Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1689 E. 2021/1498 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1689 Esas
KARAR NO: 2021/1498 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/07/2021
NUMARASI: 2021/428 Esas 2021/584 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/10/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin Türkiye’de oldukça saygın, yurt içi ve yurt dışında franchising veren bir şirket olduğunu, şirketin kurucusu ve yöneticisinin … yine aynı şekilde Türkiye de ve dünyada son derece saygın kendine özgü öğretme ve eğitme biçimleri olan bir çocuk gelişimci nörobilim uzmanı olduğunu, müvekkilinin bir çok şehirde ve çok sayıda işçi istihdam ettiğini, davalı … nın müvekkili şirkette 07/09/2020 tarihinde 1 yıllık belirli süreli iş sözleşmesi ile işe başladığını, davalının haksız yere müvekkili şirketi de zor durumda bıraktığını, 04/02/2021 tarihinde işinden istifa ettiğini, davalının hukuk dışı amaçlarla ve haksız olarak ve kötü niyetle özlediği yollarla bazı müşteriler ve müvekkilden aldığı hizmeti zamanla azalttığını ve davalının kendisi ile birlikte bazı müşterilerin hizmetlerini iptal ettiklerini, 63.162,86 TL kayıplarının olduğunu, bu sürenin her ne kadar fazla olmasada asgari 6 ay olduğunu, müvekkilin maddi zararın fazlaya ilişkin tüm dava ve talep haklarının saklı kalmak kaydı ile kabaca 378.977,16 TL zarar verdiğini ayrıca manevi olarak da prestij zararı verdiğini, manevi olarak davalılardan 150.000 TL manevi tazminat talep ettiklerini, davalıların taşınır ve taşınmaz malvarlıklarına , davalıların şirket hisselerine, ve araçlarına teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini 20.000 TL maddi ve 150.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 07/07/2021 tarih ve 2021/428 Esas – 2021/584 Karar sayılı kararında; “…. Davalının 07/09/2020 tarihinde davacı şirket nezdinde fizyoterapist ünvanıyla çalıştığı ve 04/02/2021 tarihinde sözleşmenin sona erdiği ve davalının işinden ayrıldığı, davacı tarafça davalının … A.Ş. ni kurduğunu, davacının davalı şirketin müşterisi olan velilerle gizli olarak iletşim kurduğunu, çalıştığı süre boyunca iş sırrı niteliğinde ve genel iş ve çalışma şeklini öğrendiğini, fiyat ve eğitim sırları ve politikalarına hakim olduğunun öğrenildiğinin, bu nedenle sözleşmenin 5/D Maddesi uyarınca kararlaştırılan cezai şartın davalıdan tahsilinin talep edildiği, iş sözleşmesine bağlı olarak çalışan işçinin iş sözleşmesi sona erdikten sonra sonraki dönem için rekabet etmeme yasağının TBK’ nun 6. Bölümünde yer alan 444. Ve devamı maddelerinde düzenlendiği, İş Mahkemeleri Kanunu gereğince Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuki uyuşmazlığın İş Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerektiği, davanın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmaması nedeni ile ticari dava niteliğinde olmadığı, taraflardan yalnızca birinin ticari işletmesi ile ilgili olması halinde davanın ticari dava olarak kabul edilemeyeceği, Mahkememizin görevinin tayininde Ticaret Kanununda düzenlenenler hariç uyuşmazlığa konu mal ve/veya hizmetin türünün ve ticari iş karinesinin etkili olmadığı Ticaret Kanununu ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlediği(Hukuk Genel Kurulunun 16/09/2015 tarih, 2014/1026 Esas ve 2015/1765 Karar), uyuşmazlığın Mahkememizin görevine girmediği, 25/10/2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğü giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanuna göre TBK’ nun hizmet sözleşmesine ilişkin 6. Bölüm düzenlenen hususlara ilişkin uyuşmazlıklardan kaynaklı davalara bakma görevinin İş Mahkemesine (İşM. m 5/1-a ) ait olduğu, (İstanbul B.A.M 13 HUKUK 2018/1914E.2019/692K…”Davalı işçinin iş akdinin sona erdiği tarihte yürürlükte olan 7036 sayılı yasa 6102 sayılı TTK’ dan sonra yürürlüğe girmiş ve TTK’nın 4/1-c maddesindeki düzenlemeyi