Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/18 E. 2021/51 K. 25.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/18 Esas
KARAR NO: 2021/51 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/633 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİH: 30/11/2020
DAVA: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/01/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin davalı şirkete ticari alım satımda bulunduğunu, bu anlamda davalı şirketten aldığı mallara karşılık 10.06.2019 tarih, … sayı ve 37.465,35-TL bedelli, 14.06.2019 tarih, … sayı ve 55.613,40-TL bedelli, 18.06.2020 tarih, … sayı ve 46.497,90-TL bedelli, 24.06.2019 tarih, … sayı ve 56.663,60-TL bedelli, 27.06.2019 tarih, … sayı ve 92.984,00-TL bedelli olmak üzere toplam 289.224,25-TL bedelli 5(Beş) adet fatura düzenlendiğini, bu faturalar karşılığı 06.08.2019 tarihinde müvekkili şirketin … Bankası A.Ş E-5 Şubesi’nde bulunan … IBAN numaralı hesabından davalı şirketin …’da bulunan … uzantılı hesabına öncelikle 113.100,00-TL ve 139.500,00-TL olmak üzere toplam 252.600,00-TL EFT edildiğini, bakiye tutar için ise davalı şirket emrine … Bankası A.Ş E-5 Pendik Şubesi’ne ait 16.04.2020 tarih ve 36.724,25-TL bedelli çek düzenlenerek, 05.02.2020 tarihinde teslim edildiğini, çek bedeli 16.04.2020 tarihinde ödendiğini, davalı şirkete, yukarıdaki faturalara karşılık toplam 289.324,25-TL ödeme yapıldığını ve (289.224,25 – 289.324,25=) 100.00-TL fazla ödendiğini, buna rağmen müvekkili şirket aleyhine, 065508-065510 sayılı 2 (İki) adet fatura dayanak gösterilmek suretiyle, haksız ve kötü niyetli bir şekilde İstanbul Anadolu (..).İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla 149.647,00 -TL bedelli bir takip başlatıldığını, söz konusu icra takibine ilişkin ödeme emrinin müvekkili şirket tarafından 09.10.2020 tarihinde tebliğ alındığını ve süresi içerisinde itiraz edildiğini, ancak borca itiraz dilekçesi ve eki vekaletname UYAP’a aktarılmadığı ve tarafının dosyaya vekil olarak kaydedilmediği için göndermiş olduğu dilekçe içeriğini kontrol etme imkanı olmadığını, 27.11.2020 tarihinde müvekkili şirket hesaplarına ve araçlarına haciz konulduğunun öğrenilmesi üzerine aynı gün (27.11.2020) İstanbul Anadolu (…). İcra Müdürlüğü’ne gidilerek 13.10.2020 tarihinde göndermiş olduğu evrakların ve tarafının sisteme (UYAP’a) kaydedildiğini, fakat itiraz dilekçesinin incelenmesinden sehven başka bir dilekçenin gönderildiğinin anlaşıldığını, 27.11.2020 tarihinde takibin durdurulmasının, müvekkili şirket banka hesapları ve araçlarına konulan hacizlerin kaldırılması için talepte bulunulmuş iseler de, taleplerinin ilgili İcra Müdürlüğü tarafından 30.11.2020 tarihinde usul ve yasaya aykırı bir şekilde reddedildiğini, yukarıda açıkladıkları üzere, takip konusu … sayılı faturalar da dahil tüm fatura bedellerinin ödendiğini, müvekkil şirketin davalı şirkete herhangi bir borcu olmadığını, buna rağmen takip başlatıldığını ve bu takipten dolayı müvekkili şirketin hesaplarına ve araçlarına haciz konulmuş olmasının davalının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, bu nedenle öncelikle ve ivedilikle takibin mümkünse teminatsız, değilse mahkemece uygun görülecek bir teminat karşılığında tedbiren durdurulmasına ve müvekkili şirket hesapları ve araçlarına konulmuş olan hacizlerin kaldırılmasına, müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespiti ile alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 30/11/2020 tarih 2020/633 Esas sayılı ara kararında; ” davanın icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olduğu, İİK’nın 72/3. maddesi dikkate alındığında yasal olarak icra takibinin durdurulmasına karar verilmesinin mümkün olmadığı, Davacı vekilinin icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesine ilişkin bir talebi bulunmamakla birlikte söz konusu talebin icra takibinin durdurulması talebinin içinde var olduğu düşünüldüğünde de; davacı tarafça ileri sürülen iddiaların yargılamayı gerektirdiği, mevcut delil durumu ve dosya kapsamı itibari ile yaklaşık ispat kuralının sağlanamadığı ayrıca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla hacizlerin kaldırılmasına karar verilemeyeceği …”gerekçesi ile, Davacı tarafın ihtiyati tedbir isteminin koşulları bulunmadığından reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Taraflar arasındaki ticari ilişkinin toplam 289.224,25.TL bedelli 5 adet faturadan ibaret olduğunu, davalı şirketten sadece işbu faturalardaki malların satın alındığını, bunun dışında taraflar arasında alım satım