Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1743 E. 2021/1501 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1743 Esas
KARAR NO: 2021/1501 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/06/2021
NUMARASI: 2021/130 Esas 2021/589 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/10/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile,davalı şirket’in ihracat alanındaki faaliyetleri dikkate alındığında, ihracat satış müdürü pozisyonunda görevlendirdiği personeline mevzuatın izin verdiği ölçüde ve kapsamda rekabet yasağı şartı getirmesinin olağan ve hatta basiretli bir tacir olmasının gereği olduğunun kabulü gerektiği, sözleşme ile taraflarca kabul edilen rekabet yasağı hükmü, kapsam bakımından TBK M.445’de öngörülen sınırlara uyularak getirilmiş olduğundan, hukuken geçersizliği ileri sürülemeyeceği, davalının,davacı şirket işyerindeki pozisyonundan ayrıldıktan hemen sonra aynı il sınırları içerisinde aynı sektörde ve benzer pozisyonda göreve başlaması dolayısıyla mevzuata uygun düzenlenen rekabet yasağı hükmüne aykırı hareket ettiği aşikar olduğu, davalının, davacının şirket işyerindeki pozisyonundan ayrıldıktan hemen sonra aynı il sınırları içerisinde aynı sektörde ve benzer pozisyonda göreve başlaması dolayısıyla mevzuata uygun düzenlenen rekabet yasağı hükmüne aykırı hareket ettiği aşikar olduğu, TBK’nın 446.maddesi uyarınca, rekabet yasağına aykırı davranışın yaptırımı olarak ceza koşulu öngörülmesine cevaz verilmekte ve hatta bu miktarı aşan zararın da işçi tarafından karşılanacağı düzenleneceği, buna uygun olarak düzenlenen ceza koşulunun, rekabet yasağını ihlal eden davalı tarafından ödenmesi yasa ve içtihat gereği olduğu, davalı tarafça ileri sürülen itiraz haksız ve kötü niyetlidir. bu sebeple, itirazın iptaline karar verilmesi ve davalının kötü niyetli olarak ileri sürmüş olduğu itirazı nedeniyle takip bedelinin %20’si oranında icra inkar tazminatı ile müeyyidelendirilmesi yasa gereği olduğu, açıklanan nedenlerle davalı’nın sözleşmede yer alan rekabet yasağı hükmünü ihlal ettiği, bunun yaptırımı olarak düzenlenen bir yıllık brüt maaşı olan 216.000,00 TL tutarındaki ceza koşulunu ödemesi gerektiği yasa, usul ve içtihat gereği olduğu, bu tutar esas alınarak başlatılan icra takibine karşı davalı tarafından yapılan haksız ve kötü niyetli itirazın iptal edilmesi, takip bedelinin %20’si oranında icra-inkar tazminatına hükmedilmesi ile takibin devamına karar verilmesini, vekalet ücreti, dava harç ve masraflarının davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, zarar şartı gerçekleşmemiş olup, davanın reddi gerektiği, davalı , davacı şirket nezdinde 06.01.2020- 16.10.2020 tarihleri arasında toplamda yalnızca 9 ay çalıştığı, davacı yan dava dilekçesinde cezai şart talebinin amacının davalı müvekkilin personel bilgileri, know-how bilgiler, vb. teknik bilgilere ulaşması nedeniyle tazmin olduğunu ifade ettiği, yalnızca 9 ay çalışan bir işçinin ilgili pazar ve firmanın tüm üretim, satış vb. süreci ile know-howına ulaşması ve öğrenmesi mümkün olmadığı, hiçbir işçi, işyerinde işverenle rekabet edebilecek konumda olmadığı ve çalışabilmek için dava konusu rekabet etmeme kaydını da içeren sözleşmeyi imzalamak zorunda olduğu, serbest iradeye dayanmayan bu kaydın geçerli olduğu savunulamayacağı, rekabet etmeme yasağı düzenlenirken, işçinin ekonomik geleceğinin tehlikeye düşürülmemesi gerektiği, ne var ki bütün bir coğrafi bölge bakımından ve iki yıl için, 1 yıllık brüt maaş bedeli ile düzenlenen bu kayıt davalı müvekkilin ekonomik geleceğinin mahvına sebep olabilecek nitelikte olduğu, zira bu hükmün geçerli olduğunun kabulü, davalının davacı şirket ile iş akdini sonlandırdıktan sonra 2 yıl boyunca çalışmaması veyahut başka bir coğrafi bölgeye taşınmasını gerektirdiği, yargıtay içtihatları da cezai şartın yalnızca işveren lehine düzenlendiği takdirde bu hükmün geçersiz olduğu aşikar olduğu, davacı yan en az %20 tutarında icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemişse de, alacağın likit olmaması nedeniyle hukuki dayanaktan yoksun talebin reddine karar verilmesini, cezai şart kaydının hukuken geçersiz olması nedeniyle davanın reddine, mahkemece aksi kanaatte olunması halinde cezai şartın fahiş olması bakımından TBK m. 182 uyarınca cezai şartın indirilmesine, dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi talebinin reddine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı yana tahmiline, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 08/06/2021 tarih ve 2021/130 Esas – 2021/589 Karar sayılı kararında; “… 7036 