Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1838 Esas
KARAR NO: 2021/1528 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/290 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİH: 03/05/2021
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/11/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davaya ve takibe konu senedin keşideci imzasındaki eksiklik nedeniyle geçerli olmadığını, bedelsiz olduğunu, takibe konu senetten dolayı borçlu olmadıklarının tespiti davasında, dava konusu senede istinaden İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyasından başlatılan takip kapsamında, müvekkil şirket tarafından “haciz tazyiki ile ” ödeme yapılması durumunda, dosyaya yatırılan bakiyenin davalı – alacaklıya ödenmesini engeller mahiyette İİK 72/3 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 03/05/2021 tarih 2021/290 Esas sayılı ara kararında; ” Davacının ihtiyati tedbir isteminin, dava konusu 24/09/2017 tanzim tarihli bononun tanzim tarihinin gerçeği yansıtmadığı, bononun tanzim tarihinin 30/07/2018 olduğu ve bu tarih itibariyle davacı şirketin müşterek imza ile temsil edildiği, bonoda ise tek yetkilinin imzasının olduğu, bu nedenle yetkisiz temsilci tarafından imzalanan bononun geçersiz olduğu, ayrıca bononun bedelsiz de bulunduğu iddialarının esası yönünden İİK’ nın 258/1 ve HMK 390/3 fıkraları uyarınca yaklaşık ispat koşulunun bu aşamada oluşmadığı anlaşılmakla; …”gerekçesi ile, İhtiyati tedbir isteminin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının eksik incelemeye dayandığını, Somut olayda müvekkili şirketin, borcu bulunmadığı halde haciz tehdidi altında olduğundan; icra dosyasına ödeme yapmak zorunda bırakılmakla birlikte, ilgili icra dosyasına paranın ödenmesi sonucunda, yerel mahkemece tedbir talebinin reddine karar verildiğinden, ödenen miktarın icra müdürlüğü tarafından davalı/alacaklıya ödenmesine engel olamayacağını, yargılama sonucunda müvekkilinin haklılığının tespiti ile huzurdaki dava kazanılsa dahi, yerel mahkemece tedbir kararı verilmediğinden, ödenen paranın istirdadının imkansız hale geleceğini, Dava konusu senet üzerinde düzenleme tarihinin 24/09/2017 olarak belirtilmiş ise de; senedin gerçek düzenlenme tarihinin 30/07/2018 tarihi olduğunu, müvekkili şirketin ve davalı … Şirketinin ticari defterlerinin incelenmesi ile tespit edilebileceğini, Yerel mahkemeye ibraz edilen müvekkili şirket Kurumlar Vergisi Beyannameleri ve yerel mahkemeden celbi talep edilen davalı … şirketine ait 2016-2017 ve 2018 Kurumlar Vergisi Beyannameleri ve içerisinde yer alan bilançodan da görüleceği üzere, dava konusu senedin de içerisinde bulunduğu toplamda bedeli 1.994.560,00 USD olan senetlerin 2017 yılında verilmediğinin anlaşılacağını, Dava konusu senedi tanzim eden …’un müvekkili şirkette 30/07/2018 tarihinde münferit imza yetkisi bulunmadığını, yetkisiz temsilci tarafından düzenlenen senetlerin müvekkili şirketi borca sokmayacağından senetlerin temel alınarak müvekkili şirket aleyhine işlem yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, 30/07/2018 tarihinde düzenlenen dava konusu senetlerin, tek imza ile usul ve yasaya aykırı şekilde düzenlendiğini, (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 30.04.2015 tarihli 2015/1579 E. ve 2015/6478 K. Sayılı ilamı – Yaıgıtay 12. Hukuk Dairesinin 20/09/2017 tarihli 2016/19373 E. Ve 2017/11054 K. Sayılı ilamı – Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 24.03.2014 tarihli 2014/3380 E. ve 2014/5710 K. Sayılı ilamı – Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 07.10.1994 tarihli 1994/9095 E. Ve 1994/9133K. Sayılı ilamı) Davalı şirketlerin, müvekkili şirketten alacaklı olmadığını, müvekkili şirketin, dava konusu yetkisiz temsilci tarafından senedin alacaklısı gözüken … şirketine borçlu değil, aksine alacaklı olduğunu, Müvekkili şirketin ihtiyaç duyduğu Güneş Panellerini davalı … şirketinden satın aldığını, davalı … işbu satış işlemi kapsamında müvekkili şirkete; -30/06/2018 düzenleme tarihli … numaralı sevk irsaliyesi için, 30/06/2018 tarihli … numaralı 665.520,00USD bedelli fatura (Kur:4.5690TL karşılığı 3.040.760,88TL) ; -30/07/2018 düzenleme tarihli … numaralı sevk irsaliyesi için, 30/07/2018 tarihli … numaralı 665.520,00USD bedelli fatura (Kur:4.8655TL karşılığı 3.238.087,56 TL); -15/08/2018 düzenleme tarihli … numaralı sevk irsaliyesi için, 15/08/2018 tarihli … numaralı 665.520,00USD bedelli fatura (Kur:6.5583TL karşılığı 4.364.679,82TL); toplam bedeli 1.994.560,00 USD olan faturalar tanzim edildiğini, Faturaların müvekkili şirket cari hesabına 3.040.760,88TL+3.238.087,56 TL+4.364.679,82TL=10.643.528,26 TL olarak işlendiğini, faturalara istinaden ödemeler ve alacak temlikleri yapıldığını, davalı … şirketi lehine çekler keşide ve ciro edildiğini, bu şekilde faturaların bedelinin fazlası ile ödendiğini, dava konusu senetin, usul ve yasaya aykırı olarak tek ve eksik imza ile düzenlendiğinden hem