Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/173 E. 2023/354 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/173 Esas
KARAR NO: 2023/354 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2016/801 Esas – 2020/659 Karar
TARİHİ: 07/10/2020
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/03/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin, dava dışı … Tatil köyünün tadilat ve yenileme işlemini üstlenmiş olduğunu, sahil fitness alanının zeminine döşenecek ahşap parkelerin tedarik edilmesi için davalı şirket ile anlaştığını, müvekkili şirketin 13/03/2013 tarihinde 9.000.00 TL avans ödeyerek İroka olarak tabir edilen ahşap parke siparişi verdiğini, davalı şirket tarafından sipariş alınan ürünlerin 21/03/2013 tarihinde … sayılı fatura ile faturalandırdığını, müvekkili tarafından ödeme yapıldığını, her ne kadar sipariş edilen … alanına döşeneceğinden her türlü hava şartlarına uygun üretilmesi gerekli ise de, parkelerin montajının yapılmasından hemen sonra deforme olduğunu, bir turizm işletmesinde söz konusu parkelerin bu haliyle kullanılmasının mümkün olmadığını, bütün monteli parkelerin değiştirilip yerlerine yeni ve hava koşullarına dayanıklı parkelerin döşenmesi gerektiğinin defalarca davalı şirkete belirtildiğini, bunun üzerine Kemer Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne taleplerinin tespiti için talepte bulunduklarını, Kemer Asliye Hukuk Mahkemesince mahallinde inşaat mühendisi bilirkişisi ve mimar bilirkişisi refakatinde keşif yapıldığını, bilirkişiler tarafından yapılan inceleme sonucunda dilekçelerinde öne sürdükleri saptamaların doğruluğunun tespit edildiğini, bilirkişi raporundan da görüleceği üzere ahşap parçalarda deformasyon sonucu kavislerin meydana geldiği, ahşap parçaların şişmesi nedeniyle parkelerde deformasyonun olduğunun saptandığını, parkelerin yeniden kullanılması uygun görülmeyerek yeniden döşeme maliyetinin 44.850,00 TL olduğu ve böyle bir işlemin montajının 1 hafta süreceğinin tespit edildiğini, takip borçlusu/davalı tarafın, davacı müvekkili şirkete borcu olmadığı iddiası ile hakkında başlatılan icra takibini haksız ve hukuka aykın bir şekilde itiraz ettiğini ancak davalı tarafın müvekkili şirkete borçlu olduğunun Kemer/Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/198 D. İş esas ve 2013/200 karar sayılı dosyası ile yapılan tespit ile sabit olduğunu, HMK’nun 403.maddesine göre karşı tarafa tebligat yapılmaksızın da delil tespiti yapılabileceğini, ayıp ihbarının süresinde yapılmamış olması hususunda ise, ahşap parkelerin döşendikten hemen sonra deformasyona uğradığını, her ne kadar bu durumla ilgili davalı şirketle temasa geçilmişse de, olumlu sonuç alınamadığını, taleplerin sonuçsuz kalması sebebiyle de dava yoluna başvurulduğunu, davalı tarafın ürünlerde oluşan deformasyonlann uygulama ve kullanım hatalarından meydana geldiğini öne sürerek dilekçesinde asıl uygulamanın nasıl olması gerektiği konusunda beyanlarda bulunduğunu, ahşap parkelerin döşendiği sahil fitness alanının üzerinde bir çatı bulunduğunu, söylenenin aksine parkelerin yağmur ve güneş korumalı oldukları için bu deformasyona uğramalarının söz konusu olmadığını, decklerin kullanılacağı alanın zemininin betondan oluştuğunu, zeminin de yıkama sonrası veya yağmur sonrası biriken suyun akabileceği şekilde eğimli ve drenajlı olduğunu, oluklarının mevcut olduğunu, davalı şirketçe parke montajı bittikten sonra son yağlamanın yapılması gerektiğinin vurgulandığını, ürünlerin zaten teak yağlı olarak hazır bir şekilde getirildiğini, … parkelerin kullanımı ve uygulamasında bir hata olmadığını aksine davalı dilekçesinde belirtildiği şekilde monte edildiğini, müvekkili şirketin ayıplı ürünlerin değiştirilmesi gerektiği için zarara uğradığını, davalı şirketin üretici olarak ayıptan doğan sorumluluğunun bulunduğunu, müvekkilinin zararını tanzim etmekle yükümlü olduğunu, müvekkili şirketin otelin açılacak olması ve telafisi imkansız durumlara sebebiyet vermemesi için başka bir inşaat şirketiyle anlaştığını ve taahhüdünü yerine getirdiğini beyanla itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20 oranında icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı şirketin, müvekkili firmanın dava konusu İroka ağacından imal edilmiş “deck” diye tabir edilen ahşap dış mekan ürünlerini görerek satın almayı talep ettiğini, siparişi verilen bu ürünlerin 35.191,00 TL bedelle fatura kesilerek müvekkiline ait fabrikada davacı şirkete teslim edildiğini, müvekkili firmanın sadece üretici olduğunu, uygulama yapmadığını, dava konusu decklerin yerine döşenmesinin davacı tarafından yapıldığını, davacı şirketin satın aldığı bu ürünlerle ilgili TTK’nun 23/e maddesinde öngörülen süreler içerisinde müvekkili firmaya bir ayıp ihbarında bulunmadığını, davacı firmanın 9 ay sonra ürünlerin deformasyona uğraması üzerine delil tespiti yaptırdığını, davacı firmaya teslim edilen ahşap dış mekan ürünlerinin kesinlikle ayıplı olarak imal edilmediğini, bu yöndeki iddiaları kabul etmediklerini, davacının iddiasını ispatlamakla mükellef olduğunu, her ne kadar davacı müvekkili firmaya ayıp ile ilgili olarak defalarca talepte bulunduğunu iddia etse de, bu iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacı Kemer 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/198 D.