Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1829 E. 2022/175 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1829 Esas
KARAR NO: 2022/175 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/03/2021
NUMARASI: 2019/164 Esas 2021/165 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
KARAR TARİHİ: 02/02/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili olan davacının … Anonim Şirketi’nden 13/05/2016 tarihinde her biri 7.800-TL bedel karşılığında 2 adet … 3 kapılı su pınarlı buzdolabı satın aldığını, sözkonusu dolapların kurulumlarının farklı yerlere yapıldığını, ürünlerin garanti süresinin 7 yıl olduğunu, alınan 2 adet buzdolabından 1 tanesinde hacim ve yerleştirme sorununun yanında aşırı soğutma problemi olduğunu, arızanın ilk meydana geldiği tarihte yetkili servisin arandığını, yetkili servisin önerdiği işlemlerin uygulandığını ancak sorunun düzelmediğini, yeniden yetkili servisin aranması üzerine yetkililerin gelip buzdolabını incelediğini, arızanın giderilememesi nedeni ile değişim talebinde bulunulduğunu ancak değişim talebinin kabul edilmediğini, müvekkilinin oyalanmaya çalıştığını dermeyan etmiş, ürünün ayıpsız misli ile değişimini, üretim olmaması sebebiyle fiilen değişim mümkün değil ise ürünün yılı baz alınarak aynı donanımda sıfır ve yenisi üretilse bugünkü satış fiyatının davalılardan alınarak müvekkili olan davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesi ile, Dava konusu ürünün ayıptan ari olarak teslim edildiği ve davacının ihtirazi kayıt ileri sürmeden ürünü teslim aldığını, ürünün davacıya ayıplı olarak teslim edilmediği, herhangi bir ayıp ihbarı yapılmadığı ve davalının sözleşmeden dönme hakkının olmadığını savunmuş, usûl ve yasaya aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Anonim Şirketi’nce süresi içinde cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır. Cevap dilekçesi sunmayan davalı … A.Ş.’nin HMK. m. 128/1 uyarınca, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaları inkâr ettiği varsayılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 02/03/2021 tarih ve 2019/164 Esas – 2021/165 Karar sayılı kararında; “….6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 331- (1): “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. “Dosyada mübrez, davacı vekili ile davalı … Tic. A.Ş. vekillerinin tutunduğu ek protokol incelendiğinde; işbu ek protokol davacı ile davalılardan … Tic. A.Ş. arasında yapılmış, diğer davalı … A.Ş. işbu ek protokolde yer almamaktadır. Davalı … A.Ş. Ek Protokolün tarafı değildir. Ek protokol hükümleri, protokolün tarafı olmayan davalı … A.Ş. yönünden hüküm ve sonuç doğurmayacaktır. Aynı şekilde yargılama giderinin, davacı tarafça yalnızca davalı … A.Ş.’den talep edilmesinin hukukî bir dayanağı yoktur. Dosya içeriğine göre … A.Ş.’nin hangi sebeple davada sorumlu olduğu, buzdolabının üretiminde, tedarikinde sevkinde sorumlu ise ne şekilde sorumlu olduğu keşfen bilirikişi incelemesi de yapılamadığından davacı tarafça ispatlanamamıştır. Davacı ve ek protokole katılan davalı birbirlerinden, yukarı yer verildiği üzere, yargılama gideri talep etmemektedir. Davalı … A.Ş.’den -arabuluculuk toplantısına katılmadığından dolayı- davacı, yargılama gideri talep etmektedir. Dava, zorunlu arabuluculuk kapsamında bulunmadığından bu iddiaya itibar edilmemiştir. Davalı … A.Ş.’nin ek protokolde yer almadığı, davacıya yargılama gideri ödemeyi veya yargılama giderinin … A.Ş. üzerinde kalmasına dair … A.