Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2225 E. 2022/409 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2225 Esas
KARAR NO: 2022/409 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/374 Esas – 2021/596 Karar
TARİH: 14/09/2021
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 17/03/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalının müvekkiline 11 adet fatura karşılığında 37.429,24 TL borçlu olduğunu, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilince tüm ödemelerin eksiksiz yapıldığını ve davacıya borcun olmadığını, davacının müvekkilini ibra ettiğini ve buna ilişkin ibra ve feragatname başlıklı belgenin düzenlendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 14/09/2021 tarih ve 2019/374 Esas 2021/596 Karar sayılı Kararı ile; ” ….…Dava konusu davacının davalı aleyhine ikame etmiş olduğu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün takip tarihi 02.07.2018, ilamsız ödeme emri tebliğ tarihi 20.07.2018, itiraz tarihi ise 23.07.2018 olup, itirazın yapılmış olduğu 23.07.2018 tarihi itibariyle takip durmuştur. Takip konusu olarak 36.919,45 Tl cari hesap alacağı ve faizi gösterilmiştir. Davacı … firması yetkilisi … tarafından davacı firma adına düzenlenen ve imzanın davacı şirket yetkilisi …’nun eli ürünü olduğu ATK raporu ile tespit edilen 31.03.2019 tarihli İbra ve Feragatname başlıklı belgede davalı firmaya niteliği belirtilmeyen işin yapıldığı, 122.895,0 TL bedelin alındığı, feragatname tarihi itibariyle her türlü hak ve alacaktan, davalının gayri kabili rücu olmak üzere kat’i şekilde ibra edildiği, ilgili tüm iddia talep ve dava haklarından gayri kabili rücu feragat edildiği ifade edilmiştir. İbranamede doğrudan takip dosyasından bahsedilmemiş ise de, genelleme yapılarak her türlü hak ve alacak ile dava haklarının kapsama alınmış olması ve takip dosyasının ayrıca istisna tutulmamış olması nedeniyle çoğun içinde az da vardır ilkesi gereği makbuz ibranamenin takip dosyasını da kapsadığı kanaatine varılarak, takip dosyasına yapılan itirazdan sonra, ancak davadan önce borç ilişkisinin sonlandığı gözetilerek menfaat yokluğundan davanın usulden reddine, dava usulden red edildiğinden ve davacı alacaklının takibi başlatmakta kötü niyetli olduğu sabit olmadığından İİK.67 madde gereği davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçeleri ile; “1-Davanın HMK 114/1h ve 115/2 md gereği usulden reddine,2-Davanın usulden reddedilmiş olması ve koşulları bulunmadığından davalı vekilinin kötü niyet tazminat talebinin reddine,” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 11/06/2021 tarihli dilekçelerinde imza incelemesine yönelik olarak ATK üst kurulundan rapor alınması talebinde bulunduklarını, haklı taleplerinin mahkemece kabul görmediğini belirterek hükmün kaldırılmasını istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava, muhtelif faturalardan doğan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın usulden reddine karar verilmiştir.Davalı, borcun ödendiğini ve davacı tarafça ibra edildiğini savunarak dosyaya İbra ve Feragatname başlıklı 31/03/2019 tarihli bir belge sunmuş, incelendiğinde, 122.895,00 TL bedel alındığı, davacının yaptığı işe yönelik doğmuş tüm alacaklarını tahsil ettiği, bu işle ilgili olarak davalıdan hiçbir hak ve alacağının kalmadığı, bu tarih itibariyle ve bu tarihten sonra ortaya çıkabilecek her türlü hak ve alacaktan dolayı davalıyı gayrikabili rücu olmak üzere kesin bir şekilde ibra ettiği, davalıya doğmuş veya doğacak tüm hak ve alacaklarıyla ilgili tüm iddia, talep ve dava haklarından gayrikabili rücu feragat ettiği hususlarının belirtildiği ve davacı şirket yetkilisine atfen imzalandığı görülmüştür. Davacı tarafça bu belge altındaki imzaya itiraz edilmesi üzerine ATK ilgili dairesince uyuşmazlık konusu belge, mukayeseye esas belgeler ve davacı şirket yetkilisinin huzurda alınan imzaları üzerinde imza incelemesi yapılmış ve düzenlenen raporda imzanın davacı şirket yetkilisi eli ürünü olduğu tespit edilmiştir.Davacı tarafça bilirkişi raporuna karşı 11/06/2021 tarihli itiraz dilekçesi sunularak ATK üst kurulundan rapor alınması talep edilmiş ise de, davacı vekiline bilirkişi raporunun 02/05/2021 tarihinde tebliğ edildiği, ancak yasal sürede herhangi bit itirazda bulunulmadığı ve raporun denetime açık olduğu dikkate alındığında davacının yasal süreden çok sonra ileri sürülen itirazlarına itibar edilmemiştir.Söz konusu belge içeriğinden davalının davacıya olan tüm borçları nedeniyle ibra edildiği anlaşılmakta olduğu gibi, davacı da söz konusu belgenin dava konusu icra takip alacağı dışında farklı bir alacağına ilişkin olduğu yönünde bir istinaf nedeni ileri sürmemiştir. Buna göre icra takibinden sonra ancak iş bu davadan önce dava konusu borç ödenerek davalı ibra edilmiş olduğuna göre, davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı açıktır. O halde mahkemece davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi yönünde verdiği kararında usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 59,30.TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avansı varsa talep halinde iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince tarafa tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/03/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.