Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2122 E. 2021/1758 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2122 Esas
KARAR NO: 2021/1758 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/496 D.İş – 2021/470 Karar
TARİH: 22/09/2021 (Ek Karar)
TALEP: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 02/12/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesinde; Müvekkili ile borçlu şirket arasında akdedilen Kredi Çerçeve Sözleşmelerinin şirketin yönetim kurulu başkanı ve temsilcisi olan diğer borçlularca müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, borcun zamanında ödenmemesi nedeniyle kredi hesapları kat edilerek Beşiktaş …Noterliği’nin 3/09/2018 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile 11.580.151,78 TL nakit ve 56.000,00 TL gayrinakit borcun ödenmesinin talep edildiğini, borçluların ödeme yapmadıklarını ileri sürerek, 11.580.151,78 TL nakit ve 56.000,00 TL gayrinakit alacağın tahsilini teminen borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece nakit alacaklara talep uygun görülerek ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden karşı taraflar vekili itiraz dilekçesinde; Kat ihtarnamesinin müvekkillerine usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, dolayısıyla TMK 887.m. uyarınca muacceliyet ihbarnamesi koşullarının oluşmadığını, ayrıca müvekkillerinin kefaleten sorumlu oldukları borcun rehinle teminat altına alındığını belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 22/09/2021 tarih ve 2021/496 D.İş. 2021/470 K. Ek Kararı ile; ” … hesap kat ihtarının kredi asıl borçlusu şirkete tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Kefiller hakkında ihtiyati haciz kararı alınması için kefillere ayrıca kat ihtarının tebliğine gerek olmayıp bu husus takipte temerrüt faizi açısından önem arz etmektedir. İtiraz edenlerin bu iddiası yerinde değildir. İtiraz edenler ikinci olarak alacağın şirket adına kayıtlı taşınmaza rehin konularak teminat altına alındığını,ipoteğin kefalet borcunu da kapsadığını ileri sürmüştür…..İtiraz edenlerin dilekçesi incelenmiş ekinde bir belge olmadığı görülmüştür. Şirketin hangi taşınmazına ipotek konulduğu, ipoteğin kefillerin kefalet borcunu kapsayıp kapsamadığı da bu yönde bir delil sunulmadığından tespit edilememiştir. İİK’nın 265/4. Madde ve fıkrası uyarınca itiraz eden itiraz dilekçesine itiraz dilekçesine esas olan tüm belgeleri mahkemeye sunmak zorunda olduğunu hükme bağlamıştır.İtiraz edenlerce bu yönde bir delil de sunulmamış olup yapılan yargılama sonucu itirazın yersiz olduğu kanaatine varıldığı….” gerekçeleri ile; ” 1-Karşı taraf (borçlular) vekilinin ihtiyati hacize yönelik itirazının reddine, ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden karşı taraflar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden karşı taraflar vekili istinaf dilekçesinde; Kat ihtarnamesinin müvekkillerine usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, dolayısıyla TMK 887.m. uyarınca muacceliyet ihbarnamesi koşullarının oluşmadığını, ayrıca müvekkillerinin kefaleten sorumlu oldukları borcun rehinle teminat altına alındığını, alacaklı ile asıl borçlunun danışıklı hareket ettiklerini, alacaklının sadece müvekkillerine karşı ihtiyati haciz uyulamaya çalıştığını belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, genel kredi sözleşmeleri uyarınca kullandırılan kredilere ilişkin alacağın tahsilini teminen borçluların malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczi istemine ilişkin olup, talep uygun görülerek verilen ihtiyati haciz kararına itiraz edilmesi üzerine ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle ihtiyati hacze itirazların reddine karar verilmiştir. İİK’nın 257. maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK 258.m. uyarınca ihtiyati haciz talep eden taraf, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Öte yandan TBK nun 586/1. maddesi; ” Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifade ile yükümlülük altına girmeyi kabul etmiş ise alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak bunun için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkca ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir ” düzenlemesini içermekte olup, buna göre borçlunun ifada gecikmesi tek başına yeterli olmayıp, ifada gecikmiş olan borçluya ihtar gönderilmesi ve bunun da sonuçsuz kalması gerekmektedir. Somut olaya döndüğümüzde asıl borçluya hesap kat ihtarnamesinin tebliğ edildiği ancak sonuçsuz kaldığı anlaşılmakta olup, buna göre kefile başvurma şartı yerine getirilmiştir. Kefile ihtarnamenin usulüne uygun tebliğ edilememiş olması kefile başvurulmasına engel teşkil etmeyip sadece kefilin temerrüde düşürülmesine ilişkin bir husustur. İİK’nun 45/1 maddesi “Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir. Ancak rehinin tutarı borcu ödemeğe yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoluyla takip edebilir.” hükmünü içermektedir. Bu hükmün kefil yönünden de uygulanabilmesi için, kefalet borcunun da rehinle temin edilmiş olması gerekir. İtiraz eden tarafça kendi kefaletlerinin teminatı olarak ipotek tesis edilmiş olduğu ileri sürülmüş ise de, buna ilişkin belge sunulmamıştır. O halde ilk derece mahkemesince ihtiyati hacze itirazın reddi yönünde verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakta olup, ihtiyati hacze itiraz edenlerin istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz edenlerin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden taraftan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı, istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden taraf üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/12/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.