İş sayılı dosyası ile satın alınan ürünlerin ayıplı olup olmadığını ve uğradığı zarar bedelinin tespitini istediğini, keşif gün ve saatinin kendilerine bildirilmediğini, taraflarının yokluğunda yapılan keşif ve bilirkişi incelemesine itiraz ettiklerini, karşı tarafın yokluğunda yapılan delil tespitine ilişkin rapora itiraz edilmesi halinde raporun hükme esas alınamayacağını, orman ürünleri konusunda uzman bilirkişi marifetiyle hazırlanmamış, teknik ve bilimsel açıdan yetersiz ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulmasının hukuken mümkün olmadığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun emsal kararı uyarınca, konusunda uzman olmayan bilirkişilerce hazırlanan raporların hükme esas teşkil etmeyeceğini, bilirkişi raporunun değerlendirme ve sonuç bölümünün 1. maddesinde bilirkişilerin “parkelerin ayıplı olduğu açıkça görünmektedir.” şeklindeki soyut ve genel ifade ile ürünlerin ayıplı olduğu sonucuna vardığını, fakat nasıl bir ayıp olduğunu açıklayamadıklarını, bilirkişilerin “deck” diye tabir edilen ahşap dış mekan ürünlerinden “…” diye söz etmesinin, bu konuda ne kadar yetersiz olduklarını açıkça gösterdiğini, raporun değerlendirme ve sonuç bölümünün 2.maddesinde “mevcut parkelerin imalatı sırasında bazı teknik hataların olduğunu düşündükleri için tekrar kullanılmasının sağlıklı olmayacağı” görüşünü belirtmiş iseler de, ne tür teknik hataların olduğunu, nasıl bir inceleme yapıldığı somut ve bilimsel dayanaklar ile açıklanmadığını, davacı taraf, dava dilekçesinde, müvekkili firma tarafından satılan bütün decklerin deforme olduğunu decklerin bu haliyle kullanılamayacağını, bilirkişi raporuna göre yerine uygun parke döşenmesi halinde 44.850,00 TL maliyeti olacağını değerlendirdiğini, zararın daha da artmaması için otelin açılacak olması sebebiyle davalı şirketin zararı karşılaması beklenmemiş başka bir inşaat şirketi ile anlaşarak taahhüdünü yerine getirdiğini, dava dışı … İnşaat tarafından zemin plastiğinin değiştirildiği ve İroco ahşaplarınında yenilendiği 28/05/2014 tarihli, 41.301,00 TL bedelli fatura içeriğinde belirtilmiş olduğunu, müvekkili firma çalışanlarından Orman Endüstri Teknikeri …’ün, 20/09/2014 tarihinde dava konusu decklerin döşendiği … tatil köyüne giderek yaptığı inceleme ve çektiği fotoğraflarda değiştirildiği ve yenilendiği belirtilen decklerin müvekkili firma tarafından satılan ürünler olduğunun belirlendiğini, davacı tarafça, dava dilekçesi ekinde sunulan fotoğraflardan da, davacı firmanın dava konusu deckleri yenilemediğini, sadece ahşap kısımlar sistre yapılmak üzere tekrar kullanmaya devam edildiğini, decklerin zemin plastiklerinin dahi müvekkili tarafından satılan ürünler olduğunu, davacı firmanın asılsız ve gerçek dışı beyan ve delillerle kötü niyetli olarak müvekkil firmayı zarara sokmak amacıyla huzurdaki davayı açtığını, bu konuda hem davacı firma hakkında hem de … İnşaatı naylon fatura ihdas etmek ve kullanmak suretiyle vergi dairesine ve Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulacağını, davacı tarafından alınan dava konusu ürünlerin uygulamasında ve kullanılmasında yapılan hatalar sebebiyle deformasyona uğradığını, decklerin döşendiği zeminde tahliye kanalları veya drenaj sistemi olmadığından altta suyla beraber kum, çamur, yaprak gibi bitki artıklarından bir balçık oluştuğunu, decklerin devamlı suya ve neme maruz bırakıldıklarını, … ağacından imalatı yapılan dava konusu deck malzemelerin sürekli olarak suya ve neme maruz kalması onun çalışmasına ve deforme olmasına neden olduğunu, davacı firmanın deckleri dava dışı inşaat firmasına tümüyle yenilettiğini beyan ettiğini, 28/05/2014 tarihinden sonra … tarafından yapılan inceleme ve çekilen fotoğraflarda decklerin yine deforme olduğunun görüldüğünü, davacı firma tarafından decklerin değiştirildiği ve yenilerinin döşendiği kabul edilse veya müvekkili firma tarafından satılan ürünlerin tamir edilerek döşenmiş olması halinde de decklerin ikinci defa deforme olması deck malzemenin ayıplı yada kusurlu olmadığını aksine deck ürünlerin uygulamasında ve kullanılmasındaki hatalardan dolayı deforme olduğu yönündeki iddialarını açıkça ispatladığını, decklerin uygulandığı alanların kenarları kapalı olup üstten gelen suyu tahliye edecek kanalların mevcut olmadığını, bu durumun decklerin uygulanmasının hatalı yapıldığını açıkça ortaya koyduğunu, sonuç olarak deck malzeme altında biriken su, nemli kum, bitki artıkları ve balçık vbnin masif higroskopik malzeme olan