Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1899 E. 2021/1581 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1899 Esas
KARAR NO: 2021/1581 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/04/2021
NUMARASI: 2021/109 Esas 2021/420 Karar
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 11/11/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile,müvekkilinin 14.12.2020 tarihinde Gebze 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 2020/183 Esas numaralı İpoteğin Kaldırılması konulu bir dava açtığını, fakat … A.Ş. ‘ye çıkarılan tebligat şirketin ticaret sicilinden re’sen silinmesi sebebiyle iade edildiğini, tebligatın iade edilmesi üzerine Gebze 4. Asliye Hukuk Mahkemesi 2020/183 E. Sayılı dosyasında müvekkiline ”davalı şirketi ihya edip etmeyeceği” hususunda 2 haftalık süre verildiğini tüm bu nedenlerle İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünün … sicil numaralı, ticaret sicilinden re’sen silinen … A.Ş. unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına, her türlü yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafından açılan haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddi ile yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 28/04/2021 tarih ve 2021/109 Esas – 2021/420 Karar sayılı kararında; “…TTK’nin geçici 7.maddesinin 15.fıkrasının son cümlesi uyarınca, ticaret sicilinden kaydı silinen şirketin alacaklıları veya hukuki menfaati bulunanlar, haklı sebeplere dayanarak, silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir. Celp edilen belgelere ve tüm dosya kapsamına göre, şirketin TTK geçici 7. maddesi kapsamında 18/02/2015 tarihinde sicil kaydı resen terkin edildiği anlaşılmıştır. İşbu davanın açılış tarihinin ise 18/02/2021 olduğu göz önünde bulundurulduğunda Türk Ticaret Kanunu ile Türk Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama şekli hakkında kanunda değişiklik yapılmasına dair 6335 Sayılı Kanun ile 6101 Sayılı TTK’ya eklenen geçici 7. maddenin 15. bendinde “Ticaret Sicilinden kaydı silinen şirket ve kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket ve kooperatifin ihyasını isteyebilir” hükmü göz önünde bulundurulduğunda silinme tarihinden dava açılma tarihine kadar 5 yıldan fazla sürenin olduğu anlaşılmıştır. TTK’nın geçici 7/2. maddesine göre, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz hükmü bulunmakta ise de, işbu davanın açılış sebebi olan Gebze 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/183 esas sayılı dosyasının dava açılış tarihi ise 14/12/2020 olup, şirketin terkin tarihinden sonrası olduğu, dolayısıyla da yasal hak düşürücü süre içerisinde davanın açılmadığı dikkate alındığında, aynı mahiyetteki Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/288 Esas, 2020/1181 Karar sayılı ilamı da nazara alınarak; davacının, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü aleyhine açtığı davasının reddine karar vermek gerektiği kanısına varılarak…”gerekçesi ile, Davanın hak düşürücü süre nedeniyle REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesince TTK geçici 7. Maddesi kapsamında şirketi ihya davası için 5 yıl süre öngörüldüğünden, olayda şirketin terkin tarihinin 2015 olduğu ihya davasının açılış tarihi 2021 itibariyle yasal süresi içinde açılmadığından bahisle davanın reddedildiğini, İlk derece mahkemesince verilen kararın açıkça hukuka aykırılık teşkil ettiğini, İlk derece mahkemesinin her ne kadar TTK maddeleri gereğince 5 yıllık süre dolduğundan esasa girmeden süreden davayı reddetmiş olsa da; şirketin ihyası davası açılmasının nedeni müvekkilinin Anayasa ile güvence altına alınan mülkiyet hakkının haksız yere ihlal edilmesine son vermek olduğunu, ( Mülkiyet hakkı 1982 Anayasası Madde 35) Dava konusu olayda ise müvekkilinin gelini …’ın, … A.Ş. Adlı şirketten 2008 yılında bayilik almıştır ve teminat olarak müvekkilinin üzerine tapuda Kocaeli ili, Darıca İlçesi, … Mah. … ada … parselde kayıtlı taşınmaza 06.05.2008 tarihinde … A.