Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/175 E. 2023/404 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/175 Esas
KARAR NO: 2023/404 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2016/943 Esas – 2020/508 Karar
TARİHİ: 02/10/2020
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/03/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, taraflarınca Doğubayazıt İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile 53.966,61TL alacak için davalı tarafa yönelik icra takibi başlatıldığını ve karşı tarafça bu takibe süresi içinde yetki itirazında bulunulmasından dolayı dosyanın Gaziosmanpaşa İcra Dairesine gönderildiğini, davalı tarafça hiçbir dayanak gösterilmeksizin itiraz edildiğini, müvekkilinin mağdur olduğunu ve daha fazla mağdur olmaması için dava açmak zorunda kaldıklarını izah edilen nedenlerle itirazın iptali ve takibin devamına, %20 oranında icra inkar tazminatı ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının daha önce aynı konuda Doğubayazıt Cumhuriyet savcılığına müracaat ederek (… haz no) malı İran’a götürdüğünü ancak malı, kimsenin almadığını, malı ardiyeye boşalttığını, günlüğü 100 USD bedelle ardiye kiraladığını, malları alan olmadığı için müvekkilin malları kaçak yollardan Türkiye’ye getirilmesini istediğini, mallar için depo masraf, ve nakliye masraf, ödediklerini, 2 adet nakliye faturası gönderdiklerini malların şu an için İran’da depoda olduğunu maddi ve manevi zararının bulunduğu ve dolandırıldığını, iddia ederek şikâyetçi olduğunu, Şikâyetinde naklettiği malların İran’da teslim alınmadığını belirterek şikâyetçi olduğunu, müvekkilinin malı İran’da satmasını ve bu şekilde parasını almasını istediğini iddia ettiğini, bu olayda mağdur olan ve dolandırılanın müvekkili olduğunu, Zira İran’da bir şirketle yapmış olduğu anlaşma kapsamında buradan malı yüklediğini ancak parasını halen alamadığını, Diğer yandan davacı ile nakliye konusunda anlaşanın da müvekkili değil, malların alıcısı olan İranlı … ünvanlı şirket olduğunu, Müvekkili şirket bu şirket ile alım satım konusunda anlaştıklarını, Bu şirketin malların davacı nakliye firmasına teslim edilmesini ve nakliyenin davacı aracılığı ile yapılacağını belirttiği için müvekkilinin malları davacıya teslim ettiğini, malların davacıya teslim edilmesi hususunda ihtilaf olmadığını, nakliye ücretinin müvekkili tarafından değil malın alıcısı tarafından ödeneceğini, esasen müvekkili ile davacı şirket arasında da zaten nakliye ücretine ilişkin bir sözleşme olmadığını, nakliye ücretinden müvekkilin sorumlu olması da ticari icaplar gereği mümkün olmadığını, Akabinde müvekkilinin malları davacı şirkete nakliye için teslim ettiğini İranlı şirkete bildirdiğini, ancak İranlı şirket malları teslim almadığını iddia edip müvekkiline ödeme yapmadığını, üzerine müvekkilin, anlaşma yaptığı …, müvekkili tarafından azledildiğini, … yetkilendirildiğini, Bu şahsın İran’da malın akıbetini araştırdığını ancak muhatap bulamadığını, gerçekte davacının İranlı şirket tarafından görevlendirildiğini, müvekkilinin malını teslim alıp İran’a götürdüğünü ve sonrasında malı teslim edemediğini iddia ettiğini, Müvekkilinin malı geri getirmesini talep ettiğinde müvekkilden 30.000,00 USD nakliye ücreti talep ettiğini, Müvekkilinin bu parayı ödemeyince davacının önce itirazın iptaline konu haksız icra takibini yaptığını, somut olayda davacının müvekkili için fatura konusu nakliye hizmetini görmediğini, faturanın da müvekkiline teslim veya tebliğ edilmediğini, davacı parasını İran’daki şirketten alamadığından bahisle müvekkilinden talep ettiğini, ancak henüz nakliye konusu malın nerede olduğu belli olmadığını, söz konusu olayda müvekkilinin davacıya nakliye bedeli ödeme sorumluluğu olmadığını, malını satıp parasını alamayan ve İranlı şirket tarafından dolandırılanın müvekkili olduğunu savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 02/10/2020 tarih 2016/943 Esas – 2020/508 Karar sayılı kararında; “Mahkememizce dava konusu celp edilen İstanbul … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı hakkında cari hesap alacağının tahsili amacıyla 66.767,90 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının borca, faize ve ferilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, süresinde de huzurdaki davanın açıldığı tespit edilmiştir. Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla Endüstri Mühendisi ile Mali Müşavir bilirkişilere tevdii edilen dosyaya 26/03/2019 tarihinde tanzim olunan raporda özetle; dava ve icra takip dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile davacının ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu, açıklanan gerekçelerle yüce mahkemenin kabulü halinde, davacının ibraz olunan dava konusu, 2015 yılına ait Ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında ve eksiksiz yaptırıldığı, ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfının olduğu, ancak aleyhe olan kayıtların da diğerlerinden ayrılamayacağı, davalının defter ibrazında bulunmadığı, davacının ticari defterlerine göre davacının takip tarihi itibariyle davacının davalıdan borç/alacağı olmadığı, davacının takibe konu alacağının dayanağı faturanın davalı aleyhine borç doğurduğu, ancak davacının defterlerinde peşin ödenmiş şekilde kayda alındığı, bu itibarla davacının ticari defterlerindeki kaydî verilere göre davacının takip ve dava konusu alacak iddiasının ispata muhtaç olduğu, takipten önce temerrüt oluşmadığından işlemiş faiz talebinin yersiz olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir. Bilirkişi raporunun usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazlarının dosya kapsamında yeniden değerlendirilmesi amacıyla kök raporu hazırlayan Endüstri Mühendisi ile Mali Müşavir bilirkişilere yeniden tevdii edilen dosyaya 26/03/2019 tarihinde tanzim olunan ek raporda özetle; kök rapordaki görüşün özünün muhafaza edildiği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir. Bilirkişi raporlarının usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazlarının dosya kapsamında yeniden değerlendirilmesi amacıyla Taşıma ve Sigorta uzmanı ile Mali Müşavirden oluşan yeni bilirkişi heyetine tevdii edilerek 03/06/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle;
İhtilafın Özü: Davacı yanca, İstanbul-Bazargan/İran taşıması yapıldığı, söz konusu taşıma sebebi ile masraf ve navlun alacağı tahsil edilmediğinden bahisle düzenlenen faturanın ödenmesi talep edildiği; davalı yan ise soyut borç bulunmadığı itirazı sonrasında taşıma sözleşmesinin tarafı olunmadığı ve fatura konusu işin kendisi için görülmediği şeklinde itirazlarla talebe karşı çıkmaktadır. Davacının, gerek kambiyo ve gerekse ticari defter kayıt tutma esaslarına göre fatura bedelini tahsil etmiş şeklinde defter kaydı tutması, her halde tahsil ettiği şeklinde kayden değerlendirilerek hazırlanan kök ve ek raporlar hazırlanmıştır. Buna karşın bu ödemenin gerçekliği, maddi gerçeklik olarak davalının ödeme yapıp yapmadığının irdelenmesi gerekir. Ödeme aktif bir hareket olup, iddia eden ispat etmek durumundadır. Kaldı ki, davalı yan ödeme yönünde bir iddia da ileri sürmemektedir. Kaldı ki, davacı yan ticari defterlerinde 02.01.2018 tarihi itibarı ile DÜZELTME YAPMIŞ, artık dayanak fatura borcu ödenmemiş gözükmektedir. Bu yönü ile, öncelikle davacının kiminle akdi ilişki içinde taşıma sürecini yürüttüğü, gördüğünü iddia ettiği iş dolaysı ile alacaklı olup olmadığı, bu alacağın muhatabının kim olduğu, alacak miktarı konuları irdelenecek; bilahare davalının veya başkaca bir kişinin bu bedeller için ödeme yapıp yapmadığı hususu irdelenecektir. Ayrıca, ticari