Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/195 E. 2021/213 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/195 Esas
KARAR NO: 2021/213 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/393 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİH: 12/11/2020
TALEP: İhtiyati Tedbire İtiraz
KARAR TARİHİ: 18/02/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati tedbir isteyen vekili dava dilekçesi ile, müvekkili aleyhine davalı tarafından İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla icra takibi yapıldığını, takibin usulsüz tebligat ile kesinleştirildiğini; takip dosyasına ekli olup, takip nedeni yapılan belgelerde müvekkilinin herhangi bir imzasının bulunmadığını, ayrıca bu belgelerin Türkçe çevirisinin de takibe eklenmediğini belirterek; davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, ihtiyati tedbir yoluyla da icra takibinin durdurulmasını, dosya üzerinde konulmuş bulunan tüm hacizlerin fekki ile alacaklıya herhangi bir ödeme yapılmamasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi 16/09/2020 tarih 2020/393 Esas sayılı ara kararında; Talebin KISMEN KABULÜNE, Davacı tarafın takip konusu yapılan 745.485,66 TL alacağın %15’i oranında teminatı karşılaması halinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyada yapılan icra takibinde icra veznesine girecek paranın dosya alacaklısına ödenmemesi için ihtiyati tedbir konulmasına, karar verilmiştir. İhtiyati tedbir kararına itiraz eden vekili itiraz dilekçesi ile, davacının dava dilekçesinde ihtiyati tedbir talebine gerekçe olarak gösterdiği bankalardaki hesaplarına haciz ihbarnamesi sebebiyle bloke konulduğu ve finansal açıdan zor duruma düştüğü söyleminin doğru olmadığını, bunun icra dosyasında da açıkça belli olduğunu; davacının açmış olduğu bu menfi tespit davasından önce zorunlu ara buluculuğa gitmediğini bu nedenle usul gereğince reddi gereken davada ihtiyati tedbire karar verilemeyeceğini; ayrıca mahkemece ihtiyati tedbirin %15 oranında teminat karşılığında verildiğini, oysa İİK 72/4 maddesinde ihtiyati tedbirin uygulanması halinde ve davanın reddi durumunda alacaklının zararını karşılamak için %20’den aşağı hüküm verilemeyeceğini, zararında teminattan karşılanacağının hüküm altına alınması karşısında teminatında en az %20 oranında alınması gerektiğini; davanın da haksız açıldığını belirterek, ihtiyati tedbirin kaldırılmasını, hiç olmazsa teminatın artırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 12/11/2020 tarih 2020/393Esas sayılı kararında; “Açılan davanın menfi tespit davası olduğu, menfi tespit davasının zorunlu ara buluculuğa tabii olmadığı, bu hususta 19. Hukuk Dairesinin, Bölge Adliye Mahkemelerinin farklı kararları karşısında çelişkinin giderilmesi yönünde menfi tespit davalarının ara buluculuğa tabi olmadığına ilişkin hüküm oluşturduğu; açılan davada icra takibine konu belgelerde davacının imzasının bulunmadığı davalı tarafla da herhangi bir ticari ilişkilerinin bulunmadığını beyan ettikleri, bunun doğru olup olmadığının yargılama sonunda belli olacağı, bu aşamada İİK 72/3 maddesi gereğince ihtiyati tedbirin yerinde olduğu, kaldırılması içinde dosya kapsamına yansıyan bir delilin ibraz edilmediği; henüz takibe konu alacağın dayandığı belgelerin Türkçe çevirisininde sunulmadığı. ..”gerekçesi ile,
İhtiyati tedbire itirazın reddine, karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati tedbire itiraz eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbire itiraz eden vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının hukuka ve usule aykırı olduğunu, Davacının ihtiyati tedbir talep ederken asıl ve ana sebebinin; haciz ihbarnameleri sebebiyle banka hesaplarına bloke konulması ve finansal açıdan zor duruma düşürülmeleri olduğunu, davacının bu iddiasının gerçeğe aykırı olduğunun icra dosyası ile sabit olduğunu, müvekkili şirket tarafından dava konusu İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında, öncelikli olarak 3 kamu bankasına (kısaca; …, … ve …) 89/1 haciz ihbarnamesi gönderildiğini; iki bankadan da haciz ihbarnamesine karşı, davacı borçlunun bu bankalarda hesabı/hak ya da alacağı olmadığı yönünde olumsuz cevap verildiğini, … Bankasından gelen cevapta ise, bankadaki vadesiz mevduat hesaplarından 18.000 TL lik bir kısım üzerine bankanın rehin/hapis hakkından sonra gelmek üzere haciz konulduğunu, Davacı işbu davayı açmadan evvel dava şartlarından olan zorunlu arabuluculuk yoluna başvurmadığını, davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, Alacağın %15’i oranında teminat karşılığında ihtiyati tedbire hükmedildiyse de, işbu teminatın müvekkilinin dava neticesinde uğrayabileceği zararları karşılamadığını, ortada usulüne uygun kesinleşmiş bir icra takibi bulunmakla birlikte, davacının işbu davadaki amacının müvekkilinin alacağına kavuşmasını geciktirmek olduğunu, bu nedenle teminat miktarına itiraz ettiklerini, İleri sürerek, ihtiyati tedbire itirazın ve teminatın arttırılması talebinin reddine dair kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep ihtiyati tedbire itiraza ilişkindir. Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’ nin 13.02.2020 T.2020/85-454 E.K. sayılı kararı doğrultusunda menfi tespit davaları zorunla ara buluculuğa tabi olmadığından itiraz eden vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir. Davacı açtığı menfi tespit davasında İİK 72/3 maddesi gereğince ihtiyati tedbir talep etmiş, mahkemece talebin kısmen kabulüne menfi tespit davası takipten sonra açıldığından teminat karşılığında icra veznesine girecek paranın alacaklıya verilmemesi yönünde tedbir kararı verilmiş, davalının karara itirazı üzerine itirazın reddine karar verilmiştir. İİK 72/3 maddesinde icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında istem üzerine icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilebileceği düzenlenmiş olup yine maddede teminatın alacağın en az %15 oranında olacağı belirtilmiştir.Mahkemece yasa hükmüne uygun karar verilmiştir. İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Dosya kapsamı ve yargılamanın bulunduğu aşama dikkate alındığında, yargılamayı yürütüp uyuşmazlığı esastan karara bağlayacak olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre mahkemece verilen karar gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden ihtiyati tedbire itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından yatırılan 54,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 4,9.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/02/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.