Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1843 Esas
KARAR NO: 2021/1506 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/07/2021 Tarihli Ek Karar
NUMARASI: 2021/329 D.iş Esas 2021/329 D.iş Karar
TALEP: İhtiyati Hacze İtiraz
KARAR TARİHİ: 26/10/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden vekili dava dilekçesi ile, ödenmeyen bono alacağı için müvekkilinin yeteri kadar teminatı olmadığından şimdilik 600.000,00.TL için borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyati haczine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi 09/06/2021 tarih ve 2021/329 D.İş Esas – 2021/329 D.İş Karar sayılı kararı ile; hakkında ihtiyati haciz istenen … ve …’a ilişkin dosyaya sunulmuş ödeme protestosu olmadığından … ve … yönünden ihtiyati haciz isteminin REDDİNE, İcra İflas Kanununun 257. Maddesinin 1. fıkrası ve müteakip maddeleri gereğince aleyhine ihtiyati haciz istenilen … yönünden 600.000,00 TL borcuna yetecek miktarda, yedlerinde bulunan menkul ile gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslarda olan hak ve alacaklarının haczi caiz olan kısmının ihtiyaten haczine karar verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden vekili itiraz dilekçesi ile, müvekkili aleyhine İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/329 D.iş, 2021/329 Karar 09/06/2021 tarih sayılı ilamı ile davalı Alacaklı tarafından haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak İhtiyati Haciz kararı aldırıldığını, İstanbul … İcra Dairesi’ nin … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçilerek Bodrum … İcra Dairesi talimat dosyası ile de 11/06/2021 tarihinde müvekkili tarafından evinde haciz işlemleri ile karşı karşıya kalındığını, taraflarınca yapılan dosya incelemesinde icra dosyasına dayanak senedin müvekkilinin eli ürünü olmadığının ve senette bir takım usuli eksikler olması dolayısıyla ihtiyati hacze itiraz etmeleri ve kaldırılmasını talep etmenin zaruri bir hal aldığını, ihtiyati haciz kararı verilmiş olan 05/09/2018 düzenleme tarihli, 07/06/2021 vade tarihli 1.300.000,00 tl bedelli senetten doğan borca karşılık her ne kadar mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmiş ise de; bahse konu ihtiyati haciz kararının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, zira müvekkilinin eli ürünü imzası olmayan iş bu senedin kötü niyetli 3. kişiler tarafından alacağa konu edildiğinin yapılacak inceleme ve araştırma neticesinde ortaya çıkacağını, iş bu husus gereği İstanbul İcra Mahkemelerinde ayrıca imzaya itiraz davası ikame edilmiş olup, mahkemeden yasal süresi içerisinde olan ihtiyati hacze itirazlarını değerlendirmeye alarak kaldırmasını talep ettiklerini, yine yukarıda ihtiyati hacze konu edilen senette şekil yönünden de eksiklikler bulunmakta olup bu hususların incelenmeksizin ihtiyati hacze ilgili senedin konu edilmesinin usul ve yasaya aykırılık taşıdığını, zira mahkemece yapılacak öncelikli işin senedin geçerliliğini denetlemek olup, senet niteliğine haiz olmayan bir belgeye dayalı olarak ihtiyati haciz kararının verilmesi haksız ve mesnetsiz olduğunu, ihtiyati hacze konu senet incelendiğinde müvekkili tarafından Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarası, Adresi v.b., borcun nakden mi malen mi ödenip ödenmeyeceği unsurların yazılmadığının da görüleceğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte bu hususlar yönü itibariyle de eksiklikler taşıyan senedin üzerinden ihtiyati haciz uygulanmasının usul ve yasaya aykırı olup mahkemece kaldırılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için müvekkili yönünden itiraza konu karar verilecek olsa dahi yine usulen yanlışlık bulunmakta olup ihtiyati haciz kararının bütün borçlular bakımından verilmesi gerektiğini, her ne kadar mahkemece karar kısmında diğer ihtiyati haczi talep edilen müracaat borçlularının ödeme protestoları olmadığından bahisle müracaat borçluları hakkında ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğinden, sadece müvekkili nezdinde karara varılmış olsa da Y.11. HD. 27/02/2006 E., 1108 K., sayılı ilamında da belirtildiği