Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2258 E. 2021/1826 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2258 Esas
KARAR NO: 2021/1826 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/10/2021 Tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2018/391 Esas
DAVANIN KONUSU: Alacak – İhtiyati Haciz Kararına İtiraz
KARAR TARİHİ: 15/12/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davalılar …, …, … Ltd. Şti., … vekili 06/09/2021 tarihli dilekçesi ile, Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca MASAK’tan aldırılan bilirkişi raporunda sonuç olarak parasal anlamda müvekkili … Ltd Şti’nin 5.344.111,59 TL’den sorumlu olduğunun tespit edildiğini, bu parasal sorumluluğa ilişkin sonucu kabul etmemekle birlikte bir an için müvekkili … Ltd Şti’nin bu bedel kadar sorumlu olduğu kabul edilse dahi, MASAK raporunun kendi içerisinde yapılan tespitlerde müvekkili … Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti arasındaki 2016 yılı toplam ticaret-para alışverişi tutarını ve hatta suç tarihi olarak gösterilen 28/04/2016-31/12/2016 tarihleri arasındaki dönemde dahi (bu dönem için belirtilen alış-veriş hacmi 29.304.898,81 TL) ticaret-para alışveriş tutarının davacı … AŞ’nin iddia ettiği zarar tutarı olan 20.569.200,00 TL’lik bedelin üzerinde olduğunu, müvekkili … Ltd. Şti. ile … Ltd Şti arasında 2016’dan önceki yıllarda ticaret olup olmadığı, para alışverişi bulunup bulunmadığı, benzer muhasebe kayıtlarının var olup olmadığı hususlarının hiçbir şekilde incelenmeden ve davacı … A.Ş’nin iddiasını aşan tutarların da olmasına rağmen sadece rakamsal tespitler yapıldığını, mesnetsiz şekilde … A.Ş’den … Ltd Şti’ye haksız şekilde gittiği iddia edilen paranın müvekkil … Ltd Şti’ye aktarıldığı ve aklandığı sonucuna varılmış olmasının kabulünün mümkün olmadığını, bu sonucun raporu yazan kişinin hiçbir dayanak göstermeden sadece şahsi görüşünü yansıtmaktan öteye gitmediğini, yine bir an için müvekkili …Ltd Şti’nin uhdesinde 5.344.111,59 TL’lik … Ltd Şti’ye ilişkin bir alacak bedelinin var olduğu düşünülse dahi, bu bedel üzerinden düşünüldüğünde müvekkilleri hakkında uygulanan ihtiyati haciz kararının bu bedelin çok üzerinde olduğunu ve müvekkillerinin geri dönüşü imkansız zararlara uğramasına sebebiyet verdiğini, müvekilleri hakkındaki ihtiyati haciz kararının devamının ülkedeki mevcut zor ekonomik koşullarla birlikte düşünüldüğünde müvekkillerinin ve şirketlerinin yok olmasına neden olacağını belirterek müvekkilleri yönünden ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, bu mümkün değilse MASAK raporunda müvekkillerinin parasal sorumluluğu olarak belirtilen 5.344.111,59 TL üzerinden ihtiyati haciz kararına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili 03/09/2021 tarihli dilekçesi ile, davanın dayanağı olan ilişkinin davacı … A.Ş., … A.Ş. Ve … A.Ş. arasında gerçekleştiğini, müvekkili şirket ortakları hakkında ise sadece … ile olan akrabalık bağı ve …’ye aracı formatında hareket ettikleri iddiasında bulunulduğunu ancak bu iddianın somut hiç bir veri ile desteklenmediğini, MASAK raporunda müvekkili aleyhine subjektif değerlendirmeler ve varsayımların yer aldığını, dava dosyasında davalı olup Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi dosyasında beraat kararı verilen kişiler aleyhindeki ihtiyati haciz kararının kaldırıldığını, müvekkili şirket aleyhinde hiç bir tespit olmadığını, yetkilileri hakkında açılmış bir ceza davası da bulunmadığını, Adana CBS’nın 2017/41601 soruşturma sayılı dosyasında MASAK’dan alınan 16/07/2021 tarihli raporda müvekkili şirket aleyhine tek bir satır bulunmadığını belirterek müvekkili şirket hakında verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekili 14/09/2021 tarihli dilekçesi ile, MASAK raporu inceleme konusunun “Organizasyon Kurmak Sureti İle Nitelikli Dolandırıcılık Suçunun