Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2099 E. 2021/1685 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2099 Esas
KARAR NO: 2021/1685 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/08/2021
NUMARASI: 2021/522 Esas
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/11/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacının … Mh. F-… Sk. No: … Avcılar/İstanbul adresinde … ünvanıyla tekstil ürünleri geri dönüşüm atıkları işi yaptığını, davacının yaptığı ticaret sebebiyle almış olduğu kıymetli evrakları kendi iş yerinin güvenliğinin çok yüksek olmaması sebebiyle ikame etmekte olduğu evinin giriş katında bulunan ve öz abisine ait olan güvenilir bir kasada muhafaza ettiğini, davacının kıymetli evrakları ve bunun haricinde değerli başkaca eşyalarını muhafaza ettiği kasanın bulunduğu iş yerinde 25/01/2021 tarihinde dış taraftaki kepenkte bulunan asma kilidin kesilmesi ve dış kapının kilidinin patlatılması suretiyle hırsızlık olayı yaşandığını ve davacının kıymetli evraklarını muhafaza ettiği çelik kasanın içerisindeki eşyalarla birlikte tamamen çalındığını, işbu davaya konu çekin bahsedilen hırsızlık olayı neticesinde davacının elinden imzasız olarak çıktığını, hırsızlık neticesinde çeki elde etmiş olan kötü niyetli kişilerin gerek davacı adına gerekse ciro silsilesi oluşturmak ve sorumluluktan kurtulmak için 3. şahıs şirketler adına çekleri cirolayarak haksız icra takibine giriştiklerini, çeki dava dışı … A.Ş.’den devraldığını, yaşanılan hırsızlık olayı sebebiyle yürütülen soruşturma kapsamında Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/4196 Soruşturma numaralı dosyasından söz konusu çekler ve bonolar hakkında işbu davaya konu çek de dahil olmak üzere ibrazı halinde ödenmemesi ve muhafaza altına alınarak, ibraz eden kişinin açık kimlik bilgileri ile birlikte kolluk personeline bilgi verilmesine karar verildiğini, el koyma kararının muhatap bankaya 29/04/2021 tarihinde gönderildiğini, muhatap bankanın bu karara istinaden ibraz edilen çeke el koyması ve ilgilileri kolluğa bildirmesi gerekirken savcılık kararına muhalif bir şekilde çek hakkında ödeme yasağı olduğu bilgisini yazarak çek aslını işbu davanın davalısı olan alacaklıya teslim ettiğini, davacının yaşadığı hırsızlık olayı neticesinde Mahkememizin 2021/66 Esas sayılı dosyası ile çek zayi ve iptali davası açıldığını, 775.000,00-TL teminat yatırılarak çeklerin bankaya ibrazı halinde ödenmesinin önlenmesi yönünde karar alındığını, bu ödeme yasağına rağmen davalı alacaklının çeki kötü niyetli olarak icra takibine koyduğunu, öte yandan çek keşidecisi tarafından icra dosya borcunun tamamı icra dosyasına ihtiyati haciz baskısı altında depo edildiği ve alacaklının alacağının fazlasıyla garanti altına alındığını beyanla davacının hırsızlık sebebiyle doğan zararı ile haksız takipler sebebiyle yatırılan teminat göz önünde bulundurularak, öncelikle ve ivedilikle İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibin durdurulması ve dosyaya yatan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde takdiren teminatsız aksi takdirde uygun bir teminat karşılığında icra takibinin durdurulmasını ve dosyaya yatan paranın alacaklıya ödenmemesini,… tarafından keşide edilen … Bankası A.