Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2008 E. 2022/314 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2008 Esas
KARAR NO: 2022/314 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/188 Esas – 2021/541 Karar
TARİH: 14/07/2021
BİRLEŞEN DAVA
İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2021/240E. 2021/317K.
(BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2020/330E. 2020/298K.)
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 02/03/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Asıl ve birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne bağlı … sicil numaralı Tasfiye … Limited Şirketi ve …Taş. Ltd. Şti.’nde, 29.08.2005 tarihinden 13.05.2008 tarihine kadar (1) birinci dönem 29.12.2010 tarihinden 22.03.2013 tarihine kadar (2) ikinci dönem 27.07.2013 tairinden iş akdinin haksız ve bildirimsiz feshedildiği 24.01.2014 tarihine kadar (3) üçüncü dönem olmak üzere üç dönem boyunca çalıştığını, iş akdinin feshi neticesinde Tasfiye Halinde … Limited Şirketi ve … Ltd. Şti.’ne müvekkilce Bakırköy 26. İş Mahkemesi’nin 2016/166 E. Sayılı dosyası ile işçilik alacakları ve tazminat davası açıldığını, bu dava derdest olup yargılama sırasında Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’nin kaydının terkin edildiğinin tespit edildiğini, bunun üzerine mahkemece taraflarına ihya davası açılması için süre verildiğini, terkin tarihinin dava tarihinden sonra olduğunu, ayrıca Bakırköy 26. İş Mahkemesinde görülen davada, davalı taraflardan Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’ne ilişkin bütün tebligatların davalı tasfiye memuru …’e usulüne uygun olarak yapıldığını, bahsi geçen şirketin taraf olduğu işçilik alacaklarına ilişkin dava derdest olduğundan dolayı müvekkilinin mağduriyetine ve hak kaybına uğramasına sebebiyet vermekte olduğunu ileri sürerek Tasfiye Halinde… Limited Şirketi unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl davada davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili, müvekkilinin yasaya uygun işlem yaptığını, tasfiye sürecindeki tüm yetki ve sorumluluğun tasfiye memuruna ait olduğunu, müvekkilinin dava açılmasına sebep olmaması nedeniyle vekalet ücreti ve yargılama giderinden sorumlu tutulamayacağını savunarak müvekkili yönünden davanın reddini istemiştir. Birleşen davada davalı … vekili, şirketin ortaklar kurulu kararı ile tasfiye sürecine girdiğini, tasfiye sürecine başlandığı 28/10/2013 tarihinden tasfiye sürecinin sona ererek ticaret sicilden kaydının silindiği 04/04/2017 tarihine kadar tasfiye alacaklılarına yapılan çağrılara rağmen davacı tarafından tasfiye memurluğuna herhangi bir başvuruda bulunulmadığını, söz konusu işçilik alacağı davası açıldığına dair bir bildirim de yapılmadığını, davacının şirketten bir alacağının da bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmaması nedeniyle yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 14/07/2021 tarih ve 2020/188 Esas 2021/541 Karar sayılı Kararı ile; ” ….…….Somut olayda ihya talebinde bulunan asıl ve birleşen dosyadaki davacının İstanbul 26.İş Mahkemesinde görülen 2016/166E.sayılı dava dosyasında davacı konumunda bulunduğu,bu dosyada da davacı bulunan gerçek kişinin ihyasını talep ettiği şirket aleyhine hüküm kurulmasını talep ettiği, bu itibarla asıl ve birleşen dava dosyası yönünden davacının ihya talebini ileri sürmek açısından aktif sıfatının bulunduğu, ek tasfiyesi istenen şirketin terkin olduğu halde halihazırda derdest olan iş mahkemesine ait dava dosyasının davalısı olmasının amaçlandığı, esasen işçinin işçilikten kaynaklanan tüm haklarını elde etmediği ve bu duruma ihyası talep olunan şirketin yol açtığını ileri sürmesi karşısında ise ihyası talep olunan şirketin tasfiyesinin tam ve eksiksiz sağlanmasının zorunluluk arz ettiği, aksi halde davacının hak arama hürriyetinin ve mülkiyet hakkının ihlal edilmiş olacağı, bu nedenle ve halen terkin olan şirketin tasfiye işlemlerinin tamamlanması için ihyası gerektiği, tasfiyesi eksiksiz tamamlanmayan şirketin ek tasfiyesinin kabulü noktasında kanunun aradığı zorunluluk halinin bu nedenle oluştuğu sonucuna varılmıştır. (Mahkememizin 2017/1130E 2020/148K.sayılı ilamı ve bu ilamla ilgili