defterlerde DÜZELTME ve sonucu da değerlendirilecektir. Dış Ticaret ve Lojistik Süreci Bakımından İnceleme ve Tespitler: … firması tarafından 30.06.2015 tarihli, … numaralı satış faturasına istinaden, İran-Bazargan Serbest Bölgesine PVC Su yalıtım levhası ve örtüsü ihraç edildiği, FOB-İstanbul 182.700 USD bedelli, CFR-Bazargan 185.200 USD fiyatla satış yapıldığı, gümrük beyanına göre CFR teslim şeklinin tercih edildiği görülmektedir. CFR teslim şekline göre 2.500 USD navlun-varma yerine kadar masrafların da satıcı-ihracatçı tarafından üstlenildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, varma yerine kadar masraflar ve navlun sorumluluğu ihracatçı-davalı … firmasına ait olduğu, kendi düzenlediği fatura ve gümrük beyanı ile teyit edilmektedir. Öte yandan dosyaya sunulan 01.06.2015 tarihli “Distribütor Sözleşmesi” gereği malın Bazargan ithalatçısı, davalının oradaki yetkili satıcısı olarak tespit edilmiştir. Sözleşme davalı tarafından İran firması yetkili satıcının haksız davranışları sebebi ile fesih edilmiştir. Bu fesih bildirimi 15.10.2015 tarihli olup; 01.06.2015-15.10.2015 tarihleri arasında yükümlülüklerini davalının yerine getirmesine karşın, muhatap – gönderilen -alıcının yükümlülüklerini ihlal ettiği davalı yanca teyit edilmektedir. Somut olaya konu ihracatta gerek CFR teslim yönünde fatura kaydı, gerekse gümrük beyanı ve yine dosyaya sunulan iki (2) ayrı CMR taşıma senedi incelendiğinde, … numaralı CMR Taşıma Senedi: Gönderen davalı … Gönderilen – alıcı …-İran, Yükleme yeri Doğubeyazıt, Yükleme tarihi 01.07.2015, …, Müteakip taşıyıcı … İran – …-İRAN, YÜK 18 KAP, 23.820 KG SU YALITIM levhaları, Taşıyıcı …-davacı, Yük teslimi MÜHÜR-KAŞE mevcut ama kim olduğu anlaşılmamaktadır. … Numaralı CMR Taşıma Senedi: Gönderen davalı …, Gönderilen – alıcı …-İran, Yükleme yeri Doğubeyazıt, Yükleme tarihi 01.07.2015, Taşıt …, Müteakip taşıyıcı … – …-İRAN, YÜK 18 KAP, 23.820 KG PLASTİK levhaları, Taşıyıcı …-davacı, Yük teslimi YAPILIP YAPILMADIĞI anlaşılmamaktadır. Aynı yük ve taşıma süreci için düzenlenen her iki (2) CMR taşıma senedinde de her hangi bir şekilde CFR veya FOB şeklinde bir teslim şekline atıf yoktur. Ayrıca, gönderen davalı gözükmektedir. Satış teslim şekli bu yönü ile davacı ve davalı arasında taşıma bakımından yükümlülükleri etkilemeyecektir. Senet bilgileri incelendiğinde esasen aynı yük için iki ayrı senet düzenlendiği anlaşılmaktadır. İhraç edilen ve taşınan yük esasen bir taşıtlık ve bir taşıma sözleşmesi konusu olup; sadece olası ihtimallere göre alıcısı farklılaştırılmış, birinci alıcı olmazsa, ikinci alıcıya teslim şeklinde organizasyon yapılmıştır.Davalının İstanbul’dan satışını yaptığı emtiayı Doğubeyazıt’a kadar gönderdiği, oradan da … taşıması için davalı ile anlaştığı, malları CFR teslim şekli ile sattığı da gözetilerek varma yerine kadar yani …’a kadar sorumlu olmasına karşın, orada artık emir ve talimat verme yetkisini alıcıya terk ettiği anlaşılmaktadır. Somut olayda taşıma CMR hükümlerine tabi olduğu için ve CMR m.14 gereği, Bazargan’da müteakip taşıyıcıya teslimi gerektiği için, böyle bir teslim imkanı olmadığında artık muhatabı alıcı-gönderilendir. Gönderilen-alıcı ortaya çıkmaz ve talimat vererek süreci yönetmezse bu kez gönderene emir ve talimat için başvurması gerekir. Bu da CMR m.12 gereği belirlenecektir. Davacı varma yerine alıcı ortaya çıkmadığından ve müteakip taşımaya yük verilemediğinden bahisle, bekleme, ardiye ve sair masrafları davalıya yansıtabilmek için ondan emir ve talimat alma süreci işletmiş olmalıdır. Davacının takip konusu yaptığı alacak kalemleri incelendiğinde;01.07.2015, 6.688,25 TL bedelli navlun alacağı, 01.07.2015 17.655,00 TL bedelli Bekleme ücreti alacağı, 16.08.2015 29.623,36 TL depo-ardiye alacağı ileri sürülmektedir. CMR taşıma senetleri gereği