Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2051 E. 2021/1624 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2051
KARAR NO: 2021/1624
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/07/2021 ( İhtiyati Tedbir Talebinin Reddine İlişkin Ara Karar )
DOSYA NUMARASI: 2019/508 Esas
DAVA: Ticari Şirket (Pay Devri Sözleşmesinin İptali)
KARAR TARİHİ: 17/11/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Ltd. Şti.’ndeki şirket ortaklığının, davalıya devir tarihinden itibaren iptali ile ticaret sicil kayıtlarının bu şekilde düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında ibraz ettiği 22/07/2021 tarihli dilekçesinde ise özetle; Davayı, 29.06.2021 tarihli dilekçeleri ile tamamen ıslah ederek, müvekkilinin … Ltd. Şti.’nde olan payının davalı …’e devri konulu Sultanbeyli … Noterliğinin 07.01.2019 tarih ve … Yev. Nolu Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesinin aldatma/hile nedeniyle iptalinin talep edildiğini, davalı …’in halihazırda şirketin yetkilisi olduğunu, …’in ve şirketin eski ortaklarının iştirak halinde bedelsiz ve muvazaalı olarak şirkete ait taşınmazları kendi adlarına tescil ettirerek şirketi ve dolayısıyla müvekkilini zarara uğratmaları nedeniyle TTK m. 555 uyarınca aleyhlerine İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/264 E. sayılı dosyasıyla dava ikame edildiğini, müvekkilinin işbu kişilerce aldatıldığını ve şirket mal varlıklarının muvazaalı olarak davalı ve diğer dava dışı kişilerce kendi adlarına tescil edildiğini öğrenmesi akabinde hukuki yollara başvurduğunu, bunun üzerine davalı …’in kötü niyetli olarak … Ltd. Şti. isimli şirket için tasfiye sürecini başlattığını, Sultanbeyli … Noterliğinin 08.03.2021 tarihli ve … Yev. Nolu Ortaklar Kurulu Kararı isimli belgede, müvekkilinin imzası taklit edilerek, şirketin tasfiye haline girmesine ilişkin sözde karar alındığını, işbu belgede sahtecilik suçu hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, soruşturmanın İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/71120 Sor. nolu dosyasıyla devam ettiğini, işbu davanın müvekkili lehine sonuçlanacağının kuvvetle muhtemel olması ve şirketin tasfiyesi sonucunda mahkeme kararının infazının imkansız hale gelecek ya da güçleşecek olması nedenleriyle, … Ltd. Şti. İsimli şirketin tasfiye sürecinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilerek, işbu tedbir kararının İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne bildirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesinin 27/07/2021 tarih ve 2019/508 Esas sayılı ara kararı ile; ” … davamız pay devir sözleşmesinin iptaline ilişkin olup, dava konusu olmayan ortaklar kurulu kararının uygulanmasının durdurulmasına ilişkin tedbir kararı verilemeyeceği, ayrıca mahkemece asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilmesine hukuken imkan bulunmadığı belirlenmekle, HMK’nun 389 ve davam madde hükümlerinde ön görülen koşullar gerçekleşmediğinden ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 22/07/2021 tarihli dilekçesindeki beyanlarını aynen tekrar ederek, ilaveten; davalı ve eylem birliği içerisinde olduğu diğer kişilerin müvekkili tarafından hukuki yollara başvurulması nedeniyle müvekkilinin lehine çıkacak kararların infazını güçleştirmek, imkansız hale getirmek ya da sürüncemede bırakmak maksadıyla şirketin tasfiye sürecini başlattıklarını, ihtiyati tedbir taleplerinin, detaylı incelenmeden red edildiğini, davalı tarafların eylem ve işbirliği içerisinde müvekkilinin alacağını semeresiz bırakmak maksadıyla şirketten mal kaçırmaya çoktan başladıklarını, şirketin, müvekkilinin imzasını taklit ederek tasfiye haline girmesine ilişkin karar aldıklarını, bu konuda suç duyurusunda da bulunulduğunu, Mahkemece gerekçesinde, dava konusu olmayan ortaklar kurulu kararı diye bahsedilen şirketin davalılardan … Ltd. Şti. olduğunu, kendileri tarafından davalı şirketin herhangi bir ortaklar kurulu kararına karşı ihtiyati tedbir talebinde bulunulmadığını, yalnızca işbu davanın konusuz kalmasına sebebiyet verecek olan işleme karşı tedbir talebinde bulunulduğunu, Dosya kapsamı ile yaklaşık ispatın sağlandığını, ihtiyati tedbir koşullarının oluştuğunu, davanın müvekkili lehine sonuçlanacağının kuvvetle muhtemel olması ve şirketin tasfiyesi sonucunda mahkeme kararının infazının imkansız hale gelecek ya da güçleşecek olması nedenleriyle, mahkemece taleplerinin reddinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesinin 27.07.2021 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının kaldırılarak, talepleri gibi ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, limited şirket pay devir sözleşmesinin iptali istemli davada, davacının imzası taklit edilmek suretiyle davalı şirketin 08.03.2021 tarihli Ortaklar Kurulu Kararı ile şirketin tasfiye haline girmesine ilişkin karar alındığı iddiası ile şirketin tasfiye sürecinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece talebin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK.’nın 389. maddesinde; ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. 6100 Sayılı HMK.’nın 390-(3) maddesinde; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek” zorunda olduğu hüküm altına alınmıştır. Somut davada, ileri sürülen iddiaların, mahiyeti gereği yargılamayı gerektirdiği gibi tasfiye kararı alındığı belirtilen ortaklar kurulu kararının davanın konusunu teşkil etmediği, ihtiyati tedbir koşullarının oluşmadığı, dolayısıyla talebin reddine dair ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep edenden alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı, istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden taraf üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince tarafa tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/11/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.