değiştirmiştir. Bundan önce iş akdinin son ermesinden sonra oluşacak rekabet yasağına ilişkin davalarda ticaret mahkemelerinin görevli olduğu yönündeki Yargıtay kararları hükmünü yitirmiş olduğundan, mahkemenin verdiği karar yerindedir. ”) mahkemenin görevli olmasının(HMK m.114/1-c) dava şartlarından olduğu, mahkemece, dava şartlarının mevcut olup olmadığının, davanın her aşamasında kendiliğinden(HMK m. 115/1) nazara alınacağı, tespit edilen dava şartı noksanlığının giderilmesinin mümkün olmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak yargılama harç ve giderleri görevli mahkemede değerlendirilmek üzere Mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir….”gerekçesi ile, Davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle davanın USÛLDEN REDDİNE, Davaya bakmaya İSTANBUL ANADOLU İŞ MAHKEMELERİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20/1 maddesi uyarınca, kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin Mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu İş Mahkemesine gönderilmesine, dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesi için başvurulmaması halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLECEĞİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Haksız rekabete ilişkin maddi ve manevi tazminat talepleriyle birlikte 07.07.2021 tarihinde açmış oldukları itiraza konu dava için yerel mahkeme tarafından aynı gün 07.07.2021 tarihinde 2021/428 Esas, 2021/584 Karar sayısı ile görevsizlik kararı verildiğini, ancak görevsizlik kararı hatalı olduğunu, Dava açık bir biçimde dava dilekçesinde de görüleceği üzere haksız rekabetten kaynaklı maddi ve manevi tazminat davasına ilişkin olduğunu, bunun yanı sıra rekabet yasağını ihlal de söz konusu olduğunu, ancak ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararında yer alan “… bu nedenle sözleşmenin 5/D Maddesi uyarınca kararlaştırılan cezai şartın davalıdan tahsilinin talep edildiği …” değerlendirmesi diğer birkaç noktada olduğu gibi hatalı olduğunu, dava cezai şartın tahsili davası olmadığını, fazlaya ilişkin her türlü hakkı saklı kalmak koşuluyla, itiraza konu davada cezai şart talebimiz bulunmadığını, daha önce de değinildiği şekilde dava tazminat talepli bir dava olduğunu, bilindiği üzere cezai şart istemi bazı koşulların varlığı halinde zarardan bağımsız, zarar oluşup oluşmadığına bakılmaksızın karar verilmesi gereken bir tutarken tazminat talebi oluşan zararın giderilmesi istemi olduğunu, dava dilekçesinde ayrıntılarıyla açıklandığı şekilde müvekkili şirketin önemli büyüklükte maddi ve manevi zararı olduğunu, davalılardan bunları talep ettiğini, diğer taraftan yerel mahkemenin atıfta bulunduğu İstanbul BAM 13. Hukuk Dairesi’nin 2018/1914 E. 2019/692 K. sayılı kararında sözleşmesini feshedip başka bir yerde çalışmaya başlayan bir çalışandan söz edilmekteyken, itiraza konu davadaki somut olayda sözleşmesini haksız bir şekilde feshedip şirket kuran ve şirketle birlikte de haksız rekabet gerçekleştiren, aynı zamanda rekabet yasağına da aykırı davranan bir tacir söz konusu olduğunu, Davalılardan biri ve davacının eski çalışanı olan … her ne kadar rekabet yasağı sözleşmesini kötü niyetli olarak ihlal etse de davanın temeli haksız rekabetten kaynaklı tazminat talebi olduğunu, diğer bir deyişle davalı …, rekabet yasağı sözleşmesine kötü niyetle aykırı davransa da bu aykırılıkla ve diğer davalı olan …’le birlikte müvekkiline karşı haksız rekabete giriştiklerini, bunun sonucunda da davacı müvekkiline önemli ölçüde zarar verdiklerini, söz konusu olan haksız rekabet hali tek bir noktada değil bir süreç içerisinde ve birden çok defada cereyan ettiğini, Yerel mahkemenin görevsizlik kararında değindiği gibi “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır (TTK m.4). Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir (TTK m.5).” TTK hükümleri amir olduğunu, itiraza konu dava, ticari işletme olan müvekkili şirket ile yine bir ticari işletme olan davalı … A.Ş. ve ticari işletme şirketi ortağı olan tacir konumunda bulunan davalı … arasında olduğunu, ayrıca mükerrer şekilde değindikleri üzere davanın esası haksız rekabetten kaynaklandığını, davada Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, Davanın asıl olarak TTK hükümleri çerçevesinde çözülecek ve sonuçlandırılacak olması, rekabet yasağını ihlal durumu içerse de esas olarak konusu itibariyle haksız rekabetten doğan tazminat istemi olması, ticari işletmeler ve tacirler arasındaki uyuşmazlıktan kaynaklanması vb. sebeplerle davaya bakmakta Asliye Ticaret Mahkemeleri görevli olduğunu, ayrıca uygulama ve pratik açıdan bakıldığında da İş Mahkemeleri’nin TTK hükümleri çerçevesinde ve ticari uyuşmazlıklarda yeterli düzeyde karar veremeyebileceği veya üzerine haksız ve gereksiz bir yük yükleneceğini, kanuni görev tahsisinin yapılma sebeplerinden biri de bu olduğunu, tüm bu sebeplerle ticari nitelikte olan davaya ehil ve görevli ticaret mahkemelerinin bakması gerektiğini, Öte yandan dava temel bakımdan rekabet yasağını ihlalden kaynaklansaydı bile davaya bakmakla görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, (Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 20.01.2020 tarihli 2016/27017 Esas ve 2020/665 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/1461 Esas 2019/8220 Karar sayılı ve 16.12.2019 tarihli ilamı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/2294 Esas 2020/40 Karar sayılı ve 06.01.2020 tarihli ilamı, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2015/34930 Esas 2019/2959 Karar sayılı ve 07.02.2019 tarihli kararı, Arş. Gör. … “Pazarlamacının -ve İşçinin- Taraf Olduğu Rekabet Yasağı Sözleşmesinden Doğan Uyuşmazlıkların Çözümünde Görevli Mahkeme 7036 Sayılı (Yeni) İş Mahkemeleri Kanunu Bakımından Değerlendirme” başlıklı ve https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/470650 web linkinde yayında olan makalesi sonuç kısmı) İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılamanın Asliye Ticaret Mahkemesinde devamına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, iş sözleşmesine aykırılık iddiasına istinaden haksız rekabetin men-i, haksız rekabetten kaynaklı maddi ve manevi tazminat davasıdır. Mahkemece, davaya bakmaya iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dosya arasında bulunan Davalı …’ya ait iş sözleşmesi incelendiğinde, davalının davacı şirkette 07/09/2020 tarihinde fizyoterapist olarak işe başladığı ve sözleşme süresinin 1 yıl olduğu tesbit edilmiştir. Davalı …’nın davacı şirkete verdiği 04/02/2021 tarihli istifa dilekçesi ile işten ayrıldığı anlaşılmıştır. Davanın yasal dayanağı 6098 sayılı TBK’nın 444-447. maddeleri arasında yer almaktadır. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5/1-a maddesine göre: “6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına iş mahkemelerinde bakılır. Davacı vekilinin dava dilekçesi ile ileri sürdüğü, Davalı …’nın davacı şirketin müşterisi olan velilerle gizli olarak iletişim kurduğu, çalıştığı süre boyunca iş sırrı niteliğinde ve genel iş ve çalışma şeklini öğrendiği, fiyat ve eğitim sırları ve politikalarına hakim olduğuna yönelik iddialar iş akdinin devamı sırasında gerçekleştirilen eylemler olup İş aktinin devamı sırasında işçinin sadakat borcundan kaynaklanan rekabet etmeme yasağına aykırılık halinde, bu tür davalara bakmakla görevli mahkeme iş mahkemesidir. Davalı … ve diğer davalı şirket yönünden, iddianın ileri sürülüş şekline göre davanın, özel kanunla kurulmuş İş Mahkemelerinde görülüp değerlendirilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden davacıdan alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcı istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 26/10/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.