Ş. vekilinin herhangi bir beyanın dosyada yer almadığı görülmektedir. Bu durumda tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderine hükmedilmesi gerekir ki bunun için de dava konusu buzdolabının ayıplı olup olmadığının, davalı … A.Ş.’nin buzdolabının üretiminde, tedarikinde veya sevkinde kusurlu bulunup bulunmadığının, iddia edilen zarardan sorumlu olup olmadığının tespiti yapılmalıdır. Ancak davacı vekili, keşfen bilirkişi incelemesi yapılması için verilen 1. süre sonunda keşif harç ve giderini yatırmamıştır. Verilen 2. süre ve HMK. gereği kesin olan süreye rağmen de keşif harç ve giderini yatırmadığından tarafların haklılık ve kusur durumunu belirlemek mümkün olmamıştır. Tarafların haklılık durumu tespit edilemediğinden, konusuz kalan eldeki davada yargılama giderinin (harç, Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320-TL arabulucuk ücreti, vekâlet ücreti) davacı üzerinde bırakılmasına, davalı … A.Ş. vekille temsil olunmakla davalı … A.Ş.’nin kusurlu veya haksız olduğu -dosya içeriğine göre keşfen bilirkişi incelemesi yapılamamakla- tespit edilemediğinden vekâlet harcı ile vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına …”gerekçesi ile, 1-)Konusuz kalan davanın ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Davalılar aleyhine malın (buzdolabı) ayıpsız misli ile değişimi, mümkün olmadığı takdirde sıfır ve aynı nitelikte olan ürünün bedelinin davalılardan tahsili talepli açtıkları davanın İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/164 E. 2021/165 K. Sayılı dosyası üzerinden incelenerek “Konusuz kalan davanın ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA” karar verildiğini, Her ne kadar “esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi isabetli olsa da, karar yargılama gideri, arabuluculuk ücreti ve vekalet ücreti yönünden hukuka ve mevzuata açıkça aykırı olduğunu, Gerekçeli kararda işbu davanın TTK. m. 5 /A hükmüne göre zorunlu arabuluculuk kapsamında olmadığı kanaatine varıldığının belirtildiği, gerekçe olarak da ilk ve öncelikli talebin, buzdolabının aynı özellikte ve nitelikte ayıpsızı ile değiştirilmesi olduğunun gösterildiği, değişimin mümkün olmaması halinde talep ettikleri bedel iadesinin de tazminat veya alacak dışında ayrı bir istem olduğu sonucuna varıldığı, bedel iadesinin bir alacak talebi olduğunu, dolayısıyla her ne kadar öncelikle değişim talep etmişlerse de bu talep ürünün üretimde olmaması sebebi ile karşılık bulmadığı, uyuşmazlık feri talebi olan bedel iadesi ile sonuçlandığını, bu durumun yargılamadan önce taraflarınca bilinmesi ve öngörülmesinin mümkün olmadığını, HMK m.111 uyarınca davalıya karşı ibirden fazla talebin, aralarında aslilik-ferilik ilişkisi kurmak suretiyle, aynı dava dilekçesinde ileri sürüldüğü terditli davalarda bu talepler birbirlerinden bağımsız kabul edilemeyeceklerini, terditli davada hem asıl hem de feri talep aynı anda derdest olduğu, dolayısıyla asli veya feri taleplerden birinin konusu bir miktar paranın ödenmesi ise bu dava bakımından da dava şartı arabuluculuğa ilişkin hükümler geçerli olduğu, ilamda da belirtildiği üzere asli taleplerinin buzdolabının ayıpsız misli ile değişimi olduğu, feri talebin ise asli talebin mümkün olmaması halinde sıfır nitelikte aynı ürünün bedelinin tahsil edilmesi olduğunu, mahkemenin sadece asli talebi dikkate alarak dava konusunun zorunlu arabuluculuk kapsamında olmadığına ilişkin tespiti hukuka ve mevzuata aykırı olduğunu, üstelik davanın konusuz kalması feri taleplerinin gerçekleşmesi ile olduğu, davalılardan BSH ile varılan anlaşmasının neticesinde bedelin