Ş.’nin … çek numaralı, 31/06/2021 keşide tarihli, 5.000,00-TL bedelli çekin istirdatını, müvekkilinin davaya konu çekten ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile, davacının iddiaları doğru ise müvekkilinin yaşanan hırsızlık olayında birlikte hareket etmek sureti ile fail değil, olsa olsa bu işte davacı ile birlikte mağdur konumunda olduğunu, müvekkilinin yasanın öngörmüş olduğu prosedürü eksiksiz olarak yerine getirdiğini, müvekkilinin çekin iktisabına kötü niyet ve ağır kusuru bulunmadığını, davacının müvekkili şirkete var olmayan sorumluluklar yükleyerek ispat külfetinden kurtulmaya çalıştığını, ödeme yasağı kararı çekin cebri icraya konu edilmesine engel teşkil etmeyeceğini savunarak, davanın reddine, davacıların alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmelerine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 23/08/2021 tarih ve 2021/522 Esas sayılı ara kararında; “….Davaya konu olayda davacı ilgili çekin rızası dışında elinden çıktığını, çeki dava dışı … A.Ş.’den devraldığını, kendisinden sonra gelen cirantaların kendisi ile ilgisinin olmadığını iddia etmektedir. Mahkememizce celp edilen İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası içerisinde fotokopisi bulunan çekte davacının ismine rastlanmadığı gibi davaya konu …k A.Ş. Antakya Çarşı Şubesinin … çek numaralı, 31/06/2021 keşide tarihli, 5.000,00-TL bedelli, … tarafından keşide edilen çekin … A.Ş.’den devraldığı iddia edilen şirketin de ciro silsilesinde yer almadığı, davaya konu çekte şeklen ciro silsilesinde bir kopukluk olmadığı, davacının kendisinden sonra gelen imzanın sahteliğine ilişkin iddialarının yargılamayı gerektirdiği, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında alacaklı tarafından işbu dosya davacısına yönelik icra takibi de yapılmadığı anlaşıldığından; davacının İİK. 72 ve HMK 389. vd. maddeleri gereği haklılığını yaklaşık olarak ispat edemediğinden…”gerekçesi ile, Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi ara kararının hukuk düzeni ile bağdaşmadığı ve müvekkilinin menfaatlerinin açıkça zarar gördüğünü,
İstinafa konu dosyanın dava dilekçesinde de ifade edildiği üzere; İstanbul’da … ünvanıyla tekstil ürünleri geri dönüşüm işi yaptığını, yapmış olduğu ticari faaliyetlerinde, ticari hayatta sıkça ödeme yöntemi olarak kullanılan kıymetli evrakları bulunduğunu, kendisinin iş yeri güvenliği zayıf olduğundan “basiretli bir tacir olarak” elinde bulunan çekleri güvenli şekilde muhafaza edebilmek için ikamet ettiği evin giriş katındaki abisinin dükkanında bulunan kasayı kullandığını, bu kasada gerek müvekkiline ait kıymetli evraklar ve gerek diğer maddi değeri yüksek eşyalar bulunduğunu, 25.01.2021 tarihinde abisine ait iş yerine dış taraftaki kepenkte bulunan asma kilidin kesilmesi ve dış kapının kilidinin patlatılması suretiyle girilmiş olup kasa hırsızlar tarafından açılamamış olduğundan bizzat çelik kasa çalınıp olay yeri terk edildiğini, olaya ilişkin görgü tanığının ihbarıyla polis olay yerine gelmiş ve Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/4196 Soruşturma numaralı dosyasıyla söz konusu çekler ve bonolar hakkında işbu davaya konu çek de dahil olmak üzere ibrazı halinde ödenmemesi ve muhafaza altına alınarak, ibraz eden kişinin açık kimlik bilgileri ile kolluk personeline bildirilmesine karar verilmiş olup işbu karar muhatap bankaya 29.04.2021 tarihinde iletildiğini, ancak muhatap banka kendisine iletilen kararla bağdaşmayacak şekilde ibraz edilen çekte ödeme yasağı olduğunu yazarak söz konusu çeki işbu davanın davalısı olan alacaklıya teslim ettiğini, İstinafa konu işbu dosyanın yanı sıra müvekkilinin, çalınan çek ve bonolara ilişkin birçok davası bulunmakta olup her birinde ihtiyadi tedbir kararı alındığını, zira hukuki menfaatinin bulunmadığının