ilişkisi bulunmadığını, Davalı şirket tarafından, haksız ve kötü niyetli bir şekilde, … sayı ve toplam 149.647,00-TL bedelli 2 (İki) adet fatura dayanak gösterilmek suretiyle icra takibi başlatıldığını, takip dayanağı faturaların, yukarıdaki 5(Beş) adet faturadan 24.06.2019 tarih, … sayı ve 56.663,60-TL, 27.06.2019 tarih, … sayı ve 92.984,00-TL bedelli olduğunu, Taraflar arasında ödeme yapmayı gerektirecek yukarıdaki 5(Beş) adet fatura dışında başka bir ticari ilişki bulunmadığı gibi takip konusu faturalar dahil tüm fatura bedellerinin ödendiğini, İhtiyati tedbirde asıl olanın ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati tedbir sebebinin bulunması (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15.Hukuk Dairesi’nin 19.02.2019 tarih ve 2019/254 E., 2019/156 K., Yargıtay 15.Hukuk Dairesi’nin 06.07.2012 tarih ve 2012/4060 E., 2012/5172 K. sayılı ilamları) olup, somut olayda ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati tedbir sebebinin açıkça belirtildiğini ve ispat edildiğini, Söz konusu icra takibine ilişkin ödeme emrinin müvekkili şirket tarafından 09.10.2020 tarihinde tebliğ alındığını, süresi içerisinde(13.10.2020 tarihinde), … iş emri numarasıyla 13.10.2020 saat 16:57’de UYAP üzerinden borca itiraz edildiğini, ancak borca itiraz dilekçesi ve eki vekaletname UYAP’a aktarılmadığını, 27.11.2020 tarihinde müvekkili şirket hesaplarına ve araçlarına haciz konulduğunun öğrenilmesi üzerine İstanbul Anadolu (…). İcra Müdürlüğü’nde, 13.10.2020 tarihinde gönderilen evrakların ve vekaletin sisteme kaydedildiğini, Hacizlerin kaldırılması için talepte bulunulduğunu ancak talebin ilgili İcra Müdürlüğü tarafından 30.11.2020 tarihinde usul ve yasaya aykırı bir şekilde reddedildiğini, “Menfi Tespit” davasının açılma zorunluluğu doğduğunu ancak tedbir talebin usul ve yasaya aykırı bir şekilde reddedildiğini,
İleri sürerek, ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin 04.12.2020 tarihli ara kararının kaldırılmasını ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile İİK.md. 72/3 gereği alacağın %15’i teminat karşılığında, icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi veya ödenmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep takipten sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkindir. Davacı vekili taraflar arasında ticari ilişkide davalıdan 5 adet fatura karşılığında toplam 289.224,25 TL bedelli mal alındığını, alınan mal bedellerinin banka havalesi ile ödendiğini, buna ilişkin banka dekontları bulunduğunu, taraflar arasında söz konusu faturalar dışında ticari ilişki bulunmadığını, tüm borç ödenmiş olmasına rağmen söz konusu iki adet faturaya dayalı olarak davalının takip başlattığını belirterek haksız takip nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine, ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece İİK 72/3 maddesine göre takipten sonra açılacak menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği, davacının açıkça talebi olmasa da çoğun içinde az da vardır ilkesi gereğince icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmesinin önlenmesi yönündeki ihtiyati tedbir talebinin ise uyuşmazlığın yargılamayı gerektirmesi ve yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediği gerekçesi ile davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. İİK 72/3 maddesinde “İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda davacının haklarında yapılan icra takiplerinden sonra menfi tespit davası açtığı sabit olduğundan İİK 72/3 maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulması talep edilemeyeceğinden mahkemece icra takibinin durdurulması yönündeki tedbir talebinin reddi usul ve yasaya uygundur. Davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde değildir. Davacının icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi yolunda tedbir talebi bulunmamaktadır. Mahkemece talebi aşar şekilde değerlendirme yapılması ve davacı tarafça talep edilmeyen bir konuda karar verilmesi hatalı olmuş ise de, sonuç itibarıyla yasal şartları oluşmayan takibin durdurulması yönündeki tedbir talebi reddedildiğinden bu husus inceleme konusu yapılmamıştır. Dava dosyası içindeki belge ve bilgilere göre tedbir talebinin reddine dair mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan yerinde olmayan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından yatırılan 54,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90.TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/01/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.