Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1827 E. 2022/770 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1827 Esas
KARAR NO: 2022/770 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/04/2021
DOSYA NUMARASI: 2021/18 Esas – 2021/279 Karar
DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/05/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin İstanbul-Kadıköy-Göztepe acentası vasıtasıyla müvekkili …’ya … Özel Lisesi Müdürlüğü’nün kızı …’ ya disiplin cezası verildiğine dair kararının tebliğ edilmek istendiğini ve ilgili acenta tarafından … barkod nolu evrakın şirket kayıtlarına göre göndereni … adlı lise, alıcısının … şeklinde 16.11.2015 tarihinde ve saat:15.00’da bizzat …’ya güya tebliğ edildiğini, müvekkili tarafından okulla kurulan irtibat neticesinde okulun kızına verdiği disiplin cezası kararının halihazırda kendisine ulaşmadığını beyan etmesi üzerine ilgili okulun, davalı şirketin acentası ile irtibata geçtiğini ve bu kez aynı tebligatın müvekkilinin iş yerine 19.11.2015 tarihinde sekreteri …’e yapıldığını, müvekkilinin de doğru adrese yapılan tebligat sonrasında velisi olduğu kızı … hakkında verilen disiplin cezasının kaldırılması için süresi içerisinde 23.11.2015 tarihinde, okulun bağlı olduğu Beykoz İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne itirazda bulunduğunu, ancak ilgili İlçe Disiplin Kurulnun 03.12.2015 tarihli kararı ile, okul disiplin kurulunun … ile ilgili 09.11.2015 tarih ve (2) nolu kararını, veliye, kargo tarafından 16.11.2015 tarihinde tebliğ ettiğinin görülmesi ve …’nın bu karara 23/11/2015 tarihinde itiraz ettiğinin anlaşılması üzerine, bu cezaya (5) iş günü içinde itiraz edilmesi gerektiğinden bahisle, itiraz dilekçesinin süre yönünden reddine karar verildiğini, davalı şirketin Kadıköy/Göztepe semtinde bulunan acentası ile yapılan görüşmelerde bu yanlışlığı belgeleyen ıslak imzalı bir evrakı talep etmelerine rağmen, böyle bir evrakı veremeyeceklerini müvekkiline ilettiklerini, davalının bu eylemlerinin Ticaret Kanunu’nun taşıma işleri başlıklı maddelerine aykırılık teşkil ettiğini, davalı şirket acentasının kasten ve pervasızca bir hareket sergileyerek müvekkilini ve kızını zarara uğrattığını, davalının sorumsuzca yapılan eylemleri nedeniyle disiplin cezasına itiraz edilemediğini, disiplin cezası alan öğrencinin takdir, teşekkür belgesi alma imkanını kaybettiğini, okul bursundan yararlanamama tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını, davranış notunun 100 üzerinden 80’e düşürüldüğünü, üniversite sınavına girecek öğrencinin bu disiplin cezası nedeniyle muhtemel kazanacağı üniversitelerin burs imkanlarından yararlanamama gibi olumsuzluklarla karşı karşıya kaldığını belirterek, taşıma sözleşmesi ile taşıma işini layıkı ile yerine getirmeyen davalı şirketin 16/11/2015 tarihli tebligatın usulsüz yapıldığının ve tebligatta yer alan imzanın müvekkiline ait olmadığının tespitine, davalı şirkete ait acentanın aynı tebligatı … barkod numarası ile 19/11/2015 tarihinde davacının yanında çalışan personeline tebliğ edilmiş olduğunun subutuna, davalı şirketin ve acentasının taşıma işinden kaynaklanan hizmetini kasten veya pervasızca yapması nedeniyle uğranılan ve uğranılacak zararlardan ötürü müvekkilinin duyduğu elem ve üzüntü nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 4.000,00 TL manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu kargo, alıcı adresine götürülmüş ise de alıcının adreste bulunmaması/taşınması nedeniyle teslim edilemediğini ve kargonun şubeye geri getirildiğini, daha sonra müvekkili şirkete davacının iş adresi verilerek aynı kargonun buraya tesliminin istendiğini, kargonun yeni verilen adreste işyeri sekreteri …’a 19/11/2015 tarihinide imza mukabilinde teslim edildiğini, konunun davacı tarafından yanlış anlaşıldığını, davacı adına imzalı bir belge düzenlenmediğini, sadece bilgisayar sistemine sehven “teslim” kaydı açıldığını, yani ortada davacı adına tanzim edilmiş bir imzalı teslim belgesi bulunmadığını, bilgisayar sistemindeki bir hatadan kaynaklandığını, davacının cezaya itiraz imkanının kaybedilmesi nedeniyle öğrencinin davranış notunun düşmesi, okul bursundan yararlanmama tehlikesi, takdir teşekkür alma imkanının kaybedilmesi gibi olgulara dayanarak manevi tazminat davasını şahsı adına açtığını, ancak davaya temel olguların davacının şahsı hakkından