Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1953 E. 2021/1583 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1953 Esas
KARAR NO: 2021/1583 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/09/2021
NUMARASI: 2021/261 D.İş Esas – 2021/267 D.İş Karar
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 11/11/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesi ile,davalılar tarafından müvekkiline 07/09/2019 ödeme tarihli 300.000-USD bedelli bono verildiğini, söz konusu bononun vadesi geldiği halde ödenmediğini, her ne kadar bononun arkasında teminat amacıyla verildiği yazılı ise de; davalı tarafın taahhüdünü yerine getirmediğini, Yargıtay içtihatlarına göre bu nitelikteki bono için de ihtiyati haciz kararı verilebileceğini, bu bağlamda davalıların borca yeter miktarda mal varlığı üzerine ihtiyati haciz konulması yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 02/09/2021 tarih ve 2021/261 D.İş Esas – 2021/267 D.İş Karar sayılı kararında; “Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; ihtiyati hacze konu bononun arka yüzünde “verilen bu senedin hisse devrine ilişkin teminat senedidir, hisse devri yapıldığı anda senet hükümsüzdür” ibaresinin yer aldığı, senedin arka yüzünde yer alan iş bu ibarenin bonoyu teminat senedi haline getirdiği, protokolün ihlal edilerek alacağın muaccel olduğunun ancak yargılama sonucunda belirleneceği (Yargıtay 11.HD 2013/9260 – 13099 EK; 2016/13473 – 9389 EK sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere), bu bağlamda ihtiyati hacze konu bononun kayıtsız şartsız borç ikrarını içerir belge olmadığından davacı tarafın ihtiyati haciz isteminin koşulları oluşmaması nedeniyle…”gerekçesi ile, İhtiyati haciz isteyen alacaklı tarafın isteminin, ihtiyati hacze konu bononun teminat amaçlı verildiği anlaşıldığından REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf dilekçesi ile, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 07.09.2021 tarihinde 2021/261E. 2021/267K. sayılı ilam kapsamında karar verilmiş olmakla birlikte, ihtiyati hacze konu bononun arka yüzünde “verilen bu senedin hisse devrine ilişkin teminat senedidir. Hisse devri yapıldığı anda senet hükümsüzdür” ibaresinin yer alması sebebiyle senedin arka yüzünde yer alan ibarenin senedi teminat senedi haline getirdiği, ihtiyati hacze konu bononun kayıtsız şartsız borç ikrarını içermemesi sebebiyle ihtiyati haciz işleminin koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verildiğini, Yerel mahkemece verilmiş olan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Dosyada mevcut olan hisse devir sözleşmesine göre, müvekkili tarafından 300.000,00 dolar şirket hesabına gönderilecek, akabinde şirket, mezkur tarihte müvekkili adına hisse devrini tescil edip pay defterine işleyeceğini, Müvekkilinin, ibraz ettikleri dekontlarda da görüleceği üzere … Bankası hesabından 07.08.2019 tarihinde şirket hesabına 125.000,00 dolar ve 175.000,00 dolar olmak üzere toplamda 300.000,00 dolar gönderdiğini, buna ilişkin dekontlar yerel mahkeme aşamasında dosyaya sunulduğunu, bu kapsamda sözleşme ile birlikte şirketin yönetim kurulu üyelerinden ikisi müteselsil sorumlu olarak müvekkili lehine 300.000,00 dolar tutarında 07.09.2019 vade tarihli, 07.08.2019 düzenleme tarihli 300.000,00 USD bedelli senet düzenlediğini, Yerel mahkeme aşamasında ibraz edilmiş olan senedin kambiyo vasfını haiz olduğunu, senedin ön yüzünde ve vade kısmında teminat senedi olduğunun yazılmamış olması, ön yüzünde sözleşmeye atıf yapılmamış olması ve arka yüzünde ciro edilemez yazılmamış olması, senedin arka yüzünde sadece “verilen bu senedin hisse devrine ilişkin teminat senedidir.” ifadesinin yer alması, ancak hangi tarihli hisse devir sözleşmesine ilişkin olduğunun belirtilmemiş olması, orjinal hali İngilizce olan ancak yerel mahkeme aşamasında Türkçe tercüme edilmiş sureti dosyaya sunulmuş olan 08.07.2019 tarihli hisse devir sözleşmesinde senede ilişkin hiçbir atıfta bulunulmamış olması sebepleri birlikte değerlendirildiğinde söz konusu senedin kambiyo vasfını haiz olduğu ortada olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 13.04.2012 T. 2012/3409 E. 2012/6013 K. Sayılı ilamında “Mahkemece, talebin dayanağı olan bononun teminat senedi olduğundan kayıtsız şartsız bir bedelin ödenmesi vaadini içermediği gerekçesiyle itirazın kabulüyle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Oysa, bir bononun teminat amacıyla verilmiş olmasının onun kambiyo senedi niteliğini ortadan kaldıran bir etkisi bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, İİK.nun 265 nci maddesinde açıkça düzenlenmiş