Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1770 E. 2022/523 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1770
KARAR NO: 2022/523
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/07/2021
DOSYA NUMARASI: 2021/3 Esas – 2021/633 Karar
KARAR TARİHİ: 30/03/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAF İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …’un sahibi olduğu davacı İstanbul … Tic. Ltd. Şti firmasının, Muhasebe ve Mali Müşavirlik hizmetlerinin, Muhasebe ve Aracılık sözleşmesi ile İzmir Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler odasına kayıtlı bulunan … tarafından yürütüldüğünü, müvekkili firmanın işlerini yürüten işbu mali müşavirlik ofisinin İzmir’de bulunduğunu, … Mahallesi … sokak no:..b blok kat .. d:… Apartmanı … adresindeki binada işlev sürmekteyken 30.10.2020 tarihinde İzmir’de yaşanan yıkıcı şiddetli deprem sebebiyle müvekkili firmaya ait tüm defter ve belgelerin yıkım neticesinde zayi olduğunu, mali müşavir tarafından 21.12.2020 tarihinde müvekkili …’un elektronik posta yoluyla bilgilendirildiğini, müvekkilinin 15.06.2017 ve 30.10.2020 dönemine ilişkin tüm defter ve mal alış belgeleri ile SGK işyeri dosyalarının depremde yıkılan binadaki yetkili mali müşavirin bürosunda olduğunu, mali müşavire tevdi edilen belgeler ofis binasının yıkılması ile zayi olduğunu belirterek, Yevmiye Defteri, (2017-2018-2019-2020), Defteri Kebir (2017-2018-2019-2020), Envanter Defteri, (2017-2018-2019-2020), Alış Belgeleri (dosya Halinde), -satış Belgeleri (dosya Halinde), -diğer Sair Belgeler (dosya Halinde), -tahsilat Ve Tediye Belgeleri, -sgk Dosyaları, 2017-2018-2019-2020 Yıllarına ait tüm defter, fatura, SGK belgeleri ve sair belgeler hakkında zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 06/07/2021 tarih ve 2021/3 Esas – 2021/633 Karar sayılı kararı ile; “…Talep eden vekili, müvekkil şirketin-Yevmiye Defteri, (2017-2018-2019-2020), Defteri Kebir (2017-2018-2019-2020), Envanter Defteri, (2017-2018-2019-2020), Alış Belgeleri (dosya Halinde), -satış Belgeleri (dosya Halinde), -diğer Sair Belgeler (dosya Halinde), -tahsilat Ve Tediye Belgeleri, -sgk Dosyaları, 2017-2018-2019-2020 Yıllarına ait tüm defter, fatura, SGK belgeleri ve sair belgeler muhasebeciye … mahallesi … sokak no:… … blok kat … d:… … apartmanı bayraklı adresindeki muhasebe bürosuna teslim edildiğini ve 30.10.2020 tarihinde İzmirde meydana gelen deprem neticesinde ticari defter ve belgelerin bulunduğu binanın yıkıldığını ve enkaz altında kalarak zayi olduğunu ileri sürmektedir. Somut olayda mali müşavir tarafından talep eden tarafa zayi bilgisinin 21/12/2020 tarihinde mail ortamında bildirildiği, tanık olarak dinlenen mali müşavirin de aynı yönde beyanda bulunduğu, Bayraklı Belediyesine yazılan yazı cevabında talep dışı mali müşavirin adresi olan binanın riskli yapı tespiti sebebiyle yıkımının tamamlandığının bildirildiği görülmüştür. Tüm dosya kapsamı ile, talep edenin ticari defter ve belgelerin tacirin kendi kusuru dışında meydana gelen yer sarsıntısı sonucu defterlerin bulunduğu binanın riskli yapı olması sebebiyle yıkılması neticesinde enkaz altında kalarak zayi olduğu, zayi sebebinin TTK’nun 82/7 maddesinde sayılan nedenlerden olduğu, yasal süresi içinde başvuruda bulunulduğu kanatine varılmış olmakla, talep edenin talebinin saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgeler yönünden kısmen kabulü yönünde karar verilerek aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur. Saklamakla yükümlü olmadığı belgeler yönünden fazlaya ilişkin taleplerinin de reddine karar vermek gerekmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1-Talebin KISMEN KABULÜ ile; a-)Talep eden İstanbul … Tic. Ltd. Şti.’ye ait talebe konu olan;2017-2018-2019-2020 yıllarına ait envanter defteri, defteri kebir ve yevmiye defterinin, ve 2017 yılı basım tarihli …-… aralığındaki dolu faturaların ayrı ayrı zayi oldukları anlaşılmakla, yukarıda ayrıntısı yazılı defter ve faturalara ilişkin, talep eden şirkete ayrı ayrı ZAYİ BELGESİ VERİLMESİNE, b)Fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, ilaveten; mahkemeden talep ettikleri 15.06.2017 ile 30.10.2020 tarihlerini