Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1946 E. 2021/1582 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1946 Esas
KARAR NO: 2021/1582 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/01/2020
NUMARASI: 2016/614 Esas 2020/23 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/11/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalıların kendilerinin veya yakınlarının veya ortakları oldukları veya olacakları tüzel kişiliklerin üretecekleri ürünler için münhasıran tek satıcı olarak dava dışı …’a ürün vermeyi ve ürünlerin reklam yüzü olmayı kabul ettiklerini …’ın daha sonra bu hakkını dava dışı …Ltd. Şti’ye devrettiğini, davalıların ürünlerini … firması aracılığıyla üretip davalı …. Ltd: Şti aracılığıyla dava dışı Kibarlıya vermeye başladıklarını … firmasının ortaklarının davalılar … ve … olduğunu …’ınn daha sonra hissesini devrettiğini, davalıların usul yasa ve ticari icatlara uymayan davranışları nedeniyle müvekkilinin satışlarının düştüğünü , müvekkilinin kazanaç kaybına uğradığını, davalıların … dışında firmalara da ürün verdiğini, müvekkiliyle kibarlı arasında bayilik sözleşmesi akdedilmiş olduğunu, davalıların haksız eylemleri nedeniyle … şirketinin davalıları ile çalışmayı bıraktığını, bu nedenle müvekkilinin sahip olduğu mağazadan da davalı … isim ve resminin kaldırılmak zorunda kalındığını, müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları gizli kalmak şartıyla 500,00 TL menfi ve 500,00 TL müspet zarar olmak üzere toplam 1.000 TL zararın R eskont faiziyle tahsiliyle talep ve dava etmiştir. Davalı … cevap dilekçesi ile, taraf ve husumet itirazları bulunduğunu, olayda taraf olmadığını, hiçbir şekilde davacı ile organik ya da inorganik bir bağı ya da alışverişi olmadığını, husumet yokluğundan esasa geçmeden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, yetki itirazının bulunduğunu, adresinin Kayseri olduğunu, davada yetkili mahkemenin Kayseri Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, zaman aşımı def’i itirazı bulunduğunu, davayı kabul etmediğini, tarafına söz konusu olayla ilgili herhangi bir kusur isnad edilemeyeceğini savunarak, savcılık dosyaları bu davayı esastan etkileyeceğinden bekletici mesele yapılmasına, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalılar vekili cevap dilekçesi ile, davacının ürünün bozulduğu ve haksız rekabet yapıldığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, ürün bozulmadığı resmi analizlerle sabit olup bozulduğu iddiası haksız kazanıma bahane yaratabilmek için uydurulduğunu, ürünün içeriğinin sözleşmede düzenlenmediğini, ürünün tüm kontrol ve analizleri kamu otoriteleri (Gıda Tarım ve Sağlık Bakanlığı birimleri) tarafından yapıldığı, herhangi bir usulsüzlük bulunamadığını, haksız rekabet yapıldığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, ..’in sözleşmeye göre ürün satış yetkisine sahip olduğunu, eczane ve aktar gibi üçüncü şahıslara satışlar, davacı veya davacı gibi bayilerce yapıldığını, davacının menfi ve müspet zarar talep etmesinin haksız olduğunu, davanın İstanbul Anadolu 1. ATM 2016/411 Esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesi gerektiğini, davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davacının iddiasının zaman aşımına uğradığını, davanın mükerrer bir dava olduğunu, davacı tarafından dava dilekçesine delillerin eklenmesi zorunluluğunun yerine getirilmediğini, davanın açıklığa kavuşturulmasının zorunlu olduğunu, davacının dürüst davranma ve doğru söyleme ilkesine aykırı davrandığını savunarak, kötü niyetli açılan ve dava şartlarını taşımayan davanın öncelikle bu nedenle reddine, aksi takdirde davanın aralarındaki bağlantı bulunması ve biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte olması nedeniyle İstanbul 1. ATM 2016/411 esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine, yargılamaya devam edilmesi halinde deliller toplanarak sonuçta haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 14/01/2020 tarih ve 2016/614 Esas – 2020/23 Karar sayılı kararında; “Dosyanın 03/10/2019 tarihinde işlemden kaldırıldığı, aradan üç aydan fazla zaman geçtiği halde yenilenmediği anlaşıldığından …”gerekçesi ile, -Dosyanın 03/10/2019 tarihinde işlemden kaldırıldığı, aradan üç aydan fazla zaman geçtiği halde yenilenmediği anlaşıldığından HMK’nın 150/1. madde hükmü gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA, -Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen ve dava değerini geçmemek üzere 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesi ile, İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/01/2020 tarihli 2020/23 Sayılı kararıyla, davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, Verilen karar her ne kadar hukuka uygun olsa da taraflarına eksik vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmiş ise de davanın vekille takip edilmesine karşın dosyada lehlerine vekalet ücretine eksik hükmedildiğini, Zira bu durum Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler m.7 f.1’de; ”Ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar davanın nakli, davanın açılmamış sayılması, görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi durumunda bu Tarifede yazılı ücretin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra karar verilmesi durumunda tamamına hükmolunur. Şu kadar ki, davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemez.” şeklinde belirtildiğini, Davalı … kendisini işbu davada vekil ile temsil ettirmesi sebebi ile yerel mahkeme tarafından davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğine göre, reddedilen tutar üzerinden, davalı lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi gereğince vekalet ücretinin tam olarak takdiri gerektiğini, davalı lehine eksik vekalet ücreti takdir edilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda sadece vekalet ücreti kısmı yönünden kaldırılmasına, davalı … lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uygun belirlenmiş avukatlık vekalet ücretine hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, kısmi olarak açılan tazminat davasıdır. Mahkemece, Davanın HMK 150/5 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına ve davalı lehine dava değerine göre nisbi vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiş ve karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Uyuşmazlık, mahkemece davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasındadır.Somut davada, mahkemece 22/06/2017 tarihli duruşmada ön inceleme duruşmasının yapıldığı, 03/10/2019 tarihli duruşmada taraflarca takip edilmeyen davanın HMK 150.maddesi uyarınca taraflardan biri tarafından yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve 3 aylık süre içinde yenileme dilekçesi sunulmadığından 04/01/2020 tarihinde davanın HMK 150 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verildiği ve davalı lehine dava değerine göre nisbi vekalet ücretine hükmedildiği görülmüştür. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/1. maddesi ve 13/2.maddesi dikkate alınarak mahkemece davalı yararına hükmedilen vekalet ücreti usul ve yasaya uygun olup aksi yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2017/9488 Esas- 2019/5807 Karar sayılı kararı da benzer mahiyettedir.) Açıklanan nedenlerle; Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı …’in istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcı, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/11/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.