Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1851 E. 2022/563 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1851
KARAR NO: 2022/563
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/12/2020
DOSYA NUMARASI: 2020/720 Esas – 2020/573 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 06/04/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: OHAL kapsamında çıkarılan 668 sayılı KHK uyarınca kapatılarak malvarlığı hazineye devrolan … A.Ş. adına, Maliye Hazinesi-…‘na olan borcundan dolayı- davalı-borçlu şirket olan … Tic. Ltd. Şti.’nin TTK’nın geçici 7. maddesine göre 09.10.2015 tarihinde resen terkin edilerek, terkinin 19.10.2015 tarihinde ilan edildiğini, 6335 sayılı kanunun 38. maddesi doğrultusunda 6102 sayılı kanunun geçici 7. maddesine göre anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyesi ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesinin, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapıldığını, yapılan usulsüz sicilden terkin nedeniyle hazinenin ciddi miktardaki alacağının konu edildiği dava ve haklarının hukuka aykırı olacak şekilde haksız ve kabul edilemeyecek bir süreçle karşı karşıya bırakıldığını, alacağın tahsiline devam edilmek üzere usulsüz terkinin kaldırılması ve davalı şirket hakkında ihya talep edilmesi zorunluluğu doğduğunu, davalı şirket hakkında alacağın tahsiline devam edilebilmesi açısından, 6100 sayılı HMK’nın 52 ve 54. maddeleri hükmünün yerine getirilmesine gerek kalmaksızın, şirket tüzel kişiliğinin ihyası gerektiğini belirterek, İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı … Ltd. Şti. unvanlı şirketin resen terkin kaydının kaldırılarak, tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafça, davaya cevap verilmediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 23/12/2020 tarih ve 2020/720 Esas – 2020/573 Karar sayılı kararı ile; “….Davacı … Deterdarlığının; davalı … aleyhine açtığı dava yönünden; şirketin ihyası talebi bakımından kabulü ile; Tasfiye sonucu sicilden terkin edilen …nün … sicil sırasında kayıtlı, … Ltd. Şti.’nin TTK’nun 547/1 maddesi uyarınca; davacı … Defterdarlığına 668. Sayılı KHK. Hükümlerince kapatılarak mal varlığına hazineye devrolunan … A.Ş.’ nin davalı … Ltd. Şti. deki 30.01.2018 günlü davacı yazısı ile talep edilen alacaklarının takibi, tahsili için icra takibi ve açılacak davalar ile sınırlı olmak üzere İhyasına, ihyanın yalnız görülen dava konusu ile sınırlı tutulmasına, ek tasfiye işlemlerini yerine getirmesi için …”n tasfiye memuru olarak atanmasına, tasfiye memuruna vereceği hizmetin karşılığı olarak aylık 2.500.-TL ücret takdiri uygun görülmüş olup, görevin sağlıklı olarak yürütülebilmesi bakımından davacı tarafından işbu tasfiye işlemlerinde kullanmak üzere ileride tasfiye masasından alınmak üzere mahkememiz veznesine, tasfiye avansı olarak 15.000 TL yatırılması uygun görülmüştür. Ticaret sicilde kendi isteğiyle terkin edilen şirket lehine, açtığı dava kabul edilse de yargılama gideri ve ücreti vekalet takdir edilemeyeceğine ilişkin Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 09/02/2015 gün ve 2014/6398-2015/1464 sayılı emsal kararı mevcuttur. Davalı …’nün yasal hasım olduğu, davanın açılması için gerekli koşulların özellikle dava ve takip konusu edilmesinin resen terkin işleminden sonra gerçekleştiği anlaşılmakla, davalının yargılama giderleriyle sorumlu tutulamayacağı, mahkememizce benimsenmiş ve yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmasına ilişkin aşağıdaki şekilde davanın kabulüne dair karar verilmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davacının şirketin ihyası için, tüzel kişiliği sona eren … Ltd. Şti. Aleyhine açtığı şirketin ihyasına ilişkin davanın, davalının davalı olabilme ehliyetinin bulunmadığı ve taraf sıfatının bu nedenle olmayan şirket yönünden, ihyası istenilen şirket aleyhine dava açılamayacağı anlaşılmakla, dava ehliyeti yönünden işbu şirket aleyhine açılan davanın REDDİNE, 2-Davanın davalı … yönünden şirketin ihyası talebi bakımından KABULÜ ile; a-Tasfiye sonucu sicilden terkin edilen …nün … sicil sırasında kayıtlı, … Ltd. Şti.’nin TTK’nun 547/1 maddesi uyarınca; davacı … Defterdarlığına 668. Sayılı KHK. Hükümlerince kapatılarak mal varlığına hazineye devrolunan … A.Ş.’ nin davalı … Ltd. Şti. Deki 30.01.2018 günlü davacı yazısı ile talep edilen alacaklarının takibi, tahsili için icra takibi ve açılacak davalar ile sınırlı olmak üzere İHYASINA, b-Ek tasfiye işlemlerini yerine getirmesi için resen mali müşavir … (T.C. No:…)’in tasfiye memuru olarak ATANMASINA, c-Tasfiye memuru için aylık 2.500 TL ücret taktiri ile davacı tarafından 15.000 TL tasfiye ücreti avansının karar kesinleştikten sonra 2 hafta içerisinde Mahkememiz veznesine depo edilmesine, tasfiye memurunun görevinin işbu ücretin depo edilmesinden sonra başladığının ilgili tasfiye memuruna BİLDİRİLMESİNE, d-Tasfiye memuru ücretlerinin tasfiye memuru atanan şirketten tasfiye sırasında KARŞILANMASINA, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Görülmekte olan davada tasfiye memuru olarak Mali Müşavir …’in atanmasının doğru olmadığını, şirketin, borçları kapatılmadan sicilden terkin edildiğini, bu hususun davalı şirketin ortaklarının sorumluluğunu gerektirdiğini, bu sebeple tasfiye memuru olarak davalı şirketin eski ortaklarından birinin tasfiye memuru olarak atanması ve kendisine ücret takdiri yapılmaması gerektiğini, ortada şirket mal varlığından söz edilemeyeceğinden ve bu ücretin davalı şirketten tahsili de mümkün olamayacağından, mahkeme kararında geçen tasfiye memuru seçilen kişi için 15.000,00 TL ücret takdirinin Hazineyi zarara uğratacak mahiyette olduğunu, Yargıtay’ın içtihatlarına göre, tasfiye memuru olarak şirketin eski ortaklarından birinin seçilmesi gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının, tasfiye memuru olarak belirlenen kişi ve kendisine takdir edilen ücret yönünden kısmen kaldırılarak hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, TTK’nın geçici 7. maddesi gereğince resen ticaret sicil kayıtlarından terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dosya içerisinde bulunan İTO kayıtlarından, ihyası istenen şirketin ticaret sicil kaydının 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca 09/10/2015 tarihinde resen terkin edildiği, terkin işleminin 19/10/2015 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlandığı görülmektedir. Şirket tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinme (terkin) ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için de, tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerekir. Şayet, tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü mümkün değildir. Bu gibi durumlarda, şirket tüzel kişiliğinin ihyası için dava açılabilir. İhya davası açmakta hukuki yarar bulunmalı, bunun için tam olmasa da, kanaat uyandırıcı bazı delillerin varlığı aranmalıdır. Hiç bir neden ve açıklama gösterilmeden, bir kanıt sunulmadan, soyut nedenlere dayalı ya da terkinden uzunca bir süre geçtikten sonra, kötüniyetle, salt şirketi zarara uğratmak amacıyla ihya isteminde bulunulması halinde hukuki yararın bulunmadığının kabulü de gerekir. Davacı tarafça, ihyası talep olunan … Ltd.Şti.’nin, OHAL kapsamında çıkarılan 668 sayılı KHK uyarınca kapatılarak malvarlığı hazineye devrolan … A.Ş.’ne olan borçlarının tahsiline devam edebilmek için, şirketin terkin kaydının kaldırılarak, ihyasına karar verilmesi talep edilmiş; dava dilekçesi ekinde, İstanbul Valiliği Defterdarlık KHK İşlemleri İl Bürosu tarafından, ihyası talep olunan şirkete gönderilen 30/01/2018 tarihli yazının bir örneği ibraz edilmiş olup, yazı içeriğinde; … A.Ş.’ye olan 64.810,32 TL borcun yazının tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde ödenmesinin belirtildiği, Defterdarlık tarafından … Ltd. Şti. adına çıkartılan bila tebliğ iade edildiği anlaşılmaktadır. Yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere, OHAL kapsamında çıkarılan 668 sayılı KHK uyarınca kapatılarak malvarlığı hazineye devrolan … A.Ş.’nin alacağının tahsili için davacı tarafça ihya talebinde bulunulmuş olup, davanın dayanağını teşkil eden yazı örneğinin de ibraz edildiği dikkate alındığında, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu, dolayısıyla mahkemece ihya kararı verilmesinin yerinde olduğu anlaşılmakla birlikte, TTK’nın Geçici 7. maddesi uyarınca ihyasına karar verilen şirketin tasfiyeye tabi tutulmasına gerek olmadığı, dolayısıyla tasfiye memuru atanmasına da gerek olmadığı gözetilerek, ihya kararı verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, ayrıca tasfiye memuru ve tasfiye memuruna da ücret takdir edilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkemece deliller toplanılmış olup, yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/12/2020 tarih ve 2020/720 Esas – 2020/573 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; Davacının şirketin ihyası için, tüzel kişiliği sona … Ltd. Şti. Aleyhine açtığı şirketin ihyasına ilişkin davanın, davalının davalı olabilme ehliyetinin bulunmadığı ve taraf sıfatının bu nedenle olmayan şirket yönünden, ihyası istenilen şirket aleyhine dava açılamayacağı anlaşılmakla, dava ehliyeti yönünden işbu şirket aleyhine açılan davanın REDDİNE, 2-Davanın davalı … yönünden şirketin ihyası talebi bakımından KABULÜ ile; a-Tasfiye sonucu sicilden terkin edilen …nün … sicil sırasında kayıtlı, … Ltd. Şti.’nin TTK’nun 547/1 maddesi uyarınca; davacı … Defterdarlığına 668. Sayılı KHK. Hükümlerince kapatılarak mal varlığına hazineye devrolunan … A.Ş.’ nin davalı … Ltd. Şti. Deki 30.01.2018 günlü davacı yazısı ile talep edilen alacaklarının takibi, tahsili için icra takibi ve açılacak davalar ile sınırlı olmak üzere İHYASINA, b-Kararın Ticaret Siciline TESCİL VE İLANINA;
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 3-Davalı … harçtan muaf olduğundan, harç tahsiline yer olmadığına, 4-Yargılama giderlerinin davanın niteliği gereği davacı üzerinde BIRAKILMASINA; 5- Davacı lehine ücreti vekalet takdirine YER OLMADIĞINA, 6-Gider avansından artan kısmın kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa 6100 sayılı HMK 331/2 maddesi gereğince İADESİNE,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 8-Davacı ve davalı kurumlar harçtan muaf olduğundan, istinaf talebine ilişkin harçların tahsiline yer olmadığına, 9-İstinaf aşamasında davacı kurum tarafından sarf edilen posta giderinin, davanın niteliği gereği davacı üzerinde bırakılmasına, 10-Bakiye gider avansı var ise karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 06/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.