Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1751 E. 2021/1394 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1751
KARAR NO: 2021/1394
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/09/2021 ( İhtiyati Tedbir Talebinin Reddine İlişkin Karar )
DOSYA NUMARASI: 2021/255 Esas
DAVA: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 13/10/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, … adına … Bankasından çekilen Ticari Krediye boşanmış olduğu eşi tarafından kefil yapıldığını, iş bu ticari krediye istinaden … ile … plakalı araçların rehin edildiğini, bu iki aracın yanı sıra müvekkili ve başkaca 3. kişilerin de krediye kefil olduklarını, davalı banka tarafından rehinin paraya çevrilmesi yoluyla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin, kredi borcundan kaynaklanan alacağa kefil olması nedeniyle hakkında icra takibinin iptal edileceği ve ibra edileceği vaadiyle kendi imkanları ile rehinli olan araçlardan … plakalı aracı 24/04/2017 tarihinde … yediemin oto parkına getirerek teslim ettiğini, davalı bankanın, bu aracın teslim edilmesi halinde kendisinin dosyadan ibra edileceğini vaat ettiğini, müvekkili aracı teslim ettikten sonra uzunca bir süre yaklaşık 4 yıl boyunca davalı bankanın müvekkilinin borçlu olduğu dosyayı işlemden kaldırarak müvekkilline dosyanın kapatıldığı bilgisinin verildiğini, davalı banka aynı alacak için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile de borçlu olmadan sadece kefillere karşı ilamsız icra takibi başlattığını, bu dosya işlemsiz kaldığından takibin düştüğünü, daha sonra yenilenerek 2021/2717 Esas sayılı yeni dosya numarasını aldığını, davalı bankanın, geçici ve kesin rehin açığı belgelerini almadan müvekkili hakkında ilamsız icra takibine başladığını, müvekkili tarafından teslim edilen … plakalı aracın 59.500,00 TL bedelle satıldığını, davalı bankanın asıl alacağı 98.349,73 TL olan icra takibini daha önce teslim edilen aracın 59.500,00 TL olan bedelini yansıtmadan bu bedeli icra takibinden düşürmeden dosyayı olduğu gibi temlik ettiğini, müvekkilinin davalılara borcu olmamasına rağmen hakkında icra takibi başlatılarak borcun tahsiline çalışıldığını belirterek, müvekkilinin söz konusu dosyanın borçlusu olmadığının tespitine, takibin iptaline ve %40 faiz oranının iptaline, öncelikle teminatsız, mahkeme aksi kanaatte ise uygun bir teminat karşılığında icra dosyası için ihtiyati tedbir kararı verilerek karar kesinleşinceye kadar icra takibinin durdurulmasına ve maaş haczinin iptaline, müvekkil adına her davalının ayrı ayrı %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine; Terditli Olarak, İİK 45 ve 152, ve 150 maddelerine aykırı olan icra takibinin iptaline, icra takibinin iptal edilmemesi halinde rehinli olan araçlardan … plakalı araç teslim edildiğinden bu 59.500,00 TL bedel yönünden takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 01/09/2021 tarih ve 2021/255 Esas sayılı ” İhtiyati Tedbir Talebinin Reddine İlişkin Karar ” ile; “….İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.Somut olayda, eldeki menfi tespit davasının icra takibinden sonra açılmış olduğu, İcra İflas Kanunu’nun 72. maddesinin açık ve emredici hükmü gereği ve davacı vekilinin talep sonucu ile bağlı kalınarak takipten sonra açılan menfi tespit davasında, takibin tedbiren durdurulmasına karar verilemeyeceği anlaşılmakla takibin durdurulmasına yönelik tedbir talebinin reddine karar vermek gerekmiş, yine maaş haczinin iptaline yönelik tedbir talebi yönünden de davanın niteliği, yargılamanın bulunduğu aşama göz önüne alındığında ihtiyati tedbir kararı verilmesi için yasal koşulların bulunmadığı anlaşılmakla reddine dair karar verilmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1-Yasal koşulları oluşmayan ihtiyati tedbir isteminin reddine, 2- Kararın davacı vekili ile davalı vekillerine tebliğine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek ilaveten; hekim olan müvekkilinin maaşına haciz gelmesinin müvekkili için haksız ve onur kırıcı bir durum olduğunu, haksız ve hukuka aykırı olarak başlatılan takip nedeniyle maaşından kesinti olmasının müvekkilini maddi ve manevi olarak etkilediğini, Davalı bankanın kötü niyetli olarak; İİK 45-150/f ve 152. maddelerine aykırı olarak Rehine Başvuru yapmadan, rehin açığı belgesi almadan haksız olarak müvekkili hakkında haksız icra takibi başlattığını ve dosyayı bu haliyle diğer davalı … şirketine temlik ettiğini, müvekkili tarafından teslim edilen … plakalı aracın 59.500,00 TL bedelle satıldığını, davalı bankanın asıl alacağı 98.349,73 TL olan icra takibini daha önce teslim edilen aracın 59.500,00 TL olan bedelini yansıtmadan bu bedeli icra takibinden düşürmeden dosyayı olduğu gibi temlik ettiğini, diğer davalının da dosyada asıl alacak olan 98.349,73 TL üzerinden işlem yaptığını, banka ile danışıklı olarak işlem yapılarak, hileli olarak alınan 59.500,00 TL’nin resmiyette icra dosyasına işlenmediğini, böylelikle … tarafından yeni kapak hesabı ile yaklaşık 307.000,00 TL üzerinden müvekkiline icra ve haciz yazısı yollandığını, hukuka ve ahlaka aykırı olarak müvekkilinin mağdur edildiğini, şu anda bile müvekkilinin maaşının 1/4’ünün hacizli olduğunu, Mahkeme tarafından dosyada mevcut delillerin incelemesinin eksik ve hatalı yapıldığını, diğer davalı banka tarafından 4 yıl boyunca herhangi bir kesinti yapılmayıp, dosyanın temlik edildikten sonra temlik alan tarafından haciz işlemlerine girişilmiş olmasının abesle iştigal olduğunu, müvekkilinin her iki davalıya da herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkilinin maaşından aylık 8-10 Bin TL aralığında yapılan kesintiye dava sonuna kadar devam edildiğinde, davalıların borçlu kalacağını, haksız ve yersiz ödemelerin durdurulması gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesinin 01/09/2021 tarihli karar ile oluşturulan tedbir taleplerinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılmasına, icra takibinin durdurulmasına ve maaş haczinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, menfi tespit davası içerisinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. Davacı tarafça, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında karar kesinleşinceye kadar icra takibinin durdurulması ve maaş haczinin iptali yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiş, mahkemenin 01/09/2021 tarihli ara kararı ile talebin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İİK 72/3 maddesinde “İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir “ hükmü yer almaktadır. İİK 72/3 maddesinin 1. cümlesinin amir hükmü gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemesi mümkün değildir. Maaş haczinin iptaline yönelik tedbir talebi yönünden ise, ileri sürülen iddiaların, mahiyetleri gereği yargılamayı gerektirmeleri, talep ve karar tarihi itibariyle yargılamanın bulunduğu aşama gözetildiğinde henüz delillerin toplanmamış olması, dava dilekçesi ekindeki delillere göre de yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden ve değişen koşul ve delil durumuna göre her zaman yeniden ihtiyati tedbir talep edilebileceği gözetildiğinde; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararı usul ve yasaya uygun görüldüğünden, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden davacı tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden davacıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı, istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13/10/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.