ödenmesi ile uyuşmazlık çözüldüğünü, bu nedenle taraflarına arabuluculuk ücretinin yükletilmesi hukuka ve mevzuata aykırı olduğunu, Yukarıda açıklandığı üzere işbu dava zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğunu, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11 maddesinin; “Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez.” şeklinde olduğu, dolayısıyla yargılama gideri takdir edilirken söz konusu madde uyarınca geçerli bir mazeret sunmaksızın Arabuluculuk toplantılarına katılmayan diğer Davalı … Anonim Şirketi bu tutardan sorumlu tutulması gerektiğini, Her ne kadar hukuka ve mevzuata aykırı olmasına rağmen Mahkeme davanın zorunlu arabuluculuk kapsamında olmadığını, bu sebeple yargılama gideri takdir edilirken genel hükümlere göre değerlendirme yapılacağını belirtmişse de, bu halde dahi müvekkili tüm yargılama giderinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, bu durumda HMK’nun 331. Maddesinin uygulama yeri bulacağını, buna göre; “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. ” şeklinde olduğunu, Davalılardan … Tic. A.Ş. İle yapılan protokol uyarınca ayıplı ürün ile aynı nitelikteki sıfır bir ürünün bedeli tahsil edildiğini, konusuz kalan işbu davada bu protokol bile tek başına dava açıldığı tarihte müvekkilinin haklılığını ortaya koymakta olduğunu, protokolün icrası ile yapılan ödeme neticesinde uyuşmazlık konusunda haklılığımız sabit olmakla beraber genel hükümler uygulansa dahi yargılama gideri ve vekalet ücetinden sorumlu tutulamayacaklarını gösterdiğini, Nitekim davalılardan … Tic. A.Ş.’nin 28/01/2020 tarihli cevap dilekçesinde mevcut olan ve haklılığımızı gösteren beyanlarının; “Davacının arabuluculuk oturumuna daveti müvekkilimiz şirkete iletildikten hemen sonra davacı ile iletişime geçilerek ürünün değiştirilmesine ilişkin işlemleri başlatmaya hazır olduğumuz bilgisi verilmiştir.””Davacı,müvekkilimiz şirketin uyuşmazlığın çözümlenmesi ve mağduriyetin giderilmesine ilişkin..” şeklinde olduğu, davalı … Tic. A.Ş.’nin bu beyanlarından da anlaşılacağı üzere dava konusu buzdolabı ayıplı olduğu, yine davanın taraflar arasındaki ptorokole binaen yapılan ödeme sonrasında konusuz kaldığı, ayıplı olmasa davalının bu ödemeyi yapmayacağını, Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın zorunlu arabuluculuk kapsamında olmadığı tespitine katılmamakla beraber, bu tespit bir an için kabul edilse dahi müvekkili yargılama giderlerinden (vekalet ücreti ve arabuluculuk ücreti de dahil olmak üzere) sorumlu tutulayacağını, müvekkili ile davalılardan … A.Ş. ile yapılan protokol neticesinde müvekkilinin mağdur olduğu ortaya çıktığı ve nitekim bu sebeple de ayıplı malın bedelinin ödendiğini, dolayısıyla uyuşmazlık taraflardan ikisinin yaptığı protokolle müvekkili lehie çözümlenince davanın konusuz kaldığını, Bu durum davanın açıldığı tarihte de müvekkilinin davayı açmakta haklı olduğunu göstermekte olduğunu, mevzuat uyarınca davanın konusuz kalması halinde vekalet ücreti ve diğer yargılama giderleri davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre belirlenmesi gerektiğini, davanın zorunlu arabuluculuk kapsamında olması, aksi kanaate varılsa bile en azından ilgili mevzuat uyarınca, davanın açılması sırasındaki haklılık oranı ve davanın açılmasına sebebiyet verilmesi dikkate alınarak yargılama giderleri ve vekalet ücretinin … Anonim Şirketi’ne yükletilmesine karar verilmesi gerekirken müvekkiline yükletilmesinin hukuka aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, y yargılama giderleri, arabulculuk