Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2135 E. 2022/365 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2135
KARAR NO: 2022/365
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/448 Esas – 2021/617 Karar
TARİH: 17/09/2021
DAVALI: HASIMSIZ
DAVA: Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ: 09/03/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 28/06/2021 tarihinde genel kurul kararı ile unvan değişikliği yapacakken tüm aramalara rağmen şirket içerisinde genel kurul toplantı ve müzakere defterini bulamadığını, 28/06/2021 tarihinde 2017 yılında tasdik edilmiş genel kurul toplantı ve müzakere defterinin çalındığını öğrenen müvekkilinin ilgili defterin yenilenmesi için notere başvurduğunu, fakat genel kurul toplantı ve müzakere defterinin yenileme işlemi için zayi belgesi gerektiğinin öğrenildiğini ileri sürerek müvekkiline ait genel kurul toplantı ve müzakere defterinin zayi olduğuna dair zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 17/09/2021 tarih ve 2021/448 Esas 2021/617 Karar sayılı Kararı ile; “Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı taraf dava dilekçesinde genel kurul toplantı ve müzakere defterinin davacı şirketin 28.06.2021 tarihinde genel kurul kararı ile ünvan değişikliği yapacakken tüm aramalara rağmen şirket içerisinde bulunamadığını, aynı tarihte genel kurul toplantı ve müzakere defterinin çalındığını öğrendiğini, 12/07/2021 tarihli dilekçesi ile de bu hususta savcılık nezdinde suç duyurusunda bulunulmadığını beyan etmiştir. Bununla birlikte,hırsızlık olaylarının çok yoğun olduğu büyük kentlerde, davacının saklamak zorunda olduğu, ticari defter ve belgelerini kasa ve buna benzer sağlam yerlerde muhafaza etmesi gerekmektedir. Kaldı ki, hırsızın, kendi açısından ekonomik değeri yok denecek düzeydeki genel kurul toplantı ve müzakere defterini çalmasının yaşamın olağan akışına ve gerçeklerine ters düştüğü de açıktır. Bu nedenlerle talep edenin tutmak ve saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgeleri özenle korumak zorunda olduğu, tacir olmanın yükümlülüklerinden birinin de basiretli davranma olduğu, ticari işletmenin genel kurul toplantı ve müzakere defterinin çalınması nedeniyle tacirin gerekli dikkat ve özeni göstermediği; talep eden şirketin defter ve belgelerinin TTK’nun 82/7 maddesinde sayılan sebeplerden biri nedeniyle zayi olduğunu, zayii belgesi talep koşullarının gerçekleştiğini ve defterlerin ihtimam ile korunduğunu yeterli delil ile ispatlayamadığı, Yargıtay uygulamaları ile aranan kaçınılmazlık şartının yerine getirildiğine dair delil de sunamadığı, anılan maddede aranan yasal şartların oluşmadığı anlaşılmakla Mahkememizce açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçeleri ile; “Davanın reddine,” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin basiretli tacir olarak tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, gerekli dikkat, özen ve ihtimamı gösterdiğini, talebini samimi ve inandırıcı olduğunu, olayların gerçekleşme sürecinin hayatın olağan akışına ters düşmediğini, defterin kapalı dolapta muhafaza edilmesine rağmen kaybolduğunu, çalındığının düşünülmekte olduğunu, bu hususta suç duyurusunda bulunulmamış olmasının çalınmadığı anlamına gelmeyeceğini, defterin kasada saklanma yükümlülüğünün bulunmadığını, Yargıtay’ın da basiretli tacirin defterlerini saklayacağı yer olarak şirket merkezini uygun ve yeterli gördüğünü, kararın kendi içinde de çelişmekte olduğunu, ayrınca hakkaniyete de aykırı olduğunu, zira TTK 562.m. uyarınca defterlerin kanuna uygun saklanmaması halinde zaten adli para cezası öngörüldüğünü, kaybolanın sadece bir defter olduğunu belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava, TTK 82/7 m. uyarınca bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu ticari defter ve kayıtların zayi olduğuna dair zayi belgesi verilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. TTK’nın 82/7. maddesinde; “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Yukarıda belirtilen kanun hükmü uyarınca tacirin defter ve belgelerinin korunması amacıyla gereken dikkat ve ihtimamı göstermiş bulunması, ayrıca ziyaa uğramanın onun iradesi dışında elinde olmayan bir nedenle meydana gelmiş olması gerekmektedir. Somut olayda ise davacı tarafça, zayi belgesi verilmesi istenilen genel kurul toplantı ve müzakere defterinin ne şekilde ve ne zaman zayi olduğuna dair somut bir iddia ve delil de sunulmamış olup, davacının talep konusu defterin saklanmasında gerekli dikkat ve özeni göstermediği anlaşılmakla, zayi belgesi verilmesine ilişkin şartların mevcut olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bu itibarla mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakta olup, açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacıdan alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından, istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 59,30.TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatırana iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince tarafa tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/03/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.