kabulünün mümkün olmadığını, işbu dosyayla alakalı Mahkemenin 2021/66 Esas sayılı dosyası ile çek zayi ve iptali davası açıldığı, 775.000,00-TL teminat yatırılarak çeklerin bankaya ibrazı halinde ödenmemesi kararı aldırıldığını, bunun yanı sıra icra takibine konu olan çek sebebiyle, çek keşidecisi haciz baskısıyla söz konusu çek bedelini icra dairesine depo ettiğini, alacaklı alacağını fazlasıyla garanti altına almış olup, hak kaybı veya zarara uğrayacağı bir durum olmadığını, Alacaklının alacağı garanti altına alınmış iken taraflarınca talep edilen ihtiyadi tedbirin reddi halinde davalı taraf hırsızlıkla ele geçirilen çekleri tedavüle koyup haksız icra takibiyle sebepsiz zenginlenmiş olacağı ve kayıplara karışacağını, müvekkilinin ise görülmekte olan yargılama sonunda haklılığı ispatlansa dahi karşısında bir muhatap bulamayacağı ve büyük zarara uğrayacağını, Yerel mahkemenin ihtiyadi tedbir talebinin reddi gerekçelerinden biri olan müvekkilinin isminin söz konusu çekte yer almadığına ve icra takibinin borçlusu olarak yer almadığına ilişkin olarak; Müvekkilin çalınan 27 kıymetli evrakı liste halinde Soruşturma dosyası içinde de yer aldığını, buna ilişkin belgelerin dosyada bulunduğunu, çalınan evrakların bir kısmında müvekkili ciranta olup bir kısmı ise beyaz ciro ile devredilin çek olduğundan ve müvekkili devretme niyetinde olmadığından ciro silsilesinde imzası bulunmadığını, söz konusu çek beyaz ciro ile devredilecek bir kıymetli evrak olduğunu, hal böyleyken henüz müvekkili tarafından ciro edilmeden, hırsızlık ile uhdesinden çalınmış olup 3.kişilere devrederek ciro silsile oluşturarak hasız icra takibine giriştiklerini, Davaya konu çek beyaz ciro ile devredildiğinden yine red sebebi olan “icra takibinin müvekkile karşı olmaması” olağan olduğu, zira müvekkili çeki ciro ile devretmemişken hırsızlık olayı neticesinde alınmış olup ciro zincirinde ismi bulunmadığını, bu sebeple kendisine karşı icra takibi yapılmadığını, Diğer yandan, çekte ismi olmamasına, kendisine karşı icra takibi yapılmamasına rağmen müvekkilinin sebepsiz olarak böyle bir çaba içinde olması hayatın olağan akışına ve mantık kurallarına uygun olmadığını, dava konusu … A.Ş. Antakya Çarşı Şubesinin … çek numaralı, 31.06.2021 keşide tarihli, 5.000,00-TL bedelli, … tarafından keşide edilen çek müvekkili uhdesindeyken çalındığını, Sonuç olarak müvekkilinden söz konusu olay kapsamında 27 adet çek çalınmış olup bu çeklerin tamamı hakkında Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/4196 Sor. nolu dosyasından el koyma kararı verildiğini, yine çalınan 27 adet çek hakkında açılan çek zayi ve iptali davası kapsamında tüm çekler bakımından İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/66 E. Sayılı dosyasından ödeme yasağı kararı verildiğini, bu dosyalar mahkemece celp edilmiş olup müvekkilinden çalınan çeklerin içerisinde istinafa konu çekin de bulunduğu açıkça görülmekte olduğunu, Başlatılan bu icra takiplerinde çeklerden bazıları yine yukarıda izah edildiği gibi müvekkilinin lehtar olduğu ve ciro silsilesine sahte olarak eklendiği çekler iken bir kısmı ise zaten cirantalardan teslim aldığı ve ciro silsilesinde adının geçmediği çekler olduğu, bu çeklerin tamamı müvekkilinden çalınmış olup, tamamı hakkında suç duyurusunda bulunulmuş ve yine tamamı hakkında çek zayi ve iptali davası açılmış ve yine ibraz edilen ve kimin elinde olduğu öğrenilen çeklerin tamamı hakkında çek istirdat ve menfi tespit davaları ikame edildiğini, Öte yandan müvekkilinin çalınan 