Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2017 E. 2021/1611 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2017
KARAR NO: 2021/1611
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/09/2021
DOSYA NUMARASI: 2021/594 D.İş – 2021/608 Karar
TALEP: İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ: 11/11/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati tedbir talep eden vekili dilekçesinde özetle; Türkiye ile yabancı gümrük idareleri arasında transit taşımaya konu eşyanın geçişi esnasında ilgili gümrük idaresine, gümrük mevzuatı çerçevesinde gümrük beyannamesi verilmesi, gümrük idaresi tarafından eşyanın kontrolü ve her bir beyanname kapsamı eşyaya ilişkin kural olarak teminat sunulması gerektiğini, müvekkilinin karşı tarafla yapmış olduğu sözleşme kapsamında bu hizmetleri verdiğini, borçlu firmanın, kendi taşıdığı eşyalara ilişkin olarak tahakkuk ettirilen vergi nedeniyle ödenecek bedelleri müvekkili firmaya ödemek zorunda olduğunu, ayrıca davalı borçlunun, işbu alacağın varlığını öğrendikten sonra; taahhütlerinden kurtulmak ve alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla tır, çekici ve römork cinsi bazı araçlarını başkalarına devretme, bazı araçlarını ise yetki belgesinden iptal etme ihtimalinin yüksek olması nedeniyle müvekkili firmanın 370.988,62 Euro alacağının tahsilinin zorlaşacağı veya imkânsız hale geleceğini belirterek, HMK’nın 389-390 maddeleri gereğince, borçlunun gerek elindeki ve gerekse üçüncü şahıslardaki araç, menkul ve taşınmazların kaydı ile hak ve alacakları üzerine, gerektiğinde teminat karşılığında ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 16/09/2021 tarih ve 2021/594 D.İş – 2021/608 Karar sayılı kararı ile; ” HMK madde 389 uyarınca ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Uyuşmazlık konusu para alacağı olup, para alacakları için ihtiyati haciz talep edilebileceğinden ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1-İhtiyati Tedbir Talebinin Reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Talep dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek; ilaveten, müvekkilinin, Ticaret Bakanlığı tarafından verilen kapsamlı teminat kullanma izin belgesi ve sertifikasına istinaden, ortak transit rejimi çerçevesinde, transit rejimi kapsamında taşınan eşyaya ilişkin transit beyannamesinin, kullandığı web tabanlı yazılım aracılığıyla elektronik ortamda, Ortak Transit Sistemi üzerinden gümrük idarelerine sunulması ve bu eşyalara ilişkin olarak gümrük vergi vb. yükümlülüklerine ilişkin teminat sağlanması konusunda, ülkemiz ya da yabancı gümrük idareleri arasında transit taşımacılık yapan firmalara hizmet verdiğini, Beyanname muhteviyatı eşyanın hareket noktasından varış noktasına kadar yüklenmesi, mühürlenmesi, taşınması, taşıma belgelerine mühür/kaşe vurulması ve eşyanın boşaltılmasındaki tüm işlemleri dahil olmak üzere her türlü taşıma sürecinin, fiili ve hukuki olarak taşıyıcı firma tarafından sevk ve idare edildiğini, müvekkili şirketin taşıma operasyonundaki bu işlemlere hukuki ve fiili olarak dahlinin bulunmasının mümkün olmadığını, C2 Yetki Belgesine sahip ve taşımacılık işleri yapan davalı firmanın, 17.12.2015 tarihli taahhütname ile müvekkili firmaya ait NCTS Sistemine üye olduğunu, ayrıca yapacağı tüm işlemler için 06.02.2020 tarihli … Ortak Transit Sistemi Sözleşmesini imzaladığını ve müvekkili firmanın teminatı ile transit beyannamesi sunmaya başladığını, Davalı firmaya ait … hareketli-…/İspanya varışlı, göndericisi …, alıcısı … firması olan 9 adet beyanname tescil almış olup henüz kapanmamış olduğunu, ilgili beyannamelere ilişkin firmanın iletmiş olduğu varış gümrük idaresi mühür ve kaşeli Transit Refakat Belgelerinin, CMR belgeleri ve ATR belgelerinin 30.09.2020 tarihinde Muratbey Gümrük Müdürlüğüne sunulduğunu, Muratbey Gümrük Müdürlüğünden alınan 27.01.2021 