Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2009 E. 2021/1587 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2009 Esas
KARAR NO: 2021/1587 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/10/2020 Tarihli Ek Karar
NUMARASI: 2020/40 D.iş Esas 2020/43 D.iş Karar
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 11/11/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, muhataplardan … AŞ. VE … A.Ş. ile müvekkili banka arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi (ekli) çerçevesinde nakdi/gayri nakdi kredi kullandırıldığını, … AŞ. VE … A.Ş. Genel Kredi Sözleşmeleri’ni asıl borçlu, diğer muhatap da Genel Kredi Sözleşmelerini müşterek borçlu/müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, asaleten-kefaleten borçlu firmalara ve diğer müşterek borçlu/müteselsil kefillere ANKARA … Noterliğinin 02.10.2019 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi ve ekleri (EKLİ) keşide edilmesine rağmen borç ödenmediğini, haricen yapmış oldukları girişimler de sonuç vermemiş olup, taraflarınca bugün itibariyle İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, raflar Genel Kredi Sözleşmelerinin ilgili maddesinde İstanbul Merkez Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunu kararlaştırdıklarını, bunun yanı sıra borçlu ve borçlu/müteselsil kefiller, mevcut risklere ilişkin müvekkili bankaya herhangi rehin veya ipotek vs. başkaca herhangi bir teminat verdiklerini, ayrıca İstanbul Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığının 20/06/2017 tarih ve 2017/13537 muh. Sayılı kararı uyarınca, verilecek olan kararın İstanbul … İcra Müdürlüğünde müvekkili banka adına kotaları bulunması ve tahsilde tekerrür olmaması adına İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında infaz edilmesi için verilecek kararın İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında infaz edileceğinin belirtilmesi gerektiğini ileri sürerek, bakiye alacak hakları saklı kalmak kaydıyla 2,201,836.71 – TL Ana para alacağı nedeniyle borçluların borca yeter menkul ve gayrimenkul malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, masraf ve vekâlet ücretinin borçlulara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi 16/01/2020 tarihli kararı ile, İhtiyati haciz istemi alacağın rehinle temin edilmemiş olması ve mevcut kanıtlara göre kanuna uygun görülmüş olmakla, yukarıda açık kimliği yazılı alacaklının borçludan alacağı olan (2.201.836,71) TL ’nin alınmasının temini için İcra İflas Kanunun 257/1.Maddesine göre borçlunun belirtilen mal,hak ve alacaklarından borca yetecek miktarının İcra İflas Kanununun koyduğu sınırlar içinde ihtiyaten haczine karar verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden … vekili itiraz dilekçesi ile, müvekkili hakkında ihtiyati haciz kararı verildiğini, müvekkilinin ikamet adresinin Üsküdar olması nedeniyle yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu ayrıca ihtiyati haciz kararının işleme konulduğu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında müvekkilleri tarafından borca ve ferilerine itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, bu nedenle itiraz edilen alacak ile ilgili ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 22/10/2020 tarih ve 2020/40 D.İş Esas – 2020/43 D.İş Karar sayılı ek kararında; “İtiraz sebepleri İİK 265.maddesinde düzenlenmiştir. İtiraz eden taraf dilekçesinde mahkemenin yetkisiz olduğunu belirtmiş ise de genel kredi sözleşmesinin 31. Maddesinde İstanbul Merkez Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunun düzenlendiği görülmüş, itiraz eden tarafın genel kredi sözleşmesine kefil olarak imzaladığı tespit edilmiştir, bu nedenle mahkememiz yetkilidir. Diğer itiraz nedeni ise icra takibine itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğunu, duran takibe konu olan alacakla ilgili olarak artık ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği yönündedir. Hukuk Genel Kurulunun 05/05/1999 tarih 1999/12-259 Esas 1999/268 Karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/02/2012 tarih 2012/699 Esas 2012/1837 Karar nolu içtihatlarına göre takipten sonra ve takibe itiraz edilmiş olması halinde dahi tedbir mahiyetinde olan ihtiyati haciz kararı alınıp itiraza uğrayan takip dosyasında uygulanması mümkün olduğundan…”gerekçesi ile, İtirazın reddine karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf dilekçesi ile, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/40 D. İş., 2020/43K. Sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararına itirazlarının reddine karar verildiğini, İtirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken itirazın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/40 D.İş. Sayılı kararıyla borçlu gösterilen şirketler ve müvekkili yönünden ihtiyati haciz kararı verildiğini, müvekkili tarafından bahsi geçen ihtiyati haciz kararı, ihtiyati haciz kararının işleme konulduğu 07.02.2020 tarihinde öğrendiğini, Alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde de görüleceği üzere müvekkili ikametgah adresi “… mah. … sok No…. Üsküdar İstanbul” adresi olduğunu, bu sebeple yetkili mahkeme İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, dosyaya daha önce sundukları müvekkili hakkındaki birebir emsal olayda Ankara Ticaret Mahkemesi yetkisizlik nedeni ile ihtiyati haciz kararının kaldırıldığını, İhtiyati haciz kararının işleme konulduğu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra dosyasında müvekkilleri yönünden borca ve ferilerine itiraz edildiğini, Mahkemece tesis edilen ihtiyati haciz kararının uygulandığı İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında müvekkilleri yönünden borca ve tüm ferilerine itiraz edilmiş olup borca itiraz dilekçesi de dosyaya sunulduğunu, … Bankası A.