Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2005 E. 2022/313 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2005 Esas
KARAR NO: 2022/313 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/10/2021
NUMARASI: 2021/811 Esas 2021/855 Karar
DAVALI: HASIMSIZ
DAVA TÜRÜ: Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ: 02/03/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin ticari defterlerini 2020 senesinden itibaren yasadan kaynaklı olmak üzere dijital ortamda e-defter şeklinde tutmaya başladığını, Ağustos 2020 dönemine ait tutmakla zorunlu olduğu defterler olan yevmiye ve defteri kebir beratlarını kanuni süresinde 30/11/2020 tarihinde verdiğini, şirketin bilgisayarlarının Aralık 2020 tarihinde siber saldırıya uğradığını ve müvekkilinin Kasım ve Aralık ayında yapılan tüm işlemlerinin silindiğini, müvekkilinin Eylül ayında yüklenmesi gereken defterlerini kanuni süresinde 31/12/2020 tarihinde vermek isterken entegratör programda virüs nedeniyle silinen Ağustos/2020 ayına ait beratlar da silindiğinden Eylül 2020 döneminin verilemediğinin anlaşıldığını, müvekkilinin tutulması zorunlu olan e-defterleri virüs saldırısına uğraması sebebiyle ulaşılamaz hale geldiğini ve defterler ve ekleri görüntülenemediğinden 2020 Ağustos ayından sonraki beyannamelerin verilemediğini, virüs nedeniyle ticari defterlerin ve eklerinin görüntülenememesi üzerine müvekkilinin teknik servise başvurduğunu ve teknik servis tarafından elektronik ortamdaki bu problemlerin çözülmeye çalışıldığını, entegratör firmanın ise eksik aydan dolayı devamındaki ayların da verilemeyeceğini bildirdiğini, teknik servis tarafından tüm çalışmaların yapılmasına rağmen ticari defterler ve eklerinin görüntülenemediğini, zayi olan e-defter kayıtlarının yeniden oluşturulması ve bunlara ait yeni oluşturulan e-defter ve berat dosyalarının, e-defter uygulaması aracılığı ile Başkanlık sistemine yeniden yüklenebilmesinin gerekliliğini açık olduğunu, …’nce düzenlenen 20/09/2021 tarihli teknik rapor ile müvekkiline ait Ağustos 2020 döneminden itibaren tutulması zorunlu olan e-defterlerin ve eklerinin 2020 yılı Aralık ayından itibaren yapılan tüm veri kurtarma çalışmalarına rağmen bilgilerine ulaşılmasının mümkün olmadığının ve görüntülemenin yapılamadığının bildirildiğini, şirketin yeminli mali müşavirince hazırlanan Özel Amaçlı Yeminli Mali Müşavirlik Tasdik Raporunun da sunulmakta olduğunu ileri sürerek müvekkilinin tutmakla yükümlü olduğu 2020 yılı Ağustos dönemine ait yevmiye ve defter-i kebir e-defterlerinin ve sair belgelerin zayi olduğuna dair zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 05/10/2021 tarih ve 2021/811 Esas 2021/855 Karar sayılı Kararı ile; “Mezkur 82/7.maddede zayi belgesi talep edilebilmesi için tutmakla yükümlü bulunulan defter ve belgeler için zayi belgesi verilebilmesinin “yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle” kaybolması durumlarına hasredildiği, talep edenin e-defter belgelerinin bilgisayar korsanları tarafından ulaşılamaz hale getirilmesinin “hırsızlık” olarak değerlendirilebileceği,söz konusu siber saldırının Aralık 2020 tarihinde yapıldığı ve bu tarihte bilgisayarda kayıtlı dosyalara ulaşılamaz hale geldiğinin kabul edilmesine rağmen davanın 15 günlük yasal sürenin geçmesinden sonra açıldığı, basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü olan davacının Aralık 2020 tarihinde yapılan ve bilgisayarlarındaki dosyalara ulaşılamaz hale getiren siber saldırıdan sonra talep konusu ticari defterlere de ulaşılamaz olduğunu daha sonra öğrendiklerini ileri sürmelerinin hayatın olağan akışına da aykırı olduğu, tüm bu nedenlerle davanın hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra açılmış olması nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçeleri ile; “Davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine,” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 31/12/2020 tarihinde kullanıcı bilgisayarlarında virüs nedeniyle ticari defterlerin ve eklerinin görüntülenemediğini anladıktan sonra basiretli bir iş adamının göstereceği tüm dikkat ve özeni göstererek, mevcut durumu vergi dairesine bildirdiğini ve hemen teknik servise başvurduğunu, yani e-defterleri görüntülenemeyince e-defter ve berat dosyalarının muhafaza edildiği e-defter saklama hizmeti veren özel entegratör kuruluşlarından ve vergi dairesi başkanlığından ikincil örnekleri temin etmeye çalıştığını, vergi dairesinden mevcut sorunun çözümü için neler yapılması gerektiği bilgisini aldığını ve vergi dairesi tarafından istenen Özel Amaçlı Yeminli Mali müşavirlik Tasdik Raporu hazırlatıp vergi dairesine sunduğunu, müvekkilinin bu davayı açmadan önce ticari