ağaçlara uzun süre temas etmesi halinde bünyesine nüfus ederek ahşap malzeme olan deck’in hacminin genişlemesine sebep olduğunu, altta nemli ve ıslak bir ortamda ağaç nemi %20’nin üzerine çıkarken üstte gündüz sıcaklığını 35 dereceyi aştığı şartlarda nem değerinin %10 ve hatta daha aşağı değerlere düşebildiğini ve bu durumda alttan nem alan ağacın hacimce genişleyeceğini, aynı anda da üstten de sıcaklığın etkisiyle hızlı bir daralma eğilimi göstererek gerilmeler yaşayacağını ve çalışmasının kaçınılmaz olacağını, davacı firmanın decklerin uygulanmasındaki hatalar dolayısıyla dava konusu ürünlerin deformasyona sebebiyet verdiğini ve zararın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu, açılan davanın reddi gerektiğini, davacının icra takibinde takip öncesi faiz işlettiğini ancak somut olayda müvekkili firmanın temerrüde düşürülmediğini, bu nedenle takip öncesi işletilen faizin haksız olduğunu beyanla davanın reddine, haksız ve kötü niyetli olan davacı hakkında %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesinin 07/10/2020 tarih ve 2016/801 Esas 2020/659 Karar sayılı kararında;”Dava, ayıp nedeniyle uğranılan zararın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir…Taraflarca gösterilen tanıklar dinlenilmiş, deliller toplanmıştır. Davacı, 13/03/2013 tarihinde vermiş olduğu siparişe istinaden 21/03/2013 tarihli faturaya konu İroco deckleri satın alarak ahşap parke döşeme işini yüklenici olarak aldığı …’in fitness alanına döşemiş olup, döşenen malların ayıplı çıktığı iddiası ile Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/198 Değişik İş sayılı dosyası ile delil tespiti yaptırmış ve faturaya konu ürünleri …’e söktürerek tekrardan montajını yaptırdığını beyan edip, buna ilişkin 28/05/2014 tarihli 41.301,00 TL bedelli faturayı ibraz etmiş ise de; davacı vekili tarafından 09/01/2019 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde sunulan banka dekontlarından da anlaşıldığı üzere davacı ile dava dışı … arasında … ahşap ve çatı işleri yapımına ilişkin cari bir hesap ilişkisi olduğu, 03/10/2018 tarihli keşifte beyanı alınan …’in davaya konu decklerin düzgün olanlarını ayırıp, alt plastiğini döşeyip, yeniden monte ederek yaptığını ve bu iş için 35.000,00 TL’ye anlaştıklarını, 35.000,00 TL’ninde bankadan hesabına yatırıldığını beyan ettiği, ancak … İnşaat tarafından düzenlenerek davacı tarafça dosyaya sunulan 28/05/2014 tarihli irsaliyeli faturada zemin iroko decklerinin değiştirilmesi işlerini 41.301,00 TL olarak fatura edildiği, davacı ile … arasında ödeme dekontlarından da anlaşılacağı üzere başkaca işlerinde olduğu dikkate alındığında ayrıca dava konusu ürünlerin davalıdan 21/03/2013 tarihinde 35.191,00 TL’ye alınmışken aradan geçen yaklaşık 1 yıl gibi bir süre sonra alınan bedeli aşacak şekilde tamir masrafı yapıldığı iddiası samimi bulunmamıştır. Mahkememizce itibar edilen 01/11/2018 tarihli raporda, ahşap decklerin %80’inin kusursuz olduğunun bildirildiği, yine itibar olunan 01/08/2019 tarihli raporda decklerin zımparalama yağlama gibi bir işlemden geçtiğinin bildirildiği, delil tespiti yoluyla alınan 25/12/2013 tarihli bilirkişi raporunda, iroko decklerin kalınlığının 20 mm olarak tespit edildiği ve aradan geçen süre boyunca 01/11/2018 tarihli raporda, bilirkişi tarafından tespit edilen yüzey işlemlerinin(zımparalama, sistre, vernikleme, yağlama vb.) yapılması sonucunda iroco decklerin ahşap kısımlarının %20’sini kaybederek şekil değişikliğine uğradığı ve yaklaşık 16 mm’e düştüğü, bu haliyle davacı tarafça davalıdan alınan ürünlerin yenisiyle değiştirilmeyerek yüzey işlemleri yapılmak suretiyle kullanılmaya devam ettiği, yüzey işlemlerinden kaynaklı onarım zararının alınan 23/07/2020 tarihli ek raporda tespit edildiği üzere 2.941,00 TL olduğu, bu bedelin işçilik bedeli olduğu, davacı tarafça plastik aksam bedelininde miktara dahil edilmesi, rapora itirazda belirtilmiş ise de, davacı tarafça yeni plastik aksam alındığına ilişkin fatura ibraz edilmemiş olup, plastik aksamın davalı tarafça takılan malzeme olduğu ve ürünlere yalnızca yüzey işlemleri yapılarak onarıldığı kanaatine varıldığından rapordaki işçilik bedeli dikkate alınarak bu miktar yönünden kısmen kabul kararı verilmiştir. Davacının icra inkar tazminat talebinin, alacak likit olmayıp, bilirkişi incelemesiyle tespit edildiğinden reddine, davalının kötü niyet tazminat talebinin ise davacının takibinde kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. “gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; yerel mahkemenin kararında tanık olarak dinlenen …’in beyanlarının samimi bulunmadığı belirtilerek tanık ifadelerine itibar edilmemesinin usul ve yasalara aykırılık teşkil ettiğini, yerel mahkemenin dava konusu ayıplı decklerin değiştirilmesi işlemini yapan kişinin beyanlarını nazara almadan hüküm tesis etmesinin kabulünün mümkün olmadığını, gerekçesinin dosya münderecatı