sayılı kanun, yeni ve özel kanun olarak 6102 sayılı TTK’ dan sonra yürürlüğe girmiş ve TTK’nın 4/1-c maddesindeki düzenlemenin uygulanma imkanını ortadan kaldırmıştır. Dolaysıyla, iş akdi kapsamında işçinin rekabet yasağına aykırılık iddiasına dayalı davalarda, Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yönündeki önceki tarihli Yargıtay kararlarının da 7036 sayılı kanundaki belirtilen düzenlemeye göre (rekabet yasağına aykırılığın iş akdinin devamı veya feshinden sonra olup olmadığına bakılmaksızın) somut olaya uygulanma imkanı kalmamış olup dosya kapsamına göre uyuşmazlığın temelinin taraflar arasındaki iş sözleşmesinden kaynaklanmasına göre davanın iş mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden mahkememizce görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi İş Mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 2021/282 Esas-2021/416 Karar ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi’nin 2020/892 Esas-2020/1795 Karar sayılı vb ilamı gereğince..)…”gerekçesi ile, Mahkemenin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın USULDEN REDDİNE, Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL ANADOLU NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİNE gönderilmesine, Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararının eksik inceleme ile verildiğini, Görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu halde görevsizlik kararı verildiğini, Ayrıca vekalet ücretine hükmedilmediğini, kararı bu yönden de istinaf ettiklerini, İleri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile istinaf başvurusunun kabulü ile,usul ve yasaya aykırı olan, kararın incelenerek; kanuni gerektirici sebepler ile Daireniz yerleşmiş içtihatlarına uygun nedenler ile dosyanın incelenmesi sırasında resen tespit edilecek diğer nedenlere göre, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak, yeniden yargılama yapılarak talebimiz doğrultusunda görevsizlik kararının kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasında akdedilen iş sözleşmesinden kaynaklı rekabet yasağının ihlali nedeniyle, cezai şart alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın görev yönünden reddi ile mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli İstanbul Anadolu İş Mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Taraflar arasında 06/01/2020 başlangıç tarihli belirsiz süreli hizmet sözleşmesi imzalandığı, hizmet sözleşmesine göre davalının davacı şirkette ihracat satış müdürü olarak çalıştığı, davalının 16/10/2020 tarihinde verdiği istifa dilekçesi ile ibraname imzalayarak işten ayrıldığı görülmüştür. Davanın yasal dayanağı 6098 sayılı TBK’nın 444-447. maddeleri arasında yer almaktadır. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5/1-a maddesine göre: “6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına iş mahkemelerinde bakılır. 7036 sayılı kanun, yeni ve özel kanun olarak 6102 sayılı TTK’ dan sonra yürürlüğe girmiş ve TTK’nın 4/1-c maddesindeki düzenlemenin uygulanma imkanını ortadan kaldırmıştır. Dolayısıyla, iş akdi kapsamında işçinin rekabet yasağına aykırılık iddiasına dayalı davalarda, Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yönündeki önceki tarihli Yargıtay kararlarının da 7036 sayılı kanundaki belirtilen düzenlemeye göre (rekabet yasağına aykırılığın iş akdinin devamı veya feshinden sonra olup olmadığına bakılmaksızın) somut olaya uygulanma imkanı bulunmadığından, uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan, Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevli olup davalı vekilinin göreve yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 9 HD.’nin 01/06/2021 tarih ve 2021/3076 Esas – 2021/9789 Karar sayılı kararı da benzer mahiyettedir.) HMK’nın 331/2. maddesinde görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği düzenlenmiştir. Somut olayda, mahkemece İstanbul Anadolu İş Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş, hüküm fıkrasında yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,” denilmiştir. HMK 323/1-ğ maddesine göre vekalet ücreti yargılama giderleri içinde olduğundan ve HMK. 331/2 maddesine göre görevsizlik kararı üzerine davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece karar verilecek olmasına göre mahkemece verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmamaktadır. Bu itibarla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep edenden alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcı, istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 26/10/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.