davacının 6.688,25 TL navlun alacağı bakımından davalıya talepte bulunma hakkı kabul edilecek bile olsa; diğer alacak kalemleri için bu şekilde hareket edilmesi için davalının emir ve talimatının ortaya konulması gerekir. Aksi takdirde, varma yerinde oluşan bu masraflardan ve beklemelerden davacı ancak alıcısına müracaat edebilir. Nitekim davacının düzenlediği fatura da 2.500 USD tutarlı olup; fatura tarihi kurlarında karşılığı 6.688,25 TL şeklinde 01.07.2015 tarihli faturada … plakalı taşıtla yapılan taşımaya ilişkin olarak belirtilmiştir. Bu durumda, ihtilaf yukarıda detayları verilen CMR taşıma senedine dayandığı anlaşılmaktadır. Navlun CFR satış faturasında yer alan navlun ile de örtüşmektedir. Bu durumda davalı; CFR satış teslim şekline dair ihracat faturası, Düzenlenen … numaralı CMR taşıma senedi, Davacının davalıya düzenlediği 01.07.2015 tarihli … numaralı navlun faturası gereği navlundan sorumlu olacaktır. Taşıma sürecinde aracın beklemesi sebebi ile bekleme ücreti talepleri bakımından ise CMR Konvansiyonunda bekleme ücretine yer verilmemiştir. Ancak, yük ilgilisinin sorumluluk alanında riskler dolaysı ile bekleme olursa, makul süreleri aşan beklemelerden dolayı taşıyıcı yük ilgilisinde talepte bulunabilir. Somut olayda beklemenin muhatabı gönderilen-alıcı olacaktır. Zira CFR satan davacı taşıma süreci riskleri bakımından nefi ve hasarı da alıcısına devir etmiştir. Kaldı ki emir ve talimat verme yetkisi de alıcıya ait olup, alıcı ortaya çıkmazsa gönderene başvurulması gerekirken bu süreç gereği gibi işletildiği davacı tarafından ortaya konulmuş değildir. Gönderenin sorumluluğu sabit değildir.Taşıyıcı teslim engeli veya taşıma engelinde, gerekli talimatı alamadığında malı depoya koyabilir, sattırabilir veya gerekli önlemleri sair şekilde alabilir. Ancak bunun için önce emir ve talimat alma süreci işletmelidir. Muhatabı yine varma yerine ulaştıktan sonra alıcıdır. Katlandığını iddia ettiği depo – ardiye ücreti için önce malın satılarak içinde bu bedellerin ödenme ihtimali de vardır. Bu aşamadan sonra davacının alıcı veya malın tasfiyesi ile makul olan saklama giderlerini elde etmesi gerekir. Gönderen sorumlu tutulamaz. Bu çerçevede, davacı tarafından her ne kadar 6.050 USD varma yeri masrafı ileri sürülmekte ise de; bu aşamada esasen gönderilenden emir ve talimat alarak süreci işletmesi ve bu miktarları orada ileri sürmesi gerekir. Hatta, mal tasfiyeye girmiş ise tasfiye bedelinden öncelikle tazmin edilmelidir. Sonuç olarak davacının 2.500 USD karşılığı 6.688,25 TL navlundan davalıyı sorumlu tutabileceği CMR taşıma senedi ve düzenlenen fatura ile uyumlu ve takibe konu edilmiştir. Diğer alacak kalemlerinden ise davalı sorumluluğu bakımından, davalının talimatı veya yüke ilişkin tasarruf hakkını kullanmaya İran’da da devam ettiğini davacının ortaya koyması gerekir.
Hesap İncelemesi: Davacı tarafından 24.11.2015 tarihli takip talebiyle 53.966,61 TL asıl alacak ve 1.593,49 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 55.560,10 TL alacak miktarı üzerinden takibe giriştiği görülmektedir. Dayanak olarak ise, 01.07.2015, 6.688,25 TL bedelli navlun alacağı, 01.07.2015 17.655,00 TL bedelli Bekleme ücreti alacağı, 16.08.2015 29.623,36 TL depo-ardiye alacağı ileri sürülmüş; ancak sadece 2.500 USD bedelli 01.07.2015 tarihli … numaralı navlun faturası alacak mesnedi gösterilmiştir. Dayanak 2.500,00 USD bedelli fatura incelendiğinde, görülen işi ispata elverişli, Karayolu Taşıma Yönetmeliği “taşıma senedi” tanımına uygun bir faturadır. Ayrıca, dosyaya sunulan CMR taşıma senedi ile de örtüşmektedir. Davacı yan ticari defterleri “lehine delil vasfında” olup; söz konusu fatura bakımından 02.01.2018 tarihli kayıt düzeltmesi de lehine delil vasfı kapsamındadır. 