İstanbul BAM 12. HD 2020/1205E. 2020/1019K.sayılı ilamı Yapılan açıklamalar karşısında asıl ve birleşen davada davacının İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü ile tasfiye memuru … aleyhine açmış olduğu davanın kabulüne, asıl ve birleşen davada ihyası talep olunan ” Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’nin Bakırköy 26. İş Mahkemesinin 2016/166 E.sayılı dava dosyasında “davaya dahilinin sağlanması, bu şirkete yönelik her türlü tebliğ işleminin gerçekleştirilmesi, kararın kesinleşmesi ve infazı ile ilgili her türlü iş ve işlemlerinin sağlanması” açısından’ İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı Tasfiye Halinde … Limited Şirketi “nin ek tasfiye suretiyle ihyasına, adı geçen şirketin en son tasfiye memuru gözüken …’in ihya edilen şirkete münferit ve yetkili tasfiye memuru olarak atanmasına, tasfiye memuru için ücret takdirine yer olmadığına, kararın bir örneğinin ticaret sicil müdürlüğüne gönderilmesine ve ilanına dair karar verilmiştir.” gerekçeleri ile; ” 1-Asıl ve birleşen davada davacının İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü ile tasfiye memuru … aleyhine açmış olduğu davanın kabulüne, 2-Asıl ve birleşen davada ihyası talep olunan ” Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’nin Bakırköy 26. İş Mahkemesinin 2016/166 E.sayılı dava dosyasında “davaya dahilinin sağlanması, bu şirkete yönelik her türlü tebliğ işleminin gerçekleştirilmesi, kararın kesinleşmesi ve infazı ile ilgili her türlü iş ve işlemlerinin sağlanması” açısından’ İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı … Limited Şirketi “nin ek tasfiye suretiyle ihyasına, 3-Adı geçen şirketin en son tasfiye memuru gözüken …’in ihya edilen şirkete münferit ve yetkili tasfiye memuru olarak atanmasına,” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Şirketin tasfiye sürecine başlandığı 28/10/2013 tarihinden tasfiye sürecinin sona ererek ticaret sicilden kaydının silindiği 04/04/2017 tarihine kadar tasfiye alacaklılarına yapılan çağrılara rağmen davacı tarafından tasfiye memurluğuna herhangi bir başvuruda bulunulmadığını, davacının işçilik alacağı açtığına ilişkin herhangi bir bildiriminin de müvekkiline ulaşmadığını, bu nedenle tasfiyenin hukuka uygun olarak kapatıldığını, davacının şirketten herhangi bir alacağının da bulunmadığını, ibraz edilen 22/07/2013 tarihli ibraname ve davacının eli mahsulü yazı ve imzayı içeren istifa dilekçesinin incelenmesiyle davacının şirkete borcu bulunduğunun anlaşılacağını, bu hususlar araştırılmaksızın ihya kararı verilmesi hukuka aykırı olduğunu belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava, tasfiye edilerek ticaret sicilden terkin edilen şirketin TTK 547. maddesi gereğince ek tasfiye işlemlerinin yapılması gerektiğinden bahisle ihyası istemine ilişkindir.Davacı, işçilik alacağının tahsili için açmış olduğu dava devam ederken ilgili şirketin sicilden terkin edildiğini ileri sürerek söz konusu alacağının tahsili için şirketin ihyasını talep etmiş, ilk derece mahkemesince şirketin söz konusu dava dosyasının sonuçlandırılması ve infazı ile sınırlı olarak ihyasına, tasfiye memuru atanmasına karar verilmişir. Dosya içinde bulunan belge ve bilgilerden, ihyası istenen şirket hakkında davacı tarafça açılmış olan bir dava bulunduğu halde bu alacağa ilişkin tasfiye işlemleri yapılmaksızın şirketin ticaret sicilden terkin edildiği, ilgili şirketin tasfiye işlemlerinin eksik bırakıldığı anlaşılmaktadır.Şirketin sorumlu tutulmasını gerektirebilecek bu durum nedeniyle ticaret sicilindeki terkin kaydının kaldırılması isteminde bulunulabilir. Buna göre, davacı tarafın alacaklı olduğunu iddia ettiği ticaret sicilinden terkin edilmiş şirketin yeniden ihyasını istemesinde hukuki yararı bulunmaktadır.Bu itibarla ilk derece mahkemesini kararında bir isabetsizlik görülmemiş olup, davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı … tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından istinaf eden davalı … tarafından peşin olarak yatırılan 59,30TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40.TL’nin …’den tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 02/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.