gibi ” Senet hamilinin ihtiyati haciz isteyebilmesi için vadesinin gelmiş olması gerekli ve yeterlidir; ayrıca ödememe protestosunun çekilmiş olması gerekmez.” denilmek suretiyle diğer senet borçluları hakkında da ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekli iken sadece müvekkili yönünden karar verilmesinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, TTK mad. 708 hükmü gereğince hamilin vade tarihinde veya onu izleyen iki iş günü içerisinde ödenmesi için ibrazla sorumlu tutulduğunu, TTK hükümleri gereği hamilin ancak kabul etmeme protestosu çekerse poliçeyi ibrazla sorumlu olmayacağını, müvekkiline gönderilen kabul etmeme protestosu olmadığına göre alacaklı olduğunu iddia eden kişinin müvekkiline veyahut müracaat borçlularına senedi ibrazla sorumlu olduğunu, ( TTK mad. 714 vd.). bununla birlikte TTK mad.723 hükmü gereğince ise de ve ilgili kanun maddelerine atfı ile hamilin cirantalara başvuruda bulunması ve cirantaların da bir önceki cirantaya ihbarda bulunması yükümlülüğünün olduğunu, sadece bu durumun dahi hayatın olağan akışına aykırı bir husus olup ihtiyati haczin kaldırılması gerektiğini belirterek açıklanan nedenler ile 2021/329 D.İŞ , 2021/329 KARAR, 09/06/2021 tarih sayılı ihtiyati haciz kararına karşı itiraz ettiklerini belirterek ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 08/07/2021 tarih ve 2021/329 D.İş Esas – 2021/329 D.İş Karar sayılı ek kararında; “….İtiraz eden borçlu vekili tarafından icra dosyasına dayanak senedin müvekkilinin eli ürünü olmadığı gerekçesiyle itiraz edilmiş olup, keşideci imzasının muterize ait olup olmadığı iddiası yargılamayı gerektirip açılacak menfi tespit, istirdat davasında ileri sürülebileceğinden İİK 265. maddesindeki itirazlar kapsamında değerlendirilemeyeceği kanaatine varılmıştır. Bonoda şekil şartları, TTK’nın 776. maddesinde sayılmıştır. Bunlar; “Bono” ya da “emre muharrer senet” ibaresi, kayıtsız şartsız belirli bir bedeli ödeme vaadi, vade, ödeme yeri, lehtar, düzenleme yeri ve tarihi, düzenleyenin imzasıdır. Zorunlu şartlardan biri eksik olduğu takdirde, senedin bono niteliği kaybolur. Bunlardan vade ve ödeme yeri esaslı şekil şartlarından değildir. Sayılan zorunlu şekil şartlarının yanında seçimlik şartlar da vardır. Bonoya isteğe bağlı olarak, faiz, bedelin nakden ya da malen alındığı veya yetkili mahkeme kayıtları da konabilir. Mahkememizce yapılan incelemede, bononun zorunlu şekil şartlarının da bulunduğu, muteriz vekilinin bu yöndeki itirazlarının da yerinde olmadığı görülmüştür. Muteriz vekilinin itiraz dilekçesindeki diğer sebeplerin de İİK’ nın 265. maddesinde sınırlı olarak sayılan sebeplerden olmayıp somut olayda ihtiyati haczin koşullarının bulunduğu tespit edilmekle…”gerekçesi ile, İhtiyati hacze itiraz eden vekilinin yerinde görülmeyen itirazlarının REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf dilekçesi ile, İstanbul Ticaret Mahkemesi’nin 2021/329 D.iş 2021/329 Karar 08/07/2021 Tarih sayılı ilamıyla ihtiyati hacze itirazları bononun zorunlu şekil şartlarının bulunduğu, itirazları ise İİK mad. 265′ te sayılan sınırlı sebeplerden olmadığını dolayısıyla ihtiyati haczin koşullarının oluştuğundan bahisle reddedildiğini, kararın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, Müvekkili aleyhine İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/329 D.iş, 2021/329 Karar 09/06/2021 tarih sayılı ilamı ile davalı alacaklı tarafından haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak ihtiyati haciz kararı aldırıldığı, İstanbul … İcra Dairesi … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçilerek Bodrum … İcra Dairesi talimat dosyası ile de 11/06/2021 tarihinde müvekkili tarafından evinde haciz işlemleri ile karşı karşıya kalındığını, taraflarınca yapılan dosya incelemesinde icra dosyasına dayanak senedin müvekkilin eli ürünü olmadığı ve senette bir takım usuli eksikler olduğu tespit edildiğini, İhtiyati haciz kararı verilmiş olan 05/09/2018 düzenleme tarihli, 07/06/2021 vade tarihli 1.300.000,00.TL bedelli senetten doğan borca karşılık her ne kadar mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmiş ise de bahse konu ihtiyati haciz kararı haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, zira müvekkilinin eli ürünü imzası olmayan işbu senedin kötü niyetli 3. Kişiler tarafından alacağa konu edildiği yapılacak inceleme ve araştırma neticesinde ortaya çıkacağını, İş bu husus gereği İstanbul İcra Mahkemeleri ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde ayrıca imzaya itiraz davası ile suç duyurusu ikame edildiği; yapılan suç duyurusu akabinde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 2021/123916 Soruşturma No.lu Resmi Belgede Sahtecilik suçundan başlatılan soruşturma kapsamında 26/08/2021 tarihli Bilirkişi Raporu savcılık dosyasına sunulduğunu, Davanın konusunu ihtiva eden icra takibine konu senede ilişkin bilirkişi raporunda mahkemece de incelendiğinde görüleceği üzere ”BONO BORÇLUSU OLARAK ATILI BULUNAN YAZI VE İMZANIN MÜVEKKİLİN ELİ ÜRÜNÜ OLMADIĞINA” kanaat getirildiğini, Neticeten görüldüğü üzere iş bu davaya konu itirazların haklılığı hukuki delille ispat edildiğini, Yukarıda ihtiyati hacze konu edilen senette şekil yönünden de eksiklikler bulunmakta olup bu hususların incelenmeksizin ihtiyati hacze ilgili senedin konu edilmesi usul ve yasaya aykırılık taşıdığını, zira mahkemece yapılacak öncelikli iş senedin geçerliliğini denetlemek olup, senet niteliğine haiz olmayan bir belgeye dayalı olarak ihtiyati haciz kararının verilmesi haksız ve mesnetsiz olduğunu, İhtiyati hacze konu senet incelendiğinde müvekkili tarafından Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarası, Adresi v.b., Borcun nakden mi malen mi ödenip ödenmeyeceği unsurların yazılmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte bu hususlar yönü itibariyle de eksiklikler taşıyan senedin üzerinden ihtiyati haciz uygulanması usul ve yasaya aykırı olup kaldırılması gerektiğini, Kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için müvekkili yönünden itiraza konu karar verilecek olsa dahi yine usulen yanlışlık bulunmakta olup ihtiyati haciz kararının bütün borçlular bakımından verilmesi gerektiğini, her ne kadar mahkemece karar kısmında diğer ihtiyati haczi talep edilen müracaat borçlularının ödeme protestoları olmadığından bahisle müracaat borçluları hakkında ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğinden, sadece müvekkili nezdinde karara varılmış olsa da Y.11. HD. 27/02/2006 E., 1108 K., sayılı ilamında da belirtildiği gibi ” Senet hamilinin ihtiyati haciz isteyebilmesi için vadesinin gelmiş olması gerekli ve yeterlidir; ayrıca ödememe protestosunun çekilmiş olması gerekmez.” denilmek suretiyle diğer senet borçluları hakkında da ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekli iken sadece müvekkili yönünden karar verilmesi haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, Senet alacaklısı olduğunu iddia eden … tarafından müracaat borçluları olan … ve …’e başvuruda bulunulmadığı, müvekkiline gönderildiği iddia olunan ödememe protestosu da müvekkilinin ödeyip ödemeyeceği sorgulanmadan, müracaat borçlularına ihbar olunmadan ihtiyati haciz kararı aldırıldığını, TTK mad. 708 hükmü gereğince hamilin vade tarihinde veya onu izleyen iki iş günü içerisinde ödenmesi için ibrazla sorumlu tutulduğu olduğunu, TTK hükümleri gereği hamil ancak kabul etmeme protestosu çekerse poliçeyi ibrazla sorumlu olmayacağını, müvekkiline gönderilen kabul etmeme protestosu olmadığına göre alacaklı olduğunu iddia eden kişi müvekkile veyahut müracaat borçlularına senedi ibrazla sorumlu olduğunu, (TTK mad. 714 vd.). Bununla birlikte TTK mad.723 hükmü gereğince ise de ve ilgili kanun maddelerine atfı ile hamilin cirantalara başvuruda bulunması ve cirantalarında bir önce ki cirantaya ihbarda bulunması yükümlülüğünün olduğunu, sadece bu durum dahi hayatın olağan akışına aykırı bir husus olup ihtiyati haczin kaldırılması gerekmekte olduğunu, nitekim 07/06/2021 vade tarihli bir senetten itibaren 2 iş günü içerisinde ödeme protestosu çekilmeli ki müvekkili ulaşan bir ödeme protestosu bulunmadığını, hamil bunun sonucuna göre müracaat borçlularına