Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2219 E. 2021/1824 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2219 Esas
KARAR NO: 2021/1824 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/08/2021
NUMARASI: 2021/279 D.İş Esas – 2021/541 D.İş Karar
DAVANIN KONUSU: Ödeme Yasağı Konulması
KARAR TARİHİ: 15/12/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile,müvekkili şirkette muhasebe müdürü olarak çalışan …’ün kendisine emanet edilen kasada bulunan boş çek kocanını almış olduğu için şahıs hakkında soruşturma başlatıldığını, boş çek koçanlarının şüpheli tarafından doldurularak her an 3.kişiye teslim edilebilme tehlikesi altında olduğunu, bu nedenle ödemekten men ihtiyati tedbir kararı verilmesini, çek koçanının müvekkili firmanın rızası dışında elden çıktığını belirterek çek bedellerinin ödenmesinin yasaklanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 17/08/2021 tarih 2021/279 D.iş Esas 2021/541 D.iş Karar sayılı kararında; “Her ne kadar tedbir talep eden tarafından seri numaraları bildirilen çekler hakkında ödemeden men tedbir kararı verilmesi talep edilmiş ise de; yapılan incelemede İstanbul Anadolu CBS 2020/112130 soruşturma sayılı dosyasında aleyhine tedbir talep edilen (ceza dosyasında şüpheli)’nin talep hususu çeklerin uhdesinde olduğuna dair herhangi bir delil olmaması nedeniyle bu hususta iddianame düzenlenmediği anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde talep hususu çeklerin rıza dışında elden çıktığı yaklaşık olarak ispatlanamadığından …”gerekçesi ile, Ödeme yasağı konulması tedbir talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Rıza dışı elden çıkan çekler hakkında ödeme yasağı ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebi ile ikame etmiş oldukları dosyada 17.08.2021 tarihinde “ödeme yasağı koyulması talebinin reddine” karar verildiğini, Mahkemenin istinafa konu kararında; İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma dosyasında aleyhine tedbir talep edilenin talep hususu çeklerin uhdesinde olduğuna dair herhangi bir delil bulunmadığı gerekçesi ile çeklerin rıza dışı elden çıktığı hususunun ispatlanamadığını belirttiğini, Oysa, çekin rıza dışı elden çıkması halinde, (TTK m. 730/20 atfıyla) TTK m. 669’a göre mahkemeden ödemen men yasağı kararı alınabileceğinin düzenlediğini, kıymetli evrakın zıyaı halinde senette mündemiç olan hakkın korunabilmesi için muhatap bankaya “ödemeden men” kararı gönderilmesi gerektiğini, Çek bedellerinin ödenmesinin yasaklanması bir geçici hukuki koruma tedbiri olduğundan mahkemeden talep ettiklerini, Mahkemenin vereceği ödemeden men kararında, şüpheli veya 3. kişinin tasarrufuna engel olmak için muhatap bankanın ödemeden kaçınmasına karar verebileceğini, Başvuru dilekçesinde de belirtildiği üzere müvekkili firmada, Muhasebe Müdürü görevinde çalışmakta olan …’ün, müvekkili firmaya ait, kendisine emanet edilen kasada bulunan boş çek koçanını aldığını, çeklerin şu anda müvekkili uhdesinde olmadığını, mahkemenin her ne kadar ispat koşulu aramış ise de, boş çek koçanları, şüpheli tarafından doldurularak her an 3. kişiye teslim edilebilme tehlikesi altında olduğunu, bu nedenle Ödemeden Men ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebimizin reddinin yerinde olmadığını, Savcılık tarafından, 11/03/2021 tarihili yazı ile … Bankasına, çeklerin ibrazı halinde en yakın kolluk birimi ile irtibata geçilerek gerekli işlemlerin yapılması hususunda bildirimi gönderilmesi, çeklerin müvekkili firma rızası dışında elinden çıkmış olduğuna dair yaklaşık ispat koşulunu yerine getirmekte olduğunu, İşbu çekler için çek bedellerinin ödenmesinin yasaklanması gerektiğini, çeklerin ibrazı halinde en yakın kolluk birimi ile irtibata geçilmesi hususunun Bankaya bildirilmesi yeterli olmadığını, Çeklerin muhatap bankası, … Bankası olduğunu, Şikayet konusu çeklerin seri numaralarının: “TL ÇEKLER: …-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…-…
YABANCI PARA ÇEKLER: …-…-…-…-…-…-…-…” olduğunu, Çek yapraklarının kötü niyetli üçüncü şahısların eline geçmesi ve kullanılması halinde, müvekkilinin mağduriyeti doğacağını, yukarıda Seri numaraları belirtilen çeklerin bankaca ödenmemesi için tedbir kararı isteme zarureti hasıl olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, müvekkilinin ileride mağdur olmasını önlemek amacıyla, yukarıda seri numaraları verilmiş bulunan çek yaprakları ile ilgili bankaca ödeme yapılmaması için tedbir kararı verilerek, bankaya bildirilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, zayi nedeniyle ödemeden men kararı verilmesi yönünde ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. Mahkemece, tedbir talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı talep eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 389. maddesinin birinci fıkrasında “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” hükmü düzenlenmiştir. Yine aynı yasasının 390/3 maddesi ” tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davasının esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. ” hükmünü içermektedir. Somut olayda talep eden, talep konusu boş çek koçanının rızası dışında elden çıktığını, iş bu çekler için “ödemeden men” kararı verilmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.Talebin İİK’ nın 72. maddesi kapsamında menfi tespit davası öncesinde ihtiyati tedbir talebi olduğu kabul edilse bile, talep edenin rızası dışında alındığını iddia ettiği çek yapraklarının boş ve imzasız olduğu, TTK’nun 780.maddesi gereğince kıymetli evrak vasfını taşımadığı, boş çek yapraklarının talep edene ait hesap üzerinden verildiği, talep konusu evrakın boş çek koçanı olduğu, boş çek koçanının kambiyo senedi niteliğinde olmadığı, talep edenin iddiaları yargılamayı gerektirip henüz ispatlanmamıştır. Dosya içine sunulan deliller ihtiyati tedbir kararı verilmesi için gerekli olan yaklaşık ispata yeterli değildir. Sonuç itibariyle, ilk derece mahkemesinin takdirine göre ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, talep edenin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati tedbir talep edenin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenden alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcı, istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden taraf üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/12/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.