olan ihtiyati haciz kararına itiraz sebepleri bulunmadığından itirazın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde görülmediğinden kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, ihtiyati haciz isteyen vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, ihtiyati haciz isteyen yararına BOZULMASINA” ifadelerine yer verilerek, bononun teminat amacıyla dahi verilse kambiyo senedi niteliğini ortadan kaldırmayacağına yönelik hüküm kurulduğunu, Asla kabul anlamına gelmemekle birlikte, mahkemece senedin teminat senedi olduğu nitelendirmesi yapılsa bile ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini, hisse devir sözleşmesindeki edimler ifa edilmediği, karşı taraf sözleşmesel yükümlülüğünü yerine getirmemiş, tarafımızca keşide edilmiş olan Alanya … Noterliği’nin … Yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmeden dönülmüş olmakla birlikte borç muaccel olduğunu, her ne kadar Yerel Mahkeme borcun muaccel olup olmadığının tespiti yargılama neticesinde tespit edileceği ifade edilmiş olsa da, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 17.03.2015 tarihli 2014/20038 E. 2015/3717 K. İlamında “İhtiyati haciz talebi taraflar arasında düzenlenen kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. İhtiyati haciz talep eden tarafından kredi kartı borcunun süresinde ödenmemesi nedeniyle hesap kat edilerek, hesap kat ihtarnamesi davalıya gönderilmiş ancak, davalının sözleşmede belirtilen adresine tebligat yapılmamıştır. Kredi kartı borcunun vadesinde ödenmemesi nedeniyle alacak muaccel hale gelmiş olup, hesap kat ihtarnamesinin tebliğ edilip edilmemesi alacağın muacceliyeti şartına ilişkin olmadığından mahkemece ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde talebin reddine karar verilmesi isabetsizdir.” ifadelerine yer verilerek borcun muaccel olduğunun tespiti her zaman yargılamayı gerektirmediği hüküm altına alındığını, yerel mahkemece muacceliyet hususunun değerlendirmesi gerektiğini, ayrıca, söz konusu ihtarnameye ilişkin TTK Madde 21/3 ‘e göre 8 gün içerisinde itirazda bulunulmadığını, dolayısıyla, ihtarnamede belirtilen hususların sözleşmeye uygun olduğu kabul edilmiş sayılmakta olduğunu, bununla birlikte teminat senedi ile ihtiyati haciz kararı verileceği bir çok defa yüksek mahkeme kararlarına konu olmakla birlikte teminat senedinin sözleşmeye istinaden verilmiş ve sözleşme yükümlülüklerinin borçlu tarafından yerine getirilmemiş olması durumunda ihtiyati haciz kararı verilmekte olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 21.10.2014 T. 2014/15172 E. 2014/16075K. Sayılı ilamında “Mahkemece, TTK’nın 766/1-b maddesi uyarınca bir senedin bono sayılabilmesi için kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödeme vadini içermesi gerektiği, ihtiyati hacze konu bonoların üzerinde “devir teminat senedidir” şerhi bulunduğu gerekçesiyle, ihtiyati hacze itirazın kabulü ile ihtiyati haciz kararının iptaline karar verilmiştir. Talep, ihtiyati haciz kararının kaldırılması istemine ilişkin olup, mahkemece, ihtiyati hacze itirazın kabulü ile ihtiyati haciz kararının iptaline karar verilmiştir. Ancak, İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haciz talep edilebilmenin koşulları sayılmıştır. İİK’nın 257. maddesine göre, ihtiyati haciz istenebilmesi için alacağın vadesinin gelmesi ve rehinle temin edilmemiş olması yeterli olup, tam ispat gerekmeyip yaklaşık ispat yeterlidir. Somut olayda, ihtiyati haciz kararına konu 2 adet bono üzerinde “devir teminat senedidir” şerhi bulunması ihtiyati haciz kararı verilmesine engel olmadığından, bonolar üzerindeki bu şerh nedeniyle ihtiyati haciz kararına itirazın kabulü ile ihtiyati haczin iptaline karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir. “gerekçelerine yer verilerek, bono üzerinde teminat senedine ilişkin kayıt olmasının ihtiyati haciz kararı verilmesine engel olmadığı ifade edildiğini, Keza, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 26.05.2014 tarih 2014/7707 E. 2014/9644 K. Sayılı ilamında “Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, muterizin ihtiyati haciz dayanağı senedin keşidecisi olduğu, söz konusu bononun ihtiyati haciz talep tarihi itibari ile vadesinin dolmuş olduğu, vadesi dolmuş senet için ihtiyati haciz kararı yönünden borçlunun kaçma, mal kaçırması ve sair hususların aranmadığı, teminata karşı herhangi bir itirazının bulunmadığı, teminat senedi olarak verildiği iddia edilen bononun ihtiyati haciz tesisine engel teşkil etmediği, öte yandan, muteriz vekili tarafından takibe konu edilen bono üzerinde … mahkemelerinin yetkili kılındığı iddia