ihbarda bulunmalı ve akabinde gerçekten de ödenmeyeceği inancına kanaat getiren senet alacaklısı ilgili hukuki korumalara başvuruda bulunması gerektiğini, Tüm bu hususların yanı sırada müvekkili ve borçlu arasında senede dayalı alacağın tahsiline esas teşkil eden herhangi bir alacak borç ilişkisi bulunmamakla birlikte taraflar arasında da herhangi bir ticari ilişki de bulunmakta, TMK mad. 2 hükmüne aykırı ve müvekkilin eli ürünü olmayan imzaya dayalı bir borç ilişkisi yaratılmak suretiyle hak kaybına uğratılmak istenmekte olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, itirazın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, bonodan kaynaklı ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi 09/06/2021 tarih ve 2021/329 D.İş Esas – 2021/329 D.İş Karar sayılı kararı ile; hakkında ihtiyati haciz istenen … ve …’a ilişkin dosyaya sunulmuş ödeme protestosu olmadığından … ve … yönünden ihtiyati haciz isteminin REDDİNE, … yönünden ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İhtiyati haciz kararına borçlu … vekilinin itirazı üzerine İlk Derece Mahkemesi 08/07/2021 tarih ve 2021/329 D.İş Esas – 2021/329 D.İş Karar sayılı ek kararı ile; İİK 265 kapsamında olmayan itirazın reddine karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Uyuşmazlık, ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine verilen ek kararın usul ve yasaya, dosya içeriğine uygun olup olmadığı, bu bağlamda ihtiyati haciz kararı verme koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. Somut olayda ihtiyati hacze konu bono incelendiğinde; 05/09/2018 keşide tarihli ve 07/06/2021 vade tarihli 1.300.000,00 TL. Bedelli bononun , keşidecisinin …, lehdarın … olduğu, … tarafından …’a ciro edildiği, onunda …’e ciro ettiği ve bonoda ödeyecek kişinin TC. Nosu ve adres bilgilerinin yazılacağı kısmın boş bulunduğu, keşide yerinin İstanbul olarak yazılı olduğu, hamil … tarafından vade tarihinden sonra kısmi talepte bulunulduğu görülmüştür. İhtiyati hacze itiraz İİK’nun 265. maddesinde düzenlenmiş olup, borçlu ya da ihtiyati hacizden etkilenen 3. şahsın itiraz haklarının şekli ve tahdidi olarak sayıldığı, itiraz eden borçlunun ancak ihtiyati haczin sebebine, teminata ve yetkiye itiraz edebileceği, bunun dışında menfi tespit davası veya istirdat davasında ileri sürülebilecek hususların, ihtiyati haciz kararına itiraz olarak ileri sürülemeyecektir. Muteriz vekili ihtiyati hacze dayanak yapılan bonoda; müvekkili keşidecinin adres, TC. Nosunun yazılması gereken kısmın ve bononun düzenlenme sebebinin yazılması gereken kısmın boş bulunması sebebiyle TTK’nın aramış olduğu zorunlu şekli unsurları taşımadığı ve keşideci imzası ile yazıların müvekkiline ait olmaması, sahte olarak düzenlendiği iddiasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulduğu ve soruşturma başlatıldığı belirtilip ihtiyati haciz kararına itiraz edilmiş isede, keşideci imzasının muterize ait olup olmadığı ve ihtiyati haciz alacaklısının bu yönüyle yetkili hamil olup olmadığı iddiasının ise yargılamayı gerektirip açılacak bir menfi tesbit, istirdat davasında ileri sürülebileceğinden İİK 265. maddesindeki itirazlar kapsamında değerlendirilemeyeceği, kaldı ki talebe dayanak senedin, kambiyo senedi vasfında olmayıp adi senet niteliğinde olması ihtiyati haciz kararı verilmesine de engel olmadığı, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2017/4995 Esas- 2018/61 Karar sayılı kararı da benzer mahiyettedir.), muterizin ihtiyati haciz kararına yönelik tüm itiraz sebepleri İİK 265/1 maddesinde sınırlı olarak sayılan sebeplerden olmadığı ve somut olayda ihtiyati haczin koşullarının bulunduğu tespit edilmiş olup muteriz vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. İlk Derece Mahkemesince itirazın reddine yönelik verilen ek kararın, dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olup, kamu düzenine de aykırı olmadığından muteriz vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz edenin (muterizin) istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 26/10/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.