İşlenmesinden Elde Edilen Gelirlerin Aklanıp Aklanmadığı” olduğu, MASAK raporu ile davalıların öncül suç olarak nitelikli dolandırıcılık suçunu ve aklama suçunu birlikte hareket ederek kasten işlediklerinin tespit edildiğini, raporda söz konusu miktarların davalı şirketler ve şahıslar arasında dolaştırılarak yok edilmeye çalışılırken 5.344.111,59 TL’nin davalı … hesaplarında kaldığının ve faaliyetlerinde kullanıldığının belirtildiğini, ağır suçların azı çoğu olmadığını, raporda belirtilen 5 milyonun davalıların mahkeme huzurundaki hukuk davasındaki sorumluluklarını hukuken hafifleten bir etkisinin olmayacağını, davalıların amaçlarının malvarlığı olmayan ve içi boşaltılan davalıların kontrollerindeki … şirketinin sorumlu gösterilip malvarlığı olan ve yine davalıların kontrolünde bulunan … şirketini sorumluluktan kurtarmaya çalıştıklarını ve müvekkillerinin zararlarının tazminini imkansız hale getirmek olduğunu, tüm davalıların birlikte hareket ederek müvekkillerinin zararının oluşmasına kusurları ile sebebiyet verdikleri hususunun dosyada mübrez birçok resmi belge tahtında sabit olduğunu, ihtiyati haciz kararının usul ve yasaya uygun olduğunun Bölge Adliye Mahkemesi tarafından da belirlendiğini ve davalıların haksız ve mesnetsiz itirazlarının reddine karar verildiğini, … A.Ş. Yetkilileri / ortakları bakımından gelinen aşamada değişen bir durum olmadığını, dolandırıcılık ve aklama fiillerinde aktif olarak yer aldıklarının resmi raporlarla belirlendiğini, son MASAK raporunda … A.Ş.’nin isminin zikredilmediği yönündeki beyanının yanlış ve yanıltıcı olduğunu, … A.Ş’nin isminin raporda zikredilerek raporda özellikle … ve … arasındaki işlemler üzerinde durulduğunu, nitelikli dolandırıcılık suretiyle elde edilen 20 milyonun üzerinde paranın aklanmaya tüm ilgililer tarafından ve kaynağının gizlenmeye çalışıldığını ancak bunda başarılı olunamadığı ve yakalandıklarının tespit edildiğini, davalıların müşterek ve müteselsil sorumluluklarının bulunduğunun aşikar olduğunu belirterek davalıların haksız ve mesnetsiz ve kötü niyetli ve müvekkillerinin alacağının tahsilini imkansız hale getirme girişiminden ibaret itirazlarının Mahkemenin önceki kararları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları da nazara alınarak reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 06/10/2021 tarih ve 2018/391 Esas sayılı ara kararında; “HMK 396 maddesinde durum ve koşulların değiştiği sabit olduğu takdirde talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına karar verilebileceği kanunun itiraza ilişkin 394/3 ve 4 fıkralarının kıyas yoluyla bu durumda da uygulanması gerektiği düzenlenmiştir. İhtiyati haciz ise geçici hukuki koruma tedbirlerinden biri olup İİK.da düzenlenmiş ihtiyati tedbirin özel bir halidir. İİK.da hüküm bulunmayan durumlarda genel olarak HMK.da ihtiyati tedbire ilişkin olarak getirilen düzenlemelerin ihtiyati haciz içinde uygulanacağı kabul edilmektedir. Bu durumda mahkememizce verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması talebi HMK 396 maddesi uyarınca yapılmış bir talep olarak kabul edilmiş ve talep duruşmalı olarak değerlendirilerek taraf vekilleri dinlenmiştir. İhtiyati haczin kaldırılmasını isteyen davalı taraf vekilleri Adana C.Başsavcılığında müvekilleri hakkında yürütülen 2017/41601 sayılı soruşturma dosyasında alınan MASAK raporuna dayanarak talepte bulunmuşlardır. Söz konusu soruşturma dosyasında ihtiyati haczin kaldırılmasını talep eden şahıslar hakkında soruşturmanın devam ettiği anlaşılmıştır. Söz konusu MASAK raporunda nitelikli dolandırıcılık fiili ile elde edilen suç gelirinin aklanması yönünden …Ltd.Şti.ile …AŞ.hakkında yapılan inceleme neticesinde … AŞ.den nitelikli dolandırıcılık fiili ile elde edildiği anlaşılan 20.569.200,00TL.lık paranın …Ltd.Şti.ile …Ltd.