Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2094 E. 2021/1696 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2094
KARAR NO: 2021/1696
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/08/2021(İhtiyati Tedbir Talebinin Reddine İlişkin Ara Karar) 07/09/2021(İhtiyati Hacze İtirazın Reddine İlişkin Karar)
DOSYA NUMARASI: 2021/435 D. İş – 2021/435 Karar
DAVA: İhtiyati Hacze İtiraz
KARAR TARİHİ: 25/11/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Talep eden alacaklı vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile … Ltd. Şti. arasında 27.12.2013 tarihinde iki tane ve 13.11.2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri akdedildiğini, anılan sözleşmelere istinaden anılan firmaya kredi kullandırıldığını, karşı taraf …, … ve …’ın, tüm Genel Kredi Sözleşmelerini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, davalıların kredi kullanan şirketin ortakları ve yöneticisi olup TBK md. 584’e göre kefil olurken eşinin rızası aranmadığından müteselsil kefaletinin geçerli olduğunu, müvekkili bankanın, … Ltd. Şti.’nin maliki olduğu taşınmaz üzerine ( İstanbul ili, Ataşehir İlçesi, … Mahallesi, … parselde kayıtlı, … cilt no … sahife No’da kain arsa nitelikli taşınmaz üzerinde 18/09/2015 tarih, … yevmiye no’lu 1. derecede 1.000.000TL bedelli ipotek) ipotek tesis ettiğini, … Ltd. Şti.’nin ipotekli taşınmazı 13/09/2018 tarihinde …’a devrettiğini, bu sebeple tüm davalılar tarafından verilmiş herhangi bir ipotek bulunmadığını, kredi ödemelerinde temerrüde düşülmesi sebebiyle borçlu şirket ve müteselsil kefile 28/01/2021 tarihinde Üsküdar … Noterliği’nin … yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilerek, kredi hesaplarının kat edilerek, borçlulara ihtaren bildirildiğini, ihtarnamenin tebliğine rağmen borcun ödenmediğini, borçluların mal kaçırma hazırlığı içinde olduğunun istihbar edildiğini belirterek, borçlu …, …, … ve … Ltd. Şti hakkında şimdilik 681.842.45 TL için – teminat aranmaksızın – ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesinin 14/07/2021 tarihli kararı ile; ” 1-İhtiyati haciz talep eden bankanın, borçlular … , … ve … ‘a karşı ileri sürdükleri ihtiyati haciz talebenin 665.882,45 TL muaccel rehinle temin edilmemiş ve nakdi alacak yönünden teminatsız kabulüne, 2-İhtiyati haciz talep eden bankanın 16.020,00 TL gayrinakdi alacağının muaccel bulunmaması nedeniyle bu tutar yönünden İİK’nun 257/1 uyarınca talebin reddine, 3-İhtiyati haciz talep eden bankanın borçlu/ kefil … Limited Şirketi yönünden ileri sürdüğü talebin, adı geçen şirketin hem kefil hem de ipotek borçlusu olduğu, dosya kapsamına sunulan ipotek resmi senedinin1.maddesi ile bu şirketin hem kredi lehdarının ve hem de kendi kefaletinden doğan borcunun temini amacıyla 1.000.000,00 TL limitli ipotek tesis ettiği anlaşılmakla, kefaletten doğan borcun da ipotek ile temin edilmiş olması ve ipotek limitinin talep edilen alacak tutarından fazla olması karşısında İİK’nun 45.maddesi ve İİK’nun 257/1 maddesi uyarınca reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, borçlu … vekili tarafından itiraz kanun yoluna başvurulmuştur. İhtiyati hacze itiraz eden vekili 29.07.2021 tarihli dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz talebinde bulunan alacaklının beyanın aksine müvekkiline usule uygun bir kat ihtarı tebliğ edilmediğini, müvekkiline gönderilen hesap kat ihtarnamesinin “gösterilen adreste işyerinde muhatabın çarşıda olduğundan bahisle muhatabın daimi işçisi olduğu iddia edilen … imzasına tebliğ edildi.” şeklinde şerh düşüldüğünü, tebliğ işleminin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin kredi borçlusu şirketin eski yönetim kurulu üyesi olduğunu ve yönetim kurulu üyeliğinin Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan 12/01/2021 tarihli yazı ile sona erdiğini, tebligatın yapıldığı tarih olan 01.02.2021 tarihinde müvekkilinin ilgili adreste şirket ile bir bağlantısı kalmadığını, talebe konu olayda talep edilen alacağın muaccel olmaması nedeniyle ihtiyati haczin koşullarının oluşmadığını, yine İİK 257/1 fıkrası uyarınca alacağın rehinle temin edilmemiş olma şartının da somut olayla bulunmadığın belirterek, İstanbul … İcra Müd. … E. sayılı dosyası için yargılama süresince takibin durdurulması için tedbir kararı verilmesini ve ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesinin 02/08/2021 tarihli ara kararı ile; “Tedbir talebi verilmesi mümkün olamayacağından borçlu … vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir. İhtiyati haciz isteyen vekili ihtiyati hacze itiraza ilişkin cevap dilekçesinde özetle; cari hesap şeklinde işleyen kredilerde hesabın kat edilmesiyle birlikte alacağın muaccel hale geleceğini, ihtarın tebliğ edilmesine gerek olmadığını, İ.