10.07.2015 tarihli kasa hesabından ödeme kaydı düzeltilerek, 6.688,25 TL hesap bakiyesi verecek şekilde fatura alacağı kaydı düzeltilmiş durumdadır. 24.08.2015 tarihli, hesap mutabakatında da davacının 6.688,25 TL alacaklı olduğu dava dışı … tarafından belirtilmiş olmakla; ticari defter kayıt düzeltmesi dosya kapsamına uygundur.Davalı yan hiçbir aşamada bu faturayı ödediğini ileri sürmediği gibi, akdi ilişkiyi de inkar etmektedir. Somut olayda, tahsil edildiği yönünde bir makbuz, havale dekontu, cari hesap ekstresi veya sair şekilde belge de sunulmamıştır. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı şirket tarafından, İstanbul-Bazargan/İran taşıması yapıldığı, bu taşıma sebebi ile masraf ve navlun alacağı tahsil edilmediğinden bahisle düzenlenen faturanın ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine, davalı tarafın borca, faize ve ferilerine itirazı sonrasında açılan itirazın iptali davasıdır.Mali ve taşıma uzmanı tarafından dosyaya sunulan kök bilirkişi heyet raporunda, dava konusu taşıma işlemine konu 02.07.2015 tarihli … nolu gümrük beyannamesinin teslim şekli “CFR” ibaresinin yer aldığı ve tutar olarak da 185.200,00 USD olarak belirtildiği, davalı şirket tarafından … nolu faturada da 185.200,00 USD karşılığı CFR teslim şekli olduğu, dolayısı ile davalı adına açılan gümrük beyannamesine göre CFR teslim öngörüldüğünden davalı şirketin söz konusu teslim şekline göre navlun ücretinden sorumlu olduğu ancak yükleme yapılıp mallar taşıyıcıya teslim edildikten sonraki hiçbir masraftan davalının sorumlu olmadığı, yüklemeden sonraki sorumluluğun malın alıcısına ait olduğu, davacının ibraz olunan dava konusu 2015 yılına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında ve eksiksiz yaptırıldığı, ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfının olduğu, ancak aleyhe olan kayıtların da diğerlerinden ayrılamayacağı, davalının defter ibrazında bulunmadığı, davacının ticari defterlerine göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan borç/alacağı olmadığı, davacının takibe konu alacağının dayanağı faturanın davalı aleyhine borç doğurduğu, ancak davacının defterlerinde peşin ödenmiş şekilde kayda alındığı, bu itibarla davacının ticari defterlerindeki kaydî verilere göre davacının takip ve dava konusu alacak iddiasının ispata muhtaç olduğu görüşü beyan edilmiştir.Aynı heyetten alınan ek bilirkişi heyet raporunda, davacı vekilinin 04.06.2018 tarihli dilekçesinde her ne kadar davalıdan ödeme alınmadığına dair banka kayıtlarını sunmuş ise de kök raporda arz edilen görüşe mesnet olan kayıtlarda davalı ödemesinin nakit olarak yapıldığı, eğer kök rapora esas alınan davacı ticari defterlerindeki kayıtlarda banka yolu ile tahsilat olduğu şeklinde bir kayda dayanılmış olsa idi bu durumda dilekçe ekindeki banka kayıtları esas alınmak suretiyle düzeltme yoluna gidilebileceğinden davacının ek rapor aşamasında sunduğu banka kayıtlarının kök rapora esas alınan kasa kayıtları ile ilgisi olmayan belgeler olduğundan bahisle kök rapordaki görüşün özünün muhafaza edildiği görüşü beyan edilmiştir. Mali müşavir ve taşıma uzmanından oluşan hükme elverişli, ayrıntılı ve irdeleyici son bilirkişi heyet raporuna göre, davacının davalı ile olan uluslararası karayolu taşıması sebebi ile 2.500 USD karşılığı 6.688,25 TL alacak takibi bakımından TL olarak takip yapmayı tercih ettiği ve bu miktar kadar alacaklı olduğu, ticari defterlerde kapalı olmasına karşın davalının ödeme veya sair şekilde bu navlun borcunu üstlendiği ve ödediği yönünde savunması bulunmadığı gözetilerek navlun bedelinin ödenmediği, davacının 02.01.2018 tarihinde kasa hesabında düzeltme yapılarak lehine ticari defter kayıtlarında da alacaklı olduğunu ispatladığı, davacının takibe konu diğer alacak kalemleri bakımından 6.050,00 USD İran masrafını fatura sureti ile ortaya koymasına karşın, bu