Şti.arasında EFT ve havale etmek suretiyle aklandığı ve mal alım satım işlerini aştığından dolayı da işlemlere yasallık kazandırmak ve gayrımeşru kaynağını gizlemek maksadıyla söz konusu paraların borç-alacak ilişkisine ait olduğunun iddia edildiği, hali hazırda …Ltd.Şti.nin 2016 hesap dönemine ilişkin olarak …Ltd.Şti.ile ilgili muavin hesabında virman kayıtları neticesinde 5.344.111,59 TL.tutarın muhasebe kayıtları arasında eritilmiş olduğu, paranın şirket bünyesinde kaldığı ve şirket faaliyetlerinde kullanıldığı, …, …, …’nın aklama suçunu işledikleri hususlarının tespit edildiği görülmüştür. Mahkememizce 02/04/2018 tarihinde tüm davalılar hakkında ihtiyati haciz kararı verilmiş olup, bu karara itiraz edilmekle İstanbul BAM 13.Hukuk Dairesi 20/06/2019 tarih 2019/555 E.2019/872 K.sayılı karar ile mahkememizce verilen ihtiyati haciz kararına yönelik itirazlar hakkında İİK. 258. maddede öngörülen yaklaşık ispatın sağlandığı, İİK 257. maddede öngörülen ihtiyati haciz şartlarının oluştuğu, davalıların diğer itirazlarının İİK 265. maddede sınırlı olarak sayılan itiraz sebeplerinden olmadığı anlaşılmakla, yargılamayı esastan yürütüp hüküm verecek olan ilk derece mahkemesince, sunulu deliller kapsamında takdirini kullanarak verdiği ihtiyati haciz talebinin kabulü kararında, dosya kapsamına, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi, kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden yapılan ihtiyati haciz kararına itirazın reddine ilişkin mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, istinaf başvurularının HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. Mahkememizce verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması bir kısım davalılar tarafından talep edilmiş ise de bu davalılar hakkında halen Adana C.Başsavcılığının 2017/41601 sayılı dosyasında soruşturma devam ettiğinden mahkememizce verilen ve İstanbul BAM 13.Hukuk Dairesince de yerinde bulunan ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını gerektiren koşulların mevcut olmadığının kabulüyle ihtiyati haczin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir. Aynı durum davalı … AŞ.yönünden de geçerli olduğundan bu davalı hakkında verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması talebi de reddedilerek …”gerekçesi ile, Davalılar …Ltd.Şti. …, …, … ve … AŞ. yönünden mahkememizce verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması talebinin bu aşamada devam eden soruşturma nedeniyle reddine, karar verilmiş ve karara karşı Davalılar …, …, … Ltd. Şti. ile davalı … A.Ş. tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar …, …, … Ltd. Şti. Vekili istinaf dilekçesi ile, Yerel Mahkeme dosyasında 06/09/2021 tarihli ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına ilişkin talepleri yerel mahkemenin 06/10/2021 tarihli ara kararı ile reddedildiğini, yerel mahkemenin ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yerel Mahkeme kararına dayanak olarak ; davalılar hakkında halen Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/41601 sayılı dosyasında soruşturmanın devam ettiği, bu sebeple de yerel mahkemece verilen ve İstanbul BAM 13. Hukuk Dairesince yerinde bulunan ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını gerektiren koşulların mevcut olmadığının kabul edildiğini, Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/41601 sayılı dosyasında aldırılan MASAK raporu uyarınca müvekkilleri hakkında verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması, bu mümkün değilse her ne kadar bu beyanı kabul etmeseler de ; MASAK raporunda müvekkili … Ltd ŞTi’nin paramsal sorumluluğunun gösterildiği 5.344.111,59 TL kadar ihtiyati haciz kararı tesis edilmesini talep ettiklerini, Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca MASAK’tan aldırılan bilirkişi raporunun 135. Sayfasının 4.2.1 sayılı Aklama Suçunun Maddi Unsuru Başlığı altında; müvekkili … Ltd Şti’nin