Ş. Adlı şirket tarafından 30.000,00 TL değerinde ipotek konulduğunu, 01.06.2010 tarihinde … ile şirket arasındaki ilişki sona erdiği ve aralarında hiçbir alacak verecek ilişkisi kalmadığını, Müvekkilinin, … Bankası’ndan ipotek kaldırma harcını yatırdığı, ilgili şirkete ihtarname gönderdiği, kısaca üzerine düşen her şeyi yapmış olmasına rağmen şirket tarafından konulan ipotek kaldırılmadığını, müvekkilinin tapu kaldırma harcı yatırdığına dair makbuz, şirkete gönderdiği ihtarname vs ilgili tüm delillerin dosyada mevcut olduğunu, Müvekkilinin ise ipoteği kaldırmak için Gebze 4. Asliye Hukuk Mahkemesi 2020/183 E. Sayılı dosyası gereğince dava açmak zorunda kaldığını, Gebze’de görülen ipoteğin kaldırılması davasında müvekkiline şirketi ihya etmesi için süre verildiği ve taraflarınca yasal süresi içinde ihya davası açıldığı fakat süreden dolayı davanın reddedildiğini, Yukarıda da izah edildiği üzere … A.Ş. Adlı şirket aralarında alacak-verecek ilişkisi kalmadığı halde müvekkilinin taşınmazından ipoteği kaldırmayarak kötü niyetli davrandığı, müvekkilini dava açmak zorunda bıraktığını, Müvekkilinin, taşınmazını özgürce kullanamamakta, dilediği gibi tasarrufta bulunamamakta olduğunu, bu durum, müvekkilinin Anayasa ile güvence altına alınan Mülkiyet Hakkının açıkça gasp edilmesi ve kabul edilebilir bir durum olmadığını, müvekkilinin yaşadığı bu maddi – manevi haksız olan durumun düzeltilmesi gerektiğini ve bunun için de öncelikle … A.Ş. Adlı şirketin ihya edilmesi gerektiğini, İlk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararda esasa girmeden direkt olarak süreden ret verdiğinden dolayı … A.Ş. Adlı şirketin terkin işlemini hukuka uygun yapıp yapmadığı da tespit edilemediği, bu husus incelenmeden verilen karar hukuka aykırılık teşkil ettiğini, Müvekkilinin gelini … ile dava konusu şirket arasında kurulan Franchise sözleşmesi gereğince de müvekkiline ait taşınmaz üzerindeki ipoteği kaldırmayarak hukuka aykırı hareket ettiğini, Franchise veren şirket, aralarındaki bütün hukuki ilişki sona ermesine rağmen müvekkiline ait taşınmazın ipoteğini kaldırmayarak kötü niyetli hareket ettiği ve müvekkilinin anayasal hakkı olan mülkiyet hakkını gasp ettiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, TTK’ nın geçici 7. maddesine göre ticaret sicilden resen terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut uyuşmazlıkta, ihyası istenilen şirketin 18/02/2015 tarihinde 6102 Sayılı TTK’ nun geçici 7. madde uyarınca re’sen ticaret sicil kaydının silindiği, davacı tarafça Gebze 4 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/183 Esas sayılı dosyası ile 14/12/2020 tarihinde ipoteğin kaldırılması talepli dava açıldığı ve 18/02/2021 tarihinde ise işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Bu hali ile, TTK’ nın geçici 7. maddesi uyarınca kaydı res’en terkin edilen şirketin ihyası için açılan işbu davanın aynı yasanın 7/15. bendinde belirtilen 5 yıllık süre içerisinde açılmadığı, mahkemece hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. (Yargıtay 11 HD.’nin 2020/288 Esas-2020/1181 Karar sayılı kararı da benzer mahiyettedir.) Davacı tarafça yargılama aşamasında ve dava dilekçesi ile, ihyası istenilen … A.Ş. adlı şirketin terkin işlemini hukuka uygun yapılmadığına yönelik iddia ileri sürülmeyip bu iddiasının ilk kez istinaf aşamasında ileri sürüldüğünden, davacı vekilinin bu iddiası HMK. 357/1-son cümle gereği Dairemizce değerlendirilmemiştir. Davacı vekilinin diğer istinaf sebepleri ise Gebze 4 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/183 Esas sayılı dosyası ile açılan ipoteğin fekki davasına yönelik iddialar olup ihya davasında değerlendirilemeyeceğinden dairemizce değerlendirilmemiştir. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcı istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/11/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-ç (YHGK.nun 13/12/2018 tarih ve 2017/11-2924 Esas – 2018/1935 Karar) maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.