İ.K madde 257 de belirtilen ihtiyati haciz talep şartlarının oluştuğunu, ipotek teminatının diğer bir kefil … Ltd. Şti. tarafından verildiğini, yerel mahkemece işbu borçlu açısından talebin reddine karar verildiğini, diğer borçlular tarafından kredi teminatı için verilen bir ipotek teminatı bulunmadığını belirterek, borçlunun ihtiyati hacze itirazlarının reddine karar verilmesini mahkememizden talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 07/09/2021 tarih ve 2021/435 D. İş – 2021/435 Karar sayılı Ek Kararı ile; “… Somut olayda, ihtiyati haciz isteyen alacaklı banka ile asıl borçlu arasında bağıtlanan genel kredi sözleşmesi uyarınca asıl borçluya kredi kullandırıldığı, itiraz edenin ise kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edilerek noter marifetiyle ihtarname gönderildiği, ödeme yapılmadığından müteselsil kefil aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesinin istenildiği anlaşılmaktadır. İtiraz eden vekilince kat ihtarının kefile usulüne uygun tebliğ edilmediği ve talebe konu alacağın rehinle temin edildiği ileri sürülmüştür. Kredi hesabının kat edilmesi ile borç muaccel hale gelir, kat ihtarının tebliği muacceliyet değil temerrüt şartıdır. Yine dosyaya mübrez ipotek senedi incelendiğinde, itiraz eden kefilin kefaletten doğan borcunun ipotekle temin edilmediği tespit edilmiştir. Tüm bu saptamalar karşısında, muaccel ve rehinle temin edilmemiş alacağın yaklaşık düzeyde ispat olunduğu, itiraz eden tarafça ileri sürülen kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiği itirazının temerrüt koşulu olduğu ve esas yargılamanın konusunu teşkil edeceği, bu haliyle İİK’ nun 265 maddesinde sayılı sebeplerden olmadığı, kefaletten doğan borcun ipotekle temin edilmediği anlaşılmış, itirazın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1-İİK.’nun 265. Maddesinde sınırlı olarak sayılan sebeplerden herhangi birini teşkil etmeyen ihtiyati hacze itirazın REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, borçlu … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden borçlu … vekili 30/09/2021 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; İhtiyati haciz talebinde bulunan alacaklının beyanının aksine müvekkiline usulüne uygun bir kat ihtarı tebliğ edilmediğini, müvekkile gönderilen, 28/01/2021 tarihli hesap kat ihtarnamesinin, 01.02.2021 tarihinde ” … Mah. … Sok.No:…-…/… Ümraniye/İST” adresine gönderildiğini ve tebliğ mazbatasına “gösterilen adreste işyerinde muhatabın çarşıda olduğundan bahisle muhatabın daimi işçisi olduğu iddia edilen … imzasına tebliğ edildi.” şeklinde şerh düşüldüğünü, müvekkilinin, kredi borçlusu … A.Ş. isimli şirketin eski yönetim kurulu üyesi olduğunu, müvekkilinin yönetim kurulu üyeliğinin Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan 12/01/2021 tarihli yazı ile sona erdiğini, tebliğ evrakının posta memuru tarafından şirketin adresine götürüldüğünü ve orada hazır bulunan şirket çalışanına tebliğ edildiğini, oysa tebligatın yapıldığı tarih olan 01.02.2021 tarihinde müvekkilinin ilgili adreste şirket ile bir bağlantısı kalmadığını ve posta memurunun söz konusu durumu araştırmadığını, ayrıca … A.Ş. isimli şirkete gönderilen ihtarnamenin de şirket yetkilisinin hazır olmaması nedeniyle şirketin daimi çalışanı … isimli şahsa 01.02.2021 tarihinde yapıldığını tespit ettiklerini, bu nedenle müvekkiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilen bir hesap kat ihtarı bulunmadığını, dolayısıyla TMK’nın 887. maddesi anlamında ihbar (muacceliyet ihtarı) koşullarının oluşmadığını, muaccel hale gelmiş likit bir borç bulunmaması sebebiyle kredi kefili müvekkilinin kefalet hükümlerine göre borçtan sorumluluğunun doğmadığını, Takibe konu alacağın, … Sist. ait “İstanbul İli, Ataşehir İlçesi, … Parsel sayılı taşınmaz “a işlenen rehinle teminat altına alındığını, taşınmaz üzerindeki ipotek şerhinin halihazırda devam ettiğini, müvekkilinin kefaleten sorumlu olduğu borcun ipotek ile teminat altına alındığını ve ipotek tutarının talebe konu borç tutarını karşılamaya yeterli olduğunu, dolayısıyla müvekkili yönünden alacağın rehinle temin edilmemesi koşulu mevcut olmadığından ihtiyati haciz kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Asıl borçlu şirket ile alacaklı tarafın iç ilişkilerinde anlaştıklarını