muhasebe hesaplarında ticari ve borç-alacak izlenimi kazandırarak suç gelirini muhasebeleştirdiklerini, suç gelirini … Ltd Şti ve … Ltd Şti arasında EFT ve Havale etmek ve dolayısıyla cari ve avans hesapları arasında virman edilerek aklama yoluna gittikleri, mal alım satım işlemlerini aştığından dolayı da yasallık kazandırmak amacıyla sözleşme konusu paraların boç-alacak ilişkisine ait olduğunu iddia ettiklerinin belirtildiğini, MASAK raporunun 136. Sayfa 4.2.4 sayılı Aklanan Suç Geliri/Malvarlığı başlıklı bölümünde; iddia edilen suça ilişkin 20.569.200,00 TL’lik paranın … Ltd Şti ile … Ltd Şti arasında EFT ve Havale yöntemleriyle aklandığı belirtilmesine rağmen aynı beyanın içinde bu tutarın 5.344.111,59 TL’lik kısmının … Ltd. Şti. bünyesinde kaldığı belirtilmiş hatta devamında da müvekkili … Ltd Şti’in 5.344.111,59 TL’lik tutarıdan malvarlığı ile sorumlu olduğunun belirtildiğini, Buna karşın MASAK raporunun 129. sayfasında ; müvekkili … Ltd Şti’nin … Ltd. Şti.’den 2016 yılının tamamında aldığı havale, EFT bedeli 50.632.393,71 TL olarak belirtildiği, bunun 29.304.898,81 TL’sini suç tarihi olarak 28/04/2016-31/12/2016 tarihleri arası kayda alındığı belirtilmiş ve bunun da şikayetçi … A:Ş’den elde edilen 20.569.200,00 TL’lik paranın üzerinde olduğu belirtildiğini, MASAK Raporunun 128. Sayfasında; müvekkil … Ltd Şti’nin … Ltd Şti’ne 2016 hesap döneminde yoplam 33.222.104,78 TL tutarında ödeme yaptığı ayrıca … Ltd Şti’nin … Ltd Şti’den 2016 hesap döneminde 54.188.473,14 TL tutarında tahsilat yaptığı 2016 yılı hesap dönemi başında (Bir önceki yıldan kalan) … Ltd Şti’nin … Ltd Şti’den 13.849.372,37 TL tutarında dönem başı alacağının bulunduğu, buna bağlı olarak da … Ltd Şti’nin … Ltd Şti’den mal alımında ilişkin ticaret hacmini aşan tahsilat tutarının 33.093.207,50 TL olduğunun belirtildiğini, Buna karşılık MASAK raporunda; müvekkili … Ltd Şti’nin 2016 hesap döneminde … Ltd Şti’ne yaptığı toplam ödeme tutrı 33.222.104,78 TL olarak belirtildiğini, yine … LTd Şti’nin 2016 hesap döneminde … Ltd Şti’den 5.473.008,87 TL’lik mal alışı olduğunun belirtildiğini, Bu kapsamda; müvekkil … Ltd Şti’nin yukarıda belirtilen 2016 yılı ödeme toplamı 33.222.104,78 TL’den alınan mal tutarı 5.473.008,87 TL’nin düşülmesi ile bakiye 27.749.095,91 TL mal alımına ilişkin ticaret hacmini aşan ödeme tutarı olarak belirtildiği, … Ltd Şti’nin … Ltd Şti’ye 2016 yılı hesap döneminde mal satımına ilişkin ticari hacmini aşan tahsilat tutarının 33.093.207,50 TL’den mal alımına ilişkin ticari hacmini aşan ödenme tutarı olan 27.749.095,91 TL’nin düşülmesi ile fark bedeli 5.344.111,59 TL’den müvekkil … Ltd Şti’nin sorumlu olduğu sonucuna varıldığını, Her ne kadar raporda sonuç olarak parasal anlamda müvekkili … Ltd Şti’nin 5.344.111,59 TL’den sorumlu olduğu tespiti yapıldığı ve bu parasal sorumluluğa ilişkin sonucu kabul etmemekle birlikte; bir an için müvekkili … Ltd Şti’nin bu bedel kadar sorumlu olduğu kabul edilse dahi, MASAK raporunun kendi içerisinde yapılan tespitlerde her 2 şirket arasındaki 2016 yılı toplam Ticaret-Para alışverişi tutarını ve hatta suç tarihi olarak gösterilen 28/04/2016-31/12/2016 tarihleri arasındaki dönemde dahi (bu dönem için belirtilen alış-veriş hacmi 29.304.898,81 TL) ticaret-para alışveriş tutarı şikayetçi … AŞ’nin iddia ettiği zarar tutarı olan 20.569.200,00 TL’lik bedelin üzerinde olup bu husus raporda da belirtilmesine rağmen, … Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti. arasında 2016’dan önceki yıllarda ticaret olup olmadığı, para alışverişi bulunup bulunmadığı benzer muhasebe kayıtlarının var olup olmadığı hususları hiçbir şekilde incelenmeden ve yukarıda anlatıldığı üzere … A.Ş.’nin iddiasını aşan tutarların da olmasına rağmen sadece rakamsal tespitler yapıldıktan sonra mesnetsiz şekilde … A.