ile karşılaştırıldığında dayanaktan yoksun olduğunun görüldüğünü, bizzat işi yapan tanığın ayrıntılı beyanı ile dosyaya ibraz ettikleri dilekçelerinde beyan ettikleri ve yapılan tespit, keşif işlemleri ile tespit edilenin aksine, yerel mahkemece ayıplı decklerin tamir edildiği kabul edilerek yanlış hüküm kurulduğunu, keşif mahallinde bilgisine başvurulan … tarafından beyan edildiği üzere alana döşeli tüm decklerin taşıyıcı alt plastiklerinin değiştirildiğini, alana döşeli decklerin ahşap kısmının %80’inin 11’lik lata olarak alınan ham malzemenin biçilmesi, planya ve kalınlık vaynikedilmesi, zımparalanması, tik yağına daldırılması ile üretilen yeni ahşap parçalar ile değiştirilerek üretilen decklerin döşendiğini, döşeli malzemenin davalı tarafından satılan malzeme olmadığını, davalı tarafından satılan malzemenin ayıplı olduğunu, yerel mahkemece bu işlemin tamir işi olarak görülüp sadece yüzeye zımparalama, sistre, vernikleme, yağlama vb. işlemlerin uygulandığı gerekçesi ile hüküm tesis edilmesinin yasalara aykırı olduğunu, keşif esnasında bilgisine başvurulan ve işi bizzat yapan …’in kendisine 35.000,00 TL ödendiği beyanı nazara alınarak fatura ile uyuşmazlık olduğu belirtilerek beyanlarına itibar edilmemesinin yerel mahkemenin dosya münderecatını ve bir kısım beyanları nazara almadan hüküm kurduğunu gösterdiğini, …’in beyan ettiği iş sebebiyle aradaki cari hesap ilişkisi doğrultusunda müvekkili tarafça 41.301 TL (KDV DAHİL) bedel ödendiğini, bu hususun yapılan mali bilirkişi incelemesi ile sabit olduğunu, bu bedelin KDV hariç miktarının ise 35.001 TL olduğunu, …’in KDV hariç olarak beyan ettiği iş bedeli ile ödenen bedel arasında çelişki varmışçasına hüküm tesis edildiğini, fatura bedelinin 35.001 TL ve 6.300 TL KDV bedelinden oluştuğu, bu iki kalemin toplamının 41.301 TL olduğunun ve …’in ifadesinde beyan ettiği 35.000 TL’nin gerçek durumla bağdaştığının görüleceğini, yerel mahkemece dava konusu decklerin 21.03.2013 tarihinde 35.191 TL’ye alınmasına rağmen aradan geçen yaklaşık 1 yıl gibi bir süre sonra alınan bedeli aşacak şekilde tamir masrafı yapıldığı şeklindeki gerekçesinin de anlaşılamadığını, dosyaya sundukları beyanları ve evrakları nazara alındığında yerel mahkemece eksik inceleme ile bu kanaate varıldığının görüleceğini, dava konusu ayıplı decklerin müvekkili şirket tarafından 14 ay sonra değiştirilip yenisinin döşendiğini, işlemin basit bir tamir işi olmadığını, kapsamlı bir yenileme yapıldığını, davacıdan 35.191 TL’ye satın alınan şeyin sadece deck ürün olup bu ürünün nakliyesinin, montajının, işçiliğinin ve sair maliyetlerinin bu bedele dahil olmadığını,14 ay sonra 41.301 TL’ye mal olan şeyin hem deck ürün hem de uygulama, montaj, işçilik bedellerini içerdiğini, kullanılan malzeme ithal malzeme olduğundan Mart 2013 tarihindeki döviz kuru ile Mayıs 2014 tarihindeki döviz kuru farkının da dikkate alınmadığını, tüm bu hususlar dikkate alındığında 14 ay sonra malzeme, nakliye, işçilik, montaj ve diğer maliyetler dahil olmak üzere sadece 6.110 TL ek maliyetle yeniden işin yapıldığının samimi görülmemesinin günlük ticari hayatın gerçeklerinden uzak bir hüküm tesisine sebebiyet verdiğini, yerel mahkemece itibar edilen 01.11.2018 tarihli rapor başta olmak üzere önceki incelemeler sonucunda tanzim edilen raporlar ve rapor içeriğinde yer alan resimler dikkate alındığında, davalı tarafından satılan decklerin değiştirildiğinin plastik karkasın tümüyle değiştirildiğinin açıkça tespit edildiğini, 01.11.2018 tarihli rapordaki işbu tespit yerinde olup, dosya münderecatı ile sabit olduğu üzere söz konusu ürünlerin değiştirildiğini, yerel mahkemenin kararında yapılan işlemin yenileme değiştirme olmadığı sadece yüzey işlemi olduğuna gerekçe yapılan hususun ise ahşap decklerin kalınlık ölçüsü, plastik aksamın değiştirildiğine dair faturanın ibraz edilmediği, 01.11.2018 tarihli raporda decklerin %80’inin kusursuz olduğunun, 01.08.2019 tarihli raporda decklerin zımparalama yağlama gibi bir işlemden geçtiğinin tespit edildiği şeklindeki değerlendirme olduğunu, ahşap decklerin kalınlığına dair, yerel mahkemenin işbu gerekçesini önceki raporları sebebiyle itiraz ettikleri bilirkişi …’nün 03.02.2020 tarihli bilirkişi raporundaki tespite dayandırdığını, söz konusu tespitin ve bu tespitin dayanak yapıldığı hükmün hukuken ve işin gerektirdiği teknik bilgi kapsamında kabulünün mümkün olmadığını, bilirkişinin işbu tespiti ile yerel mahkemenin görevlendirmeye dair 01.10.2019 tarih ve bir numaralı ara kararı gereğinin aksine hukuki görüş ibraz ederek keşifte deck ölçüsünün 16 mm olarak tespit edildiğini belirtip, zımnen de olsa decklere sadece zımpara/sistre, yağ, vernik uygulaması yapıldığı şeklindeki gerçekle ve dosya müderecatı hatta referans alınan 01.11.2018 tarihli bilirkişi raporu içeriği ile bağdaşmayan görüş ibraz ettiğini ve bu görüşün itirazlarına rağmen hükme esas