değil, kızı hakkında vuku bulan şahsi hak kayıpları olduğunu, davacının şahsına yönelik bir filii bulunmadığından davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 05/04/2021 tarih ve 2021/18 Esas – 2021/279 Karar sayılı kararı ile; “…. davacının kızına okuldan verilen disiplin cezasının tebliğine ilişkin gönderinin kargo taşıması için davalıya teslim edildiği, gönderinin adres yetersizliği nedeniyle teslim edilemeyip şubeye geri getirildiği ve sonrasında 19.11.2015 tarihinde gönderinin teslim edildiğinin bildirilmesine rağmen … no’lu gönderiye ait sorgulama çıktısında gönderinin 16.11.2015 tarihinde teslim edildiğinin gözüktüğü, bu nedenle davacının disiplin cezasına karşı yaptığı itirazın süresinde olmadığından bahisle reddine karar verildiği anlaşılmış olup, anılan eylem nedeniyle davalının bir zarara neden olduğu ve kusurlu olduğu açıktır. Meydana gelen olayda zararın durumu, manevi tazminatın yapısı ve niteliği gereği zenginleşme aracı olarak öngörülmemekle birlikte, davacının manevi zararının giderilmesini karşılayacak nitelikte de olması dikkate alındığında davanın kısmen kabulü ile 3.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçeleri ile; “1-Davanın KISMEN KABULÜ, 3.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacının doğrudan şahsı hakkında bir tecavüzün söz konusu olmadığını, Davacı yanın, cezaya itiraz imkanının kaybedilmesi nedeniyle öğrencinin davranış notunun düşmesi, okul bursundan yararlanmama tehlikesi, takdir teşekkür alma imkanının kaybedilmesi gibi olgulara dayanarak manevi tazminat davasını şahsı adına açtığını, ne var ki davaya temel yapılan olguların, davacının şahsı hakkında değil, kızı hakkında vuku bulan şahsi hak kayıpları olduğunu, doğrudan davacının şahsına yönelik bir fiili bulunmadığından davacının aktif dava ehliyeti de bulunmadığını, zira kişiye sıkı sıkıya bağlı hakların sadece şahsın kendisi tarafından kullanılması gerektiğini, … Özel Lisesi Müdürlüğü’nün, davacının “… Mh. … Sk. … … Blok No:.. Sancaktepe İstanbul” adresine gönderilmek üzere 13/11/2015 tarihinde 1 adet kargosunu müvekkili şirkete teslim ettiğini, söz konusu kargonun alıcı adresine götürüldüğünü, ancak alıcının adreste bulunmaması/ taşınması nedeniyle teslim edilemediğini ve kargonun şubeye geri getirildiğini, daha sonrasında müvekkili şirkete davacının iş adresi verilerek aynı kargonun buraya tesliminin istendiğini, kargonun yeni verilen adreste iş yeri sekreteri …’a 19/11/2015 tarihinde imza mukabilinde teslim edildiğini, Davacı yanın, kargonun ilk adrese çıkartıldığında 16/11/2015 tarihinde kendisi adına teslim edilmiş gibi gösterildiğini, ancak kargonun teslim alınmadığını, bu hususta gerekirse imza incelemesi yapılabileceğini belirttiğini, ne var ki konunun davacı tarafından yanlış anlaşılmış olduğunu, zira davacı adına imzalı bir belge düzenlenmediğini, sadece bilgisayar sistemine sehven ” teslim ” kaydı açıldığını, yani ortada davacı adına tanzim edilmiş bir imzalı teslim belgesi bulunmadığını, bunun bilgisayar sistemindeki bir hatadan kaynaklandığını, Kargonun, alıcı adresine götürüldüğünü, ancak alıcının adreste bulunamaması/ taşınması nedeniyle teslim edilemediğini ve kargonun şubeye geri getirildiğini, bu sebeple kargoya ait teslim belgesi aslı/ örneği bulunmadığını, sonrasında ise müvekkili şirkete davacının iş adresi verilerek kargonun verilen bu adrese tesliminin talep edildiğini, kargonun ikinci kez sisteme kayıt edilerek yeni taşıma faturası numarası almasının sebebinin müvekkili şirkete ilk anda verilen kargo adres bilgilerinin değiştirilmesi olduğunu, somut vakıada alıcı adres bilgisinin değiştirilmesi sebebi ile yeni bir taşıma faturası düzenlendiğini ve teslimatın bu fatura üzerinden gerçekleştirildiğini, söz konusu teslimatın yer aldığı teslim listesi örneğinin dosya muhteviyatında mübrez olduğunu, anılan kargonun göndericisinin … Özel Lisesi Müdürlüğü olup ikinci kez tanzim edilen faturada ise alıcı adresi dışında değişen herhangi bir bilgi olmayıp yalnızca alıcının işyeri adresine teslim edilmek üzere tanzim edildiğini, işbu anlatılan hususların hiçbirinin yerel mahkeme tarafından incelenmediğini, Davaya konu kargo içinde, okulun davacının kızına verdiği disiplin cezası evrakı bulunduğunun iddia edildiğini, kargoların kapalı ambalaj içerisinde taşımaya verildiğini, davaya konu kargonun içeriğinin ispata muhtaç