Ş.’den … Ltd. Şti.’ye haksız şekilde gittiği iddia edilen paranın müvekkili … Ltd. Şti.’ye aktarıldığı ve aklandığı sonucuna varılmış olmasının kabulünün mümkün olmadığını, bu sonuç raporu yazan kişinin hiçbir dayanak göstermeden sadece şahsi görüşünü yansıtmaktan öteye gitmediğini, Yine bir an için müvekkili … Ltd. Şti.’nin uhdesinde 5.344.111,59.TL’lik … Ltd. Şti.’ye ilişkin bir alacak bedelinin var olduğu düşünülse dahi, bu bedel üzerinden düşünüldüğünde müvekkilleri hakkında uygulanan ihtiyati haciz kararı bu bedelin çok üzerinde olup müvekkillerinin geri döşünü imkansız zararlara uğramasına sebebiyet verdiğini, ihtiyati haciz kararının müvekkillerini mahfına neden olan sonuçları bugüne kadar mahkemeye müteaddit defalar beyan edildiği, gelinen aşama ve koşular itibariyle son derece kapasiteli ve davaya konu olayla ilgisi bulunmayan, davacının muhatapları ile sadece kardeşlik ilişkisi bulunan, herhangi bir ticaret firması ile olduğu kadar aralarında ticari ilişki bulunan müvekkilleri hakkındaki ihtiyati haciz kararının devamının ülkemizdeki mevcut zor ekonomik koşullarla birlikte düşünüldüğünde müvekkillerinin ve şirketlerinin yok olmasına neden olacağının açık olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin 06/10/2021 tarihli ara kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, müvekkilleri yönünden ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına; bu mümkün değilse MASAK raporunda müvekkillerinin Parasal sorumluluğu olarak belirtilen 5.344.111,59 TL üzerinden ihtiyati haciz kararına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş., … vekili istinaf dilekçesi ile, Yerel mahkemece verilen ihtiyati haciz kararına karşı, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/41601 Sor. Numaralı dosyadan alınan ve işbu dosyaya ibraz edilen 16.07.2021 Tarihli, … Sayılı, Aklama Suçu İncelemesi konulu MASAK raporunun ardından, bu kararın kaldırılması yönünde itirazlarının sunulduğu ve mahkemece duruşma yapılarak, itirazları yerinde görülmediğinden reddine karar verildiğini, Müvekkillerinin her biri yönünden ayrı ayrı değerlendirildiğinde, davacıların meydana gelen ya da meydana geldiği iddia olunan zararlarında, müvekkillerinin hiçbir eylemi veya kusurunun bulunmadığını, davacıların iddia olunan zararları, davacı … A.Ş., … Ltd.Şti ve … A.Ş. arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklanmakta olduğunun da dava dilekçesinde belirtildiğini, hal böyle iken, meydana gelen maddi zarar nedeniyle, yukarıda anılan hukuki ilişkinin tarafı olan … yetkilileri ile müvekkili şirketlerin yetkililerinin akrabalık bağının olması ve ticari faaliyetlerinin varlığı, müvekkilleri yönünden haksız fiilin varlığına vücut vermeyeceğini, Müvekkili … A.Ş. Ve ortağı olan … hakkında, yukarıda anılan ve aklama suçu incelemesi konulu MASAK raporunda ise olumsuz hiçbir tespit ya da değerlendirmeye yer verilmediğini, Dosyada davalı olan, Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/352 E., 2020 /240 K. Sayılı kararı ile hakkında BERAAT kararı verilen kişiler aleyhindeki ihtiyati hacizler kaldırılmış olup müvekkili şirket aleyhinde hiçbir tespit yokken ve hatta yetkilileri hakkında açılmış bir ceza davası bulunmazken, ihtiyati haciz kararının evleviyetle kaldırılması gerektiğini, Öte yandan 138 sayfa ve eklerinden ibaret MASAK raporunda, müvekkil şirketin aleyhine tek bir satır bile bulunmadığını, İİK md 257 vd. maddelerinde; vadesi gelmiş bir borcun varlığı koşul olarak belirtildiği ve ardından vadesi gelmemiş borçlarda ise borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanması yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunması koşulu düzenlendiğini, Dava konusu zarar iddiası nedeniyle, müvekkiller yönünden vadesi gelmiş bir borçtan söz edilemeyeceği gibi ve hatta müvekkili şirkete ödenen bir para veya yapılan bir mal teslimi ya da hizmet olmadığı halde, üstelik müvekkili şirketin