alındığını, bilirkişinin görevlendirmenin kapsamına rağmen bu şekilde beyanda bulunmasının ve daha önce de 22.05.2017 tarihli raporu ile davalı lehine görüş bildirmiş olmasının tarafsız davranmadığını açıkça ortaya koyduğunu, bu yöndeki itirazlarının dikkate alınmadığını, yapılan tespit ve bu tespite dayalı hükmün teknik veriler dikkate alındığında kabulünün mümkün olmadığını, bilirkişinin, dolayısıyla yerel mahkemenin referans aldığı 01.11.2018 tarihli raporun 03.10.2018 tarihli keşif sonrası hazırlandığını, ayıplı ürünlerin değiştirildiği tarih olan 2014 yılından yaklaşık 4,5 sene sonra keşif ve rapor tanzim edildiğini, arada geçen sürede müvekkili tarafından yeniden döşenen decklere de bakım yapıldığını, zımparalandığını, sistrelendiğini, yağlandığını ve verniklendiğini, dolayısıyla kalınlıkta bir incelme varsa, bu durumun decklerin yenilenmediği ve davalının sattığı deckler olduğunu göstermediğini, eğer davacının sattığı deckler işleme tabi tutulmuş olunsaydı 2013 yılından sonra geçen süre zarfında kalınlığın 16 mm değil nerdeyse 12-13 mm’ye inmiş olması gerekeceğini, satılan ürünler ayıplı olup kullanım amacına uygun olmadığını, bu hususun 01.11.2018 tarihli raporla teknik olarak tespit edildiğini, davanın başından beri belirttikleri ve tüm raporlarda tespit edildiği üzere; decklerin döşendiği alanın üstü çatı ile örtülü olup zeminin söz konusu malzemenin döşenmesi ve kullanımı için uygun şekilde hazırlandığını, her ne kadar etrafı açık olan alanın kenarlarının yağmurdan etkileneceği düşünülse bile, Akdeniz bölgesinde turizm sezonun kapalı olduğu kısa sürede yağmur görülmekle beraber, söz konusu dönemde otel kapalı olduğundan ve daha önceki keşiflerde de tespit edildiği üzere söz konusu deckler toplanarak muhafaza edildiğinden yağmurdan etkilenmesinin mümkün olmadığını, decklerin döşendiği alanın üstü çatı ile kaplı, eğimli ve su tahliyesi için gerekli drenaj sistemi mevcut olup ürünlerde deformasyona sebebiyet verecek hiçbir özellik bulunmadığını, 01.11.2018 tarihli bilirkişi tarafından da bu hususun tespit edildiğini, decklerin döşendiği alanın kenar kısımlarının bir kısmının kuru bir kısmının ıslak olmasının da bu hususu açıkça gösterdiğini, suyun tahliye olduğu yerde nem olmasının gayet doğal olduğunu, 01.11.2018 tarihli raporda bilirkişi tarafından da belirtildiği üzere; ireco ağacının suya dayanaklı olup gerekli işlem yapılarak su alan hücreleri başka maddeler ile kapatılmış ise ağaçtaki deformasyonun gözle görülmeyecek kadar az olduğunu, üzerinde tespit yapılan ve %20 oranında deformasyon olduğu tespit edilen decklerin davalı tarafın sattığı malzeme olmayıp, keşif mahallinde bilgisine başvurulan …’in de ifade ettiği üzere ham malzeme alınarak üretilen, yenilenen ve döşenen malzeme olduğunu, söz konusu malzemede deformasyonun 5 yıllık kullanım sonucu geliştiğini, aksi takdirde aynı mantıkla 2013 yılında döşenen ve davalıdan alınan decklerin de her yıl devam eden işlemler sebebiyle 12-13 mm’ye inmiş olması gerekeceğini, plastik aksamın değiştirildiğine dair faturanın ibraz edilmediğine dair yerel mahkemenin kabulünün aksine davalı şirketin sattığı ayıplı decklerin değiştirilmesi işini bir paket halinde … isimli kişiye yaptırıldığını ve buna dair toplam faturanın da dava dilekçesi ekinde dosyaya ibraz edildiğini, tespit sonrası tanzim edilen bilirkişi raporunda ve yerel mahkemece esas alınan raporlarda değiştirme yenile işlemi için gerekli bedelin dava dilekçesi ekinde ibraz ettikleri fatura bedeli ile uyumlu şekilde tespit edildiğini, ayrıca bir plastik aksam faturasının ibrazının beklenmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, bir işin yapılıp yapılmadığına dair fatura ibraz edilmemiş olmasının bu işin yapılmadığı manasına gelmeyeceğinin, teknik inceleme ile sonuca varılması gerektiğinin belirtildiğini, 01.11.2018 tarihli raporda decklerin %80’inin kusursuz olduğunun tespit edildiğine dair yerel mahkemenin gözden kaçırdığı en önemli hususun, davalının sattığı ürünlerin ayıplı olması sebebiyle mayıs 2014’te değiştirildiği gerçeği olduğunu, bu gerçeklik karşısında 01.11.2018 tarihli raporun dayanağı olan 03.10.2018 tarihli keşifte incelenen ve rapor ile %80 oranında kusursuzluğu tespit edilen decklerin …’in yaptığı ve 2014 Mayıs ayında değiştirilmiş olan deckler olup davalının sattığı deckler olmadığını, bu sebeple 03.10.2018 tarihli keşifte incelenen decklerin davalı yanca satılan decklermişçesine raporun yorumlanması ile elde edilen yanlış tespite dayalı kurulan hükmün yasalara aykırı olduğunu, takip talebinde asıl alacağa işleyecek faiz, reeskont avans faizi olarak talep edilmesine rağmen yerel mahkemece kısmen kabul edilen kısım bakımından yasal faize hükmedilmesinin usule aykırı olduğunu, davalı yana tebliğ edilen ödeme emri ve dayanağı takip talebinde ayıplı ürün sebebiyle talep edilen asıl alacak bakımından reeskont avans faizinin talep