Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1834 E. 2022/424 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1834
KARAR NO: 2022/424
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/05/2021
DOSYA NUMARASI: 2020/712 Esas – 2021/349 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 17/03/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, dava dışı … İnş.Taah.Ltd.Şti.’nin tasfiye öncesinde çalışanı olduğunu, 12.03.2010 tarihinde iş kazası geçirdiğini, iş kazasının tespiti için Antalya 1.İş Mahkemesinin 2017/76 esas ve 2018/415 karar sayılı dosyasında dava açtığını, yapılan yargılama neticesinde iş kazasının tespitine karar verildiğini, davalıların istinaf başvurularının reddedildiğini, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtayın, davalı … şirketinin ticaret sicilde terkin edildiği belirtilerek tebligat işlemlerinin tamamlanması için dosyanın istinaf dairesine iade edildiğini, iade kararı üzerine Antalya bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin 2019/530 Esas ve 2019/1863 Karar sayılı dosyası üzerinden verdiği ek karar ile, adı geçen … Ltd.Şti.nin ihyası için dava açmak üzere tarafına süre verildiğini, kararda … A.Ş. olarak yazılmışsa da maddi hata ile bu şekilde yazıldığını, müvekkilinin çalıştığı ihyası istenilen şirketin … Ltd.Şti. olduğunu, şirketin tasfiye ile sicilden terkin edildiğini, tasfiye işlemlerini şirketin ortağı ve müdürü davalı …’nun gerçekleştirdiğini belirterek, şirketin yeniden ihyası ile sicile tescilinin yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin görevinin tasfiyenin tamamlandığı tarih itibariyle sona erdiğini, bu aşamadan sonra müvekkilinin tasfiye edilen şirketle ilgili herhangi bir görev ve sorumluluğu kalmadığını, husumet itirazları doğrultusunda davanın reddi gerektiğini, TTK Geç. M. 7/15 maddesi uyarınca hukuki menfaatin gerçekleşmediğini, terkin işleminin usulüne uygun yapıldığını, tasfiye işlemleri sürecinde Ticaret Sicil Gazetesinde 3 defa olmak üzere borçlu ve alacaklılara çağrı ilanı yapıldığını, davacı tarafça şirkete hiçbir şekilde bildirim ya da başvuruda bulunulmadığını, müvekkilinin hiçbir kusuru ve ihmali bulunmayıp, dava açılmasına sebebiyet vermediğini, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 20/05/2021 tarih ve 2020/712 Esas – 2021/349 Karar sayılı kararı ile; ” …davacı tarafından Antalya 1.İş Mahkemesinin 2017/76 esas ve 2018/415 karar sayılı dosyasında terkin edilen şirket aleyhine alacak davası ikame edilmiş olduğu, davacının dosyada verilecek hükmün infazı için ihya talep etmekte menfaatinin bulunduğu ve davacının ek tasfiye için ihya talep edebileceği anlaşılmakla ek tasfiye amacıyla şirketin ihyasına, sicile tescil ve ilanına ve yargılama neticesinde ek tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesini teminen tasfiye memuru atanmasına ve bu hususunda sicile tescil ve ilanına karar verilmesi gerektiği kabul edilmiş, davalı sicilin yasal hasım olması nedeniyle yargılama giderleri ve vekalet ücretinin sorumlu tutulması mümkün görülmemiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçeleri ile; “1-Davanın kabulüne,TTK. 547. maddesi kapsamında ek tasfiyesi amacıyla …nün … sicil numarasında kayıtlı TASFİYE HALİNDE … LİMİTED ŞİRKETİ’nin İHYASINA, Şirketin son tasfiye memuru olarak görülen …’nun tasfiye memuru olarak atanmasına, Kararın tescil ve ilanına, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece husumet itirazları hakkında değerlendirme yapılmadığını, TTK Geç. M. 7/15 gereğince silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurularak ihya talep edilebileceğini, müvekkilin görevinin tasfiyenin tamamlandığı tarih itibariyle sona erdiğini, bu aşamadan sonra müvekkilin tasfiye edilen şirketle ilgili herhangi bir görev ve sorumluluğu kalmadığını, dolayısıyla müvekkiline işbu davanın yöneltilmesinin mümkün olmadığını, mahkemece bu itirazlarının kabul veya reddi yönünde bir