yüklü hacimde ticari faaliyetleri devam etmekte iken kaçma veya mal kaçırmaları imkanı yokken verilen ihtiyati haciz kararının hukuki dayanağının olmadığını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin 06/10/2021 tarihli ara kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, tazminat davasında verilen ihtiyati haciz kararının şartların değişmesi nedeniyle kaldırılması talebine ilişkindir. Davacılar vekilleri, davalıların usulsüz işlemlerle müvekkillerini zarara uğrattıklarını belirterek zararın tazminini, şartları oluşmakla davalılar hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş, mahkemece, davacıların ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilerek davalılar hakkında ihtiyati haciz kararı verilmiş, bu karara karşı davalıların itirazları reddedilmiş, bu red kararının istinaf edilmesi üzerine, dairemizce istinaf konusunda karar verilmiştir. Bu defa davalılar durum ve şartların değiştiğinden bahisle haklarında verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmişler, mahkemece istinaf başvurusuna konu karar verilmiştir. İhtiyati haciz, geciçi hukuki koruma tedbiri olan ihtiyati tedbirin İİK’da düzenlenmiş özel bir şeklidir. İİK’da düzenleme bulunmayan durumlarda genel olarak HMK’da düzenlenen ihtiyati tedbire ilişkin hükümler uygulanacaktır. HMK 341/1 maddesi “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. ” Buna göre geçici hukuki koruma tedbiri olan ihtiyati tedbire yönelik kararlardan, HMK 391/3. maddesi gereğince “tedbir talebinin reddi halinde” ve yine 394/4. maddesi gereğince “karşı taraf dinlenilmeden verilen ihtiyati tedbir kararına yapılan itiraz üzerine verilen kararlara” karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir. HMK 396- (1) Durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebilir. (2) İtiraza ilişkin 394 üncü maddenin üçüncü ve dördüncü fıkrası, kıyas yoluyla uygulanır.” şeklindedir. Söz konusu yasal düzenleme gözetildiğinde, durum ve koşulların değişmesi halinde tedbir kararının değiştirilmesinin veya kaldırılmasının istenebileceği, mahkemece bu konuda verilecek kararlara karşı itiraz edilebileceği düzenlenmiş olup, tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması talepleri üzerine verilen kararlara karşı istinafa başvurulacağına ilişkin bir düzenleme yapılmamıştır. Aksine 396. maddenin 2. fıkrası ile itiraz hususunda 394. maddenin 3 ve 4. maddelerine yollama yapılmış olup, 394. maddede tedbire itiraz üzerine verilecek kararlara karşı kanun yoluna başvurulabileceğine dair 5. fıkraya yollama yapılmamıştır. Bundan da kanun koyucunun durum ve koşulların değişmesi karşısında tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması talepleri üzerine verilecek kararlara karşı sadece itiraz yolunu öngördüğü, bu kararlara karşı istinafa başvurulmasına imkan vermediği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece dava sırasında verilen ihtiyati haciz kararının HMK 396 maddesine göre durum ve koşulların değiştiğinden bahisle kaldırılması kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulamayacaktır. Bu nedenle davalıların talebi üzerine İDM.ce verilen mahkeme ara kararı istinafa tabi değildir. Sonuç itibariyle, Mahkemece verilen ara karar istinafa tabi kararlardan olmadığından davalıların istinaf dilekçesinin HMK 352/1 maddesi gereğince usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati haciz kararına itiraz eden davalıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 352. maddesi gereğince USULDEN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 162,10’ar.TL istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30’ar.TL istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harçların hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/12/2021 tarihinde HMK’nın 352. maddeleri gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.