Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2284 E. 2021/1863 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2284
KARAR NO: 2021/1863
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/08/2021
DOSYA NUMARASI: 2021/645 D. İş – 2021/598 Karar
TALEP: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 22/12/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; taraflar arasında, faturalar kapsamında bir satış ilişkisi bulunduğunu, borçlunun, müvekkili şirketten ibraz edilen faturalara konu ürünleri sipariş ettiğini, şirketin, sevk irsaliyesi ile bu siparişlerin teslimlerini gerçekleştirerek borcunu ifa ettiğini, ilgili satışlara ilişkin faturaları düzenleyerek ürünlerin teslimini sevk irsaliye belgeleriyle borçluya gerçekleştirdiğini, sevk irsaliyelerine ek olarak ürünlerin borçluya teslim edildiğine ilişkin kargo şirketinin düzenlediği teslim belgesi ile toplam fatura tutarını karşılayan sipariş teyit mektuplarının da mevcut olduğunu, ayrıca e-arşiv fatura olarak düzenlenmiş olan ilgili faturaların, online ortamda da borçluya tebliğ edildiğini ve borçlu tarafından kabul edildiğini, tarafların, 5.000 TL üzerindeki faturalara ilişkin ba/bs mutabakatlarını da gerçekleştirdiklerini, 6 adet faturaya karşılık borçlu tarafından yalnızca 22.12.2020 tarihli fatura için 1.099,15 USD’lik bir ödeme yapıldığını, ödenmemiş toplam fatura bedelinin 31.067,71 USD (otuz bir bin altmış yedi Amerikan doları yetmiş bir sent) olup, faturaların tamamının vadesi geçmesi sebebiyle ilgili alacakların muaccel olduğunu, rehin ile teminat altına alınmamış muaccel alacakların tahsilinin gerçekleştirilebilmesi için ihtiyati haciz talep ettiklerini, ödeme yapılmasının defaatle borçludan talep edilmiş olmasına karşın alacağın tahsil edilemediğini, borçlunun çevresinden, mallarını gizlemeye ve mal kaçırmaya yönelik birtakım faaliyetler içerisinde bulunduğuna ilişkin ciddi duyumlar alındığını, müvekkili şirketin bulunduğu yerin davaya bakmaya yetkili olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları ve fiili ödeme günündeki döviz kuru üzerinden takip başlatma hakkı saklı kalmak kaydıyla, borçlunun 31.067,71 USD borcunun 26.08.2021 tarihi Merkez Bankası kuru karşılığı olan 260.518,28 TL’yi karşılayacak miktarda menkul ve gayrimenkul mallarıyla, üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 27/08/2021 tarih ve 2021/645 D. İş – 2021/598 Karar sayılı kararı ile; ….uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan yargılama sonunda(Ay. m.141); sunulan deliller, talep dilekçesi ekinde sunulan belge(ler), sevk irsaliyeleri ve faturalar, iddia ve beyanlar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar ihtiyati haciz talep eden tarafından ürünlerin teslim edildiğine ilişkin sevk irsaliyeleri ve faturalar sunulmuş ise de bu aşamada ihtiyati haciz talep tarafça alacağın varlığını yaklaşık ispata yarar belgeler sunulamadığı, alacağın varlığı ve miktarının ancak yapılacak yargılama neticesinde belirlenebileceği, bu aşamada yaklaşık ispat koşulu ve dolayısıyla ihiyati haciz şartlarının oluşmadığı sonuç ve vicdani kanaatine varılarak talebin reddine karar verilmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.” gerekçeler ile; ” 1-İhtiyati haciz talebinin REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; Talep dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek, ilaveten; mahkemece, talepleri red edilmiş ise de, şüpheye mahal vermeyecek ölçüde tutarlılık içeren, mail yazışmalarıyla birlikte ba/bs formlarına ilişkin mutabakatların sunulduğunu, faturalarla birlikte, imzalı sipariş formları, sevk irsaliyesi, kargo teslim formlarını havi delillerin, borcun varlığına ve miktarına ilişkin bir ispat getirmediği yönündeki değerlendirmesinin hatalı olduğunu, bir satış ilişkisinde mevcut, olması gereken her türlü delilin sunulduğu dilekçelerinde alacağın varlığına mahkemece kanaat getirilememiş olmasının anlaşılamadığını, ilgili ürünlere ait kargo şirketi tarafından sağlanan teslim tesellüm belgelerinde de teslimlerin gerçekleştiğinin sabit olduğunu, alacağın varlığına dair kanaatin oluşmasının ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yeterli görüldüğünü, usul hukuku anlamında kesin bir ispat aranmadığını ( Yargıtay 11. HD., E. 2016/2214 K. 2016/2481 T. 7.3.2016 kararı- Yargıtay 19 HD E. 2014/16266 K. 2015/4472 T. 30.3.2015) Alacağın varlığına ilişkin kanaat oluşturabilecek nitelikteki dosyada