karar verilmediğini, TTK Geç. M. 7/15 maddesi uyarınca hukuki menfaatin gerçekleşmediğini, Davacı tarafça Antalya 1. İş Mahkemesi’nin 2017/76 esas ve 2018/415 karar sayılı dosyasında verilen kararın, tespit niteliğinde olması sebebiyle müvekkili veya terkin edilen … şirketi aleyhinde verilmiş, kesinleşmiş bir alacak veya ilam niteliğinde kabul edilebilemeyeceğini, icra edilebilirliği olmayan, karşı taraftan bir istemde bulunma hakkı vermeyen bu karara dayalı şirketin ihyası kararı verilmesinin olanaklı olmadığını, Tasfiye ve terkin işleminin yasaya ve usule uygun gerçekleştirildiğini, yeniden ihya kararı verilmesinin mümkün olmadığını, ihya şartının gerçekleşmediğini, ihya talebine dayanak gösterilen Antalya 1. İş Mahkemesi 2017/76 Esas sayılı davanın 07.10.2016 tarihinde ikame edildiğini, karar tarihinin ise 21.11.2018 olduğunu, tasfiye işlemlerinin başlamasından sonra açılan davada, şirket adreslerinin veya son durumunun tespiti mümkünken bu yola gidilmeyerek yargılamanın tamamlanmasının, karar tarihinden sonra terkin edilen şirketin yeniden ihyasının talep edilmesinin hukuk usulüne ve usul ekonomisine aykırı olduğunu, Tasfiye işlemleri sürecinde Ticaret Sicil Gazetesinde 3 defa olmak üzere borçlu ve alacaklılara çağrı ilanı yapıldığını, davacı tarafça şirkete hiçbir şekilde bildirim ya da başvuruda bulunulmadığını, bu itirazlarının mahkemece değerlendirmeye alınmadığını, gerekli araştırma yapılmayarak, ihyaya mesnet gösterilen davada gerekli işlem ve araştırmanın yapılıp yapılmadığı irdelenmeyerek, tüm deliller toplanmayarak usule aykırı olarak ilk oturumda doğrudan ihya kararı verildiğini, Davanın açılmasına sebebiyet vermeyen müvekkil hakkında yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin de usule aykırı olduğunu, müvekkilinin söz konusu davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, davanın hak düşürücü süre içinde de açılmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının, kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ticaret sicilinden tasfiye nedeniyle terkin edilen şirketin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 643. maddesi yollamasıyla aynı kanunun 547. maddesinde düzenlenen ek tasfiye istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tasfiye memuru tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. TTK’nın 547. maddesinde tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğunun anlaşılması halinde şirketin yeniden tescilinin istenebileceği düzenlenmiştir. Tasfiye Halinde … Elektrik İnşaat Taahhüt Limited Şirketinin tasfiye sonunda 31/12/2018 tarihinde ticaret sicilden kaydı terkin edilmiştir.Dosya kapsamından da anlaşılacağı üzere, ihyasına karar verilen şirketin davalı olarak yer aldığı Antalya 1. İş Mahkemesi’nin 2017/76 esas ve 2018/415 karar sayılı dosyası ile görülen bir dava bulunmakta iken şirket tasfiye ve terkin edildiği, dolayısıyla belirtilen dosyada taraf teşkilinin sağlanması için ihya davası açmakta davacının hukuki yararının bulunduğu; TTK 547 madde uyarınca açılan ihya davasında, hak düşürücü süre söz konusu olmadığı gibi, husumetin, Ticaret Sicil Müdürlüğü ve tasfiye memuruna yöneltilmesi gerektiği, görülmekte olan bir dava var iken tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak tamamlanmış olduğunun kabulünün mümkün olmadığı, Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacak ise de davacı ihya davası açmakta haklı olduğundan davalı tasfiye memurunun yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasında usule aykırılık bulunmadığı, ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı …’nun istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı … tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından istinaf eden davalı … tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40.TL’nin …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 17/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.