Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2100
KARAR NO: 2022/696
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/01/2020
DOSYA NUMARASI: 2019/46 Esas – 2020/20 Karar
DAVA: Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ: 27/04/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, sağlık sektöründe çalışan doktorların kurduğu bir şirket olduğunu, şirket yetkilisinin de Gayrettepe’de bulunan bir hastanede çalışan uzman doktor olduğunu, müvekkilinin 14.01.2019 günü çalıştığı işyerine yakın bir yerde park halinde bulunan otosunun başına geldiğinde, arka sağ camının kırık olduğunu ve aracın içine baktığında bazı evraklarının olmadığını-çalındığını fark ettiğini, bu evraklardan birinin de davacı şirketin ticari defterlerinden sayılan karar defteri olduğunu, davacı şirket yetkilisinin Beşiktaş Polis Merkezine başvurarak tutanak düzenlettiğini belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 15/01/2020 tarih ve 2019/46 Esas – 2020/20 Karar sayılı kararı ile; ” ….Davacı şirketin yetkilisinin arabasında hırsızlık olduğunun ileri sürmüş, ancak bununla ilgili karakol başvurusu dışında bir delil sunmamıştır. Davacı şirket yetkilisinin ticari defter ve belgeleri arabasına alarak, arabasını da sokakta bıraktığı, defterlerin araç içerisinde ne maksatla tutulduğu hususunun açıklanmadığı, doldurulmuş defterlerin çalınmasının, çalan kişiye bir yarar sağlama ihtimalinin bulunmaması, ayrıca gerek dava dilekçesinde gerekse tutanakta şirkete ait ticari defterlerin neden güvenli bir yerde tutulmayıp taşındığı da tatmin edici bir şekilde açıklanmadığı hususları hep beraber değerlendirildiğinde, davacı tarafın iddiaları ispatlayamadığı kanaatine varılarak, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davacının davasının reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili şirketin, gerçek anlamda bir ticari şirket olmadığını, hizmet sektöründe çalışan doktorların ortak olduğu, zorunlu olarak işveren hastaneye hizmet karşılığında fatura tanzim etmek için oluşturulmuş bir şirket olduğunu, hissedarlarının hepsinin doktor olup aynı hastanede çalıştıklarını, Şirketin müdürü olan …’in, şirkete ait karar defterini diğer hissedarlara ibraz etmek ve bir konuyu konuşmak üzere arabasına aldığını ve hem kendisinin hem de diğer hissedarların çalıştığı hastaneye götürdüğünü, aracını hastanenin açık otoparkına bıraktığı bir zamanda aracın arka camının kırılarak bazı evrakların alındığını fark ettiğini, bunlar arasında şirkete ait karar (yönetim kurulu) defterinin de mevcut olduğunu, müvekkilinin ilgili karakola başvurduğunu ve şikayetçi olduğunu, bu şikayetin dosyada mevcut bulunduğunu, bilahare karakol yetkililerinin evrağı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına intikal ettirdiğini ve …. numarasını aldığını, Mahkemenin, tüm delilleri toplamadan ret kararı verdiğini, ret gerekçesinin hukuki olmadığını, hırsızlık olayı olduğunu bilen iki şahitlerini delil olarak bildirmelerine rağmen, tanıkların dinlenmediğini, üstelik sanki tüm defterler arabada taşınıyor-bulunduruluyor gibi bir gerekçe yazıldığını, halbuki gerçek durumun böyle olmadığını, diğer ticari defterlerin şirket merkezinde olup, ince olan karar defterinin, belirtilen nedenlerden dolayı müdürün aracında olduğunu,Mahkemenin, delillerini toplamadığını, tanıklarını dinlemediğini ve savcılık şikayetinin akıbetini araştırmadığını, hukuki olmayan bir gerekçeyle davayı reddettiğini, bu ret kararının mağduriyete neden olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, Türk Ticaret Kanunu’nun 82/7. maddesi gereğince açılmış zayi belgesi verilmesi talebine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı şirketin zayi olduğunu belirttiği karar defterinin şirket yetkilisinin otoparkta park halindeki aracından hırsızlık yolu ile zayi olduğu öne sürülmüştür. Davacı, çalındığını öne sürdüğü defterin araçta bulunma sebebi konusunda dava sürecinde bir açıklama yapmamış, istinaf dilekçesinde ise defterin diğer hissedarlara ibraz etmek ve bir konuyu konuşmak üzere arabada bulunduğu, hırsızlık olayının açık otoparkta meydana geldiği ifade edilmiştir.Tacirin TTK’nın 82/7 maddesindeki düzenlemeden faydalanabilmesi için öncelikle ticari defterlerin korunması amacıyla gereken dikkat ve ihtimamı göstermiş bulunması gerekmektedir. Dava konusu defterin açık otoparkta araç içerisinde bırakıldığı dikkate alındığında, defter ve belgelerin korunması için gerekli özenin gösterilmediği, defterleri özenle saklama yükümlülüğüne uygun davranılmadığı, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin karar vermek için yeterli olduğu anlaşılmakla, ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde değildir. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 74,3 TL ( 59,30.TL+15,00.TL) istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 6,4 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince tarafa tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/04/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.