Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2186 E. 2021/1782 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2186 Esas
KARAR NO: 2021/1782 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/09/2021 Tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2021/563 Esas
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/12/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin yolcu taşımacılığı işi yapmakta olup davalı firma ile yolcu taşınmasına yönelik anlaştığını, müvekkilinin … plakalı aracı ile davalıya hizmet vermiş olduğunu, 65.676 TL’lik alacağı doğduğunu, davalı tarafça 17.750,80 TL’lik kısmı yakıt olarak ödendiğini, kalan kısımın davalı tarafça ödenmediğini, aradaki ilişkinin ticari olması sebebiyle ticari avans faizine hükmedilmesi gerektiğini, bu sebeple ihtiyati haciz taleplerinin teminatsız olarak kabul edilmesini, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek olan ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak taraflarına verilmesini, yüzde 20’den aşağı olmamak üzere taraflarına icra ve inkar tazminatı ödenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının, davasını görevsiz mahkemede ikame ettiğini, davacı tarafın tacir sıfatının araştırılması gerektiğini, bir şekilde davacının haksız davasının yargılaması yapılması ihtimaline binaen, alacaklı olduğunu iddia eden tarafın bu iddiasını ispat ile mükellef olduğunu, davacı tarafın alacağının varlığını ispat etmeksizin ileri sürdüğü ihtiyati haciz talebinin hukuka aykırı olduğunu, inkar tazminatı talebinin koşulları oluşmadığını savunarak, görev yönünden usulden reddine, davanın esastan reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 29/09/2021 tarih ve 2021/563 Esas sayılı ara kararında; “…Mahkememizin 15/01/2021 tarihli ara kararında davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin “Her ne kadar davacı vekili davalıya satılıp teslim edilen mallar karşılığı fatura alacağının ödenmediğinden bahisle ihtiyati haciz talep etmiş olsa da sunulan deliller kapsamında yaklaşık olarak alacağını ispatlayamadığı, talep edenin edimini ifa ettiğini gösteren davalının katılımı ile hazırlanan herhangi bir belge bulunmaması karşısında yaklaşık ispat kuralları çerçevesinde ve İİK 257 ve 258 maddesinde düzenlenen yasal şartları oluşmayan ihiyati haciz talebinin REDDİNE” şeklindeki mahkememiz gerekçesi ile reddine karar verildiği, bu aşamadan sonra değişen herhangi bir durum olmadığı, aynı hususların geçerli olduğu anlaşılmakla…”gerekçesi ile, Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Müvekkilinin (… – …) yolcu taşımacılığı işi yapmakta olup, davalı firma ile yolcu taşınmasına yönelik anlaştıklarını, taraflar arasında bu şekilde ticari ilişki kurulduğunu, Müvekkili tarafından verilen taşımacılık hizmeti karşılığında davalı-borçluya 30/04/2021 tarihinde 20.625,00 TL (KDV HARİÇ), 31/05/2021 tarihinde 25.110,00 TL (KDV HARİÇ), 30/06/2021 tarihinde 17.415,00 TL (KDV HARİÇ) fatura kesilmiş olup, dava dosyasına İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Pendik Vergi Dairesi Müdürlüğünce gönderilen davalı tarafın bildirmiş olduğu BA formları celp edildiğini, işbu formlar incelendiğinde davalı yanın aldığı hizmet karşılığı düzenlenen faturaları vergi dairesine bildirdiğini, Davalı tarafın vergi dairesine bildirdiği BA formlarıyla birlikte, taraflarınca delil olarak sunulan, Davalı tarafından müvekkiline resmi mail adreslerinden gönderilen cari hesap ekstreleri ile mutabakat mektuplarından da anlaşılacağı üzere ihtiyati haciz kararı için yeterli kanaat oluşması gerekirken, yerel mahkemece başka bir dosya ile karıştırılarak ”Mahkememizin 15/01/2021 tarihli ara kararında davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin ”her ne kadar davacı vekili davalıya satılıp teslim edilen mallar karşılığı fatura alacağının ödenmediğinden bahisle ihtiyati haciz talep etmiş olsa da, sunulan deliller kapsamında yaklaşık olarak alacağın ispatlanamadığı, talep edenin edimini ifa ettiğini gösteren davalının katılımı ile hazırlanan herhangi bir belge bulunmaması karşısında yaklaşık ispat kuralları çerçevesinde, ve İİK 257 ve 258 maddesinde düzenlenen yasal şartları oluşmayan ihtiyati haciz talebinin REDDİNE” şeklindeki mahkememiz gerekçesi ile reddine karar verildiği, bu aşamadan sonra değişen herhangi bir durum olmadığı, aynı hususların geçerli olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin yeniden reddine karar vermek gerekmiştir.” şeklinde hüküm kurularak, ihtiyati haciz talebimizin reddine karar verildiğini, Borçlu tarafın BA formlarını bildirmesi halinde, bildirimde bulunulan miktarlar kadar ödeme yapıldığına dair dosyaya delil sunulmaması durumunda ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğine ilişkin Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 22/12/2015 T. 