27 kıymetli evrakı için ayrı ayrı davalar görülmekte olup işbu dosyalarda; çeklerin çalındığına dair yeterli kanıt sunulduğu, çekler hakkında savcılık nezdinde şikayette bulunulup el koyma kararı alındığı yine çekler hakkında çek zayi ve iptali davası açıldığı hususları gözetilerek bu davalarda da tedbir talebinin kabulüne karar verildiğini, Somut olay bu veriler ışığında değerlendirildiğinde davaya konu çekin ödenmesi halinde müvekkilinin işbu davayı kazanması durumunda dahi alacağını tahsil etmesi aşırı ölçüde zorlaşacağını, yine davalılar, haksız ve kötü niyetli ciranta oldukları için suça konu çeki tahsil ederek suçtan umdukları kazancı elde etmiş olacaklarını ve hukuki gerçeğin ortaya çıkmasının müvekkili açısından bir anlamı kalmayacağını, bu durumun önlenmesi ve hakkın elde edilmesinin imkansız hale geleceğinin yahut önemli ölçüde zorlaşmasının önlenmesi için tedbir kararı verilmesi gerektiğini, Yerel mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine dair sunulan gerekçeler; taraflarınca dosyaya eklenen belgeler, emsal davalar ve yapılan açıklamalar karşısında geçersiz olduğu, müvekkilinin çekte adının yazmamasının tek sebebi çeki zaten cirantadan iktisap etmesi olduğunu, çeki ciro edilmemiş halde muhafaza etmesi sebebiyle de çekte ciranta olarak adı yazmadığını, bu durum tedbirin reddini gerektirmediği gibi diğer çekler ile olan ciro silsilesi benzerlikleri de göz önünde bulundurulduğunda çekin çalınan çeklerden olduğu da görülmekte olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi ara kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasını, ihtiyati tedbir kararı verilmesini, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra takibinin tedbiren durdurulmasına yahut dosyaya yatan paranın alacaklıya ödenmemesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, çek istirdatı ve menfi tesit davasında çekin takibe konu edildiği icra takibinin durdurulması ve veznedeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece 23/08/2021 tarihli ara karar ile, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası incelendiğinde; … A.Ş. Tarafından borçlular …, …, …, … A.Ş. Aleyhine 5.000,00.TL asıl alacak, 75,72.TL takip öncesi faiz, 500,00.TL çek tazminatı, 15,00.TL komisyon olmak üzere toplam 5.590,72.TL alacağın tahsili talebiyle kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığı görülmüştür. TTK’nın 792. Maddesine göre çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür. HMK’nın 390/3 maddesinde,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. İhtiyati tedbir yasada geçici hukuki korumalardan olup, Kanun hükmü, tedbir talep edenin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğunu düzenlemiştir. Davalı hamilin çeki kötüniyetle iktisap edip etmediği veya iktisapda ağır kusuru bulunup bulunmadığı yapılacak yargılama sonucunda belirlenecektir. Çekin, hamilin elinden rıza dışı çıktığının belirlenmesi yanında, yeni hamilin çeki kötüniyetle iktisap ettiğinin veya iktisapda ağır kusurlu olduğunun da ayrıca ispatı gerekmektedir.Yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle yaklaşık ispatın sağlanamadığı belirlendiğinden ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararda isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, ara kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep edenden alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcı, istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/11/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.