ücreti ve vekalet ücretinin davalı … Anonim Şirketi’ne yükletilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ayıplı olan malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi, bu mümkün değilse aynı donanımda sıfır ürünün satış değerinin ödenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut olayda, davacı tarafından … Anonim Şirketi’nden 13/05/2016 tarihinde her biri 7.800-TL bedel karşılığında 2 adet … 3 kapılı su pınarlı buzdolabı satın aldığıı, ürünlerin garanti süresinin 7 yıl olduğu, alınan 2 adet buzdolabından 1 tanesinde hacim ve yerleştirme sorununun yanında aşırı soğutma problemi olduğu, arızanın ilk meydana geldiği tarihte yetkili servisin arandığı, yetkili servisin önerdiği işlemlerin uygulandığı ancak sorunun düzelmediği, yeniden yetkili servisin aranması üzerine yetkililerin gelip buzdolabını incelediği, arızanın giderilememesi nedeni ile değişim talebinde bulunulduğu ancak değişim talebinin kabul edilmediği iddiasıyla eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Yargılama aşamasında davacı vekili ile davalılardan … ANONİM ŞİRKETİ vekili arasında 28/10/2020 tarihinde düzenlenen Sulh Ve İbra Protokolünün eki niteliğindeki 29.01.2021 tarihli Ek Protokol uyarınca, protokolün taraflarının yaptığı yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin her iki tarafın üzerinde bırakılacağı düzenlenmiş ve 28/10/2020 tarihli protokolde protokolün diğer davalı …A.Ş.’yi kapsamadığı düzenlenmiştir. Dosyada mübrez 28.10.2020 tarihli Sulh Ve İbra Protokolü ve işbu protokolün eki niteliğinde olan 29.01.2021 tarihli Ek Protokol uyarınca taraflar, 28.10.2020 tarihli “Sulh ve İbra Protokolü” ile dava konusu buzdolabının … A.Ş. tarafından hiçbir güna bedel, masraf ve tazminat istemeksizin … model buzdolabı ile 31 Ocak 2021 tarihine kadar değiştirilmesi hususunda anlaşmışlar ancak … model buzdolabının 31.01.2021 tarihine kadar stoklara girmeyeceği bilgisinin verilmesi üzerine 29.01.2021 tarihli ek protokolü düzenleyerek … AŞ. davaya konu buzdolabının güncel satış bedeli olan 16.596.00-TL’sını davacıya ödemesi konusunda anlaşmaya vardıkları ve davacı vekilinin bildirdiği banka hesabına ödemenin yapıldığı anlaşılmıştır. Davacı ile davalı … A.Ş. Arasında yapılan protokol uyarınca bu davalının yargılama sırasında davaya konu ürünün bedelini davacıya ödendiğine dair beyanları doğrultusunda mahkemece yukarıdaki şekilde karar verilmiştir. HMK’nın 331. Maddesinin birinci fıkrası; “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” şeklinde düzenlenmiştir. Mahkemece, HMK’nın 331/1 maddesi kapsamında davalı … yönünden davanın açıldığı tarih itibariyle davacının haklı olup olmadığı yönünde davaya konu ürün üzerinde keşfen inceleme yapılarak bilirkişi incelemesi yaptırılmasına iki kez karar verildiği, davacı tarafın verilen ara kararlar uyarınca keşif ve bilirkişi ücretini yatırmadığından keşif yapılamadığı ve bilirkişi raporu alınmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda davacının bilirkişi incelemesi talebinden vazgeçtiğinin kabulü ile mevcut delil durumuna göre karar verilmesi gerektiği, davacının dava tarihi itibariyle davalı …’a yönelik açtığı davasını ispatlayamadığı anlaşılmakla; ilk derece mahkemesince davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya uygun olup davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı tarafın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 59,30.TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/02/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.