tarihli yazıda, Transit Refakat Belgelerine ilişkin yapılan yurt dışı araştırmasının olumsuz sonuçlandığı, Müdürlüklerince yapılacak diğer işlemlere esas olmak üzere söz konusu beyanlara ilişkin olarak teslim CMR’leri, fatura vb. belgelerin çok acil olarak Müdürlüklerine iletilmesinin talep edildiğini, 22.03.2021 tarihinde İspanya Gümrük İdaresince, Muratbey Gümrük Müdürlüğüne TC30 formu (Tahsilat formu) gönderildiğini, İspanya Gümrük İdaresi’nin 13.08.2021 tarihinde müvekkili şirkete iletmiş olduğu tebligatta söz konusu beyannamelerden; 23/05/2020 tescil tarihli, … sayılı beyanname için hesaplanan tutar 169.717,89 Euro, 13/05/2020 tescil tarihli, … sayılı beyanname için hesaplanan tutar 74.192,14 Euro, 30/05/2020 tescil tarihli, … sayılı beyanname için hesaplanan tutar 127.078,59 Euro olmak üzere 3 adet beyana ilişkin toplam 370.988,62 Euro tutarında ön ödeme talebinin tebliğ edildiğini, Talep konusu olayda sahte evrak düzenlemek suretiyle suç işlendiğini, alınan tebligatlarda; eşyanın İspanyadaki varış noktasına/gümrüğüne vardığını kanıtlamak üzere taşıyıcı tarafından iletilerek Muratbey Gümrüğüne sunulan Transit Refakat Belgelerindeki mührün sahte olduğu, alıcının vergi sistemine kayıtlı olmadığı ve adresinde yapılan incelemede satılık başka bir binanın bulunduğu hususlarının anlaşıldığının bildirildiğini, resmi evrakta sahtecilik suçu işleyen davalı firma aleyhine Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, Taraflar arasındaki 06.02.2020 tarihli TOBB UND Ortak Transit Sistemi Sözleşmesinin 6. maddesinin (j) fıkrası uyarınca da, müvekkili şirketin borçlu firmaya rücu hakkı bulunduğunu, ödenecek bedelin iadesinin davalı firmanın taahhüt ve sorumluluğunda olduğunu, bu nedenle borçlu firmanın kendi taşıdığı eşyalara ilişkin olarak tahakkuk ettirilen vergi nedeniyle ödenecek bedelleri müvekkili firmaya ödemek zorunda olduğunu, Davalının mal varlığını elinden çıkarma ihtimalinin çok yüksek olduğunu, ayrıca davalı borçlunun, işbu alacaklarının varlığını öğrendikten sonra, taahhütlerinden kurtulmak ve alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla tır çekici ve römork cinsi bazı araçlarını başkalarına devretme, bazı araçlarını ise yetki belgesinden iptal etme ihtimalinin yüksek olduğunu, davalı şirketin borçlarından kurtulmak maksadıyla bazı araçlarını devretmek suretiyle elinden çıkardığı, bazılarının da yetki belgelerini iptal ettiği ve halihazırda bu işlemlerine devam edebileceği tehlikesi de düşünüldüğünde telafisi güç ciddi bir zararın doğacağını, sahte evraklardan anlaşılacağı üzere davalı borçlunun kötü niyetli olduğunu, ihtiyati tedbir taleplerinin reddi halinde, haklı olan alacaklarını tahsil etme imkanlarının kalmayacağını belirterek, İlk Derece Mahkemesinin 16.09.2021 tarihli kararının kaldırılarak, talepleri fibi ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, HMK’nın 389 vd maddeleri uyarınca karşı tarafın, kendisi ve 3. şahıslardaki taşınır, taşınmaz malları ile hak ve alacakları hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece talebin reddine karar verilmiş, karara karşı talepte bulunan tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK.’nın 389. maddesinde; ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Somut uyuşmazlıkta, davacının nihai isteğinin para alacağına ilişkin olduğu nazara alındığında, karşı tarafa ait taşınır ve taşınmaz mallar ile hak ve alacakların dayanılan para alacağının konusunu teşkil etmediği, ihtiyati tedbir koşullarının oluşmadığı, dolayısıyla talebin reddine dair ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati tedbir talep eden … A.Ş.’nin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden taraftan alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcı istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/11/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.