edildiğini, tarafların tacir olması ve uyuşmazlık konusunun ticari olduğu hususları ile işbu davanın da ticari dava olduğu gerçeği karşısında, yasal faize hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğunu beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılması ile talepleri doğrultusunda karar verilmek üzere dosyanın Yerel Mahkemeye gönderilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; davacının, TTK’nın 23/c ve 18/3. maddelerinde öngörülen sürede ve şekilde ayıp ihbarında bulunmadığını, davanın konusunun, müvekkili şirket tarafından davacı şirkete satılarak teslim edilen ıroko deck diye tabir edilen dış mekan ahşap parkelerin ayıplı olduğu iddiası ile tazminat talebinden ibaret olduğunu, davacı şirketin satın aldığı dava konusu ahşap deckleri teslim aldıktan sonra, TTK’nın 23/c maddesinde öngörülen süreler içerisinde gerekli inceleme ve muayenesini yapmadığını ve müvekkili firmaya herhangi bir ayıp ihbarında bulunmadığını, davacı firmanın, ürünleri kullanmaya başladıktan 9 ay sonra, kullanım hatalarından kaynaklanan nedenlerle ahşap decklerin deformasyona uğraması üzerine delil tespiti yoluna gittiğini, davacı şirketin ayıba karşı tekeffül hükümlerinden yararlanabilmesi için TTK’nın 23/c maddesi uyarınca süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunmasının zorunlu olduğunu, davacı dava dilekçesinde müvekkili firmaya, ayıp konusunda ihbarda bulunduğunu iddia etmiş ise de, bu ihbarın TTK’nın 18/3 maddesinde öngörülen şekil ve şartlarda yapıldığını dosya kapsamında ispatlayamadığını, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, ancak davanın kısmen kabülü yönündeki yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, davacı tarafın dava konusu ürünlerin ayıplı olduğunu ispatlayamadığını, ayıp iddiasının tanık delili ile ispatının da hukuken mümkün olmadığını, davacı şirketin, satışı yapılan ıroco deck’lerin ayıplı olduğunu, ürünlerdeki deformasyonun imalatındaki hatadan kaynaklandığı iddiasını dosya kapsamında ispatlayamadığını, davacı şirketin satışı yapılan decklerin ayıplı olduğunun tespiti amacıyla davalı tarafın yokluğunda yaptırdığı keşif ve alınan delil tespiti bilirkişi raporunun orman ürünleri konusunda uzman olmayan inşaat mühendisi ve mimar bilirkişi tarafından düzenlendiğini, Kemer 1. Asliye Hukuk Mah. 2013/198 D.İş sayılı dosyasında, konusunda uzman olmayan bilirkişiler tarafından tanzim edilen bilirkişi raporlarının hükme esas teşkil etmeyeceğini, delil tespiti raporunun teknik açıdan yetersiz ve hatalı olduğunu, 25.12.2013 tarihli delil tespiti raporunda soyut tespit ve değerlendirme ile decklerin görünümünden ayıplı olduğu kanısına varıldığını, delil tespiti raporunun hukuken delil niteliği bulunmadığını, taraflar arasındaki ticari satış ilişkisinde, davacı firmaya satılan deck ürünlerin ayıplı olduğunun tanık beyanı ile ispatı hukuken mümkün olmadığı gibi, husumetli ve davacı firmanın taşeronu olan tanık …’in taraflı ve çelişkili beyanları gerçek dışı olup itibar edilmesi mümkün olmadığını, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarında davacı firmaya satışı yapılan ıroco decklerin ayıplı olduğu yönünde teknik ve somut verilere dayalı herhangi bir tespit yapılamadığını, davacı şirkete satılan ıroco deck ürünlerin, kullanıldığı alanın elverişsiz koşulları nedeniyle deformasyona uğradığını, davacı firmaya satılan ıroco decklerin kullanıldığı alanın bitişiğindeki çimenlik alanların sulanması sonrası taşan suların, alandan tahliye edilmemesi sonucu ahşap decklerin uzun süre su ve neme maruz bırakıldığının ifade edildiğini ve keşifler sırasında çekilen fotoğraflar ve 01.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda bu durumun tespit edildiğini, deck malzeme altında biriken suyun, nemli kumun, bitki artıkları ve balçık vs. masif higroskopik bir malzeme olan bu ağaçlara uzun süre temas etmesi halinde, bünyesine nüfus ederek ahşap malzeme olan deck’in hacminin genişlemesine sebep olduğunu, altta nemli ve ıslak bir ortamda ağaç nemi %20’nin üzerine çıkarken, üstte gündüz sıcaklığın 40 C’yi aştığı şartlarda nem değerinin % 10 hatta daha da aşağı değerlere düştüğünü, bu durumda alttan nem alan ağaçın hacimce genişleyeceğini, aynı anda üstten sıcaklığın etkisiyle hızlı bir daralma eğilimi göstererek gerilmeler yaşayacağını ve bozulmanın kaçınılmaz olacağını, dolayısıyla, davacı firmaya satışı yapılan ahşap decklerde meydana gelen bozulmaların aksine kullanıldığı alandaki uygun olmayan koşullar nedeni ile sürekli su ve neme maruz kalması sonucu bozulduğunu, müvekkili şirket tarafından davacı firmaya satılan ürünlerin halihazırda halen kullanılmakta olduğunu, buna karşın huzurdaki dava ile davacı tarafın iddiası üzerine, satılan ürünlerin sonradan ayıpsız misli ile değiştirilmek suretiyle yenilendiğinin beyan ve iddia olunduğunu, yerel mahkeme kararında belirtildiği üzere, ürünlerde yapılan yüzey işlemleri sonucu kalınlıklarının 16 mm’ye düşmüş olmasının, her iki ihtimalde de ürünlerin deformasyona uğradığını gösterdiğini, dolayısıyla, davacı tarafın yenisi ile değiştirdiğini iddia ettiği ürünlerinde deformasyona uğramasının dava konusu ürünlerin kullanıldığı alanın uygun olmayan koşullar sağladığını gösterdiğini, 01.