ve danışıklı olarak müvekkilinin taşınmazına haciz koydurma yoluna gittiklerini, alacaklının kötü niyetle hareket ederek asıl alacaklıya karşı hacze gidilmeyip sadece müvekkiline karşı haciz işlemi uygulamaya çalıştığını belirterek, itirazlarının kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İhtiyati tedbir talep eden … vekili 04/08/2021 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; 29.07.2021 tarihli dilekçesindeki beyanlarını aynen tekrar ederek, mahkemece koşulları oluşmamış olmasına rağmen verilen ihtiyati haciz kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, alınan ihtiyati haciz kararının İstanbul … İcra Müd. … E. sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine takibe konulduğunu, müvekkilinin haciz tehdidi altında olduğunu belirterek, haksız verilen ihtiyati haciz kararının telafisi imkansız zararlara yol açmaması için takibin yargılama süresince durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, ihtiyati haciz kararının kaldırılması istemine ilişkindir. Alacaklı vekilince, … Ltd. Şti. ile aktedilen genel kredi sözleşmeleri uyarınca şirkete kredi kullandırıldığı, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek borçlulara ihtarname tebliğ edildiği, ihtarname tebliğine rağmen borcun ödenmediği belirtilerek, kredi sözleşmelerinde müteselsil kefil olan borçlular yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece, borçlu/ kefil … Limited Şirketi yönünden, adı geçen şirketin hem kefil hem de ipotek borçlusu olduğu, dosyaya sunulan ipotek resmi senedinin1.maddesi ile bu şirketin hem kredi lehdarının ve hem de kendi kefaletinden doğan borcunun temini amacıyla 1.000.000,00 TL limitli ipotek tesis ettiği gerekçesi ile talebin reddine; diğer borçlular hakkında ise, talep edilen nakti alacak yönünden kabulüne karar verilmiş, karara borçlu … vekilince itiraz edilmiş, mahkemenin 07/09/2021 tarihli ek kararı ile itirazın reddine karar verilmiştir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257.maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK’nın 257/1. maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı… ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. İİK’nın 258/1. maddesinin 2. cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca İhtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. Maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Yine 6098 sayılı TNK’nun 586/1 maddesi “Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.” hükmünü içermektedir. Somut olayda iddia, taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmesi, hesap kat ihtarı dikkate alındığında yaklaşık ispat olgusunun gerçekleştiği, kredi hesabı kat edilerek asıl borçlu ve kefillere tebliğ edildiği, hesabın kat edilmesi ile borcun muaccel hale geleceği, kat ihtarı tebliğinin muacceliyet değil temerrüt şartı olduğu, dosyaya ibraz edilen ipotek senedine göre, itiraz eden kefilin kefaletten doğan borcunun ipotekle temin edilmediği, borcun ödendiğinin de iddia ve ispat edilmediği nazara alındığında kefile müracaat şartının da mevcut olduğu kanaatine varıldığından, ilk derece mahkemesince ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. İtiraz eden … vekilince, işbu dosyadan verilen ihtiyati haciz kararının müvekkili aleyhine İstanbul …İcra Müd. … E. sayılı dosyasıyla icra takibine konu edildiği belirtilerek, yargılama süresince takibin durdurulması için tedbir kararı verilmesini talep edilmiştir. Mahkemenin 02/08/2021 tarihli ara kararı ile, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi üzerine, bu karara karşı da ayrıca istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de, … tarafından ihtiyati haciz kararına itiraz dilekçesi içerisinde bu talep ileri sürülmüş olup, usulünce harcı yatırılarak yapılmış bir talep bulunulmadığından, mahkemece talebin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Açıklanan nedenlerle, itiraz eden … vekilinin, mahkemenin 02/08/2021 tarihli ara kararı ve 07/09/2021 tarihli ek kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurularının HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz eden …’nun, ilk derece mahkemesinin 02/08/2021 tarihli ara kararı ile 07/09/2021 tarihli kararına yönelik istinaf başvurularının ayrı ayrı 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçları ile istinaf karar harçlarının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden taraf üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/11/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.