kapsayan dönemlere ilişkin tüm mal alış-satış faturalarına ilişkin taleplerinin fazlaya ilişkin olarak değerlendirilerek reddedildiğini, oysa ki söz konusu evrakların mali müşavirlik binasının yıkılması neticesinde zayi olduğunu, mahkemenin taleplerine bağlı olarak ve TTK’nın 82/7 maddesi uyarınca diğer belgelerden olan mal alış-satış belgelerinin (dosya halinde) zayi olduğu hususunda da taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken taleplerinin red edilmesinin hatalı olduğunu, müvekkili şirket tarafından ve adına gerçekleştirilen alış-satış belgelerinin zayi olması nedeniyle mahkemenin eksik ve hatalı kararının, müvekkili aleyhinde ileride usuli ve cezai zorluklara yol açacağını, mahkemece eksik inceleme ile fazlaya ilişkin taleplerinin red edildiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesinin ” fazlaya ilişkin taleplerin reddi” kararının kaldırılarak, talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, Türk Ticaret Kanunu’nun 82/7. maddesi gereğince açılmış zayi belgesi verilmesi talebine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 6102 Sayılı Kanunun 82/7. maddesi “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebileceği davanın hasımsız olarak açılacağı belirtilmektedir. Tacir olan davacının 6102 Sayılı TTK. 82/7. maddesinden yararlanabilmesi için ticari defter ve kayıtlarının korunması amacıyla gereken dikkat ve özeni göstermiş bulunması ve ziyanın, onun iradesi dışında meydana gelmiş olması gerekmektedir. Dava dilekçesinde, davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin İzmir ilinde meydana gelen deprem sırasında zayi olduğu belirtilmiştir. Davacı vekili tarafından dosyaya bir örneği ibraz edilen ve davacı şirket ile dava dışı mali müşavir …lu arasında yapıldığı belirtilen sözleşmenin 17/0/2019 tarihli olduğu ve sözleşmede davacı şirket ve mali müşavirin imzalarının bulunmadığı, adı geçen mali müşavirin İzmir Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’na kayıtlı olduğu beyan edilmiş olup, sunulan vergi levhasında da adresinin Bayraklı/İzmir olduğu, davacı şirketin ise Kadıköy Vergi Dairesi mükellefi olup İstanbul’da mukim olduğu görülmektedir. Talimat ile beyanı alınan mali müşavir …lu, ofisinde 2019, 2020 yıllarına ait yevmiye, kebir ve envanter defterleri, faturalar, alış ve satış faturaları, personel bordroları suretleri 2018 yılına ait defterlerin kendisi nezdinde olup olmadığını hatırlamadığını, ancak 2018 yılı defterlerini sanki şirketten istediğini ve kargoyla kendisine gönderdiler diye aklında kaldığını beyan etmiştir.Somut uyuşmazlıkta, faaliyet adresi İstanbul olan davacı şirketin ticari defterlerinin İzmir’de bulunan bir mali müşavire teslim edildiği ileri sürülmektedir. Davacının zayi kararı verilmesini talep ettiği ticari defterler ve belgelerin mali müşavire teslim edildiğine dair dosyada mali müşavir beyanı dışında başka bir delil bulunmamaktadır. Mali müşavir de, 2019 ve 2020 defterleri ve bir kısım belgeler ile ilgili beyanda bulunmuş, 2018 defterleri ile ilgili net bir ifade kullanmamış, 2017 defter ve belgeleri ile ilgili ise hiçbir beyanda bulunmamıştır. Deprem 30.10.2020 tarihinde meydana gelmiş olup, davacı şirketin geçmişe dönük dört yıllık defter ve belgelerinin tamamının farklı bir şehirde bulunan mali müşavirde bulunmasını gerektirir haklı ve geçerli bir sebep de ileri sürülmemiştir. Dosyada mevcut delillerle talebe konu davacı şirkete ait ticari defterler ve diğer belgelerin dava dışı mali müşavire teslim edildiği ve mali müşavirin ofisinde iken meydana gelen deprem sırasında zayi olduğu ispatlanamadığından ve bu gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmamakla birlikte, kararın davacı tarafça ve davanın kısmen red edilen kısmına ilişkin istinaf edildiği nazara alındığında, davanın red edilen kısmına yönelik mahkemece verilen karar sonucu itibarı ile doğru olup, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulen kabulüne, HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının gerekçesi düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere kararın kaldırılmasına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun USULEN KABULÜ ile; HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca gerekçesi düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/07/2021 tarih 2021/3 Esas 2021/633 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmak suretiyle; Talebin KISMEN KABULÜ ile; a-)Talep eden … Tic. Ltd. Şti.’ye ait talebe konu olan; 2017-2018-2019-2020 yıllarına ait envanter defteri, defteri kebir ve yevmiye defterinin, ve 2017 yılı basım tarihli …-… aralığındaki dolu faturaların ayrı ayrı zayi oldukları anlaşılmakla, yukarıda ayrıntısı yazılı defter ve faturalara ilişkin, talep eden şirkete ayrı ayrı ZAYİ BELGESİ VERİLMESİNE, b)Fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN; 2-Dairemiz karar tarihi itibari ile Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 80,70 TL ilam harcından, dava açılırken peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,4.TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Dosyada bulunan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde talep eden vekiline tebliğine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN; 5-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine, 6-İstinaf eden tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 7-Bakiye gider avansı varsa talep halinde yatırana iadesine, 8-Kararın ilk derece mahkemesince davacıya tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/03/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-ç maddeleri gereğince kesin olarak oy çokluğu ile karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ Dosyada mevcut delillerle talebe konu davacı şirkete ait ticari defterler ve diğer belgelerin dava dışı mali müşavire teslim edildiği ve mali müşavirin ofisinde iken meydana gelen deprem sırasında zayi olduğu ispatlanamadığından ve bu gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmadığı yönündeki çoğunluk tespit ve görüşüne aynen iştirak etmekteyim. Dava, TTK.’nın 82/7. maddesi gereğince açılmış zayi belgesi verilmesi talebine ilişkindir. Dava hukuki niteliği itibarı ile HMK.nın 382/2-e-1 maddesinde düzenlenen çekişmesiz yargı işlerindendir. HMK.nın 385. Maddesinde çekişmesiz yargılama işlerinde uygulanacak usul düzenlenmiştir. HMK’nın 385 /2 maddesinde çekişmesiz yargı işlerinde aksine hüküm bulunmadıkça resen araştırma ilkesinin geçerli olduğu yazılıdır. Bu düzenlemeye paralel olarak TTK ‘nın 82/7 madde son cümlesinde ” Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir ” hükmüne yer verilmiştir. Ayrıca, HMK.nın 355. madde gerekçesinde de; re’sen araştırma ilkesinin geçerli olduğu davalarda da, bölge adliye mahkemesinin tarafların istemiyle bağlı olmaksızın ilk derece mahkemesinin kararını inceleyeceği açıkça vurgulanmıştır. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 12/05/2016 T. – 2015/16774 Esas – 2016/5820 Karar sayılı ilamında; “6100 sayılı HMK’nın 385/2 maddesi uyarınca çekişmesiz yargı işlerinde aksine bir hüküm bulunmadıkça re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Ancak bu düzenlemeden çekişmesiz yargıda taleple bağlılık ilkesinin geçerli olmadığı sonucuna ulaşmak mümkün değildir. Zira, re’sen araştırma ilkesi her ne kadar sonucu itibariyle talebin haklılığı bakımından neticeye etki edecek nitelikteyse de, esası itibariyle vakıaların toplanmasına ilişkindir. Buna karşılık, çekişmesiz yargı işlerinin belirlenmesinde kullanılacak olan ölçütler arasında yer alan “hakimin re’sen harekete geçtiği haller” doğrudan doğruya “taleple bağlılık” kuralına istisna niteliğindedir. Bu kapsamındaki işler bakımından taleple bağlılık ilkesinin ve dolayısıyla aleyhe bozma yasağının geçerli olmayacağı kabul edilmektedir. “şeklinde tespit ve değerlendirme yapılmıştır. Belirtilen yasal düzenlemeler ve emsal Yargıtay kararı doğrultusunda, usulüne uygun istinaf talebi bulunduğundan ve istinafa konu dava çekişmesiz yargı işi olup, resen araştırma ilkesi gereği HMK 355 madde kapsamında aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil ettiğinden, istinafa konu kararın HMK.nın 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılarak, davanın tümden reddine karar verilmek gerektiğini düşündüğümden, karar sonucu itibari ile sayın çoğunluk görüşüne katılmıyor, muhalif kalıyorum. 30/03/2022