2015/7352 E., 2015/17418 K. Sayılı kararını dosyaya sunduklarını, Yine Yargıtay 19.Hukuk Dairesi ile Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin borçlu tarafından BA formlarının sunulması halinde malın/hizmetin alındığı, alacaklının alacağını isteme hakkının bulunduğuna ilişkin kararlarını sunduklarını, bu kararlar ışığında, taraflarınca sunulan delillerden ve İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Pendik Vergi Dairesi Müdürlüğünce gönderilen BA formlarıyla yaklaşık ispatın sağlandığı, bu sebeple ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddinin hukuka aykırı olduğunu, (19. Hukuk Dairesi 18.06.2020 T. 2020/709 E., 2020/1122 K., 19. Hukuk Dairesi 16/12/2019 T. 2018/3420 E., 2019/5579 K., 19. Hukuk Dairesi 12/11/2019T. 2018/3008 E., 2019/5111 K., 19. Hukuk Dairesi 04/11/2019 T. 2018/2293 E., 2019/4962 K., 11. Hukuk Dairesi 27.04.2021 T.2020/5049 E., 2021/4111 K., 11. Hukuk Dairesi 18.11.2020 2020/4797 E., 2020/5171 K.) Her ne kadar yerel mahkemece başka dosya ile karıştırılarak ve genel geçer ifadelerle yaklaşık ispatın olmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebi reddedilmişse de, yukarıda belirtilen gerekçeler ve delillerle yaklaşık ispatın gerçekleşmesi nedeniyle ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini, aksi takdirde davalının tüm mallarını elinden çıkarması ihtimali karşısında açılan dava kazanılsa dahi alacak tahsil edilemeyecek olup müvekkilinin büyük bir zarara uğrayacağını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi ara kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, borçlunun borcunu karşılayacak miktarda menkul ve gayrimenkul mallarıyla, üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına ve yargılama giderleriyle vekalet ücretinin borçluya yükletilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, bakiye taşıma bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan iptali davasında ihtiyati haciz istemine ilişkindir. Mahkemece, ihtiyati haciz talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına geçici olarak el konulmasıdır. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır. (Yargıtay 19. HD 2016/18235 E. 2018/731 K.) Somut olayda, takip dayanağı, 2021 yılı Nisan,Mayıs,Haziran Ayları personel taşıma bedeli olarak kesilen e faturalardır. Davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu faturalar, davacıya ait muavin defter kayıtları, BA-BS suretleri ve mutabakat mektubu yaklaşık ispata yeterlidir. Buna göre mahkemece dava dilekçesi ekinde sunulan belgeler ile alacağın varlığı ve muacceliyeti hakkında yaklaşık ispat koşullarının gerçekleştiği gözetilerek, İİK 257. maddesi gereğince teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken yukarıdaki gerekçeyle talebin reddine karar verilmesi yerinde olmayıp talep eden davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmüştür. Sonuç itibariyle, talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İDM. kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dairemizce yeniden hüküm kurularak talep eden davacının ihtiyati haciz talebinin takdiren % 20 teminatla kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/09/2021 tarih ve 2021/563 Esas sayılı ara kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmak suretiyle; 1-Yukarıda yazılı sebeplere, dosya kapsamına ve davalı – borçlunun durumuna göre borç, para borcu olup, borcun rehinle temin edilmediği ve vadesinin geldiği, ihtiyati haciz kararı verilmesinin yasal koşullarının oluştuğu kanaatine varılmakla, talep eden davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin KABULÜ İLE; İİK.’nun 257 ve müteakip maddeleri gereğince davalı – borçlunun 47.925,20.TL’lik (dava değeri) borcuna ve masraflarına yeterli miktarda taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA, 2-İhtiyati haciz talep eden davacı alacaklı tarafından İİK.259, HMK.87 maddeleri uyarınca yukarıda belirlenen ve kabul edilen alacak miktarının takdiren %20’sine tekabül eden 9.585,04.TL tutarında nakdi veya Mahkemece kabul edilecek kati, süresiz ve muteber banka teminat mektubunu ilgili ilk derece mahkeme veznesine depo etmesi halinde ihtiyati haciz kararının yetkili icra müdürlüğünce infaz edilmek üzere ihtiyati haciz isteyene verilmesine, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 162,10.TL başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 59,30.TL karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 4-İstinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf başvuru harcı ile 30,00.TL dosyanın istinafa gidiş / dönüş gideri olmak üzere toplam 192,10.TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde, yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/12/2021 tarihinde İİK’nın 258/2. ve HMK’nın 362/1-f. maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.