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda tahliye kanallarının yetersiz olduğunun tespit edildiğini, dosya kapsamında alınan 22.05.2017 tarihli bilirkişi raporunun 9. maddesinde Orman Endüstri Mühendisi … tarafından ıroko ağacından imal edilen deckler hakkında yapılan teknik açıklamada; ıroco decklerin her ne kadar dış mekanda kullanılmaya müsait bir ağaç olsa da uygun olmayan koşullarda deforme olacağının açıkça belirtildiğini, İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisinde yayınlanan Prof. Dr. … ve Dç. Dr. … tarafından yayınlanan Afrika Ağaçları Türleri başlıklı bilimsel makalede … ağacı ile ilgili olarak; “ … odunu, TİK’den daha serttir. Ancak diğer direnç özellikleri bakımından biraz daha düşüktür. Buharlama suretiyle eğilmeye orta derecede elverişlidir. Mekanik özellikleri Avrupa meşesine de benzemektedir. Kerestesi az bir çarpılma ve çatlama ile oldukça çabuk kurur, kurutulduktan sonra kullanış yerinde ki boyut değiştirmesi çok azdır. Girift ve muntazam olmayan lif yapısı dolayısıyla rutubetli ve sıcaklığın ekstrem değiştiği dış hava koşullarına açık yerlerde ince malzeme boyuna yönde çalışarak dönebilir.” şeklinde değerledirme yapıldığını, dosya kapsamında alınan 22.05.2017 tarihli bilirkişi raporunun 9. maddesinde Orman Endüstri Mühendisi … tarafından yapılan teknik açıklamada ıroko ağacından imal edilen deckler, her ne kadar dış mekanda kullanılmaya müsait bir ağaç olsa da uygun olmayan koşullarda deforme olacağı teknik bilgisinin İstanbul Ünv. Orman Fakültesi!nde yayınlanan makale ile de örtüştüğünü, yerel mahkemece, davacı firmaya satılan deck parkelerin satışı anında ayıplı olduğunun davacı tarafından ispat edilememiş olmasının ve deck parkelerin kullanıldığı alanın elverişsiz koşulları göz önünde bulundurulmadan, deck parkelerin onarım maliyetini müvekkili firmaya yükleyerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin haksız olduğunu beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ayıplı mal nedeniyle uğranılan iddia edilen zararın tazmini amacı ile başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir. Davacı taraf, davalı aleyhine Büyükçekmece … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile, “Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/198 Değişik iş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ile tespit edilen zarar” açıklaması ile 45.476,40 TL asıl alacak, 700,45 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 46.176,85 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatmış, davalı tarafından süresi içerisinde borca ve ferilerine yapılan itiraz üzerine takip durmuş, somut dava ile davacı, davalıdan … Tatil Köyü’nün sahil fitness alınına döşenmek üzere 35.191 TL bedelli, … deck satın aldığını, alınan decklerin ayıplı çıktığını, bu nedenle yenisi ile değiştirildiğini ve uğranılan zararın delil tespiti dosyası ile tespit edildiğini beyan ederek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiş, davalı taraf satılan decklerin ayıplı olmadığını, davacının deckleri kullandığı alandan kaynaklanan sebeplerle deforme olduğunu, süresinde herhangi bir ayıp ihbarında bulunulmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuş, Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve karara karşı her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Türk Ticaret Kanunu’nun 23/1-c maddesi uyarınca ticari alım satımlarda satılanda bulunan ayıp, açık ayıp niteliğinde ise alıcının teslim tarihinden itibaren 2 ve 8 günlük süreler içerisinde satıcıya bildirimde bulunması, ancak ayıp gizli ayıp niteliğinde ise aynı maddenin atfı ile TBK’nın 223. maddesi uyarınca ortaya çıktığı tarihte derhal satıcıya bildirilmesi gerekmektedir. Taşınır mal satışında alıcının ayıptan doğan hakları TBK’nın 227. maddesinde düzenlenmiş olup, aynı madde uyarınca alıcı genel hükümlere göre tazminat isteme hakkına sahiptir. Somut davada davacı taraf gizli ayıp iddiası ile genel hükümler uyarınca uğradığı zararın tazminini talep etmektedir. Bu kapsamda malın gizli ayıplı olduğunun, ayıbın süresi içerisinde davalıya bildirildiğinin ve gerçek zarar miktarının davacı tarafından ispat edilmesi gerekir. Dosya kapsamından, davacı tarafından sunulan 11.12.2013 tarihli mail ile ayıp ihbarının yapıldığı beyan edilmiş, davalıdan satın alınan decklerin ayıplı olmaları nedeniyle değiştirildiği iddiasının ispatı bakımından, … tarafından davacı adına düzenlenen 28.05.2014 tarihli, 35.001 TL + kdv bedelli irsaliyeli fatura sunulmuş, faturada “zemin ireco deck döşemenin mevcut yerinden tamamen sökülerek