miktar bakımından davalının bir talimat veya emri olmaksızın ve yine İran’da davalının mala ilişkin bir tasarruf hakkı kullanımı bulunmaksızın davalının sorumluluğundan söz edilemeyeceği, navlun bedeli dışındaki alacakları takip ve dava konusu edemeyeceği, davalının ihracat faturasında yer verilen FOB-CFR fiyat farkının 2.500 USD olduğu dikkate alındığında davalının navlun miktarında kabulünün olduğu, davacı takip talebinde %9 yıllık yasal temerrüt faizi talep ettiğinden takip tarihinden itibaren bu oranda faiz uygulanmasının gerekeceği, takipten önce temerrüt oluşmadığından işlemiş faiz talebinin talebinin yerinde olmadığı, navlun alacağı 6.688,25 TL bakımından takip tarihinde alacağın likit ve muaccel olduğu, davalının mal bedelini alamaması veya satış-ihracat işleminin boşa çıkması savunması ile navlun bedelini ödemekten kaçınamayacağı anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile takibin 6.688,25 TL üzerinden devamına, asıl alacak 6.688,25 TL ye takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likid ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacak miktarı üzerinden hesaplanan % 20 oranındaki 1.337,65 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.Kök ve ek raporda davacı ticari kayıtlarındaki usulüne uygun düzeltme dikkate alınmadığından ve davalı tarafça da ödemeye ilişkin bir belge sunulmadığından bu raporlardaki mali tespitlere mahkememizce itibar edilmemiştir. Yine hem kök raporda hem de son raporda taşıma uzmanı sektörel bilirkişiler tarafından teslim şekline göre navlun bedelinden davalının yukarıda belirtilen hükme elverişli gerekçelerle sorumlu olacağı, diğer masraflardan davalının sorumlu olmayacağı tespit edildiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.”gerekçesi ile, -Davanın KISMEN KABULÜ ile takibin 6.688,25 TL üzerinden devamına, asıl alacak 6.688,25 TL ye takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, % 20 oranındaki 1.337,65 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, yerel mahkeme kararında, navlun bedeli dışında diğer masraflardan davalının sorumlu olmayacağının tespit edildiğinden aleyhe karar verildiğini; fakat müvekkili şirketin mevcut malın taşıma işlemlerinde davalı ile muhatap olduğunu; mevcut eşyaların İran İslam ülkesinde Bazergan gümrüğüne indirdiğinde teslim alması gereken ve ekte mevcut davalı tarafından malın teslimi için yetkilendirilen …’nın mevcut eşyaları almadığını; İran İslam Cumhuriyeti ilgili Gümrük İdaresi tarafından taşıyıcı firma olan müvekkili şirketin, ürünler kimse tarafından teslim alınmayınca sorumlu tutulduğunu ve bekleme ardiye ücretlerinin müvekkili firma tarafından kendi araçlarının çıkışının sağlanabilmesi için zorunlu bir şekilde ödendiğini ve bu malın tek muhatabı olan davalı firmaya fatura edildiğini; yerel mahkeme tarafından davalının bu ödemelerden sorumlu tutulmaması yönünden verilen kararı anlamanın mümkün olmadığını; müvekkilinin davalının ödemesi gereken giderleri ödediğini ve yapılan bu ödemenin kimden tahsil edilmesi gerekliliğinin muallakta bırakıldığını; bu ödemelerden sorumlu olanın davalı firma olduğunu, Yerel mahkeme kararında “Somut olaya konu ihracatta gerek CFR teslim yönünde fatura kaydı, gerekse gümrük beyanı ve yine dosyaya sunulan iki (2) ayrı CMR taşıma senedi incelendiğinde, … numaralı CMR Taşıma Senedi: Gönderen davalı … Gönderilen – alıcı … Marku …-İran, Yükleme yeri Doğubeyazıt, Yükleme tarihi 01.07.2015, Taşıt …, Müteakip taşıyıcı … – …-İRAN, YÜK 18 KAP, 23.820 KG SU YALITIM levhaları, Taşıyıcı … – davacı, Yük teslimi MÜHÜR-KAŞE mevcut ama kim olduğu anlaşılmamaktadır.” ibaresinin yer aldığını; bu hususun duruşmalarda müvekkili tarafından defaten dile getirildiğini ve bir kez de yazılı olarak belirtmekte fayda olduğunu, … nolu CMR Senet Belgesi ile … plakalı