defterlerin ve eklerinin görüntülenebilmesi için basiretli bir işadamı gibi elinden geleni yapmış olmasına rağmen, Ağustos 2020 dönemine ait tutulması zorunlu olan e-defter dosya bilgilerine ulaşılmasının mümkün olmadığını ve görüntüleme yapılamadığını 20/09/2021 tarihinde öğrendiğini, hak düşürücü sürede de bu davayı açtığını, gerek 6102 Sayılı TTK’nun 82/7. maddesinde, gerekse 19 Ekim 2019 tarih ve 30923 sayılı resmi gazetede yayınlanan Elektronik Defter Genel Tebliği(SIRA NO: 1)’nde Değişiklik başlayacağının belirtildiğini, İstanbul BAM 13 HD 2020/920 E. 2020/1018 K. sayılı kararının da bu yönde olduğunu belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava, TTK 82/7 m. uyarınca bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu ticari defter ve kayıtların zayi olduğuna dair zayi belgesi verilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın hak düşürücü süre yokluğundan reddine karar verilmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 82/7. maddesinde; “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. TTK’nın 64/3. maddesinin son cümlesi “Fiziki ortamda veya elektronik ortamda tutulan ticari defterlerin nasıl tutulacağı, defterlere kayıt zamanı, onay yenileme ile açılış ve kapanış onaylarının şekli ve esasları Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığınca müştereken çıkarılan tebliğle belirlenir.” şeklindedir.19 Ekim 2019 tarih ve 30923 sayılı resmi gazetede yayınlanan Elektronik Genel Defter Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin 4.4.1-e maddesi ile, elektronik ortamda tutulan defterlerin, vergi güvenliğini sağlamak ve virüs, siber saldırısı vb. diğer teknolojik ataklara karşı tedbir almak amacıyla ikincil kopyalarının gizliliği ve güvenliği sağlanmış şekilde Gelir İdaresi Başkanlığı sistemlerinde ya da Başkanlıktan izin alabilen güvenli saklamacı kuruluşlar bünyesinde de saklanması zorunluluğu getirilmiştir.Tebliğin 7.1. maddesinde “e-Defter tutanlar, Vergi Usul Kanununda belirtilen “Mücbir Sebep” halleri nedeniyle e-Defter veya beratlarına ait kayıtlarının bozulması, silinmesi, zarar görmesi veya işlem görememesi ve e-Defter ve berat dosyalarının muhafaza edildiği e-Defter saklama hizmeti veren özel entegratör kuruluşlardan veya Başkanlıktan ikincil örneklerinin temin edilemediği hallerde, söz konusu durumların öğrenilmesinden itibaren tevsik edici bilgi ve belgeleri ile birlikte 15 gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yetkili mahkemesine başvurarak kendisine bir zayi belgesi verilmesini istemelidir.” düzenlemesi yapılmıştır.Görüldüğü üzere söz konusu Tebliğ hükmü ile, TTK 82/7 maddede öngörülen süreden farklı bir süre öngörülmemiş olmakla birlikte, e-defter veya beratların ne şekilde zayi olduğunun kabul edileceği açıklanmıştır. Buna göre e-defter veya beratlara ait kayıtların bozulması, silinmesi, zarar görmesi veya işlem görememesi zayi olduğunun kabulü için yeterli olmayacak, aynı zamanda söz konusu e-defter ve berat dosyalarının muhafaza edildiği e-defter saklama hizmeti veren özel entegratör kuruluşlardan veya Başkanlıktan ikincil örnekler de temin edilememiş olacaktır. Dolayısıyla hak düşürücü süre de bu şekilde zayi olduğunun tespiti ile başlayacaktır. Somut olaya döndüğümüzde, davacı Eylül ayında yüklenmesi gereken defterlerini kanuni süresinde 31/12/2020 tarihinde vermek isterken kullanıcı bilgisayarlarında virüs nedeniyle ticari defterlerin ve eklerinin görüntülenemediğini anlamıştır. Ne var ki davacı tarafça 11/08/2021 tarihli Özel Amaçlı Yeminli Mali Müşavirlik Tasdik Raporu ve özel entegratör firma tarafından düzenlendiği ileri sürülen 20/09/2021 tarihli yazı sunulmuş ise de, dosya kapsamında davacının ikincil örneklerinin temini için özel entegratör kuruluşa veya vergi dairesi başkanlığına hangi tarihte başvurduğuna ve entegratör firma ile özellikle vergi dairesi başkanlığınca hangi tarihte cevap verilip davacıya tebliğ edildiğine dair bir bilgi veya belgeye rastlanılmamış olup, mahkemece bu hususların ilgili firma ve kurumdan sorulmak suretiyle tespiti gerekir.O halde mahkemece yukarıda açıklanan hususların açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-a6 m. uyarınca hükmün kaldırılması ve mahkemesine iadesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/10/2021 tarih ve 2021/811 Esas 2021/855 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a6 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf talep eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilgili tarafa iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince tarafla tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/03/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.