edilmiş ise de, bononun düzenleme yerinin … olarak yazıldığı ve yetki şartının bulunmadığı, bu durum karşısında, ihtiyati hacze itiraz koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati hacze itiraz talebinin reddine karar verilmiştir.” ifadeleri ile birlikte teminat senedi olarak verilen bononun ihtiyati haciz tesisine engel teşkil etmediğine yönelik karar verildiğini, Belirtilmesi gereken bir diğer husus ise, borçlu şirket defaatle talep edilmesine rağmen borcunu ödememek adına mal kaçırmak kastıyla birden fazla yola başvurması hususu olduğunu, haricen öğrenilmiş olan bilgilere göre, borçlu şirket halihazırda … Bankası’ndan yüklü miktarda kredi çekmeye uğraşmakta, Kıbrıs’ta bir restoran açmış durumda, müvekkili lehine senet keşide eden ve şirket adına sözleşmeyi imzalayan kişiler ise Suudi Arabistan’da bulunmakta olduğunu, izah edilen durum birlikte değerlendirildiğinde borçlunun mal kaçırmaya yönelik somut davranışlarının bulunduğunu, bu kişilerin adresleri tam tespit edilememekte, şirket ile iletişimde ciddi güçlükler çekilmekte olduğunu, ayrıca …. Limited Şirketi’ne yönelik Mersis sorgusu yapıldığında yetkili bilgileri kısmında borçlu şirket … görüntülenmekte olup, söz konusu şirket … Ltd. Şti’yi yönetmekte olduğunu, buna ilişkin Mersis ve Ticaret Sicil Gazetesi kayıtları da yerel mahkeme aşamasında dosyaya sunulduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile,Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 07.09.2021 tarihinde 2021/261E. 2021/267K. sayılı ilamının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, … yönünden muaccel olan ve teminatsız durumda bulunan müvekkilinin alacağının tahsilini temin etmek üzere, takdir edilecek teminat karşılığında, borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, …-… ve … yönünden muaccel olan ve teminatsız durumda bulunan müvekkilinin alacağının tahsilini temin etmek üzere, takdir edilecek teminat karşılığında, borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin borçlulara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, bonodan kaynaklı ihtiyati haciz verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, İhtiyati haciz isteyen alacaklı tarafın isteminin, ihtiyati hacze konu bononun teminat amaçlı verildiği anlaşıldığından REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf dilekçesi verildikten sonra dosya dairemize gönderilmeden önce ilk derece mahkemesine uyap sisteminden gönderdiği 13/10/2021 tarihli dilekçesi ile; mahkeme dosyasında, sadece …-… ve … yönünden istinaftan fegarat ettiğini ancak …’ yönünden herhangi bir feragat talebinin olmadığı ve istinaf kanun yoluna başvurusunun geçerli olduğunu beyan etmiştir. Talebe konu bono incelendiğinde; 07/08/2019 keşide ve 07/09/2019 vade tarihli, 300.000 USD miktarlı bononun keşidecisinin …, lehtarın talep eden … olduğu, talebe konu bononun arka yüzünde ” verilen bu senedin hisse devrine ilişkin teminat senedidir, hisse devri yapıldığı anda senet hükümsüzdür” ibaresinin yer aldığı, senedin arka yüzünde yer alan iş bu ibarenin bonoyu teminat senedi haline getirdiği anlaşılmıştır. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257. maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı… ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. İİK’nın 258/1. maddesinin 2. cümlesine göre, “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca İhtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek şekilde ispat etmek durumundadır. Somut uyuşmazlıkta; ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için dayanılan belgenin kambiyo senedi olması şart olmamakla birlikte, talebe konu bononun hisse devri sözleşmesi uyarınca teminat olarak verildiğinin anlaşıldığı, dosyaya ibraz edilen hisse devri sözleşmesinin geçerli olup olmadığı, bu sözleşme uyarınca sözleşmenin taraflarının edimini yerine getirip getirmediği ve protokolün ihlal edilerek alacağın muaccel olduğunun ise ancak yargılama neticesinde ortaya çıkacağı, bu haliyle taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirmesi, mevcut delillere göre yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği gözetildiğinde; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararı usul ve yasaya uygun görüldüğünden, talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati haciz talep edenin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep edenden alınması gereken 59,30.TL. istinaf karar harcı, istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden taraf üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/11/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.