aracın yükü taşıdığını ve İran ülkesine 01/07/2015 tarihinde giriş yaptığını; mal sahibi bulunmadığından dolayı davalı firmanın malı ülkeye geri getirin talimatı verdiğini ancak İran ülkesinde aynı araç ve aynı yükün birlikte geri dönmesine izin verilmediğinden müvekkili firmanın … nolu CMR Senet Belgeli … plakalı araç ile 14/08/2015 tarihinde Gürbulak Gümrük Müdürlüğüne mal geri geldiğini ve davalı firmaya ürünü teslim alması belirtildiğini; davalı firmanın ise alıcı yetkiliyi değiştirerek mevcut .. nolu CMR Senet Belgesi ile alıcıyı değiştirerek İran ülkesine yönlendirdiğini; malın teslimi için davalı tarafından yetkilendirilen …’nın mevcut eşyaları almadığını ve müvekkilinin de muhatap kimseyi bulamadan geri dönebilmek için 01/07/2015 ve 14/08/2015 tarihleri aralığındaki depo ve bekleme ücretlerini ödemek zorunda kaldığını, Davalının yetkilendirme yaptığı şahısın bu malları alacak ise ve bu eşyalar alınmıyor ise yetkilendirme yapan davalı firmanın bu mecburi ödemelerden de sorumlu olacağını, Yerel mahkeme kararında “Taşıma sürecinde aracın beklemesi sebebi ile bekleme ücreti talepleri bakımından ise CMR Konvansiyonunda bekleme ücretine yer verilmemiştir. Ancak, yük ilgilisinin sorumluluk alanında riskler dolaysı ile bekleme olursa, makul süreleri aşan beklemelerden dolayı taşıyıcı yük ilgilisinde talepte bulunabilir. Somut olayda beklemenin muhatabı gönderilen-alıcı olacaktır. Zira CFR satan davacı taşıma süreci riskleri bakımından nefi ve hasarı da alıcısına devir etmiştir. Kaldı ki emir ve talimat verme yetkisi de alıcıya ait olup, alıcı ortaya çıkmazsa gönderene başvurulması gerekirken bu süreç gereği gibi işletildiği davacı tarafından ortaya konulmuş değildir. Gönderenin sorumluluğu sabit değildir.” şeklinde bir değerlendirmenin yapıldığını, Fakat CMR Senet Belgesi 19. Madde özel şartlar da bu durumun açık ve net bir şekilde belirtildiğini; CMR Senet Belgesi 19. Madde özel şartlarda yüklemenin, ambalajlamanın istiflemenin, boşaltmanın ihracatçıya ait olduğunu ve bekleme için 72 saat aşıldıktan sonra her gün için 150 USD beklemenin alındığı ibaresinin mevcut olduğunu; açık ve bağlayıcı bir sözleşme hükmü var iken mahkemenin bu hususu aleyhe de ğerlendirmesini anlamanın mümkün olmadığını,Tüm bu hususların ışığında red yönünden müvekkilinin mağduriyetinin giderilmesi açısından iş bu dilekçeyi yazma zaruretinin hasıl olduğunu, İleri sürerek, yukarıda kısaca belirtilen ve resen ele alınacak nedenlerle yerel mahkemenin kısmen red yönünde vermiş olduğu kararın istinaf incelemesi sonucu bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava, Türkiye-İran arası kara taşımasından doğan navlun, bekleme ücreti ve depo/ardiye ücreti alacaklarının tahsili amacıyla başlatılan ilamsız takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece navlun bedeli alacağı yönünden kabul, diğer alacaklar yönünden ise red kararı verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı, davalının ihracatçısı olduğu ürünlerin 00133 nolu 01/07/2015 tarihli CMR senedi ile Türkiye’den İran’a taşındığını; ancak alıcı yetkilisi tarafından ürünlerin teslim alınmadığını, bunun üzerine davalının malın Türkiye’ye geri getirilmesi talimatı verdiğini, malın Gürblulak Gümrük Müdürlüğü’ne geri getirildiğini, davalının bu kez alıcı yetkilisini değiştirdiğini, ve 00158 nolu 14/08/2015 tarihli CMR senedi ile malın farklı plakalı bir araç ile İran’a geri götürüldüğünü, tesellüm için davalı tarafından yetkilendirilen …’nın malı teslim almadığını ve davacının 01/07/2015 ve 14/08/2015 tarihleri arasında depo ve bekleme ücretlerini ödemek zorunda kaldığını, davalının navlun, depo, bekleme bedellerini ödememesi nedeniyle aleyhine takip başlatıldığını ileri sürmüş; davalı yan davacı ile aralarında bir taşıma sözleşmesi olmadığını, taşıma, depo