mübrez delillerin yaklaşık ispatı fazlası ile karşıladığını, bunu aşarak alacağın varlığına ilişkin kesin bir değerlendirmenin ise ancak gerekçeli kararda belirtildiği üzere yargılama neticesinde ortaya çıkabileceğini, ancak Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere ihtiyati haciz talebini inceleyen mahkemenin, alacağın gerçekte var olup olmadığı konusunda araştırma ve inceleme yapmakla yükümlü olmadığını, somut olayda, mahkemenin, sunmuş oldukları fatura, sevk irsaliyesi ve benzeri birçok belgeye karşılık ilgili alacağın varlığına ilişkin kanaatin yargılama ile oluşacağını ifade ettiğini, bu anlayışın kabulünün, ilama dayanmayan hiçbir alacağın ihtiyati haciz yolu ile teminat altına alınamaması sonucunu doğuracağını, ( İstanbul BAM, 14. HD’nin, E. 2021/542 K. 2021/525 T. 22.4.2021 kararı) Kadıköy … Noterliğinin, 24 Ağustos 2021 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile borçluya borcun ödenmesine yönelik ihtarda bulunulduğunu, ancak borçlunun yasal adresine yapılan tebligatın, borçluya ulaşılamadığından bila tebliğ geri döndüğünü, noterlikçe ihtarnameye düşülen 25.08.2021 tarihli tebliğ şerhinde; muhatabın gösterilen adreste sorulduğu ancak tanınmadığı, ihtarın muhtarın tasdikli beyanı ile çıkış adresine iade edildiği hususlarının belirtildiğini, dava dilekçelerinde de belirtildiği üzere bir süredir borçlu şirkete ve yetkililerine ulaşılamadığını, bunun yanında borçlunun kaçmaya ve mal kaçırmaya yönelik girişimlerde bulunduğuna ilişkin duyumlar alındığını, şirket merkezine gelen bir tebligatın, ilgili adresteki kimselerce şirketin tanınmadığına yönelik tebligat tutanağına yansıyan beyanlarının bu durumu ortaya koyduğunu, Somut olayda, elektronik fatura olarak karşı tarafa tebliğ edilmiş olan faturalara herhangi bir itiraz gelmediğini ve faturaların kesinleştiğini, bunun yanında ba/bs formlarına ilişkin mutabakata varıldığını, ürünlerin teslimine ilişkin sevk irsaliyeleri ile beraber kargo şirketinden temin edilen teslim tesellüm tutanaklarının, taraflar arasındaki ilişkiyi, borcun varlığını ve muacceliyetini ortaya koyduğunu,Yargıtay’ın sevk irsaliyesi ile birlikte sunulan faturaları, alacağın varlığına dair yeterli bir delil saydığını, mahkemeye bundan çok daha fazlasının sunulduğunu, yine de sunulmuş bu delillerin yaklaşık ispata yeter görülmeyerek hatalı bir karar verildiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesince verilen ihtiyati haciz talebinin reddi kararının kaldırılmasına, istinaf başvurularının kabulüne, borçlunun 31.067,71 USD borcunun 26.08.2021 tarihi Merkez Bankası kuru karşılığı olan 260.518,28 TL’yi karşılayacak miktarda menkul ve gayrimenkul mallarıyla, üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, ihtiyati haciz isteminin reddine dair verilen mahkeme kararının kaldırılması istemine ilişkindir. Talep eden vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında, müvekkili tarafından davalıya düzenlenen fatura bedellerinin ödenmediğini, alacağın muaccel olduğunu, rehinle de temin edilmediğini belirterek, ihtiyati haciz karara verilmesini talep etmiş, mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.Somut uyuşmazlık bakımından; tek taraflı olarak düzenlenen faturalar ve sevk irsaliyeleri alacağın varlığını ve muaccel olduğunu yaklaşık olarak ispata yeterli değildir. İbraz edilen sevk irsaliyelerinin teslim alan kısımlarında isim ve/veya imza bulunmamaktadır. İbraz edilen bir kısım e-mail yazışmalarını yapanların, taraf şirketlerin çalışanları ya da yetkili temsilcileri olup olmadığı bu aşamada tespit edilememektedir. Bu hali ile, talepte bulunan tarafça talep edilen alacağın varlığı, miktarı ve muacceliyeti yargılamayı gerektirmektedir. İhtarnamenin bila tebliğ iade edilmesi, borçlunun mallarını kaçırmaya, gizlemeye veya kendisinin kaçmaya çalıştığını gösterir nitelikte değildir. Bu hali ile, İİK 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden, mahkeme kararı isabetli olup, talepte bulunan vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, talepte bulunan vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati haciz talep edenin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden taraftan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı, istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden taraf üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/12/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.