Ş.’ye müvekkillerinin muaccel herhangi bir borcu bulunmadığından borca ve tüm ferilerine itiraz edilmiş olup İİK madde 257’de ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için gerekli şartlar huzurdaki dava yönünden oluşmadığını, Mahkemece de takdir edileceği üzere İİK madde 257’de ihtiyati haciz şartları “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” şeklinde düzenleme altına alındığını, Görüldüğü üzere ekte sunulan borca itiraz dilekçesinde de belirtildiği üzere diğer borçlu gösterilen Şirketlerin ve Müvekkillerinin … Bankası A.Ş.’ye herhangi bir borcu bulunmadığından İİK madde 257 hükmü uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmiş olması hukuka aykırı olduğunu, kaldı ki müvekkilinin banka nezdinde bir kefalet akdi de söz konusu olmadığını, ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerekirken itirazın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup. bu kararın kaldırılarak itirazımızın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/40. D.iş 2020/43K. sayılı itirazın reddine ilişkin kararın kaldırılarak İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesince tesis edilen ihtiyati haciz kararının müvekkiller yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, Grup Genel Kredi Sözleşmesine dayalı olarak verilen ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın reddine dair verilen kararın kaldırılması istemine ilişkindir. Somut olayda; talep eden alacaklı banka ile asıl borçlular … AŞ., … A.Ş. arasında 20/04/2010 tarihinde Grup Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu …’in bu sözleşmeyi 3.500.000 TL limit ile müteselsil kefil olarak imzaladığı görülmektedir. HMK’nın 17. maddesinde yetki sözleşmesi düzenlenmiş olup “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır,” hükmü yer almaktadır. Alacaklı ile asıl borçlular arasında düzenlenen grup genel kredi sözleşmesinin 31 maddesinde uyuşmazlık halinde İstanbul Merkez Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olacağı düzenlendiğinden, tacir olmasa bile, tacirler arasındaki genel kredi sözleşmesinde yer alan yetki şartı, 6102 sayılı TTK’nun 7. Maddesinde (eski TTK. 7 maddesi) öngörülen ticari teselsül karinesi nedeniyle muteriz kefili de bağlar ve muteriz vekilinin mahkemenin yetkili olmadığına yönelik aksi yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. İhtiyati haciz; İİK.’nun 257. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş alacaklar ile muayyen ikametgahı bulunmayan ya da mal kaçıran borçlular için vadesi gelmemiş alacakları temin bakımından borçlunun malları ve hakları üzerine konulan tedbir niteliğinde bir işlemdir. Diğer taraftan, İİK.’nun 264. maddesindeki ihtiyati haczi yaptıran alacaklının yedi gün içerisinde takip talebinde bulunmaya veya dava açmaya mecbur olduğuna ilişkin hükümden de anlaşılacağı üzere; ihtiyati haciz ile icra takibi ayrı ayrı düzenlemeler olup, ayrı ayrı hukuki sonuçlar doğurur. Bu nedenle ihtiyati haciz kararı, icra takip işlemi olmayıp, yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce ya da sonra uygulanan ve HMK.’nun 389. ve izleyen maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir benzeri bir işlem olduğundan bir takip muamelesi sayılamaz. Dolayısıyla, ihtiyati haciz kararına istinaden ihtiyati haciz uygulanması, genel anlamda bir takip işlemi olmayıp, niteliği itibariyle tedbir vasfında bulunduğundan, icra takibinin durdurulması ihtiyati haczin infazına mani teşkil etmez. (Yargıtay 12 HD.nin 2018/14139 Esas- 2019/17972 Karar sayılı kararıda benzer mahiyettedir.) İhtiyati hacze itiraz ise İİK 265. maddesinde sınırlı olarak sayılmıştır. Buna göre borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itiraz edebilecektir. İtiraz eden borçlunun borcu olmadığına ve geçerli kefalet akdi olmadığına yönelik diğer itiraz nedenleri İİK. 265 maddesinde düzenlenen itiraz sebepleri arasında olmayıp açılacak menfi tesbit veya itirazın iptali davasında ileri sürülecek olup somut olayda ihtiyati haczin koşullarının bulunduğu tespit edilmiştir. İlk Derece Mahkemesince itirazın reddine yönelik verilen ek kararın, dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olmakla muteriz vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, ilk derece mahkemesi ek karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, muteriz vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz edenin (muterizin) istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcının istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan (20,00.TL+59,30.TL=) 79,30.TL harçtan mahsubu ile bakiye 20,00..TL’nin talep halinde ihtiyati hacze itiraz edene verilmesine, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/11/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.