ve bekleme ücretlerinin dava dışı alıcı tarafından ödenmesi gerektiğini savunmuştur. Takip dayanağı, 01/07/2015 tarihli, 2.500,00-USD karşılığı 6.688,25-TL tutarlı nakliye faturasının davacı defterlerinde kayıtlı olduğu ve Vergi Dairesi’ne beyan edildiği anlaşılmış, ancak depo bedellerine ilişkin takip talebi ekindeki farsça belgelerin tercümelerinin dosya arasında olmadığı görülmüştür. Dosyaya sunulan … numaralı CMR senedinde, gönderenin davalı şirket, alıcının …, teslim yerinin …-İran, yükleme yerinin Doğubeyazıt, Yükleme tarihi 01/07/2015 olduğu, araç plakasının … olduğu, müteakip taşıyıcının … İran’da bulunan, …/ … olduğu, yükün 18 kap, 23.820 kg su yalıtım levhaları olduğu, taşıyıcının davacı şirket olduğu, teslim alan bölümünde okunaklı olmayan kaşe ve imza bulunduğu, tarih bulunmadığı, senedin üzerinde CFR kaydının mevcut olmadığı, navlunun ödeme şeklinin ne olduğunun belirlenmediği, senedin özel şartlar kısmında, yüklemenin, ambalajlama ve istiflemenin tamamen ihracatçıya ait olduğunun, yükleme ve boşaltmada 72 saat serbest süre bulunduğunun, bu süre aşıldığında her gün için 150 USD bekleme ücreti alınacağının kayıtlı olduğu, senet üzerinde davalının imza ve kaşesinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Dosyaya sunulan … numaralı CMR senedinde, gönderenin davalı şirket, alıcının …, teslim yerinin …-İran, yükleme yerinin Doğubeyazıt, yükleme tarihinin 14/08/2015 olduğu, araç plakasının … olduğu, müteakip taşıyıcının … İran’da bulunan, …/ … olduğu, yükün 18 kap, 23.820 kg plastik levhası olduğu, taşıyıcının davacı şirket olduğu, teslim alan bölümünde okunaklı olmayan kaşe ve imza bulunduğu, tarih bulunmadığı, senedin üzerinde CFR kaydının mevcut olmadığı, navlunun ödeme şeklinin ne olduğunun belirlenmediği, senedin özel şartlar kısmında, yüklemenin, ambalajlama ve istiflemenin tamamen ihracatçıya ait olduğunun, yükleme ve boşaltmada 72 saat serbest süre bulunduğunun, bu süre aşıldığında her gün için 150 USD bekleme ücreti alınacağının kayıtlı olduğu, senet üzerinde gönderen kısmında imza bulunduğu, ancak davalının kaşesinin mevcut olmadığı davalının imza ve kaşesinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Gümrük beyannamesinde yer alan ihracat bilgileri ile davacının dava dışı İran’da mukim alıcıya düzenlediği faturada yer alan emtia bilgileri, taşıma senetleri ile uyumlu olup, gümrük beyannamesinde yer alan ve nakliye bedelinin satıcıya ait olduğunu gösteren CFR kaydı karşısında, taşıma senetlerinde davalının kaşe ve imzası bulunmamasına rağmen taşıma ilişkisinin davacı ile davalı arasında kurulduğuna dair mahkeme kabulü isabetli olup, davalı tarafından da bu kabule karşı istinaf kanun yoluna başvurulmamıştır. İstinaf önüne gelen uyuşmazlık, davacının davalıdan bekleme ve depo/ardiye ücreti talep edip edemeyeceği hususundadır. Her ne kadar ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporlarında, her iki taşıma senedinin de 01/07/2015 tarihli oldukları ve aynı yüke ilişkin aynı tarihli ve bir alıcıya ulaşılamaması halinde re davacının 01/07/2015-14/05/2015 tarihleri arasında yaptığını iddia ettiği depo/ardiye giderine ilişkin farsça belgelerin yeminli tercümelerinin dosyaya kazandırılması, buna göre davacının depo/ardiye gideri alacağının varlığı ve miktarının tespiti gerekirken, eksik inceleme ile talebin reddine karar verilmiş olmasının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Davacı vekilinin her iki kalem alacağa ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür. Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın kaldırma kararı doğrultusunda mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/10/2020 tarih ve 2016/943 Esas – 2020/508 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/03/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.