zemin plastiğinin değiştirilmesi ve ireco ahşapların da yenilenerek montajının yapılması, açıklamasının bulunduğu anlaşılmıştır. Buna göre, taraflar arasında decklerde deformasyon oluştuğu konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava açılmadan önce davacı tarafından yapılan başvuru üzerine, Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/198 değişik iş sayılı dosyası nezdinde mahallinde keşif yapılarak bilirkişi raporu alınmış, bundan ayrı olarak da, yargılama sırasında Mahkemece iki kez keşif yapılmak suretiyle toplam yedi adet bilirkişi raporu alınmıştır. Dosyada taraflar arasında, davacı tarafından satın alınacak decklerin özellikleri konusunda yapılmış bir görüşme, yazılı sözleşme vs bulunmamaktadır. Delil tespiti dosyası kapsamında düzenlenen 25.12.2013 tarihli bilirkişi raporunda; decklerin ayıplı olduğu tespit edilmekle birlikte ayıbın neden kaynaklandığı ve davacıya ait alanda kullanılacak decklerin belirli bir standartta olmasının gerekip gerekmediğine yönelik herhangi bir tespit yapılmadığı gibi, decklerin döşendiği zeminin uygunluğu konusunda da herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Mahkemece alınan 22.05.2017 ve 28.11.2017 tarihli raporlarda; tarafların ticari defterleri ile ilgili inceleme yapıldığı, teknik bir inceleme yapılmadığı, keşif neticesinde düzenlenen 24.05.2018 tarihli bilirkişi raporunda; ayıbın oluşma nedeninin montaj uygulamasındaki konstrüksiyon tasarımındaki hatadan kaynaklandığının tespit edildiği, Mahkemece bu raporun yetersiz görülmesi nedeniyle ikinci kez keşif yapılmak suretiyle alınan 01.11.2018 tarihli raporda; yerinde yapılan incelemede drenajın yetersiz olduğu ve kenar kısımlarda suyun akışını engelleyecek yabancı malzemelerin olduğu, keşif tarihinde zeminde bulunan decklerin davacı tarafından satılan deckler olup olmadığının tespit edilemediği ve bu haliyle %80’lik kısmında kusur olmadığının, aynı bilirkişiden alınan 01.08.2019 tarihli ek raporda; zemindeki decklerin değiştirilmiş olup olmadığının tespit edilemediği ve satın alınan decklerin davacının beklentisini karşılamadığının mütalaa edildiği, 03.02.2020 ve 23.07.2020 tarihli raporlarda ise, yalnızca davacının talep ettiği zarara yönelik değerlendirme yapıldığı anlaşılmış, davacı tarafından yenilendiği, kusursuz olduğu iddia edilen ve keşif anında incelenen decklerde dahi nemden kaynaklı bir kusur olduğu, ayrıca gerek bilirkişiler, gerekse davalı tarafından sunulan fotoğraflarda zeminde ıslaklık ve yabancı malzemelerin olduğu görülmüş olup, decklerde oluşan deformasyonun zemindeki drenaj ve montajdan kaynaklandığı, davacı tarafından decklerin gizli ayıplı olduğunun ispat edilemediği kanaatine varılmıştır. Bu nedenle Mahkemece, davanın ve dosya kapsamına göre takibin kötü niyetle yapıldığı sübut bulmadığından, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, gerekçede açık bir şekilde yer verilmemekle birlikte, davacı tarafından davalıdan satın alınan decklerin gizli ayıplı olduğunun kabulü ile onarım nedeniyle davacının uğradığı zarar kapsamında 23.07.2020 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen miktara hükmedilmiş olması hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkemece deliller toplanılmış olup, yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2- Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/10/2020 Tarih ve 2016/801 Esas – 2020/659 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmak suretiyle; Davanın REDDİNE, Davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 3-Dairemiz karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90 TL harçtan, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5-Davalı tarafından sarf edilen 800,00 TL bilirkişi ücreti ve 32 TL (16 TL+16 TL) posta giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine ,6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 9.200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 7-Bakiye gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 8-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı ve davalı tarafından ayrı ayrı yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 9-Harçlar Kanunu gereğince ve dairemiz karar tarihi itibariyle davacıdan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 10-Davalı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 11- Davalı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 47,00 TL dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gidiş- dönüş gideri olmak üzere; toplam 209,1‬0 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 12-Davacı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen harç ve yargılama giderlerinin kendi uhdesinde bırakılmasına, 13-Bakiye gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran ilgili tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak 02/03/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.