olduğunu, davacı yanın bu iddiasını ispatla mükellef olup, somut olayda ispat edilemediğini, Acentelerin taşıma sözleşmelerine aracılık eden birimler olup, acentelerin müvekkili şirket adına kargo akıbet yazısı vermek gibi bir yetkileri bulunmadığını, davacı yanın Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğü Disiplin Kurulu’nun kargonun teslim tarihinin belgelendirilmesine dair yazısını da ekleyerek müvekkili şirkete yapmış olduğu yazılı bir başvurusu da bulunmadığını, müvekkili şirketin Genel Müdürlük ve Bölge Müdürlüğü adresleri, çağrı merkezi vesair iletişim bilgilerinin, internet sitesinde tüm kullanıcıların bilgisine açık olduğunu, bu iletişim kanalları kullanılmadan ve usulüne uygun başvuru yapılmadan, doğru şekilde iletişime geçilmeden müvekkili şirkete kusur atfedilmesinin hukuken kabul edilebilir olmadığını, 03/12/2015 tarihli yazısında Orta Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 169. maddesi gereği cezalara itirazın cezanın tebliği tarihinden itibaren 5 gün içinde yapılması gerektiği, bu sürenin geçirilmesi nedeniyle itirazın reddedildiği hususlarının belirtildiğini, Davacı yanın, tebligatın davalı tarafından usulsüz yapıldığını ileri sürerek müvekkili şirkete kusur atfettiğini, halbuki usulsüz tebligat yapanın müvekkili şirket değil, cezayı veren okul olduğunu, zira ulusal mevzuata göre tebligat yapma yetkisinin sadece PTT’ye verildiğini, özel kargo işletmecilerinin bu şekilde bir tebligat yapma yetkisi bulunmadığını, içinde ceza evrakı bulunduğu belirtilen kargonun da kapalı ambalaj içerisinde ne bulunduğu beyan edilmeden taşıyıcının bilgisi dışında gönderici tarafından taşımaya verildiğini, ceza tebliğinin PTT vasıtası ile yapılmamış olmasının esas usulsüzlük olup burada usulsüzlüğü yapanın, yanlış yöntem kullananın okul olduğunu, Tazminat hukukunda, sözleşmeye aykırı hareket ile varsayılan zarar arasında doğrudan bir sebep-sonuç ilişkisi ve illiyet bağı bulunması gerektiğini, somut vakıada esas usulsüzlüğün tebligatın PTT vasıtası ile yaptırılmamış olması olup, müvekkili şirketin atfedilen fiili sonuca etkili olmadığından, arada doğrudan bir illiyet bağı bulunmadığını, TBK md. 144/f2 ve TBK’nın 50/f2 maddesi gereği; Hakimin olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirleyeceğini, davacı yanın İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne tebligatın PTT vasıtasıyla yaptırılmaması yönünden itiraz etmesi gerekirken uygun bir itiraz yapmamasının kendi kusuru olduğunu, bu halde cezanın kesinleşmesinin sebebinin davacının uygun itiraz yapmaması olduğunu, neticeten müvekkil şirketin somut olayda kısmen de ola sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu belirterek, -Esastan inceleme yapılarak davanın reddine, esastan inceleme yapılması mümkün değil ise istinaf başvurularının kabulü ile dava dosyasının yerel mahkemeye iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Davacı tarafça, kargo taşıması için davalıya teslim edilen gönderinin 19/11/2015 tarihinde teslim edilmesine rağmen, bilgisayar sistemine 16/11/2015 tarihinde ” teslim edildi” şeklinde kayıt yapılmasından kaynaklandığı belirtilen manevi zararın, davalıdan tahsili talep edilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut uyuşmazlıkta, dava dışı okul idaresi tarafından davacıya teslim edilmek üzere davalı taşıma şirketine verilen gönderinin davacıya 19-11-2015 tarihinde teslim edilmesine rağmen, davalının internet sisteminde davacıya 16-11-2015 tarihinde teslim edilmiş gibi gösterilmesi nedeniyle, davacının kızına verilen disiplin cezasına itirazının süre aşımı nedeniyle reddedilmesine sebebiyet verdiği olayda, davalının hatalı kayıttan kayraklanan kusurunun bulunduğu, kızının aldığı disiplin cezasının eğitim hayatını etkileyeceği nazara alındığında davacının manevi zarara uğramadığının kabulü mümkün olmadığından, aktif dava ehliyetine de sahip olduğu; dava dışı özel okul idaresi Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 4-(2) maddesi kapsamında bulunmadığı gibi kusurlu kayıt ve bunun sonuçları dikkate alındığında davalının meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 204,93.TL istinaf karar harcından, davalı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30.TL harcın mahsubu ile bakiye 145,63.TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/05/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.