geçersiz hem de bedelsiz olduğunu, Davalı … şirketi, alacağını tahsil etmiş olmasına rağmen kötü niyetli bir şekilde hareket ederek; tek ve eksik imza ile düzenlenen geçersiz senedi, müvekkili şirkete iade etmekten kaçındığını ve senedi … şirketine cirolayarak, bedelsiz senedi kötü niyetli olarak tahsil etmeye çalıştığını, Bu amaç kapsamında davalı … şirketinin, dava konusu senedi davalı … şirketinden, herhangi bir ticari ilişkiye dayanmaksızın, müvekkilinin senetten doğan kişişel defiilerini sunmasını engellemek adına, muvazaalı bir şekilde devralmış bulunduğunu, Tüm ticari defterlerin incelenerek; müvekkilinin gerçekten borçlu olup olmadığının ve davacının gerçekten alacaklı olup olmadığının, kuşkuya ver vermeyecek şekilde araştırılması gerektiğini, (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 21/01/2019 tarihli 2017/1630 E. ve 2019/295 K. Sayılı ilamı) Dava konusu münferit imza ile usul ve yasaya aykırı şekilde düzenlenen geçersiz senet her ne kadar muvazaalı olarak devredilmişse de, işbu muvazaa iddiasının yanında; senedin usulüne uygun devredilip devredilmediğinin de tespit edilmesi gerektiğini, (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 19. Hukuk Dairesinin 25/05/2017 tarihli 2016/6975 E. Ve 2017/4173 K. Sayılı ilamı) Somut olayda haklılıklarının yaklaşık olarak ispat edildiğini, yargılamayı gerektiği gerekçesi ile talebin reddine karar verilmesinin kabulünün mümkün olmadığını, (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 15.01.2020 tarihli 2019 / 2590 E.-2020 / 21 K. Sayılı ilamı) İleri sürerek İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/290 E. sayılı dosyasının 29/04/2021 tarihli tensip tutanağının 14 nolu ara kararı ile 03/05/2021 tarihli ara kararının kaldırılmasını, dava konusu senede istinaden İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından başlatılan takip kapsamında, müvekkili şirket tarafından haciz tazyiki ile ödeme yapılması durumunda, dosyaya yatırılan bakiyenin davalı-alacaklıya ödenmesini engeller mahiyette, İİK 72/3 maddesi uyarınca ihtiyat-i tedbir kararı verilmesi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, menfi tespit davasında İİK 72/3 maddesi gereğince icra veznesine giren paranın alacaklığa ödenmemesi konusunda ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. İhtiyati tedbir talep eden davacı, takibe konu bononun imza eksikliği nedeniyle bedelsiz olduğunu bonodan dolayı alacaklıya borçlu olmadıklarının tespitini, haciz baskısı altında icra veznesine yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesi için İİK 72/3 maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş, mahkemece İİK’ nın 258/1 ve HMK 390/3 fıkraları uyarınca yaklaşık ispat koşulunun bu aşamada oluşmadığı gerekçesi ile talebin reddine karar verilmiş, karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı istinafa başvurmuştur. İİK 72/3 maddesinde icra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği, ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebileceği düzenlenmiştir. Anılan maddede düzenlenen ihtiyati tedbir menfi tespit davaları için düzenlenmiş özel bir tedbir türü olup, icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulması için gecikmeden doğan zararı karşılama ve teminat şartı aranmıştır. Alacağın ödenerek zararların karşılandığı gözetildiğinde, yaklaşık ispat kuralını İİK.nın 72/3. maddesi kapsamında daha geniş yorumlanması gerekmektedir. Belirtilen nedenle somut olayda Mahkemece uygulanması olanağı bulunmayan İİK 258/1 ve HMK 390/3 maddelerinin gerçekleşmediğinden bahisle talebin reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Bu nedenle ihtiyati tedbir talep eden davacının istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının HMK 353/1-b2 maddesi ile kaldırılarak talebin teminat karşılığında kabulü ile İİK 72/3 maddesi gereğince icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; İhtiyati tedbir talep eden davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/05/2021 Tarih ve 2021/290 Esas sayılı ara kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, 1-Dava değeri olan 2.010.586,44.TL yönünden davacının ihtiyati tedbir talebinin KABULÜ ile, İİK’nın 72/3 maddesi gereğince alacağın %20’si oranında (402.117,28.TL) nakdi veya Mahkemece kabul edilecek kat’i süresiz ve muteber banka teminat mektubunu ilgili ilk derece mahkeme veznesine depo etmesi halinde icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde İHTİYATİ TEDBİR KARARI VERİLMESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 59,30.TL karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf eden davacı tarafından sarf edilen 162,10.TL istinaf başvuru harcı ile dosyanın istinafa gidiş – dönüş gideri olan 33,50.TL’den oluşan toplam: 195,60.TL giderin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde, yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 04/11/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.