden silinme işlemleri hakkında 15. fıkrada öngörülen sürenin uygulanmasına imkan bulunmadığından iş bu davanın hak düşürücü süre dikkate alınmamıştır.Terkin işleminin yapıldığı tarihte yasal hasım konumunda olan davalı ticaret sicil müdürlüğünün şirket hakkındaki derdest davadan haberdar edildiğine dair dosyaya bir delil sunulmadığı gibi, davacı tarafça davalı ticaret sicil müdürlüğünün yapmış olduğu resen terkin işleminin TTK Geçici 7. maddesinde öngörülen usule aykırı olduğu da iddia edilmediğine göre, davalı ticaret sicil müdürlüğünün iş bu davanın açılmasına haksız işlemi nedeniyle sebep olmadığı, dolayısıyla yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu olmadığı kabul edilmelidir.TTK’nın Geçici 7. madde uyarınca ihyasına karar verilen şirketin tasfiyeye tabi tutulmasına gerek olmadığından tasfiye memuru atanmaması da usul ve yasaya uygundur. Bu itibarla mahkemenin kararında isabetsizlik bulunmamakta olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Davacı kurum harçtan muaf olduğundan istinaf harçları hususunda bir karar verilmesine yer olmadığına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider avansı varsa talep halinde iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince tarafa tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 17/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.